Ancak ve ancak demokratik, çoğulcu yapıları olan meslek örgütleri soluk alıp verebilirler. "İş" üretebilirler.
Demokrasi yalnızca sandık başına gidip oy kullanmak değildir.
Meslek örgütlerine bağlı kuruluşlar ve üyeleri her daim yönetimleri denetlemek ve katkı sunmak durumundadırlar.
Bu katkı, güç ve destek vermenin yanında eleştirmektir de...
Bir başka deyişle, eleştiri yapmak katkı vermektir.
Diğer yandan, yapılan yanlışı göstermek, doğru olanı işaret etmek üyelerin en demokratik hakkıdır. Hatta görevidir.
Demokrasi denilen şey budur.
***
Dikkate alınan eleştiriler, meslek örgütlerinin mevcut yönetimlerini geliştirir, güçlendirir, büyütür. Yol gösterir. Işık tutar.
"Tekçi", kendi bildiği gibi davranan yapıların üretken olmadığını, olamadığını yaşamın her alanında görüyoruz.
Ancak etkilenen yapılar etkileme ve yönetebilme gücüne sahiptir.
***
Yapılan eleştiriler karşısında, "ben seçimle geldim, dilediğimi yaparım..." anlayışıyla hareket etmek demokratik bir yaklaşım değildir. "Güç bende!" tavrı doğru değildir.
Eleştiri sahiplerini "düşman" ilan edip, bir tür "ötekileştirme" harekatına başlamak yanlıştır.
Yanlış işte ısrar etmek uygulayıcılarına zarar verir...
Yanlış işten dönmek ise erdemdir.
***
Meslek zor bir dönemden geçiyor...
Yapılacak çok iş var...
Yalnız bugün için değil yarınlar adına da...
Türk Eczacıları Birliği’ nin sorumluluğu büyüktür. Yükü ağırdır.
Yöneticiler bu ağırlığa denk davranmalı.
Her şeyden önce ağırbaşlı ve derinlikli davranmak gerek.
Bir de içtenlikli...
Türk Eczacıları Birliği Yönetimi, bütün eczacı odalarına, üyelerine kulak vermeli. Üyeleriyle bütünleşmeli. Etkileşmeli.
Birlikte çalışmalı. Üretmeli.
***
Eczacılar hiçbir dönemde bu denli ezilmedi.
Meslek hakları hatta yurttaşlık hakları bu kadar ayaklar altına alınmadı.
Türk Eczacıları Birliği Yönetimi’ nin bu gerçeğe uygun hareket etmesi gerekiyor.
Etmezse eğer, bunun vebali çok ağırdır.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
Faks: 0216 574 72 69