YASEMİN ARPA
Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği ile Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu (KEİG) ortaklığında, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü işbirliğiyle gerçekleştirilen konferansta 6 ülkenin uzmanları, kadının işgücüne katılımını tartıştı.
KADIN EV İÇİN 5 SAAT, ERKEK 51 DAKİKA AYIRIYOR
Konferansın hedefi, kadının iş yaşamına katılabilmesi için evdeki sorumlulukların dengelenebilmesi. Gelir karşılığı bir işte çalışmak kadının ev içi sorumluluklarının üzerine binen ekstra bir yük olmamalı, iş yaşamı ile aile yaşamı arasında çatışma yaratmamalı. Merak edenler için, Türkiye’de bir kadın ev ve hane halkı bakımına günde ortalama 5 saat 17 dakika ayırırken (haftada 37 saat), erkek sadece 51 dakika ayırıyor.
İŞ VE AİLE YAŞAMININ UZLAŞTIRILMASI
İş ve aile sorumluluklarının uyumlaştırılması; çocuk sahibi eşlere tanınan izinler (analık, babalık ve ebeveyn izni), aile sorumlulukları olanlar için esnek ancak güvenceli çalışma düzenlemelerinin öngörülmesi; çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmetlerinin sağlanması ve yaygınlaştırılması; yaşlı ve engellilerin bakımına yönelik hizmetlerin sağlanması ve yaygınlaştırılması gibi politikaları içeriyor. İş ve aile sorumluluklarının uyumlaştırılması, kadının istihdama katılımının artırılması, kadınların temel bir hak olan gelir karşılığı çalışma hak ve özgürlüklerini, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını kullanabilmeleri, ayrımcılığa uğramamaları ve dolayısıyla kadın-erkek eşitliğinin sağlanması açısından son derece önemli.
Konferansa katılan konuşmacıların altını çizdikleri önemli noktalar şunlar:
TÜRKİYE'NİN UZLAŞTIRMA MODELİ YOK
Doç. Dr. İpek İlkkaracan: Kadınlar için iş ile aile arasındaki çatışmanın kaçınılmaz olduğu kabul ediliyor. Egemen model erkek kazanan, kadın bakım hizmetlerini üstlenen olarak biliniyor. Kadınlar işgücü piyasasına girse bile kalıcı olmuyorlar. Türkiye'de yetişkin her iki kadından biri işe giriyor ama yüzde 50'ye yakını işte kalamıyor. Bekar ve boşanmış kadınların işgücüne katılma oranları, evli kadanlara göre yüzde 8 daha yüksek. Kadınların son işlerinden ayrılma nedenleri yüzde 27 oranında, "Evlilik, eşin istememesi ve hane halkının bakımını üstlenmek" olarak gösteriliyor. TÜİK'in 2006 tarihli araştırmasında da kadınların hane halkı bakımına yedi sekiz kat daha fazla emek harcadıklarını gösteriyor.
ERKEK EGEMEN BİR ALANDA ÇALIŞIYORUZ
Güldal Akşit (TBMM Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı): Erkek egemen bir alanda çalışıyoruz; Parlamento böyle bir yapı. Erkekleri yanımızda tutmak için, onları ikna ederek yol almak zorundayız. Ben de el yordamıyla ilerliyorum. Meclis'in 89 yıllık tarihinde Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun kurulması çok önemli bir adım. Komisyon'un çalışmalarına yön çizmek için yakında bir arama konferansı yapacağız.
SİYASİ İRADE EKSİKLİĞİ VAR
Prof. Dr. Yıldız Ecevit: Türkiye açısından herhalde bıçak kemiğe dayanmış olmalı ki, kadın istihdamıyla ilgili sorun ciddiye alınmaya başlandı. Bu devlet, ataerkil bir devlet. Devlet neye inanıyor; ataerkil aileye. Her ikisi de çocuğun bakımının kadına ait olduğunu düşünüyor. Kadın istihdamında da çocuk bakım hizmetleri konusunda da bir siyasi irade eksikliği, isteksizliği ve çelişkili mesajlar var.
DEMOKRASİ VE TOPLUMSAL GELİŞME SORUNU
Ümit Boyner (TÜSİAD Başkan Yardımcısı): Ekonomik krizden en çok kadınlar etkileniyor. Belki de bu krizden yararlanıp, sorunu gündeme getirebiliriz. Kadın istihdamı, demokrasi ve toplumsal gelişme sorunudur. Hedefimiz doğurganlık hızını arttırmak değil, beşeri gelişme gücümüzü arttırmak olmalı. İsveç bize uzak olmaması gereken bir hedef. İspanya örneğine de bakılması gerekir.
BAKIM SORUMLULUKLARI NEDENİYLE İŞ PİYASASINA ÇIKAMIYORLAR
Faruk Şahin (Türkiye İş Kurumu İstihdam Daire Başkanı): Kadınların yüzde 72'si işgücü piyasasının dışında. Yüzde 54'ü de kayıtdışı sektörlerde çalışıyor. Bakım sorumlulukları nedeniyle kadınlar işgücü piyasasına çıkamıyorlar. Kadınların istihdam edilebilirliğini arttırmayı hedefliyoruz.
Konferansta iş ve aile yaşamını uzlaştırma politikalarının AB’de uygulanan örnekleri; İsveç, Hollanda, Fransa ve İspanya modelleri incelendi. Gelişmekte olan ekonomilerdeki uygulamalar içinse Güney Kore ve Meksika örnekleri ele alındı.
Prof. Dr. Anita Nyberg, Stockholm Üniversitesi (İsveç): Erkekler, ebeveyn izninin yüzde 20'sini kullanıyorlar. 1974'de ebeveyn izni ilk başladığında bu oran yüzde sıfırdı. Ebeveyn izni anneye devredilemez olarak düzenlendikten sonra erkekler tarafından daha çok kullanılır oldu.
Prof. Dr. Janneke Plantenga, Utrecht Üniversitesi (Hollanda): Tam zamanlı çalışma atipik, part-time çalışma tipik hale gelmeye başladı. Sosyal güvenlikten yararlanmak için belirli bir saat çalışma sınırı yok. Bütün kadınların yüzde 60'ı, evli ve çocuklu kadınların yüzde 80'i part-time çalışıyor. "Ya bakım, ya çalışma" denilmiyor, ikisini uzlaştırıyoruz. Erkeklerin çoğunluğu tam zamanlı çalışıyor. Amaç, 1,5 çalışma modeli değil. Yani kadının part-time erkeğin tam zamanlı çalışması değil. 1,5 çalışma yerine kadın ve erkeğin (ebeveynlerin) her ikisinin de dörtte üç oranında çalışması.
Prof. Dr. Lourdes Beneria (İspanya): İspanya'da erkekler günde 2.8, kadınlar ise 4.45 saatlerini ev işlerine ayırıyorlar. Son on yıldaki ilerlemelere rağmen asıl yük kadınların omuzlarında. Son on yılda söylemde büyük değişiklikler oldu. "Erkekler de çocuk bakımından ve ev işlerinden sorumludur" söylemi kabul gördü ama filiyatta henüz çok zayıf.
Prof. Dr. Ito Peng (Güney Kore): Kore, Türkiye için çok önemli bir örnek; iki ülkenin benzerlikleri çok. Kore hükümeti, sosyal yatırım politikalarını demogragik-ekonomik ve politik zorunluluklar nedeniyle geliştirdi. Hızla yaşlanan nüfus ve düşük doğurganlık sorun olunca OECD ülkelerine bakıldı. Kadınların işgücüne katılımının yüksek olduğu ülkelerde yüksek doğurganlık oranları olduğu görüldü. Kore çocuk bakımı politikası, nüfus artışını sağlamak için. Zamanında otoriter toplumu hatırlatmak için, "çocuk yapın" denmiyor, desteklerle dolaylı teşvik yapılıyor.
FRANSA:
Kadınların işgücüne katılımı Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yüksek oranlardan biri: % 66.
Annelik izni: 16 hafta ücretli
Babalık izni: 11 gün ücretli
Ebeveyn izinleri: 3 yıla kadar ücretsiz izin, devlet tarafından asgari ücretin yarısı kadar ödenek ile veriliyor.
Haftalık çalışma saati: 35’e indirilmiş. Kadınların % 30’u yarı zamanlı çalışıyor.
Bakım hizmetleri ve finansal teşvik mekanizmaları çok gelişmiş.
0-3 yaş arası çocukların % 42’si kurumsal bakım hizmetlerinden faydalanıyor (bireysel kayıtlı bakıcılar veya kreşler). Buna rağmen 3 yaş altı çocuk bakım hizmetlerinde sorun var, ayrıca farklı SESden ailelerin mekanizmaları kullanması farklılaşıyor.
Kreş sistemi çok yaygın: 3 yaş ve sonrası çocukların % 100’ü okul öncesi eğitime katılıyor. Ayrıca okul öncesi eğitimde esnek ve uzun saatler denenmekte. (Kreş saatleri 7-7). İlkokullarda okul saatleri öncesi ve sonrası bakım hizmeti mevcut.
Özel sektörde aile ve iş yaşamının uzlaştırılması için çeşitli mekanizmalar geliştirilmiş. Örneğin: Vardiya usulü çalışan ulaşım işçileri için bakım hizmeti sağlama; ev bakımı işerinin kısmen işveren tarafından karşılanması, şirketlerin ortak kreş açması, ebeveynlerin çalışma saatlerinin ayarlanması. Bunlar için teşvik var ancak yasal zorunluluk yok.
Uzlaştırma politikalarının geliştirilmesi üreme oranlarının da yükselmesine yol açmış.
Fransa’da uzlaşma politikalarının gelişmesi, gerek kadın hareketinin çabaları, gerek devletin “feminist” politikaları, gerekse ekonomik büyüme ile gerçekleşmiş. Ancak buna rağmen işgücü piyasasını ekonmik hedeflerle ensekleştirmek, bazı konularda eşitsizliklerin artmasına (yarı zamanlı çalışma, atipik saatler, kadınların “eve dönüşü gibi) yol açmış.
İSVEÇ:
Kadınların işgücüne katılım oranı 2007’de % 73.
1974’te annelik izni, ebeveyn izni olarak değiştirilmiş, ve 16 ay. Babaların da bu izni kullanmasını deteklemek için iznin1 ayı diğer ebeveyne geçirilemiyor (yani 16 ay kullanmak isternirse, en az bir ayını baba kullanıyor).
Ayrıca eşit izin kullanan ebeveynler toplumsal cinsiyet eşitiliği ikramiyesi ve haklarından yararlanıyor.
Ebeveyn izin sistemi hem esneklik, hem güvenlik sağlıyor. (İznin ne zaman kullanılacağı, ücret, kimin kullandığı vs...)
Çocuk bakım hizmetleri çok yaygın ve gelişmiş.
İsveç’te kadınlar günde ortalama takriben 4 saat ev ve bakım işlerine harcarken, erkekler günde takriben 3 saat harcıyor.
1970’lerde bir toplumsal cinsiyet ve sınıf sorunu olarak gündeme gelen aile ve iş yaşamını uzlaştırma politikaları, önce annenin hakları gibi görünmekten çıkıp babanın hakları olarak ortaya çıktı; şu anda uzlaştırma erkeklerin sorunu olarak görünüyor, ebeveyn izinlerinde babanın izin kullanması destekleniyor.
Bakım hizmetleri önce kadın hakkı, sonra işçi hakkı, sonra vatandaşlık hakkı ve nihayetinde çocuk hakkı olarak kabul edilmiş. Uzlaştırma poltikaları ailenin sosyal hakkı ve evrensel çocuk hakkı olarak kabul ediliyor.
Öncelerde bakım için nakit ve istihdam destek servisleri arasında sürdürülen tartışma daha sonra çift gelir/çift kariyer modeline dönüşüyor.
Kadınların siyasete katılmının ve kadın örgütlerinin aile ve iş yaşamının uzlaştırılmasında büyük rolü olmuş.
HOLLANDA:
Yarı zamanlı çalışma: Hollanda’da ücret karşılığı çalışanların % 38,7’si yarı zamanlı çalışıyor, bu oran Avrupa Birliği’nde sadece % 14,2. Kadın çalışanların ise yüzde 61,7’si yarı zamanlı çalışıyor, Avrupa Birliği genelinde bu oran %25,5. Hükümet bunu iş yaratmak ve daha uzun saatler işyerlerinin açık olması için bir fırsat olarak görüyor.
Bakım izni: 2001 yılında yürülüğe giren İş ve Bakım Kanunu; 16 haftalık ücretli annelik izni, 2 günlük ücretli babalık izni ve (Ocak 2009 itibariyle) 26 haftalık yarı zamanlı ücretsiz ebeveyn izni öngörüyor. Evlat edinme ve çok sayıda doğum durumlarında farklı izin hakları da var.
Çocuk bakımı dışında, ev ve aile üyelerinin bakımı için de ücretli acil izin ve ücretli kısa süreli bakım izni veriliyor. Ayrıca bakım hizmetlerini görmek veya eğitim amacıyla kariyere ara verilmesini sağlayan finansal düzenlemeler var.
Çocuk bakımı hizmetleri: Çocuk Bakımı Kanunu’na göre çocuk bakımı sektörü arza değil talebe göre finanse ediliyor. Çalışan ebeveynler çocuk bakımı hizmetleri için ödedikleri miktarı direkt işverenlerinden ve devletten geri alıyor.
İşverenlere çocuk bakımına katkı yapma zorunluluğu Ocak 2007’de getirildi. İşverenler bakım masraflarının 1/3’ünü ödüyor.
Düşük gelir seviyesinde; devlet kalan masrafların neredeyse tümünü karşılıyor, çocuk bakımı faturasının % 63,2’sini geri ödüyor. Böylece (% 100 -33,3 işverenden– 63,2 devletten) ebeveynelerin ödemesi gereken miktar faturanın % 3,5’i oluyor.
Düşük ücretler, artan imkanlar ve olumlu kamuoyu yaratılmasıyla çocuk bakımı hizmetlerinin kullanımında büyük bir artış oldu.
İSPANYA:
Franco rejiminden sonra kadınların işgücüne katılımı çok hızla yükseldi, 2008 itibariyle % 50.
Önceki dönemde uzlaştırma politikalarının yokluğu üreme oranlarının düşmesine yol açtı (kadınlar çocuk doğurmaya işgücüne katılmanın önünde bir engel olarak görüyör). Bu da uzlaştırma politikalarının hızla gelişmesinde önemli bir rol oynadı.
AB üyelik süreci aile ve iş yaşamının uzlaştırılması için yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmasında çok etkili oluyor.
Annelik izni: 16 Hafta, babalık izni 15 gün, ebeveyn izni ücretsiz üç yıl.
Yerel yönetimler uzlaştırma politikaları ve mekanizmalarının gelişmesinde önemli rol oynuyor. Bakım hizmetleri sağlanması, babalık izni teşviki gibi...
1999’da çıkartılan Uzlaştırma Yasası hem kadınların işgücüne eşit katılımını arttırmaya, hem de kadın ve erkek işçiler arasında eşitlik sağlamaya yönelik.
2004’te yürürlüğe giren kadına karşı şiddet yasası da uzlaştırma politikalarının gelişmesine katkıda bulunuyor.
2006’de yürürlüğe giren Bakım Yasası ise bakım hizmetlerini “vatandaşlık hakkı” olarak tanımlayan bir dönüm noktası, ve devleti bu hizmetlerden yükümlü kılıyor.
İspanya özelinde bakıldığında: hızla yürürlüğe girebilen yasal düzenlemeler, AB uyum süreci, düşük doğurganlık oranları aile ve iş yaşamını uzlaştırma politikalarının gelişimini hızlandırmış.
Farklı özerk toplulukların olması olumlu bir unsur oluşturuyor, yerel yönetimler uzlaştırma politkaları geliştiriyor.
Bu hızlı gelişmelere rağmen, henüz yeni düzenleme ve mekanizmaların başarısından söz etmek için erken; hala erkeklerin ve devletin bakım sorumluluğunu dönüştürmeye yönelik düzenlemeler gerekiyor.
GÜNEY KORE:
Kadınların işgücüne katılımı 2007 itibariyle % 50.
Bakım izni: 2006 itibariyle evli ve bekar bütün kadınlar için 90 gün ücretli.
Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmelere teşvik için 2008’den beri bütün annnelik izni ücretleri iş sigortasından karşılanıyor.
Ebeveyn izni: Ücretsiz 9 ay ve yaklışık 500 dolar ödenekli.
Uzlaştırma için esnek çalışma: Kore’deki yeni uzlaştırma politikaları yarı zamanlı ve esnek çalışma odaklı. Örneğin istihdamda eşitlik yasasında 2007’de yapılan değişikliklerle işveren ebeveynlere yarı zamanlı ebeveyn izni alarak daha az ve esnek saat çalışma hakkı tanıyor.
Hizmetler:
Çocuk bakım hizmetleri devlet tarafından hem özel hem de devlet merkezlerinde yaygınlaştırılıyor. Çocuk bakım merkezlerinin çoğu özel, ancak bunların büyük bölümünü STKlar gibi kâr gütmeyen kurumlar yürütüyor. Hem özel, hem devlet merkezlerinin ücreti standardize edilmiş.
Annelik ve ebveyn izni ödenekleri haricinde herhangi bir aile ödeneği yok. Ama çoğu işveren aile ödeneği veriyor.
Ekonomik büyüme ve kalkınma kadınların işgücüne katılımını arttıryor, öte yandan uzlaştırma politiklarının yokluğu üreme oranının düşmesine yol açıyor. Devlet politikası üretim ve doğurganlık rollerini uzlaştırmak için bakım hizmetlerini sağlamak yönünde gelişiyor. Bu aynı zamanda “ekonomik büyüme motoru” olarak görülüyor.
Bakım hizmetleri özel sektör tarafından, ancak devlet sübvansiyonu ve desteği ile sağlanıyor. Özel sektör piyasa ekonomisi hedefleri sosyal hedeflerle dengeleniyor.
Bakım hizmetleri aynı zamanda istihdam yaratmak için bir fırsat olarak algılanıyor.
Okul öncesi çocuk bakım kurumları 1990’dan bu yana 15 kat artmış, bu kurumlara giden çocuk sayısı da 22 kat yükselmiş.
Kadın örgütleri uzlaştırma politikalarının geliştirilmesinde büyük rol oynamış.
MEKSİKA
Kadın işgücüne katılım oranı 2007'de % 41
Okula başlama yaşı 3
İzinler:
Annelik izni: Zorunlu 12 hafta, %100 ücretli, daha sonra 60 gün % 50 maaşlı.
Bakım hizmetleri: Federal yasaya göre bütün çocuk bakım hizmetleri Sosyal Güvenlik Enstitüsü tarafından karşılanmalı, ama kamu kurumları ve diğerlerinin kendi bakım hizmetleri de mevcut.
2007’de Kreş ve Bakım Evi Programı başlatıldı. Amacı yoksul kadınları işgücü piyasasına entegre etmek. Program ev dışında çalışan anneler ve tek ebeveynler için iş arayan bakıcıların tayin edilmesini içeriyor. Bunun dışında bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması ve kâr gütmeyen kurumların devlet desteğiyle kreş açması sağlanıyor.
Son on yılda uzlaştırma konusunda reform yapılması gündeme geldi, çocuklar arasındaki sınıfsal eşitsizliği ortadan kaldırma amacı ile özellikle çocuk bakımı konusunda çeşitli sistemlerin geliştirilmesi.
Uluslararası BM sözleşemeleri uyarınca kadınların işgücüne katılımını arttırmaya yönelik çabalar mevcut.
Çeşitli yasal reform girişimleri (esnek çalışma saatleri ve çalışma saatlerinin azaltılması, kadın erkek iş eşitliği yasa tasarısı, 2007-2012 aile iş yaşamını uzlaştırma eylem planı)...