7-14 OCAK HAFTASINDA VİZYONDA KİMLER VAR?
Bizim İçin Şampiyon
Gerçek bir hikâyeden uyarlanan filmde efsane yarış atı Bold Pilot sayesinde bir araya gelen Halis Karataş ve Begüm Atman arasındaki büyük aşk anlatılıyor.
Ahmet Katıksız’ın hem senarist hem de yönetmen koltuğunda oturduğu flimin diğer senaristi ise Serkan Yörük. Ünlü jokey Halis Karataş’a Ekin Koç, Begüm Atman’a ise Farah Zeynep Abdullah hayat veriyor. Türkiye Jokey Kulübü eski başkanlarından Özdemir Atman’ı ise usta oyuncu Fikret Kuşkan canlandırıyor.
Bold Pilot’u hatırlayanları nostalji sokağına sürükleyen, -benim gibi- jokeyi Halis Karataş ile bir bütün olan muhteşem ikilinin 1996 yılı Gazi Koşusu’ ndaki rekoru kırış anları hafızasına kazınmış olanları ise zaman yolculuğuna çıkartan bu film Ocak ayında da vizyonda olacak.
Replikalar
Başarılı nörobilimci William Foster’ın ani bir şekilde kaybettiği ailesinin 4 üyesinden sadece 3 tanesini klonlama yöntemi ile geri getirebilmesini anlatan filmdeki bilimkurgunun yanı sıra izleyeceğiniz dram, filmin tadını damakta bırakacağa benziyor.
Bilim kurgu sinemasının temel taşlarından olan Matrix, aksiyon filmi Hız Tuzağı gibi yapımlarla akıllara kazınan, geçen yıllara rağmen yakışıklılığını hep arşa taşıyarak sinemalarımızda arz-ı endam eden başarılı oyuncu Keanu Reeves'in başrolünü üstlendiği bilim kurgu filminin yönetmen koltuğunda 2008 yapımı “Hain” filmiyle tanınan Jeffrey Nachmanoff oturuyor.
Benden söylemesi…
Şüphe
Dram ve gerilim izlemeyi sevenlere ve Haruki Murami hayranlarına müjde! Haruki Murakami’nin kısa bir öyküsünden uyarlanan film 10 Ocak itibariyle sizleri bekliyor olacak.
Filmde, birbirinden farklı karakterlere ve hayatlara sahip olan iki adam ile yolu kesişen bir kadının hikayesi anlatılıyor. Biri oldukça zengin, diğeri ise yazar olmak için mücadele eden biridir. Yaşanan gizemli bir olay üçünü de farklı bir şekilde etkileyecektir. Chang-dong Lee’nin yönetmenliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Ah-in Yoo, Steven Yeun, Jong-seo Jeon gibi isimler yer alıyor.
OCAK AYI TİYATRO OYUNLARI
DON KİŞOT’UM BEN
Çocukluğumuzun kahramanı kimdi? “Heman”? “Robin Hood”? “Don Kişot”? Ya da benim gibi her okuduğunuz kitabın başrolü mü oluverirdiniz? Don Kişot’u okuduğumda kaç yaşındaydım hatırlamıyorum ama sonrasında tiyatro eğitimime kadar tekrar okumamıştım. Kızımla beraber Müşfik Kenter’in yorumuyla dinlediğim halini saymazsak eğer. Müşfik Hoca’dan dinlemenin eşsiz keyfi bir kenarda dursun sahnede bu efsaneyi izlemek benim için bambaşka bir deneyim oldu.
Özellikle tek kişilik performanslara âşık olan ve gittiği her oyunda hicivle beraber melankoliyi arayan ben, bütün bunları kahkaha atarak ve çok sayıda karakterin buluştuğu bir oyunda bulmanın leziz tadına vardım.
Sahne arkasında Emrah Eren’in yönetmenliğinde, ışığından dekoruna, müziğinden rejisine kadar muhteşem bir ekiple hazırlanan, Ozan Güven ve Günay Karacaoğlu’nun başrollerini üstlendiği oyunda, diğer karakterler de birer başroldü aslında. Herkesi tek tek izlemeye çalışırken hikâyeyi bütün olarak ta görebilmenin hazzı kolay bulunmuyor maalesef. Özellikle Nazlı Tosunoğlu’nun hayat verdiği kâhya rolü benim gibi tiyatroya sevdalananlar için ders niteliğinde. Ufacık bir spoiler vereyim; son sahnede “ölüyor” dediği an bir ömürlük hafızamda kalacak bir gerçeklikte. J
Ezcümle, öylesine baş döndürücüydü.
Tüm ekibin emeğine, yüreğine, kalemine, aklına, sesine, akıp geçen her mimiğine sağlık.
İçten güldürmek zordur, kıymetlidir...
Bir kerelik değil her aklına geldiğinde güldürmek daha da zor...
Hele güldürürken düşündürmekten de zor bir şey vardır güldürürken isyan ettirmek...
İşte tam olarak buydu aldığım (ilk izlediğimden)
Defalarca gidilesi,
Her oyuncunun
Işığından dekoruna emeği geçen herkesin ayaklarından öpülesi bir oyun...
Bastırmak yok içimdeki isyanı,
Çünkü “Ben Don Kişot’um”
Ecz. Gaye Karaata ÖZEKEN