Şunu öncelikle söylemeliyim; 6197 sayılı eczacılık yasamızın değişmesiyle ilgili, meslektaşlarımızda yanlış bir algı oluştu...
"Yasa değişecek, her şey değişecek, güzelleşecek!"
Yok böyle bir şey!
Bu yapılması tasarlanan değişikliğin yaşadığımız güncel mesleki sorunlarla ilgisi yok.
Şu anda eczanelerde yaşanan yıkıma çare olabilecek hiçbir şey bu tasarıda yok. Zaten konu da o değil.
Eczane kısıtlaması ile ilgili maddenin etkileri ancak 7- 8 yıl sonra görülecek.
Kimi kazanımlar var. Bu tasarı bu haliyle yasalaşırsa gelecek adına olumlu gelişmedir.
Tamam...
Burada sorun yok.
***
Elbette 6197’ yi gündemimize alıp, yoğunlukla tartışacağız...
Ama...
Her mikrofonu eline alanın 6197 sayılı yasayla ilgili değişiklik çalışmalarını anlatarak, abartarak, bir tür "pembe dünya" tablosu çizmesine ve o tablonun gerçek, yakıcı eczacı gündemini örtmesine de izin vermemeliyiz.
Bu tasarı tartışmaları öncelikli gündemimizi örtmemelidir.
O gündem; bugün ecanelerde yaşanan ekonomik yıkım tablosudur.
Artık "işleyemez" hale gelen eczane ekonomileridir.
Dahası hak gasplarıdır....
Mevzuatla güvence altına alınmasına rağmen, ilaç fiyat indirimleri sonucu oluşan raf zararlarımız şimdiye dek ödenmediği gibi devam ediyor.
İnanılmaz bir olay... Hâlâ bir dizi ilaçta almadığımız KKİ’ leri veriyoruz. Bu olacak iş midir? 5 ay geçti. Tam 5 ay! Ve bizler hâlâ bu koşullarda çalışmaya zorlanıyoruz. Çalışıyoruz da...
Ticari iskontoları bir gecede yok ettiler. Biz de üzerine bir bardak su içtik. Bu da kabullenilemez bir şeydir.
Hani kararnamede ki eczacı kârlılık oranlarının yükseltilmesini istiyorduk. O ne oldu?
Ve bir dizi güncel sorun. Yakmaya devam ediyor. Çözüm bekliyor.
***
Dönelim tekrar 6197’ ye...
Bir daha söyleyeyim...
Evet, bu tasarı bu şekilde yasalaşırsa gelecek adına olumlu bir adımdır.
Ama abartmayalım.
Gerçek gündemimizi de saptırmayalım, gizlemeyelim.
6197’ nin pek yakında TBMM Genel Kurulu’ na ineceği herkes tarafından dillendiriliyor.
Kendi adıma bir "son dakika" golü kokusu almıyorum.
Ancak unutmayalım burası Türkiye...
Bir sabah kalkarsınız hiç ummadığınız şeyler olmuş, pek çok şey değişmiş.
Onun için "istim üzerinde" durmakta sonsuz yarar görüyorum.
Tabi burada öncelikli görev eczacı milletvekillerine düşüyor.
Sonra da meslek örgütlerimize...
Yasa değişikliği öncesinde TBMM’ yi ve ilgilileri sık sık ziyaret etmekte, yasa görüşülürken orada örgütlü ve kalabalık olarak bulunmak zorunluluktur, diye düşünüyorum.
Demokratik baskımızı alabildiğine güçlü tutmamız gereken günlerden geçiyoruz.
Sütten ağzımız yana yana geldiğimiz nokta ortada....
Artık yoğurdu üfleyerek yemeyi öğrenmiş olmalıyız.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
Faks: 0216 574 72 69