Bilinçsiz Bitkisel Ürünler ve Alternatif Tıp Yöntemleri Halk Sağlığını Tehdit Ediyor.
Modern tıbba alternatif veya tamamlayıcı tedaviler tüm zamanlarda var olması rağmen 2000 yıllardan sonra Türkiye ve Samsun’da dramatik bir şekilde artmaktadır. Bu sağlık alanında yeni bir piyasa oluşturmakta ve sağlık üzerine ciddi riskleri de beraberinde barındırmaktadır. Samsun’da bu Pazar denetimsiz şekilde hızla büyümektedir. Bitkisel ilaçlar, dünyada 150 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmine ulaşmış, Türkiye’de 600-700 milyon dolarlık bir ekonomi yaratmıştır.
Bunun sonucunda bitkisel ilaçların kalite ve güvenlilik sorunu sağlık otoriterleri ve halk için önemli bir konu haline gelmiştir.
1987 den itibaren Sağlık Bakanlığının bitkisel ilaç politikası kesinti ve dalgalanmalar içermektedir. Bunun için bu ürünleri ithal etmek isteyen Tarım Bakanlığı başvurarak, gıda desteği izni alıp bu ürünleri piyasaya sunmaktadırlar. Bu yolla çok sayıda bitkisel zayıflama çayı ve bitkisel ilaçlar için kullanılmıştır.
Türk Gıda Kodeksi çıktıktan sonra Tarım Bakanlığı bu işi daha yoğun yapar hale gelmiştir. Eczanelerde satılması gereken birçok ürün, eczane dışında ve benzeri dükkânlarda, marketlerde satılmaya başlanmıştır. Samsun merkez ilçeler içinde her hastalık için, bir bitki karışımı önerisi bulmak maalesef mümkün hale gelmiştir. Samsun’da çok az sayıdaki preparatın dışında, bu ürünlerin satışı konu ile ilgili olmayan kişiler tarafından yapılmaktadır. Özellikle kanser hastalarına son bir umut olarak yüksek fiyatlarla satılan ve mucize ilaçlar olarak takdim edilen bu ilaçların kontrolsüz kullanımı hayati riskler içermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü yayınladığı raporlarda bitkisel ilaç ticareti yapılan ülkelerde yasal düzenlemelerin yeterli olmadığını, bu ürünlerin kalite, etkinlik ve güvenilirlik çalışmalarının yapılmadığına ve bunun da halk sağlığı için büyük bir tehlike olduğunu söylemektedir.
Samsun da çok yaygın olarak Çin, Pakistan ve Hindistan’dan ihraç edilen ne olduğu belli olmayan ürünler dikkat çekmektedir. Son 1 yılda özellikle biber ilacı diye ithal edilen bu ilaçlara bağlı hayatı tehlike edici sorunlar yaşanmıştır.
Kanıta dayalı tıp günümüz tedavi kavramı içerisinde son derece önemli bir bilimsel yaklaşımdır. Kanıta dayalı tıp kavramı: güncel bilimsel bilgilere ulaşılması, hekimin kişisel deneyimi ve hastaların tercihleri doğrultusunda tedavilerini uygulamasını sağlayan sistematik bir yaklaşımdır. Bugün aktarlarda ve benzeri dükkânlarda satılan ürünlerin kanıta dayalı tıp açısından kabulü mümkün değildir. Ancak akademik kurumlar bugün kimyasal analiz, farmakolojik ve biyokimyasal yöntemlerle bitkisel tedavi ile ilgili bilimsel çalışmalar yapmaktadır.Ancak bu çalışmaların sonucu,klinik etkinlik çalışmaları ile birlikte “Kanıta Dayalı Bitkisel Tedavi”leri yıllar içinde geliştirilebilir.
Türkiye’de çok yaygın olarak kullanılan, bitki parçalarının bir tutam ondan,bir tutam diğerinden ilave edilerek karıştırılması ve kaynatılması suretiyle hazırlanan bitkisel reçetelerin günümüz tedavi uygulamaları içerisinde yeri bulunmamaktadır.Çünkü Tıp Bilimi pozitif bir bilimdir,bilimsel kanıtlara dayanır;düşünce ve inançlara göre yönlendirilemez.
Samsun için bir gözlemimizde bu bitkisel tedavilerin çocuklarda yaygın kullanımıdır. Bu tedavilerin çocuklarda kullanıma ilişkin bilgiler daha sınırlıdır ve yapılan bilimsel çalışmalar arasında farklılıklar mevcuttur. Bir çalışmada astımlı çocukların %52’sinin,dikkat eksikliği ve hiperaktivite olan çocukların %68’sinin,kanserli çocukların %65’in,romotolojik sorunu olan çocukların %64’ün en az bir kez bu tedaviyi kullandığı ortaya çıkmıştır. Astımlı Türk çocuklarının %49’un bitkisel bir tedavi uygulandığı bildirilmiştir. Anne ve babalar bilimsel tıbbi tedavilerin yan etkilerinden korktukları için bu tedavileri seçebilmektedirler. Pek çok bitkisel tedavi formlarının her yerde kolayca satılmak ve anne-babaların bu tür ürünlere kolayca erişebilmesi onların bu düşüncelerini kuvvetlendirmektedir. Tıbbi sağlık hizmetlerinden memnuniyetsizlik, tıbbi tedavi yan etkirlinden korkma, tıp ve teknolojiyi reddetme, kuruluşa güvensizlik ve ümitsizlik anne-babaları bitkisel alternatiflere yöneltmektedir. Bitkisel ilaçların gebelerde ve süt veren annelerde kullanılması sakıncalıdır.
Her ne kadar bitkisel ilaçların güvenli olduğuna inanılıyorsa da bazılarının önemli yan etkileri vardır. Örneğin efedrin içeren bitkisel katkı zayıflama çayları, kalp krizi ve ani ölümlere yol açabilmektedir.
Tahminlere göre 400 ten fazla birbirinden farklı bitki ve baharat bitkisel çay hazırlanmasında kullanılmaktadır. Çoğunun karaciğer üzerine toksik etkileri mevcuttur. Samsun’da yaygın kullanılan biber ilacının dengesizlik, aşırı uyku hali, koma, ataksı ve görme bozukluğu yaptığı bilinmektedir. Bitkilerde fotosentez sonucu meydana gelen düzinelerce metabolıt bir arada bulunmaktadır. Her bir bileşiğin, kullanılan miktarına bağlı olarak tedavi edici ya da toksik bir etkisi söz konusudur. Şişmanlık tedavisinde kullanılan bitkisel ürünlerin yan etkilerinden kaynaklanan ciddi sorunlar oluşmaktadır. Bugün Samsun’da gençler arasında yaygın kabul gören aristdochio fangchi bitkisini içeren kilo kaybettirici bitkisel ürünlerin alımına bağlı böbrek yetmezliği vakaları bildirilmiştir.
Bitki-ilaç etkileşimi önemli başka sorundur. Bugün yaygın olarak kullanılan hipertansiyon ilaçları ile birlikte alınan bitkisel ürünler yüksek sağlık riskleri getirmektedir.
Alternatif tıp ürünlerin içine birçok ilacın konmayarak sahtekârlık yapıldığı da unutulmamalıdır. Sağlık Bakanlığı bu konuda yüksek denetim yapmalıdır.
Uzm. Dr.Cem ŞAHAN
Samsun Tabip Odası