SGK VE HÜKÜMET YETKİLİLERİ NİHAYET GERÇEK NİYETLERİNİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTI
Basına ve Eczacı Kamuoyuna,
21 Aralık 2008 tarihinde Ankara Kolej Meydanında “ARTIK YETER” diye haykıran, meydana sığmayan on binlere rağmen, Hükümetin Sağlık Bakanı ve SGK yetkilileri, yaşadığımız sorunları yok sayıp, Meslek Odalarımızı ve Birliğimizi hedef almaya devam ediyor.
Sağlık Bakanı basına yaptığı açıklamada “Türkiye'de 20 binin üzerinde eczacı var. Artık ben bu konularda karar verirken kimse kusura bakmasın, Türk Eczacıları Birliğine falan sormayacağım. İnternet ortamında eczacılara soracağım. Razı mısınız, değil misiniz? Birilerinin kendi politik çekişmelerinden dolayı kamuoyunu boşu boşuna meşgul etmenin, gazetelere çarşaf çarşaf ilan vermenin anlamı yok” ifadesinde bulundu.
SGK yetkililerin ise, son iki protokol görüşmeleri esnasında TEB ve Eczacı Odası Başkanlarına tehdit amaçlı ifade ettikleri eczacılarla bireysel “e-sözleşme” yapma istekleri, nihayet -hem de kasıtlı ve taraflı bir haber ile- basına yansıdı.
03.01.09 tarihli Zaman Gazetesi’nin haberinde “….son olarak 'ilaç alım protokolü'nü’ feshettiklerini açıkladı. Milyonlarca hastayı ve binlerce eczaneyi mağdur edecek bu açıklamanın hukuken ve fiilen hiçbir anlam ifade etmediğine dikkat çeken Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yönetimi, yeni bir çalışma başlattı. Birlikle her yıl protokol yenileme sorunu yaşamamak için eczacıları tek tek muhatap alabilecek. Kurum, ilaç alım protokolünü e-sözleşme haline getirerek, internetten ücretsiz olarak imzalanmasını sağlayacak teknik altyapıyı tamamladı. Artık eczacılar, bireysel olarak istedikleri an web ortamında SGK ile sözleşme yapabilecek. 22 bin 576 eczaneyi yakından ilgilendiren e-sözleşme dönemi başladığında, eczaneler mevcut provizyon sisteminin altyapısı üzerinden birkaç saniyede sözleşme yapabilecek. Ayrıca otomasyon sisteminden sözleşmelerin tahsilât girişi gibi çalışmalar da yapılabilecek. Böylece keyfi uygulamalar ortadan kalkacak. Uzlaşmazlıklar sürerse, e-sözleşmenin her an devreye alınabileceği” şeklinde SGK yetkililerinin açıklamalarına yer verdi.
Hükümet yetkililerinin meslek örgütlerimize karşı gösterdikleri bu tepkileri anlamakta zorluk çekiyoruz. T.C. Yasaları ile görev ve yetkileri belirlenmiş Eczacı Odaları ve Birliğimiz, ülkenin sağlık politikalarına eleştiri getirirken veya mesleki sorunları, vatandaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları gündeme taşımak adına kamuoyu oluştururken, tümüyle demokratik haklarını kullanırlar. Buna rağmen eczacıların “örgütlenme” hakkına yönelik tehdit edilmesi hangi demokratik ve hukuk anlayışı ile izah edilebilir.
Yapılan baskı, tam anlamıyla demokrasiye ve örgütlü yapılara tahammül edilememesidir. Hükümetin tehdit savurması, örgütlülüğü zayıflatma çabasına girmesi ve eczacıları yalnızlaştırmak gibi en basit şark kurnazlığı siyasetiyle davranması yerine sorunları ve çözüme yönelik fikirlerini kamuoyuna aktarmasını bekliyoruz.
30 Ağustos 2008 tarihinde, Hükümetin üç icracı ve etkin Bakanı (MALİYE, SAĞLIK, ÇALIŞMA) ile TEB Başkanımız arasında ülke kamuoyunun önünde canlı yayında metin imzalandı. Hatta 01 Temmuz 2008 tarihinde, yani ertesi gün Başbakan, bu konuyla ilgili grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Eczacı kardeşlerimize önemli bir rahatlama sağlandığını” ifade etti. Bu uzlaşmalar sonucu 09 Temmuz 2008 tarihinde tüm Eczacı Odalarının huzurunda SGK Başkanı ile TEB arasında “2008 Yılı İlaç Alım Protokolü” imzalandı. Ancak bu protokol yürürlüğe alınmamış,sorun 31.12.08 tarihine ötelenmiştir.
Bugün ise Protokol sorunu hala çözülebilmiş değildir. Eczacılar Ağustos 2008’den bu yana sözleşme sorununun çözülmesini beklemektedir. Verilen sözlerin yerine getirilmesi dışında bir talebimiz yoktur. Şayet 1 Şubat tarihinde sözleşme yapılamazsa vatandaşlarımızın ilaca ulaşamamasının sorumlusu SGK olacaktır.
Dile getirdiğimiz hiçbir sorun ilgililerce haksız bulunmamıştır. İşte bu nedenledir ki yetkililer bizlerin gündeme getirdiği konulara hiç girmemektedirler.
Muayene ücreti tahsildarı olmak istemiyoruz. Kırtasiyeden, mevzuattan, bürokrasiden ilaç danışmanlığı yapamıyoruz.
SGK Reçete onay sistemi kesintisiz çalışması gerekirken, ayda onbeş gün çalışmıyor bu nedenle hastalar ilaca ulaşamıyor. Sıra bekliyor.
İlaç Firmalarının ıskonto yükünü çekmek istemiyoruz. İlaç firmalarının SGK ya yaptığı indirimin bizimle ilgisi olmamasına rağmen hala neden bize ekonomik zarar verecek sistemde ısrar ediliyor.
Rasyonel olmayan “Eşdeğer İlaç Uygulamasını” istemiyoruz. İlaç fiyatlarının disiplininde vatandaş ve eczacı kullanılmasın diyoruz.
Eczaneler yangın yerine döndü. Somut verilerle 8500 eczanemiz kapanma noktasında. Eczanelerimizin kapanmasını istemiyoruz. Geri ödemelerimizin eksiksiz ve zamanında yapılmasını istiyoruz.
İlaç fiyatlarının artışına sebep olacak ve gereksiz ilaç tüketimine yol açacak “İlaçta Reklamı” istemiyoruz. Sağlığın önceliği yerine; Rekabetin, piyasanın ve sermayenin öne alınmasını istemiyoruz. Eczanelerimizin ticarethaneye dönmesini istemiyoruz.
Kısacası fazladan hiçbir şey istemiyoruz. Hakkımızı olanı istiyoruz. Halkımızın ilaca ulaşımındaki engellerin kalkmasını istiyoruz. Yanlış sağlık uygulamalarının tartışılmasını istiyoruz.
Hiçbir anlayışta, hiçbir siyasi görüşte hak arama çabası meşruluk dışına itilmemiştir.
Bu vesile ile tekrar bilinmesini isteriz ki; Örgütlerimizin talepleri eczacıların talepleridir. Bizler örgütlerimizden ayrışmayız. Her fırsatta bunun örneğini de veririz. Eczanelerimiz satılık olmadığı gibi örgütünü, mesleğini satacak eczacımızda olmayacaktır. Mesleğimiz bir dönemlik, bir partilik meslek değildir. Sorumluları işbirlikçi arayışları yerine, sorunlarımıza çözüm bulmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
Ecz. Burhanettin Bulut
Adana Eczacı Odası Başkanı