"ABD'li ilaç ve kozmetik üreticisi Johnson&Johnson, ürünleri arasında bulunan bebek pudrasını kullandığı için kansere yakalanarak hayatını kaybettiği iddia edilen kadının ailesine 72 milyon dolarlık tazminat ödemeye mahkum edildi. BBC’nin haberine göre, ABD’de Missouri eyalet mahkemesi, Amerikalı ünlü ilaç ve kozmetik firmasının ürünlerinden bebek pudrasını yıllarca kullanmasının ardından yumurtalık kanserine yakalanan ve 62 yaşında hayatını kaybeden Jackie Fox’un ailesine tazminat ödenmesine hükmetti."

Değerli Meslektaşlarım, basında yer alan bu haber özellikle bebeklerde kullanılan topikal preparatların dikkatle seçilmesi ve özenle uygulanması konusunu gündeme taşıdı. Bu haftanın makalesinde yenidoğan ve erişkin derisinin fizyolojik özellikleri arasındaki farklılıkları gözden geçirerek, yenidoğanlar için uygun olan topikal tedavi yöntemleri ile deri bakımını inceleyeceğiz. Yenidoğan döneminde dermatolojik yaklaşım yaşamsal öneme sahiptir. Bu dönemde iyatrojenik (İlaç veya cerrahi girişimin neden olduğu olumsuz etki) durumlar dahil çok ceşitli dermatolojik sorun sık olarak yaşanmaktadır. Bu durumun temel nedeni; diğer organ sistemleri ile birlikte derinin anatomik bütünlüğe rağmen henüz olgunlaşmasını tamamlamamış olmasıdır. Yenidoğan deri fizyolojisinin iyi bilinmesi, bu dönemde karşılaşılabilecek deriye ait yetersizlikler ve sorunların ön görülebilmesi ile uygun topikal tedavinin seçilmesinin yanı sıra gereksiz ya da zararlı olabilecek topikal uygulamaların önlenmesine katkı sağlayacaktır.

Yenidoğan Deri Fizyolojisi

Epidermis; deri yoluyla su kaybı ve toksik madde emilimini engelleyen, fiziksel, kimyasal hasarlanma ile enfeksiyonlara karşı direnç gösteren, derinin bariyer tabakasıdır. Epidermisin bu koruyucu fonksiyonları yürütebilmesi, her ikisi de yenidoğanın gestasyonel  yaşı ile ilişkili olan iki faktöre bağlıdır. Bunlar: Epidermal kalınlık ve epidermisin lipit iceriğidir. Deride bariyer oluşumu 20-24 hafta arasında başlar, epidermal hücre katmanları gestasyon yaşı ilerledikce kalınlaşır. 37- 42 haftalık bebekte epidermal kalınlık neredeyse erişkin düzeyindedir. Bununla birlikte term (vaktinde doğan) bebeklerde bariyer fonksiyonu tam değildir. 34 haftadan kücük preterm (erken doğan)  bebeklerde ise epidermis ve stratum korneum anatomik olarak da yetersizdir. Preterm bebeklerde; term bebeklerin sahip olduğu epidermal yapı, postnatal (doğumdan sonraki)2.-3. haftalarda kazanılır. Bu nedenle, preterm bebeklerde doğumda perkutan emilim ile toksisite ve mikrobiyal invazyon riski belirgin olarak yüksektir.

Perkutan Emilim

Yenidoğan bebekte, immatur (olgunlaşmamış) epidermisten perkutan emilim düzeyi yüksektir. Bu durum kaza ile istenmeden deriye temas eden maddelerin bile kolaylıkla emilmesine ve lokal veya sistemik toksik etkiler göstermesine olanak sağlar. Deri geçirgenlik düzeyi gestasyonel yaş ile ters ilişkilidir. Preterm bebeklerde perkutan emilim term bebeklerden cok daha yüksektir. Perkutan emilim düzeyini belirleyen bir diğer faktor vücut yüzey alanının (VYA’nın) beden ağırlığına olan oranıdır. Bu oran term bebeklerde erişkin ve cocukların 2-3 katıdır.Yenidoğanda düşük molekül ağırlıklı maddeler (<800 Da) kolaylıkla perkutan emilime uğrar. Perkutan emilim preterm bebeklerde term bebeklerden cok daha yüksek düzeydedir. Tablo 2’de yenidoğanda, bir kısmı tıbbi amaçla deriye topikal olarak uygulanan ceşitli etken maddelerin perkutan emilimine bağlı geliştiği rapor edilen istenmeyen durumlar özetlenmektedir. Bununla birlikte pretermlerin term yaşıtlarının epidermal yetilerini yakalaması icin gereken 2-3 haftalık sürede var olan yüksek epidermal  geçirgenlik teofilin ve diamorfin gibi bazı ilaçların topikal kullanımına imkan vermektedir.

 

Devam edecek…

 

Kaynak: Ayşe Anıl Karabulut

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Kırıkkale, Türkiye

Tel: (332) 3520657

Fax: (332) 3512816

a.pekcan@eczacininsesi.com

http://www.majistralformul.com/



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat