Müziklerini Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Edip Akbayram, Timur Selçuk, Kurt Weill ve Hans Eisler'in yaptığı, Genco Erkal ve Tülay Günal'in muhteşem oyunculukları ile oyunu sergilemekten ziyade sahnede yaşadıkları ve izleyiciye yaşattıkları "Güneşin Sofrasında-Nazım ile Brecht" adlı tiyatro oyununu Ankara Tiyatro Festivali bünyesinde, 03-04 Aralık 2017 tarihlerinde Şinasi Sahnesi'nde izleyebilirsiniz.
GÜNEŞİN SOFRASINDA
Sessizleşti gecem,
Tarihin loş ışıklarıyla.
Sus pus dünyaya inat,
Sahneye iki özgür ruh indi gökten,
Kopya hayatları ters düz eden.
İki savaşçı...
Memleket diyerek ölen.
Yaşamaya değer zamanlarını
"Yaşayabilmek" için feda eden.
İki barışçı...
Dünyanın öbür ucu için
Kaleminden gözyaşı döken.
Tarafını sorgusuzca ezilenden yana seçen.
Tek tek sarıldılar tüm hücrelerime..
Titredim ılık bir yaz gecesinde.
Ve haykırdım,
Sesim
Moskova kıyılarından Danimarka semalarına duyulana dek.
Bir naif ses okşadı başımı,
Kor notalarına basarak demli şarkıların.
Bir güçlü el aydırdı çıkmazımı,
Kör noktalarını silerek suspus dimağın.
Tam orada "yiğidim aslanım" yatıyordu.
Şeker istiyordu Hiroşima'da,
Ölü bir kız çocuğu.
Bulutlar adam öldürmüyordu.
Ayıp, Zühre ile Tahir'in olmazdı.
Sevda yüzünden ölemeyenler,
Aşkı ayıp sanmıştı..
Haksızlığı haklı çıkarmıyordu,
Haksızlıkla savaşanların yenilgisi.
Haklılarla haksızlar dengeyi sağlamıyordu.
Bir tahtrevallinin iki ucundaydı,
Üç kuruşluk düzen.
Köpekbalıklarını kadar "insan" olamamaktı,
Bu düzenbaz dünyada adaleti ezen.
Adaletin kokusu tüterken emekçi her evden,
Güneşin bir daha doğmasını bekliyordu
Küçükler -usulca büyüyen- ...
Derken yanaştı bir gemi Moskova açıklarına.
Alev aldı nice kalem eskiten eller.
Memet duydu mu o feryadı, bilinmez.
Çoktan karışmıştı birbirine acı dolu içsesler.
Son bir veda nefesi yükseldi Moskova'dan.
Kafasında kavgası,
Yüreğinde umutla,
Son selamlar yollandı
Kardeşe,
Dosta,
Yoldaşa..
Mavi Dev'in gözleri güneşe beraber gülmeye kapandı.
Bir daha açılacaktı
Güneşin sofrasında,
Dostlarla..
"Hoşçakalın..
ELVEDA..!!"