Karadenizli müzisyen Kazım Koyuncu ölümünün üçüncü yılında doğum yeri Hopa’da ve Türkiye’nin her yerinde anılıyor
Üreterek, paylaşarak, dayanışarak
Röportaj fotoğraflarını KKKM’nin kuruluş sürecini anbean görüntüleyen fotoğraf atölyesinden Ekrem Erbiz çekti.
HATİCE TUNCER
Kazım Koyuncu’yu yitireli üç yıl oldu. Sesini, şarkılarını ve acı sonunu bilmeyen yok gibi. Karadeniz müziğinin geleneğine tutkulu ama Batı enstrümanlarını da seven ve ikisini başarıyla kullanmayı bilen gencecik bir müzisyendi Kazım. 33 yaşında kayıp giden Karadeniz’in isyankâr sanatçısını, ailesi ve sevenleri geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da 25 Haziran’da Hopa’nın Yeşilyurt köyündeki mezarı başında anacaklar.
İstanbul Kadıköy’deki Kazım Koyuncu Kültür Merkezi de Denizin Çocuğu’nu “Üreterek anıyoruz” söylemiyle gerçekleştireceği bir dizi etkinlikle tamamen gönüllü öğretmenler eşliğinde yapılan atölye çalışmalarında geldikleri noktayı Kazım’ı sevenlerle paylaşacak.
Kazım Koyuncu Kültür Merkezi’nin (KKKM) kurulması, Halkevleri’nin genç sanatçının ailesiyle anlaşarak arşivlerde kalmış kayıtlarından hazırladığı “Dünyada Bir Yerdeyim” albümünün hedefiydi. Halkevleri bu albümden edinilenecek gelir ile Kazım Koyuncu’nun müziğini ve eşitliğe, özgürlüğe, barışa ve halkların kardeşliğine inancını yaşatacak bir kültür merkezi hedeflendiğini kamuoyuna duyurmuştu. Albümün yayımlanmasından kısa bir süre sonra Kasım 2007’de KKKM tarafından, Kadıköy Moda’da eski bir kafenin yeri albümün gelirleriyle kiralandı ve projeyi hayata geçirmek üzere çalışma çağrısı yapıldı. Onursal başkanlığını Kazım’ın babası Cavit Koyuncu’nun yaptığı KKKM’de ağırlıklı müzik olmak üzere 17 atölyede gönüllü öğretmenler, yetenekli ama olanakları olmayanlara ders veriyor. KKKM’nin kuruluş sürecini ve çalışmalarını gönüllüleri, öğrencileri ve öğretmenleriyle konuştuk.
Kazım Koyuncu Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çarmıklı, babası ile Kazım’ın babası Cavit Koyuncu’nun gençliklerinde arkadaş olduğunu, KKKM’yi kurma çalışmaları sırasında gönüllü olarak yer alırken tesadüfen öğrenmiş. Kazım’ın memleketi Hopa’ya komşu olan Rize’nin Arhavi ilçesinden olan Çarmıklı, KKKM’de Cavit Koyuncu ile karşılaşmış ve sohbetleri sonucunda bu geçmişteki dostluk ortaya çıkınca baba Koyuncu duygulanarak “Ben babanla arkadaştım, sen çocuğumla arkadaşmışsın” demiş. Çarmıklı, Kazım Koyuncu’nun 26 Haziran 2004’te Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda İstanbul’dan Hopa’ya uğurlanışı sırasındaki toplumun her kesiminden insanların bir araya gelmesinden etkilenmiş. Çarmıklı kültür merkezinin oluşum sürecini şöyle anlatıyor:
“Öncelikle yozluğu dışlayan bir müzik türünü, diğer kültürel faaliyetleri de içine katacak tarzda ‘Dünyaya da soldan bakan bir oluşum mümkün müdür’ diye sorduk. ‘Paylaşımcı, dayanışmacı’ oluşumda birleşmek mümkün müdür düşüncesinden yola çıktık. Bunun mümkün olduğunu zaten biliyorduk. Aslında Türkiye toplumunda dayanışmacı ve paylaşımcı bir ruh her zaman vardır. Oluşumundan itibaren insanların katkısı paylaşmacı, dayanışmacı anlayışı, kendisini hemen hissettirdi.”
HERKESE SANAT
KKKM Genel Sekreteri Özge Ozan, Kazım Koyuncu’nun adını taşıyan bir kültür merkezi düşüncesinin ortaya çıkmasından itibaren sürecin içinde yer aldı. “Öncelikle herkesin ürettiği, sanat yaptığı bir dünya arzusunu dile getiren ve ‘Yaşamdaki en önemli değer emektir’ diyen devrimci bir müzisyenin ismini taşıyan bir kültür merkezinde böyle bir dünya arzuladığım için gönüllü olarak çalışıyorum” diyor.
KKKM Yönetim Kurulu üyelerinden Zafer Birol, KKKM’nin muhalif ve alternatif bir sanat projesi iddiası bulunduğunu ve bunun gerçekleşeceğine inandığını söylüyor. Gönüllülerin toplantılarında atölyelerin kendi iç dinamikleriyle gelişmesi düşüncesi hâkim olmuş. Birol, “Çalışmaların ücretsiz olması kararını insanları buraya çekmek değil, tam aksine kültür ve sanat faaliyetini kendi özgür ve bağımsız ortamında rahatça yapılabilmesi nedeniyle vermiştik” diyor ve devam ediyor:
“Kolektif bir davranış ve çalışma tarzının en başından itibaren gerçekleşebileceği düşüncesindeyiz. Buradaki atölyelerde bireyci değil toplumcu, tüketici değil üretici, rekabetçi değil dayanışmacı, hazırcı değil araştırmacı bir çalışma hedefliyoruz.”
Müzik öğretmenliği öğrencisi Levent Dağ, keman dersleri veriyor. Öğrencilerinden biri de Koyuncu’nun yeğeni Selen.