İstanbul’ da Yeni Düzen


Sizce de biz toplum olarak çok "uçlarda" düşünmüyor muyuz?

Belki de normal böyle olması...

Öyle ya... 

"Ya benimsin ya kara toprağın!" anlayışının hakim olduğu bir iklimde yaşıyoruz.

Sözü şuraya getireceğim... 

İstanbul Eczacı Odası, 1 Ocak 2017 den itibaren yeni çalışma saatleri açıkladı.

Bazı meslektaşlarımız kıyameti kopartıyorlar: 

"Battık!"

Yapmayın... 

Biraz sükunet.

Olaya bakalım...

Çalışma Bakanlığı, eczane teknisyenleri örgütlerinin şikayetleri üzerine projektörünü eczanelere yöneltti.

Bir çok meslektaşımız çalışma yasalarına uymayan çalışma saatleri üzerine oldukça yüklü cezalar aldılar.

İstanbul Eczacı Odası’ da bunun üzerine çare arayışına girdi...

SMS yoluyla meslektaşlarının nabzını yokladı.

Odanın önerileri ezici bir çoğunlukla kabul gördü. 

Yoklama sonucunda da bir sonuç açıkladı.

O sonuca göre:
 
1) Eczaneler 19: 00 yerine 18: 30 da kapanacak.
 
2) Cumartesileri 09: 00 yerine 10: 00 da açılacak.
 
3) Cumhuriyet Bayramı, Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı arefe günleri tatil olacak.

Şimdi aklıselim düşünelim...

Yılda 3 gün daha kapalı ve yarım saat daha az çalışıyor diye eczane batar mı Allahaşkına...

Yapmayın...

Diğer yandan; İstanbul Eczacı Odası böyle bir formülü üretmek zorundaydı.

Çünkü; denetlemelerin eli kulağında...

Eski para ile milyarlarca cezalar söz konusu.

İstanbul Eczacı Odası başka bir formülü hayata geçirebilir miydi?

Olabilir... Tartışılır.

Ama ne olursa olsun yine benzeri olacak ve çalışma saatleri bir ölçüde azaltılacaktı.

Çalışma Yasası böyle. 

Bakanlık bastırıyor.

Ne yapacak İstanbul Eczacı Odası?

Bunu yapmaya el mecbur.

Yeri geldiğinde meslek örgütlerimizi benden çok eleştiren olmasın...

Ama insaf!

Eleştiriye tamam... 

Ancak yerli yerinde olmalı.
 

TEB’ in Aldığı Ceza

Yine benzer bir konu...

Rekabet Kurulu, yurtdışından getirilen ilaçlar için, TEB’ e, rekabete aykırı davrandığı için 18 Milyon TL ceza kesmiş...

Basında haberi öyle bir vermiş ki, bizim TEB Yönetimi’ ni yakında sallandıracaklar.
 
Daha durun... İş yargıya gidecek. Son sözü yargı söyleyecek. 

Sosyal Medya’ ya bakıyorum bazı meslektaşlarımız neredeyse "oh olsun" diyecekler...

E, bu da olmuyor şimdi...

TEB’ e yurtdışından ilaç getirtme iznini veren devlet...

Hatta devlet TEB’ e "bu işi yap!" demiş. TEB’ de yapmış.

Başkasına da izin vermeyen mevzuat...

Hal böyleyken haydi bakalım TEB’ e ceza...

Oldu mu şimdi?

Olmadı!

Ha, TEB’ in konuya ilişkin işleyişi şöyle olmalı böyle olmalı...

Bunu söyleriz... Kaldı ki bu konuda eleştirilerimi ben açıkça yazdım da... Arşivde duruyor.

Benim bakış açım ve ilkesel duruşum şudur...

Meslek örgütlerimi gerektiği zaman gerekirse "vura vura" eleştiririm...

Ama "dışarıdan bir saldırı" geldiğinde ailemi, evimi korur gibi de korurum.

Bana göre doğrusu bu. Biz böyle gördük böyle yetiştik.

Üstelik... 

Laf aramızda bir şey söyleyeyim...

Zaten bahane arıyorlar...

Alırlar bu örgütleri ve bu örgütlerin yetkilerini elimizden...

Bakakalırız sonbaharda düşen yapraklar gibi ardından...

Ondan sonrası hüzün ve çok acıklı bir hikayedir.

Ne olacağını bilmek için sendikasızlaştırılan işçilere bir sorun isterseniz.

Bir dost önerisi olarak kabul ederseniz...

" Uçlarda gezmeyelim lütfen."
 
 


İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat