Ecz. Ersin SERVİ
Mersin Eczacı Odası Delegesi
Sayın Divan,Sayın Merkez Heyeti Üyeleri,Sayın Milletvekilim,Emektar TEB çalışanları ve Değerli Meslektaşlarım,
Hepinizi Mersin Eczacı Odası adına saygıyla selamlıyorum.
Genel Kurullar geçmiş dönemin muhasebesinin her anlamda objektif bir şekilde yapıldığı,eleştirel bir gözle değerlendirildiği ve bir sonraki dönem için yol haritalarının belirlendiği,politikaların üretildiği,günün şartlarının gerektirdiği eylem ve söylemlerin belirlendiği yerlerdir.
Yöneticilerin kendilerini seçenlere bir nevi hesap verdiği ; bir dönem boyunca yaptıklarının ve yapamadıklarının,karşılığını gördükleri ortamlardır.
Önceki Büyük Kongrelerimizde kendilerine soru ve eleştiri yönelten, kongre süresince verdikleri önergelerle meslektaşlarımızın pratikte yaşanan dert ve sıkıntılarını aktaran,bu sıkıntılara somut çareler üretilmesini amaçlayan girişimlerimiz ve sonuç olarak,demokrasinin de gereği olan seçimler için mevcut yapıya alternatif yapılanma çalışmalarımız; kimi Merkez Heyeti üyelerimiz ve oda başkanlarımız tarafından mesleki birliğimizin bütünlüğünü baltalamaya ve bölünmüş görüntüsü vermeye yönelik uğraşılar olarak algılanmıştı. Öncelikle belirtmeliyim ki kesinlikle böyle bir niyetimiz yoktur ve olamaz da.Ancak bununla birlikte bu kongrenin yapılış amacı yalnızca merkez heyeti üyelerini seçmek olmamalı,günden güne artan sıkıntılarla yangın yerine dönmüş eczanelerimizin ve eczacılarımızın sıkıntılarına somut çareler ve fikirler üretmek; bu çareleri hayata geçirebilme tavrı ve iradesini gösterebilmek de olmalıdır.
Bu açıdan bakarsak öncelikle Merkez Heyetimizin çalışma şeklini ve yöntemini değerlendirmek gerekir.Bu dönem Merkez Heyetimiz kendine bir önceki dönemlere göre çok farklı bir çalışma şekli belirlemiştir.Nedir bu çalışma şekli?Paylaşımdan uzak,içine kapanık ve gizliliği esas alan bir yöntem.Birçok önemli gelişmeden Bölge Eczacı Odalarını haberdar etmeden,onların görüşünü almadan kararlar almış ve bunların uygulanmasını istemiştir.Birçok bilgiyi gizlemeyi doğru bulmuş ve odalarla görüş alışverişi içerisinde olamamıştır.
Meslek örgütü üst yöneticisi olmanın getirdiği sorumluluk ve şeffaflık anlayışı ne yazık ki yine bu dönemde sınıfta kalmış,tüm meslektaşlarımızın mesleki yaşamlarını birinci derecede ilgilendiren gerek meslek yasamız gerekse diğer resmi görüşmeler ve SGK ile yürütülen sözleşme süreçleri hakkında ne oda yöneticileri ile ne de üyesel ölçekte; gelinen noktayla ilgili olarak bilgi ve fikir paylaşımı yapılmamıştır.Öyle ki Mersin Eczacı Odamızın önceki dönem genel sekreteri Sayın Özgün Sağır SGK protokol sürecinde bilgi paylaşımının TEB Genel Sekreterimizin şahsi Twitter hesabından değil de odalara resmi olarak yapılması talebinde bulunduğunda,TEB Genel Sekreterimizin son derece kaba ve nezaket dışı söylemine maruz kalmıştır.
Şimdi sizlere bir kitapçık göstereceğim.Bu kitapçık 3 dönem önceki Genel Kurulda Sn.Erdoğan ÇOLAK ı destekleyen oda başkanlarının imzasını taşıyan bir çalışma.Günün sorunlarını tespit eden çözüm önerilerini ortaya koyan başarılı bir çalışma.Altında dönemin Konya Eczacı Odası Başkanı şuan ki TEB Genel Sekreterimiz Harun Kızılay’ın da imzası var.Bunun yanı sıra şuan TEB Merkez Heyetinde yer alan 6 kişinin o zaman Oda başkanı olarak imzası var.Burada ki tespitlerin ve çözüm önerilerinin birçoğunun altına ben de imza atarım.Şimdi niye destek vermediniz o zaman diye sorabilirsiniz.Biz bunları sizin yapabileceğinize inanmadık ve zaman bizi haklı çıkardı.Nedenlerine gelince;
Projelerden biri ,
DENETLELENEBİLİR BİR YAPI OLUŞTURMAK
Teb Merkez heyeti kendisini oluşturan eczacı odalarına ve üyelerine karşı yükümlülük taşır.Dolayısı ile onların denetimine açık olmalıdır.Denetim,bilgi gerektiren bir işlemdir.Üyelere yönelik geniş katılımlı toplantılar düzenlenmesi gerekmektedir,fakat bilgi sunumu kadar karşılıklı iletişimde önemlidir.(burada twitterdaki iletişimden bahsediliyor sanırım)
Diğer yandan Başkanlar Kurulu ve koordinasyon kurulunun işlevi seçim ile bitmemektedir.3 aylık dönemlerde Merkez heyetinin çalışmalarının değerlendirildiği Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantıları yapılmalıdır.Koordinasyon kurulu Merkez heyetinin çalışmalarını izleyerek Başkanlar Kuruluna rapor sunmalıdır.
BU CÜMLE NEYİ HATIRLATIYOR?BU DÖNEM HİÇ BAŞKANLAR DANIŞMA TOPLANTISI YAPILMADI.YA BAŞKANLARA DANIŞILACAK BİR KONU YOKTU YA DA BU DÖNEMKİ BAŞKANLARIMIZ DANIŞILACAK KİŞİLER DEĞİLDİ. Merkez Heyetimiz ve Süper Güçlü Genel sekreterimiz her kararı kendileri alabilir ve çözüm üretebilirdi.Bence 6643 sayılı yasada açıkça yapılma zorunluluğu ve yapılma zamanı yazılmış olmasa bu Merkez Heyetimiz Bölgelerarası Toplantıları da yapma gereği duymayacak.Başkanlarına danışmadığımız odaların yöneticilerine veya delegelerine danışmaya ne gerek var?Zonguldak Bölgelerarası toplantısında bir Oda Başkanımız ne demişti?Sandıktan bu Merkez Heyeti çıktı tekrar dönüp size mi danışacak?Sevabı ile günahı ile yaparlar,bir dahaki seçimde değerlendirirsiniz dedi.Demokrasilerde sandığın her şey olmadığı günümüzde çok açık bir şekilde görülmektedir.Sandıktan çıkan yönetimlerin her konuda özgürce davranma ve kimseye danışmadan karar alıp yönetme hakları yoktur.Bu örgütün tek demokrasi mecrası sandık değildir.Başkanlar Danışma ve Bölgelerarası Toplantılarda yasada yer alan demokratik mecralardır.
Yine bu çalışma programında şu cümle dikkat çekiyor.
Örgütte katılımcı,çoğulcu,müzakereci,farklı düşüncelere olanak veren anlayışlara yönelimi hızlandırmamız kaçınılmaz görevimiz olmalıdır.
Ama bu dönem farklı düşünceler örgütü bölen kişiler olarak algılandı.
BİR DİĞER BAŞLIK,
Örgütümüzün bugün gereksinim duyduğu oluşum,kişileri değil baştan sona eczacıyı ve onun özgür iradesi ile seçtiği eczacı odalarını merkez kabul etmelidir.
Örgütleri kutsal,dokunulmaz,eleştirilemez olarak görmemeliyiz.Bu tutum örgütü değil yöneticileri korumaya yönelik tavırdır.
Yani o amanlar eleştirmek bölücülük değilmiş.
NASIL BİR MERKEZ HEYETİ HEDEFLİYORUZ?
1.başkan odaklı olmayan takım ruhunu önceleyen
2.Sorunların tespiti,öncelik sırası,çözüm önerileri ve uygulama aşamalarında ODALARIN KATKISINI EN ÜST DÜZEYDE alan merkez yönetimini odadan ve üyeden koparmadan sürdürebilen
Şimdi sormak lazım bunların hangisini yaptınız?Odaların katkısını ne seviyede aldınız?
Bu dönemde adeta odalar bypass edilmek istenmiştir.Oda Başkanları Genel Başkanımızın Zonguldak ta söylediği gibi Gel deyince gelecek git deyince gidecek kişiler yapılmaya çalışılmıştır.Unutulmamalı ki Eczacı Odası Başkan ve yöneticileri de seçimle göreve gelmektedir.Onlar Merkez heyetinin atadığı birer temsilci değildir.Eczacı Odaları da TEB’in illerdeki birer şubesi değildir.
Son SGK ek protokolü birçok erteleme sonucunda yürürlüğe girdi.Bu protokol eczacının hayallerinin bile ne kadar küçüldüğünü gösterdi.Bu protokolle aldığımıza sevindiğimiz kadar geçmişte daha fazlasını verdiğimizde üzülmedik,tepki koymadık.Düşük cirolu eczanelere ciddi bir kaynak aktarılmıştır doğru ancak bu düşük cirolu dediğimiz eczanelerin sayısının da ciddi anlamda artması gözden kaçmamalıdır.0 iskontolu eczanelerin 7000 den bugün 16500 e çıkması da bu Merkez Heyetin başarısıdır.2 dönem önce Düşük Cirolu Eczaneler diye bir komisyon kuruldu.Bu komisyonda Mersin Eczacı Odası adına ben görevliydim.Ancak bu komisyon hiç toplanamadan komisyon bitti.Düşük Cirolu eczane sayısı 7000 den 16500 e çıkı bu komisyon toplanamadı.Bence artık bu saatten sonra Düşük cirolu değil de yüksek cirolu eczaneler komisyonu kurun.Çünkü onlar da rahat değil,Onlar da 4. ve 5. kademe gibi karsız ürünler satarak yüksek ciro yapıyorlar..KKİ lerin eczanelerden üzerinden geçmesinden kurtulunması gerektiği hepimizin kabul ettiği bir gerçek.Bu konu ile protokolde yer alan bir maddede bunun zaman içerisinde değerlendirileceği yazıyor.Acaba bu değerlendirme henüz bitmedi mİ?BU konu ile ilgili Merkez Heyetimizin düşüncesi nedir?Afyon Bölgelerarası toplantısında Payback diye bir modelden bahsedildi.Ama daha sonra bunun ardı gelmedi.Bu KKİ lerin bir şekilde eczacının üzerinden geçirilme işine son verecek bir model bulunmalıdır.Firmaların bu bedelleri direk kuruma aktaracağı bir model İTS üzerinden bulunabilir kanaatindeyim.Bu durum Eczane ekonomileri açısından artık elzem bir hale gelmiştir.
Eczane Bulunmayan Yerlerdeki Hastalara İlaç Temini yani kısaca Köy Tevzii dediğimiz sistem ile ilgilide birkaç söz etmek gerekir.Bu sistem başlangıç amacı bence doğru olan bir sistemdir.Ancak sistem faaliyete geçtiğinden bugüne bu sistem üzerinden bizim bir adım ileri gittiğimiz söylenemez.Aksine bu konuda eczacının imajı zedelenmeye başlamış,eczacı ekonomik olarak bırakın para kazanmayı zarar eder duruma gelmiştir.Konu ile ilgili Hükümetin tavrı da eczacıyı rencide edici bir hal almıştır.Bütün bu aksaklıkları Merkez Heyetimiz geç te olsa gördü ki Haziran ayı içerisinde konu ile ilgili TEB 2.Başkanı Sn Arman ÜNEY başkanlığında oda temsilcileri ile bir toplantı düzenlendi.O toplantıya odam adına ben katıldım ve gayette verimli bir toplantı olduğunu düşünüyordum.Orada bölgelerdeki sorunlar ve çözüm önerileri tek tek tartışıldı ve bunun bir rapor haline gelip Bakanlıkla görüşüleceği belirtildi.Ama hala konu ile ilgili en ufak bir adım atılmadı.Eczacı yine güvenliği olmadan yollarda,yine ek bir maddi destek olmadan yollarda ,yine hastanın ayağına ilaç götürmek zorunda olan kişi pozisyonunda,yine doktorun reçete vermesi o doktorun keyfiyetine bırakılmış durumda.Bu konu ile ilgili eczacının bu hizmeti kendi imkanlarıyla verdiği yönünde bölgelerde bir afiş el ilanı yapılmasını istedik.TEB e resmi yazı ile başvurduk.Cevabında bölgenizde siz yapın dendi.Yani bu sorun TEB in değil sadece Mersin eczacısının sorunu dendi.Geçen genel kurulda önerge verdik konu ile ilgili karar aldırdık.Dönem bitti hala bir gelişme yok.Genel Kurul kararı bile uygulanmadı.
Gelelim yönetmeliğe.30 yıllık bir mücadelenin sonunda 6197 sayılı yasada değişiklik yapıldı.Yasanın yönetmeliği 6 ay içerisinde yayınlanacaktı ancak 18 ay geçmesine rağmen yayınlanamadı.Yönetmeliği TEB ile Sağlık bakanlığı yetkilileri birlikte hazırlayacaktı.Ancak o yönetmelik taslağı bir türlü odaların görüşüne sunulamadı.Bakanlığa söz veridi size güvenmiyoruz dendi.Çalışma kitapçığımda bahsettiğiniz şeffaflık ve odaları merkeze alan yönetim tarzı nerde kaldı?Slaytta gösteriyoruz ya dendi.Değerli meslektaşlarım yönetmelikler hukuki metinlerdir.Virgülün yerinin bile önemli olduğu bu metinler çok dikkatlice incelenmelidir.Slayttan bakarak incelenemez.Yasa taslağında Mersin Eczacı Odası olarak aktif yer aldık.Kapsamlı bir şekilde görüşümüzü ilettik ve yasada yer alan bir çok yerde emeğimiz olduğunu düşünüyoruz ancak her nedense yönetmelikle ilgili görüşümüze başvurulmak istenmedi.Son olarak katsayı hesabı ile ilgili bir değişiklik yapılıp yayınlanacak denen yönetmeliğimiz hala yok ortada.Her Genel Kurul ve Bölgelerarası Toplantıdan önce mevcut yönetimin elini güçlendiren bir gelişme olurdu.ban bu dönem yönetmeliğin yayınlanmasını bekliyordum ancak sanırım orda işler hiç yolunda gitmiyor ki bir türlü yayınlanamadı.
Temsilde adaletin sağlanabilmesi için 6643 sayılı yasamızın değişme zamanının geldiğine inanıyorum.150 üyeyi bulan ilimize oda açılıyor.Her açılan oda gücümüze güç katıyor elbet.Yalnız burada 2 temel sorun var.Her ne hikmetse kurulan bu odaların bir çoğunun birkaç ay sonra üye sayısı 100 lere düşüyor.ve bu odalar 5 delege ile temsil ediliyor.Genel kurulunda 60 toplam oyla 5 delege getiren odamız var arkadaşlar.Bazı bölgelerde 1 delege 20 eczacıyı bazı bölgelerde 400 eczacıyı bir delege temsil ediyor.Bence bu aritmetik yeniden düzenlenmelidir.Düzenlemezsek şuan tabanın verdiği ses artar.Bırakın bu delege sistemini TEB i eczacı seçsin diyor tabanda eczacı.Ayrıca İstanbul,Ankara ve İzmir’in içinde yer almadığı hiçbir yapı muktedir olamaz.
Son olarak 2 dönemdir Merkez Heyetimizden çalışma kitabını erken yollamasın istiyoruz ancak maalesef gelmiyor.Geçen dönem son gün biz yoldayken geldi.Şimdi sizlere sormak istiyorum.Otelde odalarınıza bırakılan tuğla büyüklüğündeki 2 adet Çalışma kitabını ne zaman okudunuz incelediniz de değerlendirme yapacaksınız?
Şeffaflık ve katılımcılık adına,Genel kurulları önemsediğimiz ve gelemeyen meslektaşlarımızın da takip edebilmesi adına Genel kurulun Farmainbox ya da başka bir iletişim kanalından canlı yayınlanmasını istedik yine bir cevap gelmedi.
Mersin eczacı odası olarak genel Kurula katkı vermek adına üyelerimizden gelen talpler doğrultusunda 36 adet önerge hazırladık.Bunlara da desteğinizi istiyoruz.
Sonuç olarak bu genel kurulun seçim çekişmelerinden uzak gerçekten mesleki sorunların konuşulduğu eleştiri ve özeleştirinin yapıldığı meslek politikalarının oluşturulduğu,bu meslek için 2 yıllık yol haritasının belirlendiği bir genel kurul olmasını ve yeni seçilecek Merkez Heyetinin tüm üyeleri kucaklayan bir Merkez Heyeti olmasını diliyor saygılar sunuyorum..