21 Aralık'ta bir defa daha alana çıkıyoruz. Ankara'da yapılacak olan mitinge büyük bir coşku ve umutla katılıp, bir defa daha haklarımızı bütünlük içinde haykıracağız.
Yoğun mesleki sorunlar yaşıyoruz. Öyle ki; binlerce eczanemiz yaşam savaşı veriyor. Bu ortamda başlatılan eylemlilik süreci haklı ve doğru bir temelde devam ediyor.
Eczacı- Eczacı ortaklığını yasalaştırarak, şirket eczanelerinin önü açılmak isteniyor. Bu yasaya izin verilemez. Ancak, yalnızca bu yakın tehdide odaklanmak, yaşadığımız sorunları, eczanelerimizdeki yangını, gözden kaçırmamıza engel olmamalıdır. Yaşadığımız yakıcı sorun ekonomiktir ve bu temelde, geleceğe dönük çözümler üretilmeli, ivedilikle uygulatılmalıdır.
21 Aralık, demokratik tepkimizin doruğa çıktığı önemli günlerden biri olacaktır. Ancak, sonrası, bu tarihten daha da önemlidir.
Açıkça söylemek gerekirse; miting sonrasında, meslek örgütü yönetimlerimizin göstereceği bir zaafiyete artık tahammülümüz yoktur. Bunun çok net bir biçimde bilinmesini istiyoruz.
Ortaya koyduğumuz, koyacağımız, demokratik güç, yönetimlerimiz tarafından çok iyi değerlendirilmelidir.
21 Aralık tarihi bir son değil, başlangıç olacaktır.
Demokratik güç ve baskılardan en az etkilenen bir siyasi otorite ile karşı karşıya olduğumuz biliniyor.
21 Aralık tarihinden sonra, eylemlilik sürecimiz daha da tırmandırılmalı, somut ve "anlamlı" bir sonuç alınamazsa, haklarımız alınıncaya kadar "süresiz kepenk indirme" ile taçlandırılmalıdır.
Bu önemli, yaşamsal dönemde atılacak olan geri adımın telafisi mümkün olmayacaktır.
Böyle bir durum yaşanırsa, o geri adımı atanlardan hesap soracağımızın, eczacının yarattığı dip dalgasının onları da aşacağının bilinmesini istiyoruz.
Saygılarımızla.