İtalya’da yayımlanan Corriere dela Sera gazetesi, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Camus’nün, bir kazaya değil, ’suikast’a kurban gitmiş olabileceğini öne sürdü. Camus, son yıllarında, 1956 Macar ayaklanmasının kanlı bir biçimde bastırılmasından Sovyet Dışişleri Bakanı Şepilov’u sorumlu tutmuş, Stalin’in yasakladığı Boris Pasternak’a büyük destek vermişti.
1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasının üstünden üç yıl geçmeden, 4 Ocak 1960 günü bir araba kazasında yaşamını yitiren Fransız düşünür ve yazar Albert Camus’nün KGB ajanları tarafından öldürülmüş olabileceği ileri sürüldü. İtalya’da yayımlanan Corriere della Sera gazetesi, Camus ile dostu ve yayıncısı Michel Gallimard’ın öldükleri kazada Sovyet casuslarının parmağı olabileceğini öne sürdü.
Noel tatilini Provence’taki evinde geçiren Camus, Paris’e, karısı Francine, Catherine ve Jean adlı ikizleriyle birlikte trenle dönmeyi tasarlamıştı. Ama sonradan, Michel Gallimard, Paris’e kendi arabasıyla birlikte dönmelerini önermişti. Araba buzlanma yapmış olan yolda kayarak bir ağaca çarpmış, Camus olay yerinde ölürken Gallimard da birkaç gün sonra hastanede yaşamını yitirmişti.
Tüm Fransa’yı büyük bir şaşkınlığa ve yasa boğan kazadan sonra, Camus’nün cebinden Paris treni için alınmış bir dönüş bileti çıkmış, arabada da yazarın Cezayir’deki çocukluğundan yola çıkarak kaleme aldığı “İlk İnsan” adlı bitmemiş romanının elle yazılmış 144 sayfası bulunmuştu.
Geçenlerde, Corriere della Sera gazetesi, kazada KGB ajanlarının parmağı olabileceği yolunda bir habere yer verdi. Gazete, bu savını, İtalyan akademisyen ve şair Giovanni Catelli’nin bir açıklamasına dayandırdı. Catelli, ünlü Çek şair ve çevirmen Jan Zábrana’nın güncesinin İtalyanca çevirisinde bir bölümün “atlanmış” olduğunu ileri sürmüştü. Söz konusu bölümde Zábrana şöyle diyordu: “Çok şey bilen ve çok sağlam kaynakları olan bir adamdan çok tuhaf bir şey duydum. Bu adama bakılırsa, 1960’ta Albert Camus’nün yaşamını yitirdiği araba kazası Sovyet casusları tarafından düzenlenmiş. Arabanın tekerleğine, hız yaparken lastiği kesebilecek ya da delebilecek bir alet yerleştirmişler.”
Zábrana, güncesinde, 1957 Martı’nda “Franc-tireur” adlı Fransız dergisinde çıkan yazısında Camus’nün 1956 Macaristan olaylarından Sovyet Dışişleri Bakanı Dmitri Trofimovic Şepilov’u sorumlu tutarak 1956 Macar ayaklanmasının bastırılmasını “Şepilov katliamı” diye nitelemesine tepki olarak “suikast” emrinin bizzat Şepilov tarafından verildiğini öne sürüyor.
Camus, “Doktor Jivago” adlı romanı Stalin tarafından yasaklanan ve Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Boris Pasternak’ı açıktan açığa desteklemiş; son yapıtlarında hem Hıristiyanlığın hem de Marksizmin katı yönlerini reddeden liberal bir insancıllığın ana hatlarını ortaya koymuştu.
Corriere della Sera gazetesinde, Moskova’nın Camus’yü KGB ajanlarına öldürtmesi için yeterince neden olduğu belirtiliyor.
“Albert Camus: Bir Yaşam” adlı biyografinin yazarı Olivier Todd ise Sovyet arşivlerinde yaptığı araştırmada konuyla ilgili bir bilgi ya da ipucuna rastlamadığını söylüyor:
“KGB’nin etkinlikleriyle ilgili hiçbir şey beni şaşırtmaz, ama bu iddia beni şaşkınlık içinde bıraktı. KGB’nin böyle şeyler yapabildiğini göz ardı edemeyiz, ama bu hikâyenin doğru olduğuna inanmıyorum.”