ERKEKLERDE YAYGIN GÖRÜLEN SAÇ DÖKÜLMESİ (ANDROGENETİK ALOPESİ) VE MAJİSTRAL TEDAVİ SEÇENEKLERİ

En yaygın görülen saç dökülmesi, androgenetik alopesi olarak da bilinen erkek tipi kelliktir. Saç derisinin tamamında veya bir bölümünde görülen kronik bir deri hastalığıdır. Çeşitli şekillerde oluşur ve hem erkek hem de kadınları etkiler. Kafa derisinin üst kısmından saç dökülmesine ve kıl çizgisinin gerilemesine ilişkin tanımlanmış bir desen ile karakterizedir. Nüfusun büyük bir bölümünü etkiler. Ergenlik çağında başlayabilir ve yaşla birlikte artabilir. Saç dökülmesi 50 yaşın üzerindeki erkeklerde genel bir sorundur ve erkeklerde saç dökülmesinin ağırlıklı nedeni Androgenetik Alopecia (AGA) 'dır.

Saç dökülmesinin kesin nedeni ve mekanizması açık bir şekilde anlaşılamamakla beraber genetik ve endokrin faktörler önemli rol oynamaktadır. Hastalık, kişilerde yoğun duygusal rahatsızlığa bağlı olarak  sosyal ve işle ilgili sorunlara yol açabilir. Saçlar, özellikle kadınlar için kişilik imajında ve kimliğinde belirleyici olmuştur. Alopesiden muzdarip kadınların % 40'ı evlilik sorunları yaşarken % 63'ü kariyerle ilgili sorunlarla karşılaşmıştır. Hastalarda sosyal rahatsızlık fazlaca hissedilir ve benlik saygısı düşük olur. Olguların % 30'undan fazlasında saç dökülmesine spesifik problemler atfedilir.

Tedavi zorlukları;

Androgenetik alopesi, az anlaşılan ilerleyici bir durumdur. Androjen hormonları hastalığın patofizyolojisinde rol almaktadır. Bu, tedaviyi zor ve karmaşık hale getirir. Kadınları tedavi etmek için kullanılan androjen reseptör antagonistleri, jinekomasti, feminisasyon ve iktidarsızlıktan kaynaklanabilecek potansiyel riskler nedeniyle erkekler için uygun değildir. Androjenik alopesi için hastanın kullanabileceği üç seçenek vardır:

1. Tıbbi terapi

2. Peruk kullanma

3. Cerrahi tedavi

Bunların her birinin kendi avantajları ve dezavantajları vardır. Tıbbi tedaviyle ilgili olarak, ABD'de FDA tarafından erkeklerde androjenetik alopesi tedavisi için onaylanan iki seçenek vardır.

1. Topikal minoksidil

2. Oral finasterid

Minoxidil,  yan etki olarak saç büyümesine neden olan oral antihipertansif bir ilaçtır. Kellik tedavisinde topikal olarak kullanılır. Çoğu hastada saç büyümesine neden olmasına rağmen, uygulandığı bölgelerde oluşan saçlar genelde zayıf ve belirsizdir. Tedavi durdurulduğunda saçın yeniden döküldüğü görülmekle beraber başlıca etkisi saç dökülmesinin ilerlemesini durdurmaktır.

Kadın AGA'sı daha az yaygındır ve kadınların yaklaşık % 40'ı etkilenmektedir. Özellikle menopozdan sonra saç dökülmesi görülmektedir. AGA’nın patogenezinde DHT'nin rol oynadığı düşünülmektedir.

Dihidrotestosteron; erkek vücudunda bulunan testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolitine verilen addır. DHT hormonu, büyük oranda testosteron’un çevre dokularda 5- Alfaredüktaz enzimi aracılığı ile dönüşümünden oluşur. Testosteron hormonunun etkin hale gelebilmesi ve dokular üstünde androjenik etki gösterebilmesi için 5 Alfa Redüktaz isimli enzimle DHT hormonuna dönüşmesi şarttır. Testosteron, tip-1 5-Alfa Redüktaz ve tip-2 5-Alfa Redüktaz adı verilen iki enzimle DHT hormonuna dönüşür. Bu dönüşme olmadan testosteron birçok doku ve organda etkili olamaz. DHT hormonu, anne karnındaki fetus halinde bulunan çocuğun erkek cinsel özellikleri kazanmasını ve cinsel organlarının gelişmesini sağlar. DHT hormonu ayrıca anne karnındaki fetusun beyni üstünde de birçok etkide bulunur. Henüz anne karnında olan fetusun cinsiyet kimliğinin oluşmasını sağlar. DHT hormonu, bunun dışında ergenlik döneminde ikincil seks karakterlerinin meydana gelmesini ve erkek tipi farklılaşmayı meydana getirir. Böylece ergenlik döneminden önce kız çocuğundan kolay kolay ayırt edilemeyecek olan erkek çocuğu gittikçe farklılaşır ve çocukluktan erkekliğe adımını atar. Sakalları ve bıyıkları çıkmaya,sesi kalınlaşmaya, boyu uzamaya, kas kütlesi artmaya, penisi büyümeye, testisleri sperm üretmeye başlar. Tüm bu farklılaşmayı testosteron, DHT hormonuna dönüşerek meydana getirir. DHT hormonunun bir diğer görevi glandüler prostat dokusunun fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır. Bunun dışında da, erkek metabolizmasında DHT hormonunun sperm üretiminden, aerobik kapasitenin artışına kadar birçok önemli katkısı vardır.

DHT'nin erkek metabolizmasındaki görevleri bir ömür boyunca sürmektedir. Bunun dışında testosteron ve DHT, genetik olarak bu hormonlara duyarlı kişilerde androgenetik alopesi, akne ve prostat hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Genetik olarak bu androjenik hormonlara duyarlı olan kişiler, testosteron hormonuna göre DHT'den daha çok etkilenmektedirler .

Genetik yatkınlık ve androjenlerin aktivasyonu sonucu, ergenlikten sonra terminal kılların vellusa (Vücudu kaplayan iki santimetreden kısa renksiz, ince kıllar; ayva tüyü) dönüşmesi ve dökülmesi ile karakterizedir. Androjenler erkekte testis, kadında ise over ve adrenal glandda yapılır. Her ne kadar asıl androjen testosteron olsa da, testosteron 5 Alfa Redüktaz enzimi ile Dihidrotestosteron'a dönüşmeden etkili olamaz. Bu yüzden testosteron, kıl matriksinde keratinositler içinde 5-alfa redüktaz ile dihidrotestosterona dönüşür ve sitoplazmik reseptör ve bağlı proteinlerle nükleusa transfer edilir. Reseptör DNA’ya tutunur ve mRNA oluşur. Sonra asıl protein; başlıca keratinler kodlanırlar. Bazı folliküller androjenleri metabolize ederken kıl büyümesini stimule eder, diğerleri ise büyümeyi inhibe ederek androgenetik alopeside olduğu gibi kılların terminalden vellusa gerilemesine sebep olurlar. Androjenlerin sakal ve vücut kıllarını arttırırken, saçlarda dökülmeye yol açmasının nedeni budur. Daha sonra kıl dökülür. Anajen faz normalde 3 yıl sürer, telojen faz ise sadece 100 gündür. Bu durumda anajen/telojen oranı 9/1'dir. Günlük saç kaybı 100'e kadar çıkabilir. Androjenik alopeside anajen faz kısalmıştır. Sonuçta anajen/telojen oranı da düşer. En sonunda kıl follikülleri minyatür bir hal alarak, terminal saç durumuna erişilir.

Erkeklerde; ergenlikten sonra genellikle 20. yaştan itibaren başlar. Bazan 30-40 yaşlarına kadar gecikebilir. Vakaların %96’sında bitemporal gerileme şeklinde başlar. Vertekste seyrelme, açılma olur. Bazan tümüyle dazlaklık oluşur. Fakat oksipital bölge daima salimdir. Terminal kılların vellusa dönüşümü vardır. Erkeklerde hormonal denge normaldir. Erkek tipi alopeside koroner arter hastalığı riski normallere göre fazladır. Kadınlarda; genellikle 20 yaş sonunda ve 40 yaşın başında başlar. Frontal-verteks arasında difüz seyrelme ve terminal kılların vellusa dönüşümü vardır. Saç seyrelmesinin giderek genişlediği görülür. Polikistik over, androjen salgılayan over tümörleri ve adrenal tümörleri gibi çeşitli hastalıklara bağlı olabilir. İlgili hormon seviyelerine bakılmalı ve over-sürrenal ultrasonografi yapılmalıdır. Kadınlarda serbest testosteron ve DHEA sülfat seviyesinde artma, SHBG seviyesinde azalma olabilir. Bazan akne, hirsutizm, mensturasyon düzensizliği veya erkeksileşmeyle birlikte olabilir.

Erkeklerde androjenik alopesinin olabilmesi için ön koşul testiküler ve androjen fonksiyonlarının sağlıklı olmasıdır. Testosteron 5 alfa redüktaz enzimi ile Dihidrotestosteron'a dönüştükten sonra ancak efektif olabilir. Androjenik alopesili erkeklerin saç folliküllerindeki androjen reseptörlerinin daha yoğun bulunduğu ortaya konmuştur.

Sanılanın aksine androjenik alopesiye sadece Dihidrotestosteron ( DHT ) yol açmamaktadır. Dehidroandrosteron,Testosteron ve Androstenedion gibi androjen hormonlar da, androjenik alopeside rol oynamaktadırlar. Ancak Dihidrotestosteron ( DHT ), çok güçlü bir androjenik etkiye sahip olduğu için çoğu erkekte, özellikle genç yaşlarda ortaya çıkan androjenik alopesi sendromunun birincil sorumlusudur.

Yaşlanma ile beraber saç foliküllerinde bulunan androjen reseptörlerinde bulunan sitoplazmik hücre zarları inceldikçe,saç folikülleri androjen hormonlara karşı daha duyarlı hale gelir. Gençlik yıllarında sadece Dihidrotestosteron, saç foliküllerine zarar verirken; yaşlanma ile birlikte Dehidroandrosteron,Testosteron ve Androstenedion gibi diğer androjen hormonlar da saç foliküllerine zarar vermeye ve saç dökülmesine yol açmaya başlarlar. Yaşlı erkeklerde görülen androjenik alopesi insidansının yüzde 80'lere varmasının ana nedeni budur.

Öte yandan her insanın saç derisinde, aynı sayıda ve aynı dağılımda androjen reseptörü bulunmaz. Bu sebepten ötürü bazı insanlar, genç yaşta kel kalırken; bazı insanlar yaşamın son evrelerine kadar gür saçlarını koruyabilirler.

Ergenlik öncesi kastrasyonun erkek tipi kelliği önlediği bildirilmiştir. Gecikmiş ergenliğe maruz kalan çocuklarda da, tedavi başlayıp testosteron düzeyi yükselene kadar androjenik alopesi gelişmez. Anti-androjenler erkek tipi kelliği önleyebilir. Tabiki, hipogonadizm etkileri nedeniyle bu tip tedaviler kabul edilemez.

5 alfa redüktaz tip 2'nin spesifik inhibisyonu ile alopesinin daha fazla ilerlemesinin önüne geçilebilir ve daha yoğun saç durumuna erişilebilinir. Bu anlamda, BPH tedavisinde kullanılan finasterid söylenilebilir. Ancak elde edilen bu durum geçicidir. Saç foliküllerinde bulunan androjen reseptörlerinin stoplazmik zarları, yaşla birlikte inceldikçe ve daha geçirgen bir hale geldikçe; androjen hormonlara olan duyarlılık artacak ve saç folikülleri mevcutta bulunan  Dihidrotestosteron   ( DHT ) ile beraber Dehidroandrosteron,Testosteron ve Androstenedion gibi diğer androjen hormonlara da duyarlı hale gelecektir. Buradaki sorun androjen hormonların varlığı değil saç derisinde bulunan androjen reseptörlerinin sayısı, dağılımı ve androjen hormonlara olan genetik hassasiyetidir.

Minoxidil ise antihipertansif bir ilaç olup, 4-6 ay içerisinde saç büyümesini arttırdığı gösterilmiştir. İlacın kesilmesini takiben yine eski duruma dönülmektedir.

Finasterid, güçlü bir 5 alfa redüktaz inhibitörüdür. Etkisi, saç folikülündeki androjenin metabolizmasını etkilemek yerine prostat tarafından üretimini inhibe ederek dolaşımdaki dihidrotestosteronun düşürülmesidir. Libido kaybı bu oral terapinin önemli yan etkilerinden biridir.

7. Dünya Saç Araştırmaları Kongresi'nde Hollandalı bir araştırma grubu finasteridin topikal ve oral uygulamasının saçlı deride ve serumda DHT seviyelerine etkisinin aynı oranda olduğunu bildirdi.  Her iki kullanımda serumdaki DHT seviyesini neredeyse aynı derecede (~% 70) azaltır. Bu çalışmada aynı zamanda oral finasterid’den beklenen yan etkiler lokal finasterid uygulamasında görülmemiştir.

 

Minoksidil ve finasteridin yerel uygulamasının sinerjik etkisi;

1. Farklı eylem mekanizmalarına bakıldığında, her iki molekülün aynı anda verilmesinin sinerjik bir etki göstermesi gerektiği varsayılmıştır.

2. Oral uygulama ile ilişkili yan etkilerin de azalacağı planlanmıştır.

3. Bireysel ilacın dozajı azaltılabilirse, tedavinin güvenlik profilini daha da geliştirecektir.

Yapılan bir klinik Çalışmada

Yeni kombinasyonun etkisi bir çalışmada gözlenmiştir. Denekler üç gruba ayrıldı.

• Grup I (Plasebo Grubu) düz losyon uygulandı

• Grup II (Minoxidil Grubu)% 5 Minoxidil losyonu uygulandı

• Grup III (Kombinasyon Grubu)% 5 Minoxidil losyon,% 0.025 Tretinoin ve% 0.1 Finesterid uygulandı.

 Denekler her altı ayda bir öznel bir anket, objektif muayene ve yakın plan fotoğrafları yardımıyla değerlendirildi.

Sonuçlar;

Placebo Grubunda, ne bir gelişme ne de bozulma vardı. Minoxidil Grubu'nda, deneklerin% 25'i saç büyümesini gösterdi. Kombine Grupta, olguların% 75'inde iyileşme görülmüştür. Ayrıca, yeni oluşan saçların kalitesi de daha iyiydi.

Tartışma;

Bu çalışma Minoxidil ve Finasterid'in topik uygulanmasının daha iyi saç büyümesine neden olduğunu göstermektedir. Kombinasyon tedavisi etkili olmuştur. Bu sonuçlar, öznel bir anket, objektif muayene ve yakın plan fotoğraflarını kullanarak üçlü kör bir klinik araştırmada belgelenmiştir. Bulgular istatistiksel olarak anlamlıdır.

Sonuç;

Minoxidil ve Finasterid'in yer aldığı kombinasyon tedavisi, şimdiye kadar tedavisi güç olan  Alopecia androgenetica'nın tedavisinde büyük umut vaat ediyor.

Amerikada Androgenik Alopesi hastalarında kullanılan DualGen isimli üründe etken maddeler aşağıdaki oranlarda yer almaktadır;

Minoksidil %15

Finasterid %0.1 (1 mL içinde 1 mg finasterid)

Azelaik asit %5

Retinol %0.025

Kafein %0.001

ABN ComplexTM (%0.8)

Ürünün tanıtımında aşağıdaki bilgiler yer almaktadır.

✔ DualGen-15 NO PG Plus saç dökülmesine karşı mücadelede en güçlü çözümdür. DualGen-15 NO PG ile karşılaştırıldığında, bu üründe ilave topikal finasterid vardır.

✔ Bir Çözeltideki İki FDA Onaylı Bileşen: DualGen-15 NO PG Plus, Azelaik asit (% 5) gibi diğer yardımcı bileşenlerle maksimum düzeyde FDA onaylı saç büyümesi stimülatörü (% 15 minoksidil) ve Finasterid DHT blokeri (% 0.1), Retinol (%0.025) ve Kafein içermektedir.

✔ Finasterid etken maddesini tablet olarak kullanmaya gerek kalmamaktadır. Şu anda günde 1 mg finasterid hap kullanıyorsanız, bu topikal solüsyonu kullanırsanız hap almaya devam etmeniz gerekmez. Her mL'de finasteridin miktarı 1 mg'dır.

✔ Kimlerin DualGen-15 NO PG Plus kullanması gerekir?; Bu ürün, ileri derecede saç dökülmesi olan erkekler içindir. Dualgen-15 NO PG en az dört (4) ay boyunca tatmin edici sonuçlar alınana kadar kullanılmalıdır.

✔ Propilen Glikol içermez (PG veya PPG): PG, diğer minoxidil saç büyütme ürünlerinde (örneğin Kirkland minoxidil, DS laboratuarı) kullanılmaktadır. Saç derisi kaşıntısı ve / veya iltihaplanma gibi herhangi bir saçlı deri tahrişini önlemek amacıyla bu üründe kullanılmaz. Propilen glikol yerine taşıyıcı olarak gliserin kullanılır. 

UYARILAR

Bu sadece erkekler için üretilmiştir. Kadınlar bu ürünü asla kullanmamalıdır. Ağır kalp sorunu olanlarda ve hipertansiyon hastalarında önerilmemektedir.

İyi bir hafta dileğiyle…

 Referanslar

1. Hamilton JB. Erkeklerde saç dökülmesi: Tipler ve insidans. Ann NY Acad Sci 1951; 53: 708-11.

2. Anjiki T, Suzuki S. Sıçan derisinin anjiyografi üzerine enjeksiyon korozyonu çalışması. Jikken Dbutsu. 1991; 40 (4): 439-46.

3. Hunt N, McHale S. Alopesi areatalı kişilerin bildirdiği deneyimler. J Loss Trauma 2005; 10: 33-50.

4. Weitz R. Rapunzel'in kızı: kadınların saçları bize kadınların yaşamlarını anlatmaktadır. New York: Farrar, Straus ve Giroux, 2004.

5. Hunt N, McHale S. Alopesi anlamak. Londra: Sheldon, 2004.

6. Passchier J, Donk JV, Dutree-Meulenenberg PO, Verhage F. Alopecia Androgenetica'lı Erkeklerin Psikolojik Özellikleri ve Tedavinin Topikal Minoksidil ile İnceleme Çalışması Üzerine Etkileri. International Journal of Dermatology.1988: 27 (6): 441-446.

7. Girmana CJ, Rhodesa T, Lillyb FR, Guob SS, Siervogelb RM, Patrickc DL, Chumleab WC. Bir Topluluk Örneğinde Kendilik Algılanan Saç Dökülmesinin Etkileri. Dermatology 1998; 197: 223-229

8. Sinclair R. Fortnightly review: Erkek tipi androgenetik alopesi. BMJ. 1998; 317; 865-869

9. Olsen EA, Weiner MS. Erkek tipi kellikte topikal minoksidil: tedavinin bırakılmasının etkileri. J Am Acad Dermatol 1987; 17: 97-101.

10. Erkeklerde androjenetik alopesi tedavisinde Olsen E. Finasteride (1 mg). Aust J Dermatol 1997; 38; A316.

 

 

 Tel: (332) 3520657

Fax: (332) 3512816

a.pekcan@eczacininsesi.com

http://www.majistralformul.com/

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat