Ecz.Ömer Faruk AKSU

 

Eczacılık mesleğinin doğuşundan itibaren odak noktası olan ilaçlar, yıllardır eczanelerimizin büyük bir bölümünü kaplamakta ve ilaç odaklı sağlık hizmeti vermekteyiz. Son yıllarda ise giderek daha fazla bahsi geçen, eczanelerimizde daha fazla yer kaplayan, hizmet odağımıza da daha fazla giren ilaç dışı ürünler söz konusu. Kişilerin bütünleşik sağlık gereksinimleri içerisinde tamamlayıcı, yaşam konforunu artıran bir unsur olarak da ilaç dışı ürünleri önemsemek de biz eczacıların bir görevidir elbette.

Özellikle Batı ülkelerinden başlayıp küresel rüzgarlarla bizim de iklimimizi değiştiren bu ürünler tüm dünyada, hükümetlerin sağlık ve sosyal giderleri kısmaya çalışması peşi sıra iştahı kabaran ilaç ve ilaç dışı ürün üreticilerinin doğrudan ve dolaylı reklam dopingleriyle inanılmaz noktalara ulaştı son yıllarda. Hatta küresel bir isim alarak OTC (Over The Counter – Tezgâhüstü İlaçlar) sektörünü oluşturdular. Sigorta ve geri ödeme kurumlarının kesinlikle karşılamadığı OTC ürünlerin bütçesi ise vatandaşların kendi cepleri oldu haliyle.

Kabaca ülkemizdeki ilaç fiyatlarının Avrupa’nın üçte biri olduğunu göz önünde bulundurursak, sigortaların karşıladığı ilaçlardaki hükümetin mevcut fiyat baskısının ilaç dışı ürünlerde olmaması nedeniyle son yıllarda OTC ürünlerin giderek daha da fahiş fiyatlara piyasaya sunulduğu gerçeği gün gibi aşikârdır. Her geçen yıl daha da büyüyen hatta artık kanserleşen OTC sektöründeki yanlış ruhsatlandırma politikaları, tehlikeli merdiven altı üretimlerin varlığı, televizyon, internet, telefonla satış gibi etik dışı satış yöntemlerinin vardığı ölümcül boyutları yetkililer zaman zaman dillendirse de halen büyüyen sorunlar olduğunu görmekteyiz. Ben bu yazıda sağlığımızı tehdit eden yukarıdaki unsurların dışındaki kısaca örneklerle işin ekonomik boyutuna dikkat çekmek istedim.

Örneklere geçerken ticari isimler vermeyeceğimi belirtmek isterim.

İlk olarak çok uzun yıllardır ülkemizde bulunan bir multivitamini ele alalım. 2006 yılında sigorta kapsamında geri ödemesi yapılan bu vitamin desteği 5,67 liraya satılıyordu. Bu tarihten sonra geri ödemesi kaldırıldı ve vatandaşların kendi ceplerinden karşılanır oldu. Yıllar içerisinde düzenli olarak zam alan bu ürün 2012’de 14,95 lirayı görmüş idi. Bu tarihten sonra da ihmal edilebilecek kadar küçük bir içerik ve ambalaj değişikliği yapıldı ve bugüne gelindiğinde perakende satış fiyatı 22,55 lira oldu.

Yine başka bir multivitamin kompleksinden de bahsedelim. 2006 yılında 23,79 liraya satılan bu ünlü destek bugün itibariyle 45,00 liraya yükselmiştir.

Başka bir ürün grubundan devam edelim. Hemen her evde olan ve soğuk kış günlerinin baş tacı edilmiş kısaca mentollü vazelin dersem anlayacağınız bir merhem. Daha önce reçeteye yazıldığı taktirde geri ödemesi yapılan bu merhem o zamanlar 2,58 liraya satılıyor idi. Ne zaman ki artık vatandaşlar kendi ceplerinden ödeyerek almaya başladı, elbette zamlar da arka arkaya geldi. Bugün eczanenizden almak istediğinizde ödeyeceğiniz tutar ise 10,00 liradır.

Kış demişken boğaz pastillerine değinmemek olmaz. Bundan 10 sene önce 3,27 liraya aldığımız ünlü bir pastil var mesela dünya çapında da satılan. Bugün 12,40 lira ama son haberlere göre nisan ayında fiyatı 14,40 liraya yükselecekmiş. Küçük yatırımcılar için altın ve dolarla birlikte kârlı bir seçenek olacak sanırım.

Çok uzatmadan bir diğer örneği de kişisel bakım ürünlerinden verelim. Her derde deva olarak bilinen yanık, kesik, sıyrık, pişik gibi pek çok alanda kullanılabilen nemlendirici bir kremimiz vardır. Onu da eskiden kurumlar karşılarken yani 2008 yılında, fiyatı 3,50 lira idi. Sonra ödemeden çıkarıldı, makyajı ile beraber ismi tazelendi ve bugün itibariyle satış fiyatı 9,34 lira oldu.

Evet, buraya kadar yoruma girmeden çeşitli örneklerle geldik. Öncelikle yukarıda verdiğim çarpıcı örneklerin yanı sıra tüm OTC ürünlerin çok sık fiyat güncellemeleri aldığını söyleyelim. Bu kapsamda aklınıza hangi ürün gelirse gelsin hemen hepsi için çok yüksek bir enflasyon oranı olduğunu söyleyebiliriz. Anne bebek ürünleri, kişisel bakım ve hijyen ürünleri, vitaminler, bitkisel ürünler, tamamlayıcı sağlık destekleri, medikal malzemeler vs vs...

İlaç fiyatlarını vatandaşları için aşağılara çektiğini söyleyen yetkililer acaba bunları neden görmezden gelirler? Yukarıdaki örneklerin ilaç kadar hayati önemi haiz olmadıklarını kabul edebiliriz. Fakat fiyat kontrolünün firmaların insafına bırakıldığı ürünler sadece yukarıdakiler değil.  Bir şekilde sigortalar tarafından geri ödemesi yapılmayan ilaçlarda da aynı yüksek enflasyon söz konusu. Bu yüzden bazı üreticiler kendi istekleriyle ürünlerini geri ödemeden çıkarıp daha sonra serbestçe yüksek fiyatlarla satış yapabiliyorlar.

Devletin ödediği sağlık giderlerini daha da kısmak istediği bilinen bir gerçek iken, yakında pek çok ağrı kesici, ateş düşürücü, mide ilaçları vs.nin geri ödemeden çıktıktan sonra aynı bu örneklerdeki gibi fahiş fiyatlara ulaşacağını söylemek kâhinlik olmaz sanırım.

Sağlık ve sosyal politikalar tüm dünyada ayrılmaz ve beraber yürüyen hizmetlerdir. Sosyal devletler ise bu hizmetlere ayrılan bütçeleri zarar kalemi olarak göremez. Hal böyle iken, devlet bütçesinden ödenen ilaçları neredeyse zararına fiyatlandırırken sırf devlet bütçesinden ödenmiyor diye diğer ilaç ve tamamlayıcı sağlık ürünlerinin firmaların insafına bırakılarak aşırı fiyatlandırılmasına karışmamak sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmaz. En azından belli başlı sağlık ürünlerinin Tarım Bakanlığı yerine Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsat verilmesi ve (fiyat baskısı değil) fiyat kontrolünün sağlanması gerekmektedir.

Bizler eczacılar olarak, dünya standartlarında hizmet vermek istiyoruz. Bu nedenle aşırı düşük fiyat politikası nedeniyle ülkemizde ruhsat alamayan yeni nesil ilaçlar nasıl ki bizi üzüyor ise tamamlayıcı sağlık ürünlerinin vatandaşın ulaşımını engeller biçimde fahiş fiyatlara yükselmesi de bizi son derece rahatsız ediyor.

Bu satırları okuyan tıp, eczacılık, ilaç sektörlerinin yetkili ve paydaşlarının, aynı zamanda kamu otoritesinin dikkatini bu konuya çekebilmiş olmak umuduyla...

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat