Ecz.Tuncay SAYILKAN
İzmir Eczacı Odası Başkanı
ECZACININ DERDİ ZAM DEĞİL Kİ…
Yaklaşık 5 yıldır birbirinin aynısı olayları yaşıyoruz. Her yılın sonuna gelirken ilaçlar piyasadan birer ikişer kayboluyor ve vatandaş eczane eczane dolaşıp ilacına ulaşmaya çalışıyor. Ocak ayı içerinde artan yoklar zammın belirlendiği tarihe kadar tavan yapıyor ve sonunda ilaç fiyatlarına zam gelmesinin hemen ardından aylardır bulunmayan ilaçlar nasıl oluyorsa birden ortaya çıkıveriyor.
Aslında olay çok açık. İlaçların fiyatlandırılması için yasal bir süreç var. Sağlık sektöründeki herkes de uygulamayı çok iyi biliyor.
Ülkemizde ilaç fiyatlarında yapılacak değişim yönetmelik gereği Avro kuruna göre belirleniyor.
Her yeni yılın başında bir önceki yılın Avro değerindeki artışa göre belirlenen ve sadece ilaç fiyatlarına gelecek zam oranına esas olacak bir Avro kuru saptanıyor ve ilaç fiyatları bu değere göre güncelleniyor.
Zam oranı önceki yıllarda ocak ayı başında belirlenir ve 45 gün sonra yani şubat ayının 20’ si gibi uygulanırken bu süre son yıllarda 5 güne indirildi. Yani bu yılki zam oranı 14 şubatta belirlendi ve 20 şubatta yürürlüğe girdi.
Bu işlemler yılda 1 kez ve belirlenmiş takvim üzerinden yapılıyor.
Yaklaşık 3-4 ay süren bulunamayan ilaçlar sorununu en derinden yaşayan kesim hiç kuşkusuz eczaneler. Halkın en kolay ulaşabildiği sağlık danışmanları olarak her gün yüzlerce vatandaşa ilaçların bulunamadığını ve nedenlerini anlatmak durumunda kalıyoruz.
Eczacı meslek örgütlerimiz de sorunun ciddiyetine dikkat çeken açıklamalar yapıyor, yaşanan mağduriyetleri gündeme taşıyarak çözümü hızlandırmaya çalışıyorlar.
Sorunun kaynağı belli olmasına karşın yıllardır bu yöntemde ısrar ediliyor. Daha da kötüsü çözüm aramak yerine sektörün bileşenleri sırayla stokçulukla suçlanıyor, devamında da sektörün temsilcileri birbirlerini suçlayarak kendi masumiyetlerini anlatmaya çalışıyorlar.
Halk sağlığını olumsuz etkileyen gelişmelere dikkat çekmek için “ilaçlar bulunamıyor, vatandaş zor durumda, hastalar ilacına ulaşmakta sıkıntı yaşıyor” diye açıklamalar yapan eczacı odalarının yöneticilerinden ayrıntılı listeler isteyerek baskı oluşturmak ve konuşanları eleştirmenin sonrasında yıllardır süregelen klasik suçlamalar geliyor. İlaçların bulunmama nedeni olarak meçhul stokçular gündeme taşınıyor. Sektörün tüm kesimleri stokçu olarak lanse ediliyor.
Üreticiler, dağıtım kuruluşları derken bu yıl sıra eczanelere kadar geldi.
Yıllardır halkın en güvendiği kurumların başında gelen eczaneleri stokçu algısı ile ortaya atmak bizlere yapılmış büyük bir haksızlıktır.
Tek derdi vatandaşın ilaçlarını eksiksiz karşılamak ve sağlık hizmetini aksatmadan özveriyle sürdürmek olan bir meslek grubunu ima yoluyla da olsa zan altında bırakmak hiç doğru değildir.
Kaldı ki ilaç fiyatlarına gelen zam eczanelerin talebi üzerine değil üretici ve ithalatçı firmaların talepleri üzerine gerçekleşmektedir. Eczacılar hiçbir zaman zam talebinde bulunmamış, aksine ilacın bulunabilir ve güvenilir olması için çaba harcamışlardır.
Aslında sorun da bellidir, çözüm de. İlaç fiyatları ile ilgili düzenlemeyi senede bir defa ve belirlenen sabit takvimde yapmak yerine senede 3 veya 4 defa daha küçük oranlarda yapmak gerekiyor. Ayrıca, zam oranının belirlenmesini takiben hemen ertesi gün uygulanması yaşanan sorunu ortadan kaldıracaktır.
Sanal suçlular yaratarak gerçekten uzaklaşmak sadece çözümü geciktirmektedir. Ortak akılla hareket ederek çözüme ulaşmak, başta ilaca ulaşmakta sorun yaşayan hastalar olmak üzere herkesin talebidir.
Bizler eczanelerin ticari işletmeler değil halkın en kolay ulaştığı sağlık kuruluşları olduğunun bilincindeyiz. Her zaman olduğu gibi bilimin ışığında doğruları söylemeye ve sorunların çözümü için çalışmaya devam ediyoruz.
Geleceğe güvenle bakabildiğimiz sorunsuz günler dileklerimle…