ANDROGENETİK ALOPESİ/ SAÇ DÖKÜLMELERİNDE MAJİSTRAL FORMÜLASYONLAR İLE TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Değerli Meslektaşlarım androgenetik alopesi; genetik predispozisyonu olan kişilerde androjenlerin etkisi ile ortaya çıkan, her iki cinste de görülebilen ve saç kaybı ile seyreden bir hastalıktır.
Genç hastalar ve erken başlangıçlı, ilerleyici saç kaybı olanlar ile romantik ve bekar erkekler saç kaybını daha çok sorun haline getirirler. Bu grupların dışında kalan erkekler, güçlü ve pozitif bir vücut imajını kaybettiklerinde tedavi için daha fazla çaba harcarlar. Son zamanlarda yaşam kalitesi üzerine olan çalışmalar; AGA'nin kadın ve erkeklerde yaşam kalitesi üzerine major etkilerinin olduğunu göstermektedir.
Erkeklerde kendilerine olan güvende azalma, stres, anksiyete, depresyon ve sosyal yetersizlik oluşmaktadır. AGA'nin kadınlarda da hem sosyal hem de ruhsal etkileri vardır. Bu kişilerin kendilerine olan güvenlerini yitirdikleri, saçlarındaki incelmeyi kamufle etme isteği duydukları, saç kaybını diğer kişilerin farkedeceği endişesi ile utanç hissettikleri, güzel saçlı kadınları kıskandıkları ve saçlarını şekillendirmede zorluk çektikleri saptanmıştır. AGA kozmetik bir problemdir. Psikolojik olarak hastaları etkilemesinin yanısıra ultraviole ışınların saçlı deriyi etkilemesi sonucunda bu hastalarda baş derisinde aktinik hasar meydana gelir. AGA'li erkeklerde miyokard infarktüsü insidansında ve benign prostat hipertrofisinde artma görülmüştür. Bu ilişkilerin başka çalışmalarla kanıtlanması gerekmektedir. Çünkü AGA böyle bir ilişkinin saptanması durumunda çok daha fazla önem kazanacaktır.
Bu makalemde saç dökülme nedenlerinin en başında gösterilen nedenlerden androgenetik alopesi tedavisinde uygulanan majistral formül ile tedavi seçeneklerini inceleyeceğiz.
ERKEKLERDE AGA TEDAVİSİ;
1) Hafif ve orta şiddette AGA tedavisinde ilk olarak yapılması gereken saç kaybının progresyonunun engellenmesi ve minyatürizasyonun geri dönüştürmeye çalışmak olmalıdır.
Finasterid;
Testosteronun sentetik 4-azasteroid derivatifidir. Spesifik olarak tip 2 5α-redüktaz enzimini inhibe eder. Günlük 1 mg oral finasterid kullanımının AGA olan erkeklerde saçlı deri ve sistemik DHT düzeylerini azalttığı gösterilmiştir. Son yıllarda yapılmış olan çift kör, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, en az 12 ay boyunca günlük 1 mg oral finasterid kullanımının, saç kaybı progresyonunu engellediği ve plasebo kullanan hastalara göre saç sayısında belirgin % 32 artışa neden olduğu gösterilmiştir. Finasterid tedavisinin etkinliğinin değerlendirilebilmesi için tedavinin düzenli olarak en az 6 ay devam etmesi gerekmektedir .
Minoksidil;
Erkeklerde ve kadınlarda AGA tedavisinde ilk onaylanan ilaç olan minoksidilin etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Minoksidil bu kategoride en iyi bilinen ilaçtır ve FDA tarafından AGA'de kullanımı onaylanan ilk ilaçtır. Hipertansiyon tedavisinde oral olarak kullanılan ilacın lokal uygulamada hipertrikoza (vücudun her yerindeki kılların anormal miktarda uzaması) neden olduğu saptanmıştır. Saç büyümesini nasıl artırdığına ait bilgiler yeterli değildir. AGA'de (Androgenetik alopesi) saçlı deride kan akımı azalmaktadır. Minoksidil saçlı deride kan akımını artırarak saç gelişimini sağlar. Yapılan araştırmalar minoksidilin foliküler matriks veya dermal papilla hücrelerine direkt etki ettiğini göstermektedir. Kadınlarda ve erkeklerde topikal olarak uygulanan %2'lik solüsyon etkili bulunurken, yapılan çalışmalarda erkeklerde %5'lik solüsyonunun kullanımı daha etkili bulunmuştur. Kullanımında süreklilik gerektirmektedir. Günde en az iki kez uygulanmalıdır. Etkisi 6 ayda başlar ve maksimum yanıt 1 yılda elde edilir.Topikal minoksidil temporal bölgedeki saçlarda etkili değildir. Yan etkileri arasında iritan veya alerjik kontak dermatit, sistemik emilime veya kontaminasyona bağlı difüz hipertrikoz yer almaktadır.
Minoksidil ve Tretinoin;
Tretinoin, epitel hücrelerin büyümesini ve diferensiyasyonu regüle eden bir retinoiddir. Minoksidil (%5) ile tretinoin (%0.025) kombine edildiğinde, tedavinin etkili olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Topikal tretinoin iritasyon yaptığından sık olarak tercih edilen bir tedavi değildir.
2) Şiddetli AGA tedavisinde saç protezleri seçenekler arasındadır. Gerçek veya sentetik saçlar kullanılabilir. Cerrahi, şiddetli AGA tedavisinde ikinci bir seçenektir. Transplantasyon, skalp 33 redüksiyonu, rotasyon flepleri, puch greftleme, tek folikül transplantasyonu cerrahi seçenekler arasında yer alır.
KADINLARDA AGA TEDAVİSİ;
1) Hafif ve orta şiddetli olgularda topikal minoksidil ve antiandrojenler kullanılabilir. Premenapozal dönemde erkek fetüsün feminizasyonuna neden olduğundan kontrasepsiyon yapılmalıdır. Bu potensiyal riskten dolayı kadınlarda finasterid kullanımı onaylanmamıştır. Çift kör, plasebo kontrollü yapılan çalışmalarda postmenapozal dönemde finasterid kullanımı etkili bulunmamıştır. Hiperandrojenizmin eşlik ettiği AGA olan 4 olguda finasterid kullanımının etkili olduğu gösterilmiştir.
Minoksidil;
Topikal %2 minoksidil, yapılan klinik çalışmalarda kadınlarda AGA tedavisinde etkili bulunmuştur. %5 minoksidil ile yapılan çift kör, plasebo kontrollü klinik bir çalışmada, %5 topikal minoksidilin kadınlardaki AGA tedavisinde %2 topikal minoksidile göre daha başarılı olduğu gösterilmiştir. Kadınlarda AGA tedavisinde minoksidil kullanımıyla ilgili yapılan klinik çalışmalarda tedavinin etkinliği ile ilgili farklı sonuçlar bulunduğundan daha ileri, uzun dönem takipli çalışmalar gerekmektedir. Antiandrojenler Antiandrojen tedavisi, ovaryan kaynaklı androjen sentezini azaltarak ve SHBG düzeyini arttırarak plazma testesteron düzeyinde ve DHT düzeyinde azalmaya neden olur.
Antiandrojenler;
Topikal ve sistemik kullanılan, androjen yapımını azaltan, androjen metabolizmasını etkileyen veya endokrin duyarlı saç folikülleri gibi hedef bölgelerde androjen aktivitesini engelleyen ilaçlardır.
Sistemik antiandrojenler; normal erkek seksüel fonksiyonları için gerekli olan dolaşımdaki testosteronu azalttığı için bu ilaçların kullanımı kadınlar ile sınırlıdır.
Siproteron asetat;
Siproteron asetat (CPA), androjen reseptör antagonistidir, bilinen en güçlü antiandrojendir. Saç kaybını durduğunu, fakat aktif büyümeye neden olmadığını gösteren çalışmalar vardır.
AGA tedavisinde 25-100 mg/gün menstrüel siklusun ilk fazında kullanılması önerilmektedir. Etinil östradiol ile kombine kullanımı yaygındır. CPA, saç kaybının progresyonunu engeller. Bazı otörlere göre CPA tedavisi serum ferritin düzeyi 40µg/l’nin üzerinde olduğunda daha etkilidir. CPA, 100 mg ve üzerinde kullanıldığında hepatotoksik etki yaratmaktadır.
Spironolakton;
Spironolakton, direkt olarak androjenlerin androjen reseptörü ile etkileşimini inhibe eder. Aldosteron antagonistidir. Saç foliküllerinde reseptör düzeyinde yarışmaya girerek androjenlerin reseptörlere bağlanmasını bloke ederler. 100-200 mg/gün dozlarda kullanılır. Spirinolakton kullanan kadınlar gebelikten korunmalı, yıllık servikal smear ve mamografi yaptırmalıdır Androjen sentezi için gerekli olan sitokrom p-450 bağımlı enzimlerin (17β-hidroksilaz ve dezmolaz) düzeyini azaltır. Saç kaybını durduğunu, fakat aktif büyümeye neden olmadığını gösteren çalışmalar vardır. Sistemik antiandrojenlerin yan etkileri arasında menstrüel düzensizlikler, memede hassasiyet, hiperkalemi, bulantı ve depresyon yer almaktadır.
Östrojenler;
Östrojenler, indirekt olarak sirküle SHBG düzeyini arttırarak antiandrojenik etki ederler. SHBG arttığında serbest testesteron azalır, gonadal androjen sentezi azalır. Östrojenler AGA’nin ilerlemesini yavaşlatsa da saç büyümesine neden olduğunu gösteren çalışmalar yoktur. Topikal östrojenler arasında 17α-östradiol, 17β-östradiol ve östradiol-benzoat yer almaktadır. Günde 1 kez saçlı deriye uygulanmalıdır. İritasyon ve kontak dermatit yan etkileri arasındadır.
2) Şiddetli AGA tedavisinde medikal tedavi denenebilir. Topikal minoksidil ve oral antiandrojen kombinasyon tedavisi bu evrede seçilebilecek en iyi alternatiftir. Medikal tedaviden yarar göremeyen kadın AGA’li hastalarda saç transplantasyon alternatifi düşünülebilir.
Saçlı deride kullanılan formüllerde yer alan sıvağlar;
Hidroalkolik çözücüler, geleneksel taşıyıcılar olmalarına rağmen günümüzde saçlı deride sıklıkla kullanılmaktadırlar. Hidroalkolik çözeltilerin varyasyonları kolaylıkla oluşturulabilir. Örneğin, izopropil miristat; topikal farmasötik preparatlar ve kozmetik ürünlerde yumuşatıcı, çözücü, taşıyıcı ve deriden penetrasyon arttırıcı olarak kullanılır. Yine; Dimetikonlar sıvı silikonlardır. Dimetikon su itici özellikleri nedeniyle deriyi suda çözünen tahriş edici maddelere karşı korumak amacıyla kullanılan farmasötik preparatların bileşimine girer. Propilen glikol farmasötik preparatlarda değişik amaçlarla kullanılan bir yardımcı maddedir. Özellikle sulu ortamda stabil olmayan ya da çözünmeyen ilaçlar için çözücü ve taşıyıcı olarak kullanılır. Gliserinden daha iyi bir çözücüdür. Propilen glikol cilt ve mukoza membranlarında lokal irritasyon sonucunda kontakt dermatit, kaşıntı ve kuruluk yapabilir. Aşırı duyarlık reaksiyonlarına neden olduğu bildirilmiştir.
Bu nedenle saçlı deride oluşabilecek tahrişler için 0 / w emülsiyonları reçete etmekle sorunu çözmek mümkündür.
Sedef hastalığı, seboreik dermatit gibi bazı hastalıklarda hidroalkolik bazlı çözeltiler, kurutucu etki gösterebilir ve hiperkeratozik lezyonlara neden olabilirler. Bir Hidroalkolik çözeltisi eğer kurutucu bir etki gösterdiği takdirde bu sorunu emülsiyonlarla ve ofisinal saç yağları ile çözmek mümkündür.
Ayrıca bu gibi durumlarda geleneksel bitkisel saç yağlarının yanında yüksek kaliteli kozmetik lipidler ve cyclomethicon ile oluşturulan sıvağlar tercih edilmektedir.
Saçlı deri hastalıklarında tedavi edici ajanların uygulama oranları;
Minoxidil ile formül uygulamaları;
Günümüzde en yaygın saç derisi hastalığı olan Androgenetik Alopesi tedavisinde topikal uygulanan minoksidil ve antiandrojenler tüm dünyada referans tedavi olmaya devam etmektedirler.
Kuru saç derisine günlük 16 hafta süresince uygulanan %2 ,%5’ lik minoksidil losyonun, saçlı deride maksimum saç büyümesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Ürün ile temas, dermatit ve iritasyon yapabilir. Daha az sıklıkta alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Propilen glikol, bazen alerjik reaksiyonları tetiklemektedir. Özellikle hipertrikoz (vücudun her yerindeki kılların anormal miktarda uzaması) gelişebilir. Özellikle kadınlarda görülen bu olumsuz yan etki genellikle tedavi kesildikten 4 ay sonra kaybolmaktadır. Bu yan etkileri önlemek için minoksidil uygulandıktan sonra eller ile yüze dokunmamaya çalışmak ve elleri hemen yıkamak önemlidir. Bununla birlikte, hipertrikoz daima doğrudan temas sonucu oluşmamakta, sistemik dolaşıma düşük düzeyde geçen minoksidil nedeniyle de oluşabilmektedir.
Topikal minoksidil % 5 oranında daha etkili ve hızlı hareket ederken, advers olayların oranı bir miktar yükselebilir. Kadınlar için, sadece %2 formülasyon topikal uygulama için onaylanmıştır. Bayanlarda %5 minoksidil konsantrasyonu önemli ölçüde daha etkili bulunmuştur, ancak yüzde hipertrikoz insidansı oldukca yüksektir. Minoksidil’in % 2 ve % 5 ticari formları mevcuttur. Bu formülasyonlara değişik konsantrasyonlarda farklı aktif bileşen ilavesi ile seboreik dermatit, sedef, saçlı deri ekzeması gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere kombinasyonlar yapılabilmektedir. Böylelikle hem kozmetik amaçla hemde saçlı deri hastalıklarının tedavisinde lokal çözümler oluşturulabilir. Kontakt dermatit hastaları için propilen glikol yerine Hidroalkolik solüsyonlar taşıyıcı olarak kullanılabilir.
(Tablo 24 ve 25).
Minoxidil’in %3 formülasyonları yurtdışında kullanılmakta iken, ülkemizde %2 ve %5 lik formları mevcuttur. Hidroalkolik taşıyıcılara alternatif olarak sıvı o/w sıvı emulsiyonlar, spreyler alternatif olarak kullanılabilir. Minoksidil’in topikal retinoidler ile birlikte kullanımı sinerjik etki göstermekte, saç büyümesini artırırken aynı zamanda saçlı deri emilimi artmaktadır. Bu etkileşmeyi (Shin ve coworkers67) çalışmalarında göstermiştir. Minoksidil % 5 çözeltisi günde iki kez uygulanırken, içerisinde tretinoin (% 0,01) bulunan çözeltilerinin ise günde bir kez uygulanması yeterli olmaktadır. Kombinasyon bu nedenle günde iki kez kullanım zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır.
Anekdot raporlar olmasına rağmen, minoksidilin diğer hormonlarla topikal kombinasyon uygulamalarında etkinliği kanıtlanmamıştır.
Farklı yazarlar; estradiol valeratın % 0.03, progesteron %0,025, spirinolactone %2 ila % 5 ve canrenone %1 ve %3 lük kombinasyonununu tavsiye ederken, topikal finasterid’in % 0.05lik kombinasyonunun saç büyümesinde faydalı olmadığını savunmaktadırlar. Blume-Peytavi ve coworkers şaşırtıcı olduğunu bildirdikleri, günümüzde göze intraoküler basıncı düşürmek amacıyla topikal olarak uygulan latanoprost % 0,1 isimli etken maddenin androjenik alopesi’de günde iki kez olmak üzere 24 hafta uygulandığı zaman, artmış saç yoğunluğunu gözlediklerini açıklamışlardır. Yakın gelecekte uygun bir taşıyıcı içine bu madde ilave edilerek saçlı deride kullanılacağı umut edilmektedir.
İyi bir hafta dileğiyle…
Devam edecek...
Tel: (332) 3520657
Fax: (332) 3512816
a.pekcan@eczacininsesi.com
http://www.majistralformul.com/