Merkez heyetimizin çok kıymetli üyeleri ve Sayın Çolak,

Öncelilke yeni başarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Arkadaşlarımızın 22 kasım tarihli “seslenişinden” ziyadesiyle müteessir olduğunuzu kaleme aldığınız yazıdan camia olarak anlamış bulunuyoruz. Lütfen gözyaşlarınızı dindiriniz. Böyle fenalıklardan bizar olup size en çok muhtaç olduğumuz böyle çetin bir vakitte bizi yalnız bırakıp izzet ve kereminizden mahrum etmeyiniz.

Bilhassa yazınızın eczacılık sahasının bugünkü durumunu sanayi, hükümet ve biz eczacılar açısından tahlil ettiğiniz bölümlerini -af buyurunuz- ağzım bir karış açık kalarak okudum. Eczacılık mesleğinin cari meselelerine vukufunuz  ve ortaya koyduğunuz yüksek firaset karşısında bir an nutkumun tutulduğunu itiraf etmeliyim. Meğer biz gafil ve zavallı eczacılar kimler tarafından ne hale getirilmişiz, hepsinden bihaber gezer dururmuşuz. İşte size neden muhtaç olduğumuzun en güzel ifadesi. Heyet-i temsiliye sakın ola merak buyurmasınlar, nefesimiz kesilinceye  dek sizlerin etrafında kenetlenmek bizim için en büyük vazifedir. Bundan maada bir davranış biçiminin bırakınız kabulünü, tahayyül dahi edilmesi namümkündür.

Bahis mevzuu olan yazının güneşin doğum sancılarına fevkalade benzettiğim  TEB merkez heyeti seçimi gibi en mühim bir hadisenin cereyan ettiği zamana tesadüf etmiş olmasını, ben de bir talihsizlik olarak addediyorum. Bu meyanda  kendi adıma size söz veriyorum arkadaşlarımızın kulaklarını ilk fırsatta çekeceğim. Lütfen kendilerinin heyecanına veriniz. Bir müddet kimseciklerden ses çıkmayınca telaşa kapılmış garipler. Düşününüz ki heyetinizin muhataplarımız karşısında kazandığı devasa zaferleri bile görememişler. Birazcık akl-ı selim ve insaf ile bakılsa heyetinizin tarihinin baştan başa büyük zaferler ve muvaffakiyetlerler dolu olduğu derhal görülecektir. Yoksa  kulaklarımıza ve dimağlarımıza mesleğimizin kurtarıcısı olacak o kutlu heyetin yeniden doğuşunu muştulayan o tarihi günde böyle bir açıklamanın hiç yerimiydi Allah aşkınıza? Kimin haddine düşmüş böyle bir beyanat vermek? Hem ne olmuş kuzum üç kuruş kaybedilmişse? Bilmiyorlar azizim bilmiyorlar, sabır denilen nimeti tanımıyorlar. Çoluk cocuk, eş dost, Evlad-ı iyal birazcık sabrediversek ne çıkar?

Bilvesile muzaffer heyetinizin her birini ellerinizden öper, en derun hislerimin kabulünü istirham ederim. Emir ve talimatlarınızı sabırsızlıkla beklemekteyiz. Allahu Teala’ya  daimi niyazımız odur ki  eksikliğinizi bize göstermesin. Sizleri daha büyük makamlarda görmek dileklerimle.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat