Bu hafta Perşembe Şiirlerinde aramızdan 19 yıl önce ayrılan Barış Manço'yu anıyoruz.

Hasret ve saygıyla...

---

Köfte ve patates dışında sevdiğim yemekleri sana söyleyebilmek için yerdim bundan 30 sene önce. O 10 puanı alacaktım her ihtimalde ama haketmek isterdim çocuk aklımla. Babamın sevdiği uzun saçlı tek insan olman bir yana, Barış Abi'mizdin hepimizin. Yaş ve mekandan bağımsız evimizdeki en kıymetli koltuğun sahibi abisi.

 

Seni dinlediğim gecelerin birinde -ki sen göçeli 10 sene olmuştu- dur dedim geceye.

Gitme..

Dökecek suyum yok arkandan,

Sövecek kelimelere kavuşmuyor harfler..

Kaldırım taşından kazıdığım gözyaşlarıma bandığım geceye dedim..

Hareli ışıkları dehliz karası gören gözlerimle,

Dur dedim..

Ölme..!

Diyeceklerim var..!

Duyamadıklarımı gömeceğim derinine.

Daha susamadıklarım var.

Hepsini bağlayacağım çaputlara, kat kat..!

Uzun selviler arasına sıkışan baharı anlatacağım..

Ve çiçekleri mezar başında kokladığım..

Yoktan suladıklarımı takacağım saçlarına.

O yüzden..

Dur daha ölme..

7'lerden buket yapacağım sana,

Ve iki dişim eksik gülümseyeceğim.

Kalbimdeki abaküsle sayacağım 1'den 10'a..

Ve her seferinde tüm 10 puanları toplayacağım.

Ahh gece..

Bir tek sana ölüm gülpembe..!!

 

Katladım sonra yazdığım kağıdı. Ummadığım kadar kolay sığmıştı zarfa. Oysa yazarken ne kadar ağırdı... "Zarfta zarfmış ha" diye düşündüm sonra, Cansever'den rol çalarak. Dudaklarımla mühürlemeden bir kağıt daha aldım çekmeceden. Bir turna kuşu yaptım tüm beceriksizliğimle, ufacık bir hediye- kabul edersen-. Kalbime sığmayan ne varsa yükledim kanatlarına. Şimdi sığacak mıydı acaba bunca yük o zarfa? Adresi yazarken dağıldı bulutlarım. Çünkü zaten zarf değildi aslında büyük olan, öyle bir adres yazıyordu ki üstünde, büyüyordu yazılan her hece elinde olmadan.

 

"Barış Manço Moda 81300 İstanbul"

 

Topladığım puanlarla oturdum yerime.

Anladım ki gitmeyecektin.

Taşan bir dere değilde, sızan bir damla değdi göğsüme.

 

Sonra ben sustum sen söyledin.

 

Gaye

Bu akşam yine garip bir hüzün çöktü üstüme

Hücrem soğuk bir tek sen varsın düşlerimde

Demir kapı yine kapandı ağır ağır üzerime

Kelepçeler yine vuruldu kilit kilit yüreğime

 

Derin derin soluyorum seni gecelerce

Duvarlara kazıdım ismini her köşeye

Dudakların şeker gibiydi, baldan öte baldan ziyade

Pembe pembe yanakların, gülden öte gülden ziyade

 

Sabret gönül sabret, sakın isyan etme

Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme

Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze...

Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade

O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyade

 

Bir sabah elbet güneş de doğacak penceremde

Ama bil ki ateşin hala yanacak yüreğimde

Gözyaşlarım akıp gidecek, selden öte selden ziyade

Bir canım var vereceğim, maldan öte maldan ziyade

 

Sabret gönül sabret, sakın isyan etme

Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme

Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze...

Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade

O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyade

 

Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade

Bir sen var ki senin içinde, senden öte senden ziyade

Bir ben var ki benim içimde, benden öte benden ziyade

Bir sen var ki senin içinde, senden öte senden ziyade

 

Barış Manço

 

https://www.youtube.com/watch?v=KHbAZ94kP-o



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat