"Nil desperandum"
Asla vazgeçme!
Hatırlarsanız 27.03.2016 tarihinde köşemde Pantokain ile ilgili SGK’nın haksız yaptığı kesintilerle ilgili "Yapmayın" başlıklı makalemi sizlerle paylaşmıştım. Bu tarihlerde Meslektaşlarımıza SGK’dan gelen tebligatta aynen şöyle yazmakta idi…
"Kurumumuz Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde düzenlenen inceleme raporu ve rapora ilişkin Başkanlık Makamının Oluru ile …… Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin …. tarihli ve ….sayılı yazısında yer alan "pantocain adlı etken maddenin lokal anestezik özelliği nedeniyle topikal reçetelerde %0,5-1 konsantrasyonunda, ayrıca venöz kanülasyonunda perkutan lokal anesteziği olarak da %4 konsantrasyonunda kullanılabildiği" şeklinde görüş esas alınarak, Kurumumuza fatura edilen, pantocain etken maddeli majistral ilaçları, yüksek konsantrasyonda reçete eden hekimlerden ve Kuruma fatura eden eczanelerden reçete terkiplerinin hatalı olması nedeniyle yapılmış ödemelerin yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi"
Diye başlayan yazısına istinaden hukuksuz ve haksız olarak Eczanelerden ve reçete düzenleyen Hekimlerden yapmış olduğu kesintilere karşılık olarak, dünyada reçete edilen ve spesiyal olarak Eczane raflarında bulunan diş hekimliğinde tetrakain % 2 ve lokal kullanımda tetrakain %7 lere varan oranlarda kullandığından ve bu formülün FDA tarafından onaylandığından bahsetmiştim. Yine ülkemizde Sağlık Bakanlığı Onayını almış ve SGK tarafından ödeme kapsamında olan OTİMİSİN DAMLA isimli ilaçta pantokain etken maddesinin % 2,2 oranında yer aldığını bunun bir çelişki olduğundan bahsederek bu kesintilerin kaldırılması gerektiğini ifade etmiştim. Haklı olarak bu mantıkla "Otimisin içeren reçetelerde de kesinti olacak mı?" sorusunu yöneltmiş idim.
Münferit yapılan bir suistimalden yola çıkılarak tüm reçeteleri bu anlayışla değerlendirmenin doğru olmadığını, SGK’da çalışan meslektaşlarımızın suistimal yapılan reçeteleri diğer reçetelerden ayıracak bilgi ve donanıma sahip olduğunu, kesintiye konu olan bu durumun SGK Rehberlik ve Teftiş Kurumunun değerlendirmesine bırakılmayacak kadar teknik bir konu olduğundan bahisle kurumda görev alan meslektaşlarımızın bu yanlışı gidermede inisiyatif almalarını beklemekteyiz diyerek SGK’nın bu kesintileri yaparken sadece bir üniversitemizden görüş almasını eleştirmiştim.
O haftanın makalesini yazarken yazımın başlığı "YAPMAYIN" idi.
Gerçektende;
Öncelikle suistimale neden olanlara sesleniyorum… Yapmayın…
Sonra… Bu suistimali fırsat bilip, her geçen gün ağırlaşan ekonomik koşullar altında varlıklarını sürdürmekte zorlanan, sadece eczanelerine gelen reçeteleri karşılamak ve hastalara hizmet etmekten başka bir düşünceleri olmayan meslektaşlarımıza moral ve motivasyonu bozucu aynı zamanda ekonomik yönden eziyet olan bu tebligatları gönderenlere sesleniyorum… Yapmayın… diye seslenmiştim.
Bakın bunun sonucunda, maalesef her geçen gün malum nedenlerle reçetelere yazılışı ve eczanelerde yapımı gittikçe azalan Majistral formülasyonları yapacak eczane ve bu reçeteleri yazacak hekim bulamayacaksınız. Bir sanat yok olmanın eşiğinde, diye adeta haykırmıştım.
Nihayet ANKARA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ yaptığımız bu itirazı haklı bularak adeta ders niteliğinde bir karara imza atarak bir yanlıştan dönülmesini sağlamıştır.
Gerekçeli kararda;
….. Fakültesi’nden alınan görüşü dayanılarak müvekkili tarafından hazırlanan pantocaine etken maddesinin belirtilen oranın üzerinde kullanıldığı iddiası ile bu etken maddeyi içeren majistral ilacın yazıldığı reçete bedelinin davalı kurum tarafından istendiğini, ilacın özel reçete edilen ve hazırlanan kişide var olan hastalığın derecesine göre etken madde dozlarının hekim tarafından belirlendiğini, formülün standardının bulunmadığını, majistral formülasyonlar için SUT bulunmadığını, 6197 S.K.nun 25. maddesi gereğince eczacının ilacı reçeteye uygun olarak hazırlamakla yükümlü bulunduğunu, kurumun bildiriminde pontacain adlı etken maddenin maksimal dozlarına ilişkin bilgi bulunmadığını, yürürlükte bulunan mevzuat incelenmeden müvekkilinden kesinti yapılamayacağını belirterek davalı kurumun 14.04.2016 gün ve 42046020/5676181 sayılı yazısı ve dayanağı 18.03.2016 gün ve 42046020/4.267.463 sayılı yazısının sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılarak muarazanın giderilmesine,
…eczacının herhangi bir olumsuzluk görmediği reçete muhteviyatı ilaçları karşılamakla yükümlü olduğu, eczaneye uygulanan işlemde tek bir üniversitenin görüşünün alındığı, diğer üniversitelerin görüş alınıp bilimsel kaynaklardan faydalanılmadığı, protokollerde kesinti konusunda bağlayıcı bir madde hükmünün bulunmadığı, SUT’ta sadece mustahzar ilaçlar için geri ödeme koşullarının belirlendiği ve eczacının 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun’un 25. maddesi gereğince mesleki sorumluluğunu yerine getirmiş bulunduğu, kurum işleminin yerinde bulunmadığı…
Davacı eczacı tarafından hazırlanan majistral solüsyonda pantocain’in % 1,87 oranında bulunduğu bildirilmektedir. Majistral ilaç, hekim tarafından kendine özgü veya yerleşmiş bir formülasyon biçiminde reçete edilen ve eczacıdan hazırlamasını istediği ilaç çeşidi yada eczanelerde hazır bulunmayan fakat doktor tarafından reçeteye yazılmış formüle göre eczacılar tarafından hazırlanan ilaçtır. Formülasyon oranının belirlenmesinde eczacının bir müdahalesi bulunmamaktadır. Kaldı ki, eczacının hazırladığı ilacın hastaya uygulanması noktasında lokal ve satıh anestezisi için üniversiteler arasında ve tıbbi kaynaklarda kimisine göre 0,25-2, kimisine göre 0,5-1 oranlarında kullanılabileceğine yönelik farklı görüşler bulunmaktadır. Bir çok ülkede % 4 oranına kadar kullanıldığı ve ülkemizde farmakoloji alanındaki görüşlere göre maksimum dozunun % 2’lik solüsyon şeklinde bulunduğu bilirkişi heyetince tespit edilmiştir. SGK tarafından majistral ilacın oranları konusunda sözleşme ve SUT’ta bir oran belirlemesi de yoktur. 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun’un 25. maddesinde eczacının eczaneye imal için bırakılan reçetelerin ilaçlarında görülecek hata ve saireden sorumlu bulunduğu, muhteviyatında yanlışlık olduğundan şüphe edilen reçetelerde yazılı miktarlarda fazla eczayı tabip ile görüştükten sonra imal edebilecekleri, görüşme imkanı bulunmadığı takdirde sağlık amirine durumun bildirileceği belirtilmektedir.
Yukarıda anlatılanlardan davacı eczanenin reçete edilen majistral ilacı hazırlayarak ilgili hastaya teslim ettiği, hazırlanan majistral solüsyonda oranın % 1,87 olduğu ve bilimsel görüşlerde olduğu şekilde % 2’lik en yüksek oranın aşılmadığı, dolayısıyla davacı eczaneye majistral ilaçtaki oran aşımına dayalı olarak ceza uygulanamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulü …. 28/02/2017
Yüce Mahkemenin almış olduğu bu haklı kararı alkışlarken, bu süreçte konuya gösterdikleri hassasiyet ve fedakarca çalışmalarından dolayı Av. Abdullah Dursun ÇAKMAK’a ve Sosyomed Yönetim Danışmanı Sayın Şebnem Akgün’e teşekkürü borç bilirim.
Yaşasın adalet…
"Audemus jura nostra defendere"
Hakkımızı aramaya cesaret ediyoruz.