Eczacılar ve Eczane Hizmetleri Hakkında Kanun’un 1953 yılında yürürlüğe girmesinden 59 yıl geçtikten sonra bugünlerde 9 maddelik değişiklik içeren bir öneri Türkiye Büyük Millet Meclisine gitmeye hazırlanıyor. Yasa eczacı AKP milletvekillerinin imzası ile TBMM Sağlık Komisyonuna havale edildi ve yasalaşma süreci başlamış oldu. Eğer son anda bir değişiklik ve müdahale olmaz ise eczacı meslek örgütlerinin yaklaşık 20 yıllık hayali gerçek olacak ve yasamızda önemli değişiklikler hayata geçecek. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği arasında varılan mutabakat sonucu ortaya çıkan taslak mutlaka herkes tarafından yeterli bulunmayacaktır, ancak bu güne gelinceye kadar verilen onca emek ve her geçen gün uğradığımız kayıplar göz önüne alındığında 6197 Sayılı Yasa Taslağının bu haliyle bile yasalaşması meslektaşlarımız için önemli bir kazanım olacak.
6197 Sayılı Yasamızın son halinde;
Eczacılığın tanımı güncel hale getiriliyor ve "hastalıkların teşhis ve tedavisi ile hastalıklardan korunmada kullanılan tabii ve sentetik kaynaklı ilaç hammaddelerinden değişik farmasötik tipte ilaçların hazırlanması ve hastaya sunulması; ilacın, analizlerinin yapılması, farmakolojik etkisinin devamlılığı, emniyeti, etkinliği ve maliyeti bakımından gözetimi, ilaçla ilgili standardizasyon ve kalite güvenliğinin sağlanması ve ilaç kullanımı sonucu ortaya çıkan çok yönlü sorunlara çözüm getirilmesine ilişkin faaliyetleri yürüten sağlık hizmeti" şeklinde yeniden belirleniyor,
Eczane açmak üzere ruhsatnamesini almış bir eczacının mahalli belediyeden ayrıca bir iş yeri ruhsatı alması ve mahalli belediyeye harç ödemesinin zorunlu olmadığına dair hüküm yasaya ekleniyor,
Eczane açılışına ilçedeki nüfusa göre en az 3500 kişiye 1 eczane düşecek şekilde sınırlama getiriliyor,
Sadece hiç eczanesi olmayan yerlerde nüfus kriterine bakılmaksızın bir eczanenin açılmasına izin veriliyor,
Aynı ilçe içerisinde faaliyet gösteren eczanelerin nakillerinde nüfusa göre eczane açılması kriteri uygulanmıyor,
Eczane açılmasına ilişkin kriterler belirlenirken ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırılarak bu sınıflandırmaya göre ilçelere ilçe katsayısı veriliyor. Eczacılara, o ilçede mesleki faaliyetlerini sürdürdükleri yıl sayısı ile ilçe katsayısının çarpımı kadar hizmet puanı veriliyor. Hizmet puanı hesaplanırken ilçe katsayısı doktora yapmış olanlar için 1,25 kat olarak uygulanıyor. Eczacılara, meslekte geçirilen toplam yıl sayısı ile eczacının hizmet puanı çarpımı sonucu tespit edilen yerleştirme puanı veriliyor,
Hizmet puanı = İlçe katsayısı x ilçede çalışılan yıl
Yerleştirme puanı = Hizmet puanı x Meslekte geçirilen yıl
Nüfus kriterlerine göre eczane açılabilecek yerler, her yıl en az iki kez olmak üzere Bakanlıkça ilan ediliyor. İlan edilen yerlere müracaat eden adaylardan yerleştirme puanı en yüksek olanlar eczane açma hakkı kazanıyor. Yerleştirme puanının eşit olması halinde kur’a çekiliyor,
Eczanesini devretmiş bir eczacı yeni bir eczane açmak istediğinde yerleştirme puanı yan oranında düşürülüyor,
Reçete sayısı ve/veya ciro gibi kriterlere göre belirlenen sayıda ikinci eczacı çalıştırılması zorunlu hale geliyor,
Eczane açmak veya mesul müdürlük yapmak isteyen Eczacılık Fakültesi mezunları zorunlu olarak en az 1 yıl yardımcı eczacı olarak çalışıyor,
Yardımcı eczacılara asgari ücretin birbuçuk katından, ikinci eczacılara da asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret ödeniyor,
Yüksek lisans veya doktora yapanların eğitimleri süresince, TEB Başkanlık divanı üyelerinin de görev süresince eczanelerine mesul müdür atamak zorunlu oluyor ve TEB Başkanlık Divanı üyelerinin eczanelerine atanacak mesul müdür maaşı ve giderleri TEB bütçesinden ödeniyor,
Reçete kayıt defteri zorunluluğu kaldırılıyor ve reçete kayıtlarının Sağlık Bakanlığı onaylı kayıt sisteminde (elektronik de olabilir) tutulmasına olanak sağlanıyor,
Sadece eczanelerde satılacak ürünler "Sağlık Bakanlığından ruhsat almış ilaçlar ve geleneksel bitkisel tıbbî ürünler, Sağlık Bakanlığının iznine tabi homeopatik tıbbî ürünler ve enteral beslenme ürünleri dahil özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar, özel tıbbi amaçlı bebek mamaları" olarak tanımlanıyor.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği takvim yılında eczacılık yapma hakkını haiz eczacılar ile eczacılık fakültelerinde okumakta olan ve okumaya hak kazanmış bulunanlar hakkında bir defaya mahsus olmak üzere nüfusa göre eczane açılmasına ve nakline dair sınırlamalara ve yardımcı eczacı olarak çalışma zorunluluğuna ilişkin hükümler uygulanmıyor ve bu kimseler, sahip ve mesul müdürlüğünü yaptıkları eczaneleri bir sefere mahsus olmak üzere devredebilme hakkına sahip oluyorlar,
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte serbest eczanesi bulunan eczacılar, bir defaya mahsus olmak üzere herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın eczanesini bulunduğu ilçe dışına nakledebilme ve devir edebilme hakkına sahip oluyorlar.
6197 Sayılı Yasa taslağında yer alan değişiklikler bunlar. Bu değişiklikleri yetersiz bulabiliriz. Çünkü eczanelerimiz çok önemli bir ekonomik kriz içerisinde, eczacılık tarihinin en sorunlu dönemini yaşıyoruz. Kısa erimde hayata geçecek ve eczanelerini kapatma sınırında bulunan binlerce meslektaşımıza umut verecek çözümler bu yasa taslağında yer almıyor. Ancak bu taslak tüm eksiklerine rağmen yaşanan siyasi süreç dikkate alındığında uzun erimde eczanelerimize büyük değer kazandıracak önemli kazanımları içinde barındırıyor. Eczanelere ilçe bazında bir kısıtlamanın geliyor olması bile tek başına bizler için büyük önem taşıyor. Bizler yakında TBMM Sağlık Komisyonunda görüşülüp kısa sürede Meclis gündemine gelecek 6197 Taslağına sahip çıkmak ve bu şekliyle yasalaşması için elimizden gelen çabayı göstermek zorundayız. Yasa taslağı Meclis komisyonuna geldiğinde eczacının tanımında yer almayan mesul müdürlük kavramının tekrar yasa taslağına girmesi, eczanede bulunması gereken ürün gamının genişletilmesi ve bir meslek hakkı için zorunlu olan eğitimlerin tekrar taslağa konulması için Siyasi Partilerle görüşüp önerilerimizi ileteceğiz.
Yasa taslağımızın Sağlık Bakanlığının teklifi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gitmesi, yasalaşma sürecince dışarıdan yapılabilecek müdahalelere karşı önemli bir güvence olacakken, milletvekillerinin önerisi olarak yasalaşma sürecinin başlamış olması bu konuda bizleri endişelendiriyor. Son yıllarda bizlere verilen sözlerin yerine getirilmemiş oluşu bu endişelerimizi pekiştiriyor. Bu nedenle 6197 Sayılı Yasa Taslağının son haline onay veren Türk Eczacıları Birliği ile 54 Eczacı Odasının süreci yakından izlemesi ve onayımız dışında yapılacak her türlü müdahaleye izin vermemesi gerekmektedir. Aksi takdirde Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabiliriz.
Saygılarımla.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı