Kaleme aldığı şiirler ile Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran, bugün tam 114 yaşına girdi. 53 sene önce 3 Haziran 1963 yılında yaşama gözlerini yuman usta şair, hayatının bir bölümünde şiirlerin yanı sıra roman, oyun ve anı yazarlığı da yapmıştır.
Memleketimizin şairi Nazım Hikmet, 114. Doğum gününde sevenleri tarafından unutulmadı. Konak Belediyesi tarafından düzenlenen “İyi ki Doğdun Nazım” töreni ile anıldı.
Türk edebiyatı çatısı altında yetiştirilen en büyük şairlerden biri olan Nazım Hikmet, bugün 15 Ocak günü 114. Yaşına girdi. Yazdığı şiirler ile yaşanan usta kalemin, adını taşıyan Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezinde bir salonda düzenlenen bir törenle doğum günü kutlanıyor. Gerçekleşen etkinliğe Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz ve vakıf üyeleri, usta oyuncu Tarık Akan, Nazım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova’nın kızı, damadı ve torunu, Nazım Hikmet’in cezaevi günlerinden arkadaşı Morris Gabay gibi isimler Nazım Hikmet anısına bir araya geldi. Etkinlikte katlımcılar “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür”, “Ve bir orman gibi kardeşçesine” sloganı ile şiirler okuyup denize karanfiller bırakıldı.
Nazım Hikmet anısına ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Rüştü Asyalı tarafından usta şairin şiirleri ve eserleri seslendirildi. Ardından Ali Seçkiner Alıcı, Erkoç Torun, Nedim Yıldız ve Zeynep Göknur Yıldız ile Ziya Özsökmenler’in seslendirdiği ezgiler eşliğinde konuklar doyumsuz bir gün yaşadı.
Düşünceleri öne sürülerek yapılan komplolar ile birçok tutuklanan usta şair, hayatını büyük bölümünü cezaevinde geçirmiştir. Dönemin iktidarı ve medyası tarafından “vatan haini” ilan edilmişti. Kendisine yöneltilen vatan haini suçlamalarına “vatan polis copuysa ben de vatan hainiyim” diye karşılık vermişti.
Yeniden Türk Vatandaşlığına Alınması
2006 yılında Bakanlar Kurulunun Türk vatandaşlığından çıkarılmalar ile ilgili yeni bir düzenleme yapması gündeme geldi. Yıllardır tartışılmakta olan Nâzım Hikmet'in Türk vatandaşlığına yeniden kabul edilmesi yolu açılmış gibi gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu düzenlemenin sadece yaşamakta olanlar kişiler için düzenlendiğini ve Nâzım Hikmet'i kapsamadığını belirterek bu yöndeki talepleri reddetti. Dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, İçişleri Komisyonu'nda "Tasarıda, şahsa bağlı hak olduğu için bizzat müracaat etmesi gerekir. Arkadaşlarım da olumlu şeyler belirttiler, komisyonda görüşülür, bir karar verilir" dedi.
2009 yılının 5 Ocak Günü "Nâzım Hikmet Ran'ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin önerge" Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Nâzım Hikmet Ran'a yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iade edilmesine ilişkin bir kararname hazırladıklarını ve bu teklifin imzaya açıldığını ifade eden Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 1951 yılında vatandaşlıktan çıkartılan Ran'ın yeniden Türk vatandaşı olmasına ilişkin önerinin Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildiğini söyledi.
Bakanlar Kurulu'nun 05.01.2009 tarihinde aldığı bu karar, 10.01.2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı ve Nâzım Hikmet Ran, 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşı oldu.
NAZIM HİKMET RAN KİMDİR?
15 Ocak 1902 yılında Selanik’te dünyaya gelen Nazım Hikmet, ilk şiiri Feryad-ı Vatan’ı 1913 yılında kaleme almıştır. Mekteb-i Sultani’de öğrenim görmeye başlayan Nazım Hikmet, bir aile toplantısında yazdığı kahramanlık şiirini okuması ile Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından keşfedildi. Bahriye Mehtebi’ne giderek öğrenimini başarı ile tamamladı. Mezuniyetinin ardından Hamidiye gemisinde stajyer subay olarak göreve başladı. Bir süre sonra bazı nedenlerden dolayı ordudan ayrıldı.
Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde Siyasi Bilimler ve İktisat bölümü okudu. İlk şiir kitabı 28 Kanunisani’i Moskova’da yayınladı. Ardından Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisinde çalışmaya başladı. Dergide yazdıkları şiir ve yazılardan ötürü hakkında 15 yıl hapis istendi. O sırada Sovyet Rusya’ya gitti. 1928 Af Kanunu ile cezası kaldırıldı. Tekrak Türkiye’ye dönerek Resimli Ay dergisinde yazılar yazmaya başladı. 1938 yılında burada da yazdıklarından dolayı 12 yıl hapis cezası aldı.
1951 yılında Bakanlar Kurulu tarafından Türk Vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet, büyük dedesinin memleketi olan Polonya vatandaşlığına geçti ve Borzecki soyadını aldı.
3 Haziran 1963 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Şairlik Hayatı
Nazım Hikmet ilk şiirlerini hece ölçüsü kuralları içinde yazdı. Yazdıkları le kısa zamanda diğer şairlere fark attı. Hece ölçüsü ile yetinmeyerek şiirleri için başka formlar bulma arayışına girdi. Sovyet Rusya’da kaldığı yıllar sırasında şiirlerinde bulmaya çalıştığı yeni ve farklı formlara ulaştı. Bu sebeple hem içerik hem de biçim yönünden dönemin şairlerinden farklı bir yol izledi. Şiirlerinde uzun yıllar benimsediği hece ölçüsünden vazgeçerek serbest ölçüde yazmaya başladı. Yine o dönem Sovyet şairlerinden esinlenerek şiirlerine farklı bir boyut kazandırdı. Yazdıkları Fikret Kızılok, Cem Karaca, Fuat Saka, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü, Zülfü Livaneli gibi usta sanatçılar tarafından seslendirildi. Buna ek olarak birçok eseri de Yeni Türk’ün eski üyelerinden Selim Atakan tarafından bestelendi.
Yine Fuat Saka tarafından iki adet şiiri bestelenerek albüme dahil edildi. UNESCO tarafından Nazım Hikmet Yılı olarak kabul edilen 2002 yılında dönemin ünlü bestecisi Suat Özönder, “Şarkılarda Nazım Hikmet” isimli albüm oluşturdu.
Dava ve Sürgün Yılları
1925 - Ankara İstiklâl Mahkemesi Davası
1927 – 1928- İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 - Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 - Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1931 - İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933 - İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1933 - İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933 – 1934 - Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1936 – 1937 - İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1938 - Harp Okulu Komutanlığı Askerî Mahkemesi Davası
1938 - Donanma Komutanlığı Askerî Mahkemesi Davası