Ecz. Oral DÜNYAOĞULLARI

Genel kurul izlenimlerini yıllar sonra yine delege olarak yaşamış biri olarak aktaracağım. Önceki yıl yapılan 36. genel kurul izlenimlerini yazarken “Genel Kurul Bitti (mi)” diye yazmıştım. Sonuç itibariyle 2 liste yarışmış ancak kurul her iki listeye ortak güven vermişti. Yönetim 11 kişiden oluşuyordu. Bu nedenle mecburen sonuç 6-5 olmuştu. Çeşitli gerekçelerle 5 kişi istifa etti ve yedekler asil göreve geldi. Bugüne geldik. Bu genel kurulla da geçmiş yönetim daha güçlü bir durumla, blok listeyle göreve geldi. Yani 36. Genel Kurul bu kez gerçekten bitti.

37.Genel Kurul’da herkes, daha doğrusu kürsüde konuşanlar da dahil olmak üzere, sohbet eden diğer delegeler de sorunlarımızın hepsini biliyordu. İstifa edenler niçin istifa ettiklerini açıkladılar, diğerleri de “niye kaçtıklarını” sordu. Çoğu 21 Aralık mitingini, 3 Aralık anahtar bırakma eylemini, 4 Aralık sürecini çok güzel anlattılar. Anlattılar da ben mi anlamadım acaba?

Sonuçta ne kazandık? Gücümüzü gösterdik. Başka? YOK.

Genel Kurul’u 4 günde yaptık. Keşke 5-6 gün daha sürseydi. Hilton Oteli güzeldi Rixos Otel’deki gala yemeği de. Tüm can çekişen (!) eczane eczacıları oradaydı, ben de dahil.

Biraz karışık; anlatayım.

Örneğin adayların isimleri delegeler tarafından asiller ve yedekleri ile birlikte elle yazılıp sandığa atılıyordu. Ayrım sırasında baktık ki Ankara delegesi kendi adayını en üste yazarak, Ordu delegesi, Tekirdağ delegesi kendi adaylarını en üste yazarak mesaj iletiyordu liste yazıcılarına. Bir taktik geliştirmişler.

Bir listenin destekçisi delegeler diğer listenin delegeleri ile yan yana getirilmemek için korkunç çaba sarf ediyordu.

Delegeler öyle seçilmişlerdi ki odaları tarafından tam bir itaatkar eczacılardı. Pazarlık ya da ne derseniz deyin liste oluşturmasına sadece başkanlar katılıyor, başkanlar çıkıp delegelerine neler yapılacağını aktarıyordu. 1-2 saat sonra tekrar toplanıp değişikler bildiriliyordu. Yüzer-gezer oylar ve kişiliksiz delege yapısı.

Divan başkanı 2. günün akşam üstü, 3. gün konuşma sırası alan 19 delegenin çok rahat süreyle konuşamayacağını şu an konuşmalarını rica etti, 1-2 delege konuştu ve oturum 18.00 civarı son buldu. Son gün başkan konuşmacının adını söylüyor, konuşmacı salonda ses çıkarmıyordu. Sıra savaşı ya da salonun biraz daha dolmasını bekleme savaşı veriyordu. Ne kadar ciddiyetsiz bir durum…

Merkez heyet üyeliğinin siyasete sıçrama tahtası olup olamayacağı, etik olup olmaması v.s tartışıldı. Her yönde konuşuldu, dilek ve önerilerde dilekçe bile sunuldu ama sonuçta, yöneticinin siyaset yapabileceği, seçimlere girerken istifa etme şartının bulunmayacağı kararı çıktı.

Yukarıda söz ettim 3. gece gala vardı(!) Rixos otelde. Kapı girişinden asansör düğmelerine, masa kartlarına ve mönülere kadar birçok yerde TÜRKİYE ECZACILARI BİRLİĞİ sözcükleri geçiyordu. Uyarılar sonucu kaldırıldı.

Genel kurulda oylama sonucu doğu-güneydoğu odalarını daha fazla birlik beraberlik halinde gördüm. Her iki listede en çok onlar korundu. Her iki listedeki doğu kökenli arkadaşlar yanlarında illeri yazmasalar da birbirlerini destekledi.

İstanbul çok sekter davrandı. İlle de kendisinin şehrinden başkan adayı çıkarmak istemesi, listeye Bursa, Zonguldak, Kocaeli illerinden delege yazılma şartını öne sürmesi de garip bir durumdu. Hele hele bir önceki genel kurulda aday olup yönetime seçilen ancak daha sonra istifa etmiş bir kişide ısrar edilmesi çok garipti. Bu nedenle en çok bu oda yöneticilerinin bir özeleştiri borcu olduğuna inanıyorum. Hatta listeye isim vermeyen, destekleyeceğini söyleyen oda yönetimleri de özeleştiri yapmalıdır.

İzmir Eczacı Odası’nın bir gün İstanbulsuz liste çıkarmak istemesi, bir gün boş oy atma girişiminde bulunması, sonra tekrar İstanbul’lu İstanbul’suz kendi başkan adayı ile liste çıkarma girişimleri ancak sonra İstanbul başkanlığındaki listeye aday vermesi kararlı bir duruş sergileme miydi?

Batman delegesi DPT’nin kapatılmasını eleştiren konuşması olmasına (tepki gördü) rağmen liste tanıtımlarında adaylarının yanlarına illerini yazmamaları dikkat çekti. Halbuki Diyarbakır Eczacı Odası’nın genç ve deneyimsiz başkanının çok güzel başlayan ama talihsiz bir sonla biten konuşmasına rağmen diğer listedeki adayların yanına illerini de yazmaları da ilginç bir durumdu. (Kendisiyle konuşması üzerine çok yapıcı olduğuna inandığım bir sohbette bulunduk sonradan. Şimdi birbirimizi daha iyi anladığımıza inanıyorum. Sanırım hepimiz birbirimizi anlamak için daha fazla çaba sarf etmeliyiz.)

O kadar konuşmacının konusu somut önerisizken Levent Üstünes hocamızın sunumu ders niteliğindeydi. Meslek içi seminer sundu. Ancak yanıtı ise bence hiç de doyurucu değildi ya da sorunun yanıtı olamadı, salt yanıt verme amaçlıydı. Sunum kayıtlara geçtiği için (istenirse hocamızın bilgileri verebileceği kanısındayım) sunumdaki bilgilerden yararlanması gerektiğine inanıyorum.

Önümüzde o kadar çok sorun var ki… Hatta bir kısmı bilinen sorunlar. Ancak hiçbiri için çözüm önerisi bile sunan olmadı, seçilen yeni yönetime havale edildi. Beni İzmir’den delege seçen ve listede yer veren, oy veren tüm arkadaşlarıma ve beni tanıyan-tanımayan(!) delegelere teşekkür ederim. Yeni seçilen TEB merkez heyeti üyelerine başarılar dilerim. Mesleğimize yapacağınız katkılarınıza katkı koymamız gerekliliğine inanıyorum.

Sonuç:

Açılışta eski başkan, şimdiki milletvekili Mehmet Domaç protesto edildi. (En yakın arkadaşları şu anda yeni yönetimde)

Hiçbir hükümet yetkilisi toplantıya gelmedi. Çağrılı olsun olmasın.(Eskisi-Nobelci Sami Bey songünü geldi.)

İyi ki basın yoktu.(Bu kez böyle diyeceğim. Hele gala yemeğinde)

Genel Kurul Başkanlar Arası Danışma toplantısı sonucu oylaması yansımasıydı. Delegeler sadece onları dinledi.

Eleştirmenin en kolay şey olduğu ancak yerine alternatifin koyulmaması daha belirginleşti.

Sigara içmek için otelin dışına çıkılıyordu ama dışarısı çok soğuktu. Yine sigara içicisi soğuğa rağmen direndi, üşenmedi paltosunu giydi, sigarasını içti.

Arkadaşlarımızı gördük yeni arkadaşlar edindik.

Kapıdaki Milli Piyango satıcısında bilet tükendi.

Can-cağızım Eczaneler mi? ....Anlamadım?…

 

 

**********

Yukarıdaki yazı İzmir Eczacı Odası FORUM alanından alınmıştır.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat