Orhan YILDIZ

 

 

 

Uluslararası araştırma şirketi WIN/GallupInternational’ın her yıl düzenli olarak yaptığı ve Türkiye ayağını BAREM’in üstlendiği “Meslek/Güven” araştırmasının 2015 yılı sonuçları birkaç ay önce yayınlandı.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en güvenilen meslek grupları öğretmenler ve sağlık çalışanları.  Ancak bu yıl bir önceki yıla kıyasla her iki meslek grubuna duyulan güvende önemli oranda düşüş görünüyor. Öğretmenlere güvenenlerin oranı bir önceki yıl yüzde 86,2 iken, 2015’te bu oran yüzde 74,2 seviyesinde gerçekleşmiş. Yani %12’lik bir gerileme mevcut. Sağlık çalışanları da güven erozyonundan nasibini almış durumda. Bir önceki yıl güveniyorum diyenlerin oranı yüzde 81 iken, 2015 sonuçlarına göre güvenenlerin oranı yüzde 73.1 olarak gerçekleşmiş ve yaklaşık %8’lik bir gerileme gözlemlenmiş.

Bu sonuçlar aklıma Özdemir Asaf’ın bir şiirini getirdi;

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler
.

Beyaz, bu kez birinci değilse de ikinci sırada yer almış halkın gözünde.

Mesleği sağlıkla ilgili olan kişilerin güvenilirlik araştırmasında istikrarlı bir şekilde üst sıralarda olması sevindirici bir durum olmakla birlikte, bir yıl önceye göre yaşanan güven kaybı insanı biraz düşünmeye sevk ediyor.

Sağlık çalışanlarının hastane ve doktor tarafında yaşanan güven kaybı, özellikle özel hastanelerde, gerekliliği halkın gözünde sürekli sorgulanan bir yığın tetkik/tahlilin faturaları kabartıyor olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Bilmiyorum. Ama üzerinde düşünülebilir.

İşin Eczane boyutuna geldiğimizde ise durumu net bir şekilde analiz etme zorunluluğumuz var. Çünkü eczanelerinde mesleklerini devam ettiren tüm eczacılarımız, aynı zamanda kendi çevrelerindeki halkın komşusu, sırdaşı, dostu ve dolayısıyla en rahat ulaşılabilir sağlık danışmanı rollerini de üstleniyor yıllardır. Yani beyaz önlüğün sorumluluğu hepimizin bildiği ve bizzat yaşadığı gibi, sadece sağlık sorumluluğunu temsil etmenin çok ötesinde. Bununla birlikte son yılarda ilaç fiyatları ve kar oranlarındaki olumsuz değişiklikler, ekonomik sıkıntıları da beraberinde getirdi. Kötü gidişi durdurmanın reçeteleri araştırılırken, yavaş yavaş etrafta belirmeye başlayan kişisel bakım marketleri, yüzlerin biraz “marketçilik” tarafına dönmesine neden oldu. Hasta/müşteri analizlerini doğru yapan, ellerindeki ürün gruplarını da yaptıkları bu analizlere göre uygun bir şekilde belirleyen, düzenleyen ve sergileyen eczacılarımız, bunu geleneksel “dost ve danışman” kimlikleriyle doğru bir şekilde birleştirdiklerinde, önemli oranda başarılı oldular. Bu arada personel eğitimlerine de en az kendi eğitimleri kadar önem vermiş olduklarını belirtmekte yarar var.

Bununla birlikte işin analiz kısmını atlayıp çok da derinlemesine incelemeden, sadece “falanca eczanede” çok talep görüyor diye  çeşitli ürünleri eczanelerimizde bulundurmak, sonrasında stok, miad ve maliyet sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Aynı zamanda personelimizin mesleki ve ürün bilgilerini kendimizinkine benzer bir seviyeye çekmemiz de önemli bir zorunluluk. Unutmamamız gerekiyor ki; bilgi eksikliği nedeniyle yanlış önerilen ya da gerektiğinde önerilemeyen ürünler nedeniyle hasta ya da müşterilerimizin ihtiyaçlarını beklenen seviyede karşılayamamak, personelimizin değil, eczanemizin eksi hanesine yazılıyorve sonrasında da geri dönüşümsüz güven kayıplarına sebebiyet verebiliyor.

Geçmişteki gibi ya da en azından ona yakın bir gelir elde edebilmek için, reçetesiz ürün gruplarına geçişte son derece bilimsel ve kontrollü davranmak şart. Bunun için önce hasta/müşteri analizlerimizi doğru yapmamız, onların olası ihtiyaçlarını doğru belirlememiz ve bu ihtiyaçlarını beklentilerinin üzerinde karşılayabilecek ürünleri eczanelerimizde bulundurmamız ve doğru şekildekonumlandırmamız gerekiyor. En az bunlar kadar önemli olan bir şey de hem kendimizin hem de personelimizin ürün ve mesleki eğitimlerini aralıksız sürdürecek bir plan/programımızın olması.

Eczanelerde bir şeyler değiştirirken değişmemesi gereken tek şey, üzerinizde taşıdığınız beyaz sorumluluğa duyulan saygının oranı olmalı. Beyaz hep beyaz kalmalı.

 

orhanyildiz@pharmory.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat