Değerli Meslektaşlarım;
Geçtiğimiz haftanın biz eczacılar açısından en önemli gelişmesi SGK ve TEB arasında yapılan protokol görüşmeleri idi. Uzlaşma ile sonuçlanan ve imza ile bağlanan bu sözleşmenin arkasından elbette yorumlar yapılacak, kazanımlar tartışılacak. Bu sözleşmeye Majistral çerçeveden bakacak olur isek; hatırlanacağı üzere 13.03.2013 tarihinde Eczacının sesi yayın kurulu olarak TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİNE başlıklı yazı ile bir çağrıda bulunmuş kısaca ‘’Mevcut majistral tarifenin içerik olarak günümüz formüllerini oluşturan maddeleri bulundurmakta yetersiz olduğunu, bu anlamda zenginleştirilmiş güncel etkin ve yardımcı maddeleri içeren tarifenin yeniden düzenlenmesi gerektiğini, yine mevcut majistral tarifenin günümüz ekonomik koşullarını göz önüne alarak Eczacının Meslek Hakkını koruyacak ve produi' lerin güncel fiyatlarını dikkate alacak şekilde yeniden oluşturulmasını, SGK tarafından yapılan majistral reçete kontrollerindeki kesintilerin bu kurumda çalışan meslektaşlarımızın yorumlarına bırakılmamasını, ihtilaf ve itirazları değerlendirecek bilimsel kurulun bir an önce oluşturulması için gerekli adımların atılmasının önemini hatırlatmıştık’’.
Yine… 27.09.2015 tarihinde MAJİSTRAL TARİFE BİR AN ÖNCE GÜNCELLENMELİDİR..! başlığı adı altında yazmış olduğum makalede Ülkemizde Majistral tarifenin belirlenmesinde Osmanlı’dan günümüze geçmişten örnekler vererek Majistral Tarifenin serüvenini anlatmıştım. Günümüzde ise Avrupa’da değişik fiyatlandırma yöntemlerinin uygulandığı Majistral formül hesaplamalarında Belçika’dan örnek vermiş ; Belçika’da Nisan 2014 itibariyle majistral preparatlara ilişkin yapılan reformun yürürlüğe girdiğinden bahisle , bu yeni düzenlemede sadece majistral preparatlara ilişkin olarak yeni fiyatlar ve yeni eczane ücretleri getirildiğine dikkat çekmiştim. Buna göre, eczacılar preparatın tipi, harcanan zaman, madde ve malzemeleri içeren “herşey dahil” uygulamasına göre ücretlendiğini, yeni düzenleme kapsamında bütün majistral preparatların, harcanan zamana göre her biri farklı bir ücretlendirmeye tekabül eden 3 farklı kategoriye ayrılmış durumda olduğunu yazarak aşağıdaki örneği paylaşmıştım.
1-Basit preparatlar (kapsüller, solüsyonlar…) 20 dakika, 12.93€
2-Dermatolojik preparatlar (kremler, losyonlar…) 32,5 dakika, 21.03€
3-Zor hazırlanan preparatlar (suppozituarlar, ovuller…) 50 dakika, 32.35 €
Olarak fiyatlandırıldığını belirtmiş idim.
Ülkemizde ise;
Meslek örgütümüzün çalışmaları neticesinde Maliye bakanlığının 23 Mart 2011 tarihli Bakanlık Onayı ile “Madde.14: tarife ve eki cetvellerde yazılı bedeller her yıl başında Maliye Bakanlığınca yayımlanan yeniden değerleme oranları eklenerek yeniden yayımlanır” hükmü ile, yeniden değerleme konusunda yaşanan sıkıntı aşılmış ve Majistral tarifenin her yıl güncellenmesi teminat altına alınmıştır.
Ancak;
En son 23 Mart 2011 tarihli Bakanlık Onayı ile, Birliğimizce hazırlanan, halen yürürlükte bulunan ve eczanelerde üretilen majistral ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılan ‘’Majistral tarife için bu tarihten sonra yapılacak olan düzenlemelerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa göre her yıl Maliye Bakanlığınca yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenen yeniden değerleme oranları uygulanarak güncellenmesi ve bu doğrultuda yeni bir "Olur"a gerek kalmaksızın İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanması uygun bulunmuştur.’’ denilmesine rağmen ne yazık ki bu tarihten günümüze gelene kadar majistral tarife bir türlü güncellenememiştir. Majistral tarifenin gerek içerik bakımından gerekse eczacının emeğinin karşılığını verememesi, yine tarifede yer alan produi fiyatlarının tedarikci firmaların eczanelere fatura ettiği rakamların çok altında kalması nedeniyle Eczacıların hazırladıkları reçetelerde zarar ettikleri bir gerçektir. Bu sebeble Majistral tarifenin bir an önce yeniden düzenlenmesine acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Tedavi sanatının ustaları olan biz eczacılar; Majistral tarifenin en son 23 Mart 2011 tarihinde güncellendiğini hatırlatır; Majistral tarifenin içerik bakımından günümüzün modern majistral formülerini karşılayabilecek produi zenginliğine kavuşturulmasını ve eczacının meslek hakkının karşılığını alabileceği fiyatlandırmayı ivedilikle meslek örgütümüzden talep etmekteyiz…
Dilekleriyle makalemi sonlandırmıştım.
Bugün nihayet majistral tarifenin son güncellendiği tarih olan 23 Mart 2011 den 5(beş) yıl sonra ve konunun önemini defalarca hatırlatmamızın ardından Majistral tarifenin yenilenmesi protokol maddelerinde yer almıştır. Şimdi beklentimiz; bunca yıl bekledikten sonra gerek içerik gerekse fiyatlandırma açısından Eczacının Emeğine yakışır bir fiyatlandırma çalışmasının olmasıdır.
Geçtiğimiz hafta Pantokain ile ilgili SGK’nun haksız yaptığı kesintilerle ilgili Yapmayın başlıklı makalemi sizlerle paylaşmıştım. SGK’nun topikal reçetelerde %0,5-1 konsantrasyonunda, ayrıca venöz kanülasyonunda perkutan lokal anesteziği olarak da %4 konsantrasyonunda kullanılabildiği" şeklinde görüş esas alınarak,
Diye başlayan yazısına karşılık olarak dünyada reçete edilen ve spesiyal olarak eczane raflarında bulunan diş hekimliğinde tetrakain % 2 ve lokal kullanımda tetrakain %7 lere varan oranlarda kullandığından ve bu formülün FDA tarafından onaylandığından bahsetmiştim. Gelen maillerde Meslektaşlarımız yurtdışına kadar gitmeye gerek olmadığını ülkemizde Sağlık Bakanlığı Onayını almış ve SGK tarafından ödeme kapsamında olan OTİMİSİN DAMLA isimli ilaçta pantokain etken maddesinin % 2,2 oranında yer aldığını bunun bir çelişki olduğundan bahsederek bu kesintilerin kaldırılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Haklı olarak bu mantıkla Otimisin içeren reçetelerde de kesinti olacak mı sorusunu yöneltmişlerdir.
Gerçektende Meslektaşlarımıza hak vermemek elde değil. Münferit yapılan bir suistimalden yola çıkılarak tüm reçeteleri bu anlayışla değerlendirmek doğru değil. Bu kurumda çalışan Meslektaşlarımız suistimal yapılan reçeteleri diğer reçetelerden ayıracak bilgi ve donanıma sahiptirler. Bu kesinti SGK Rehberlik ve Teftiş Kurumunun değerlendirmesine bırakılmayacak kadar teknik bir konudur. Kurumda görev alan Meslektaşlarımızın bu yanlışı gidermede inisiyatif almalarını beklemekteyiz. Diyeceksiniz ki SGK’mu bu kesintileri yaparken bir üniversitemizden görüş almıştı. Ben bu konuda üniversitemize yöneltilen soruyu merak ettiğimi belirtmiştim. Sorunun soruluş şekli önem arzetmektedir.
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Farmakoloji Profesörü değerli hocamız Prof. Dr. Nurettin Mazhar ÖKTEL’in kitabından almış olduğum bu bölümü okuduğumuz zaman ne demek istediğim net olarak anlaşılacaktır.
İ L A Ç L A R I N DOZLARI
Tedavi maksadı ile kullanılan ilâç miktarına doz denir. Bu da ikiye
ayrılarak gözden geçirilir :
1) Tedavi dozu (Dose therapeutique, Dosis therapeutica)
2) Zehir dozu (Dose toxique, Dosis toxica)
Tedavi dozuna, offisinel doz (Dose officinel, Dosis officinalis) de denir.
Bu da üçe ayrılarak mütalâa edilir :
1 — En yüksek doz (Dose maximal, Dosis maxima)
Bir ilâcın tedavi maksadile kullanılan en yüksek miktarıdır.
2 — En aşağı doz (Dose minimal, Dosis minima)
Bir ilâcın tedavi gayesi İle kullanılan en aşağı miktarıdır.
3 — Orta doz (Dose medial, Dosis media)
Bir ilâcın tedavi maksadı ile kullanılan orta miktarıdır. Sodyum sülfat
(Glauber) tuzu birkaç yönden farmakolojik etkiye malik bir ilâçtır.
Gerek insanlarda ve gerekse hayvanlarda sürgüt (müshil) olarak da kullanılır.
Meselâ : Atlarda bu maksatla (yani sürgüt olarak) 250,0 - 750,0
miktarında kullanılır. 250,0 en aşağı dozdur. 750,0 ise en yüksek dozdur.
Bunların arası olan 500,0 orta miktardır.
Bundan başka tedavi dozu birisi bir defalık kullanılan büyük ilâç
miktarı ile, fasılalarla verilen azar ilâç miktarı olmak üzere ikiye ayrılır.
Bunlardan birincisine Dosis plana, ikincisine de Dosis refrecta denir.
Zehir dozu: Bu da ikiye ayrılır: Birincisi zehir dozu (Dose toxique,
Dosis toxica) olup bu miktarın alınması ile zehirlenme belirtileri husule
gelir, fakat öldürücü olmayan miktardır. İkincisi ise Ölüm dozu (Dose
letale, Dosis letalis) olup bunun kullanılması ile zehirlenme "belirtilerinden
sonra ölüm meydana gelir.
İlaçların kullanıldıkları miktar, onların verildikleri yollara göre de
değişir. Mesela: Per os (ağızdan) kullanılan bir ilâcın dozu ile vena içi
verilen aynı ilâcın miktarı, aynı değildir. Bu sebeple ilâçların dozajlarında
onların kullanıldıkları yolları itibar nazarına almak ve miktarlarını
ona göre hesaplamak icabeder.
Hocamız böyle demektedir.
Majistral kişiye özgü, hastalığın derecesine göre hekim tarafından reçete edilen formülasyonlardır. Hekim letal(öldürücü) doza kadar hastası için gerekli dozu formüle edebilir. Eczacı kendisine gelen reçetede letal doz yoksa reçeteyi yapmak durumundadır.
Talebimiz;
Kurumda görev yapan Meslektaşlarımızın; SGK’dan Eczanelere gelen konu başlığı pantokain kesintisi olan yazıda yer alan TROPİKAL kelimesinden başlayarak (muhtemelen topikal denilmek istenmiş) kesinti nedeni olan doz yanlışını düzelterek mesleki sorumluluklarını yerine getirmelerini umut ediyorum.
İyi bir hafta dileğiyle…
Tel: (332) 3520657
Fax: (332) 3512816
a.pekcan@eczacininsesi.com
http://www.majistralformul.com/