Yaşadığı acıları, yeşerttiği umudu ve taşıdığı mutluluğu sazıyla harmanlayarak Türk halk kültürüne önemli katkılar yapan büyük halk ozanı Âşık Veysel'in ölümünün 36. yılını yaşadığımız bugünde Sıvas Valisi Veysel Dalmaz, eserlerinde birlik, beraberlik ve barış çağrıları yapan ünlü ozan Âşık Veysel'in, birleştirici yönüyle de Türk toplumu üzerinde büyük etki bıraktığını bildirdi.
"Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın" diyerek gönüllerde taht kuran ünlü halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu ölümünün 36. yılında anılıyor.
"Eserlerinde birlik, beraberlik ve barış çağrıları yapmıştır"
Sıvas Valisi Veysel Dalmaz, halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu'nun ölümünün 36. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Türk milletinin gönlünde önemli yer edinmiş değerli ozan Âşık Veysel Şatıroğlu'nun yaşadığı tüm acılara rağmen umudunu kaybetmeden derdini, sevincini, hasretini 7 yaşında eline aldığı sazıyla yıllarca söylediğini belirtti.
Âşık Veysel'in halk şiirinin temsilciliğini yaparak Türk halk kültürüne önemli katkılarda bulunduğunu ifade eden Vali Dalmaz, şunları kaydetti:
''Âşıklar diyarı olarak bilinen Sivasımızın yetiştirdiği en önemli ozanlardan biri olan Âşık Veysel Şatıroğlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu yaşamış, Anadolu insanının istilaya karşı nasıl tek yumruk olduğunu Sivas'tan tüm yurda ve dünyaya nasıl seslendiğini bizzat yaşayarak dizelerine yansıtmıştır. Halk ozanı olmasının yanı sıra topluma ışık tutan aydın kimliğiyle de ön plana çıkan Âşık Veysel, dizelerinde sevgiyi, kardeşliği, doğayı, ölümü eşsiz bir üslupla betimlemiştir. Eserlerinde birlik, beraberlik ve barış çağrıları yapan ünlü ozanımız birleştirici yönüyle de Türk toplumu üzerinde büyük etki bırakmıştır.''
Büyük ozan Âşık Veysel
Veysel Şatıroğlu veya bilinen adıyla Âşık Veysel 25 Ekim 1894 yılında Sıvas ili Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonucunda sol gözünü, bir talihsizlik sonucuyla da sağ gözünü kaybetti. Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı.1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı.
Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1970'li yıllarda Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla'da her yıl adına şenlikler yapılır.
Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yöntemi gösterişsiz ve nerdeyse kusursuzdur. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içeydi. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de var. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950) , Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı.
Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı. Şarkışla'da her yıl adına şenlikler yapılır.