GÖKTEN İNEN MELEK (1964)
(Mary Poppins)
 

P. L. Travers’in Mary Poppins başlıklı kitap serisinden sinemaya uyarlanan “Gökten İnen Melek”, eğlenceli ve klasik bir Disney müzikali… Acil bir dadıya ihtiyaç duyan Londralı Banks ailesinin yardımına, şemsiyesiyle gökten inen Mary Poppins yetişir. Mary sihirli güçlere sahip özel bir dadıdır... Gösterime girdiği 1964 yılının en çok hasılat yapan filmi olan ‘Gökten İnen Melek’, gerçek çekimlerle animasyonu birleştirdiği dans sahnesiyle akıllarda kaldı.13 dalda aday olduğu Akademi Ödülleri’nde kadın oyuncu (Julie Andrews),kurgu, müzik, özel efekt ve şarkı kategorilerinde 5 Oscar birden kazandı. Devam filmi olarak çekilen ‘Mary Poppins Returns’ 2018’de gösterime girdi. (BeinConnect)

ÜÇÜNCÜ TÜRDEN YAKINLAŞMALAR (1977)
(Close Encounters of the Third Kind)

 
Bilimkurgu sinemasının mihenk taşlarından kabul edilen bir film... Senaryoyu da yazan yönetmen Steven Spielberg, “kötü niyetli, istilacı uzaylılar” fikrini bir yana bırakarak “uzaylılarla insanlar arasındaki iletişim” fikrinden yola çıkar ve yeni bir bakış açısı getirir. Paralel olarak seyrettiğimiz iki hikâyeden birinde bilim insanları uzaylılarla iletişim için müziği kullanırken, diğerinde uzaylılarla telepatik bağ kuran insanların öykülerini izleriz. Bu insanlar, dışarıdan bakıldığında saplantılı gibi görünseler de amaçlarına doğru ilerlerler. Gişelerde büyük ilgi gören film 1977’de 8 dalda Oscar’a aday olmuş ama sadece görüntü yönetmeni Vilmos Zsigmond’a Oscar kazandırmıştı. (Netflix)

MUPPET FİLMİ (1979) 
(The Muppet Movie)
 
Jim Henson’ın 1976’da yayınlanmaya başlayan efsane televizyon dizisi ‘Muppet Şov’un ilk sinema filmi… Müzikal–komedi türünde bir yol filmi olarak tasarlanan ‘Muppet Filmi’, Kermit ve arkadaşlarının yıldız olma hayaliyle Hollywood’a doğru uzun bir yolculuğa çıkmasını anlatır. Bu arada, kurbağa ayağı satarak para kazanmak isteyen Doc Hopper adında bir girişimci, Kermit’in peşine düşer… Muppet Şov’un tanıdık simalarının yanı sıra Dom DeLuise, James Coburn, Steve Martin ve Mel Brooks gibi dönemin Hollywood yıldızları da filmde misafir oyuncu olarak yer alırlar. Gişelerde başarılı olmasının yanı sıra eleştirmenlerden de yüksek notlar alan film, en iyi müzik ve şarkı dallarında Oscar’a aday olmuştu. (BeinConnect)

KUTSAL HAZİNE AVCILARI (1981)
(Raiders of the Lost Ark)
 
Harrison Ford’un canlandırdığı Amerikalı arkeolog Indiana Jones, 1936 yılında geçen filmde Nazilerin de peşine düştüğü eski çağlardan kalma bir sandığı herkesten önce bulup ABD’ye getirmeye çalışır. George Lucas’ın Philip Kaufman’la birlikte yazdığı hikâyeyi Lawrence Kasdan senaryolaştırmış, yönetmenliğini Steven Spielberg yapmıştı. Mizah duygusuyla aksiyondan beslenen saf eğlencenin güzelliğini taşıyan film, 40 yıl sonra bile genç seyircilerin ilgisini çekebilir. 12 yaş üstü seyircilere hitap eden ‘Kutsal Hazine Avcıları’ ile Spielberg, eski seriyal maceraları yeniden canlandırmış, çağdaş aksiyon sinemasının hızını, ruhunu ve ironisini önceden şekillendirmişti. (Amazon Prime Video–BeinConnect-Netflix)

E.T. (1982)

 

Yeryüzü’nü ziyaret eden uzaylılar, ormandan örnekler toplarken ajanların bölgeye gelişiyle apar topar gemilerine kaçarlar. İçlerinden biri onlara yetişemez ve tek başına kalır. Ormana yakın bir banliyö evinde ailesiyle yaşayan küçük Elliott, onu bulduğunda yetkililere haber vermek yerine saklanmasına yardımcı olur… Popüler kültüre damgasını vurmuş gerçek bir klasik ve bilimkurgu başyapıtı... Dost canlısı ufak tefek uzaylıyla banliyö çocukları arasındaki sevgi ve dayanışma bağı, bugün hâlâ birçok filme ilham vermeye devam ediyor. Yabancı düşmanlığının hiç bitmediği bir dünyada bir grup çocuğun uzaylıya düşman gözüyle bakmamaları ve korumaları, kuşkusuz hâlâ çok önemli. (Amazon Prime Video-Netflix)

HİÇ BİTMEYEN ÖYKÜ (1984)
(The NeverEnding Story)
 
Alman yönetmen Wolfgang Petersen’in Michael Ende’nin romanından sinemaya uyarladığı film, fantezi macera türünü sevenlere hitap ediyor. Her şey gizemli bir kitap ve bu kitabın sayfalarındaki serüvenlerin içine çekilen 10 yaşındaki bir çocukla ilgili… Kitapta genç bir savaşçı, Fantasia adlı güzel ülkeyi yok etmek isteyen Nothing adlı karanlık gücü durdurmakla görevlendiriliyor… Batı Almanya yapımı olmasına rağmen İngilizce olarak çekilen film gösterime girdiğinde genellikle çok olumlu eleştiriler almış ve daha sonraki yıllarda iki devam filmi daha çekilmişti. Gösterime girdiği yıl birkaç ülke hariç ebeveynlerin gözetiminde bütün yaş gruplarının izlemesine uygun bulunmuştu. (Netflix)

GELECEĞE DÖNÜŞ (1985)
(Back to the Future)
 
Popüler kültürde zaman yolculuğu deyince akla gelen ilk filmlerden… Marty McFly, çılgın Doktor Emmett Brown’ın icat ettiği zaman makinesiyle yanlışlıkla 1980’lerden 1955’e gider, annesiyle babasının gençlikleriyle karşılaşır. Geleceğin değişmemesi için onları tanıştırmak ve birbirlerine âşık etmek için elinden geleni yapar. Bu, hiç de kolay değildir... Zaman yolculuğu fikrini, heyecanlı bir macera ve aile hikâyesiyle birleştiren bir klasik… Robert Zemeckis’in yönettiği filmde başrolleri Michael J. Fox ve Christopher Lloyd paylaşıyor. Sevenler, serinin diğer filmlerini de seyredebilir. 12 yaşın altındakilere hitap etmeyebilecek bir film olduğunu belirtelim. (Amazon Prime Video-BeinConnect-Netflix)

GÖKTEKİ KALE (1986)
(Castle in the Sky-Tenkû no Shiro Rapyuta)
 
Bir aksiyon sahnesiyle açılan “Gökteki Kale”, herkesin peşinde koştuğu değerli bir taşla ilgili... Bir de efsanevi kale var. Aslında kaleden ziyade havada uçan bir ada... Ana karakterlerimiz ise iki küçük çocuk… Sheeta, ailesinden kalma kristal taşı korumaya çalışıyor, Pazu da ona yardım ediyor. Zeplinler, sinek kanatlı tuhaf hava araçları, korsanlar, ajanlar, askerler ve yüksek dağ köyleriyle kendine özgü bir görsel dünya vaat eden fantastik bir macera… Gösterime girdiği yıl sadece Japonya’da değil dünya genelinde de başarılı olmuş, Japon popüler kültüründe derin izler bırakmıştı. (Netflix)

KOMŞUM TOTORO (1988)
(My Neighbor Totoro-Tonari no Totoro)

 

Japon animasyon ustası Hayao Miyazaki’nin başyapıtlarından biri… Disney’in miki faresi varsa, Japonların da Totoro’su var. Zaten bütün Ghibli Stüdyosu filmleri Totoro resmiyle başlar. Totoro’yu bilmeyenlerin bir an önce filmi seyretmeleri gerekiyor. Hastaneye kaldırılan annelerine daha yakın olmak için babalarıyla birlikte orman kenarında bir evde yaşamaya başlayan Satsuki ve Mei isimli iki kız kardeşin öyküsünü anlatan filmde kötü karakterler yok. Çocukların ormanda yaşayan sihirli yaratık Totoro’nun kucağında uykuya daldığı sahne, filmin ruhunu da özetliyor: Annenin yokluğuna karşı doğanın şefkati... (Netflix)

KÜÇÜK CADI KİKİ (1989)
(Kiki’s Delivery Service-Majo no Takkyûbin)
 
Cadı Kiki, 13 yaşına girdiği gün uzaklara doğru yola çıkar. Ait olduğu dünyanın geleneklerine göre, önce bir kent seçecek ve orada hayata tutunmaya çalışacaktır. Uçan süpürgesinin yardımıyla bir fırında dağıtımcı olarak işe girer... Cadıların tuhaf karşılanmadığı bir dünyada Kiki, ailesinden uzakta kedisi Jiji’yle birlikte yeni arkadaşlar edinir ve hayatta ne yapmak istediğini keşfetmeye çalışır. Gençlerin kendi kişiliklerini bulma süreci üzerine tadı damağınızda kalacak, Hayao Miyazaki imzalı fantastik bir öykü… (Netflix)

KARINCA Z (1998)
(Antz)
 
Kısaca ‘Z’ olarak adlandırılan Z Marion-4195 adlı işçi karınca, kolonideki diğer arkadaşlarından farklıdır. Hayatının anlamı üzerine düşünen endişeli bir karıncadır. Bir gün koloninin prensesi Bala’ya âşık olunca, koloni içinde ezelden beri sürüp giden baskıcı ve sıkıcı hayatı değiştirmek ister… Mizah duygusuyla yetişkinlere de seslenen ‘Karınca Z’, Dreamworks Animation şirketinin ilk filmiydi. Sinema tarihinin üçüncü bilgisayar animasyonu olarak da tarihe geçen film, olumlu eleştiriler almış ve gişelerde başarılı olmuştu. Türkçe altyazılı versiyonunu tercih edenler, filmi Woody Allen, Sharon Stone, Sylvester Stallone, Jennifer Lopez gibi yıldızların dublajıyla seyredebilir. (BeinConnect)

KOMİK TUZAK (1998)
(The Parent Trap)
 
Birbirlerine tıpatıp benzeyen Annie ve Hallie, bir yaz kampında karşılaştıklarında neye uğradıklarını şaşırırlar. İkiz olduklarını anlayınca, birbirlerinin yerine geçmeye ve doğumdan sonra onları ayıran ebeveynlerini yeniden bir araya getirmeye karar verirler. 1961 tarihli aynı filmin yeni çevriminde ikiz kardeşleri Lindsay Lohan canlandırıyor. Lohan’ın ilk kez kamera karşısına geçtiği filmi Nancy Meyers yönetmiş, yıllar önce yollarını ayıran anne ve babayı ise Dennis Quaid ile Natasha Richardson canlandırıyor. (BeinConnect)

RUHLARIN KAÇIŞI (2001)
(Spirited Away-Sen to Chihiro no Kamikakushi)
 
Sadece Japon Ghibli Stüdyosu’nun değil, 2000’li yılların en iyi filmlerinden biri olarak kabul ediliyor… Yönetmen Hayao Miyazaki bizi bu kez küçük Chihiro ile birlikte kötü ruhların yaşadığı bir şehre götürüyor. Açık büfedeki yemekler yüzünden domuza dönüşen annesiyle babasını kurtarmak isteyen Chihiro, ruhların arınmaya geldiği hamamda çalışmaya başlıyor. Miyazaki’nin üstüne kitaplar yazılan ve sayısız analize konu olan fantastik filmi, bir büyüme hikâyesi üzerinden çağdaş Japon toplumunun eleştirisini yapıyor. 7 yaşından küçüklere uygun değil. Biraz karanlık bir film olduğu için 12 yaş altındaki çocuklarınızla birlikte seyretmeniz önerilir. (Netflix)

SHREK (2001)

 
Shrek, bataklığında tek başına yaşayan, başkalarıyla iletişim ve bağ kurmaktan hoşlanmayan yalnız bir devdir. Ne var ki, bir gün bataklığına gelenler yüzünden huzuru kaçınca, sorunlarını çözmek üzere geveze arkadaşı Eşek’le birlikte her şeyin sorumlusu Lord Farquaad’ı görmeye gider… İç ve dış güzelliğin, sevginin, dostluğun anlamı üzerine, bir yanıyla peri masallarını, bir yanıyla da modern komedileri hatırlatan, zekice yazılmış, seyri çok keyifli bir animasyon. Andrew Adamson ve Vicky Jenson’un yönettiği film, William Steig’ın bir kitabından sinemaya uyarlandı. Orijinal versiyonunda Shrek’i Mike Myers, Eşek’i Eddie Murphy, Fiona’yı ise Cameron Diaz seslendirdi. Türkçe versiyonunda Okan Bayülgen (Şrek),Mehmet Ali Erbil (Eşek) ve Oya Prosçiler (Fiona) görev aldı. (Amazon Prime Video)

İMPARATORUN YOLCULUĞU (2005)
(The March of Penguins)

 

Çekimleri bir yıl süren bu şahane belgesel, Antartika’da yaşayan imparator penguenlerinin 1 yıllık yaşam döngülerini konu alıyor. Penguenler çift bulmaları, yumurtlamaları, yumurtadan çıkan bebek penguenleri besleme ve hayatta tutma mücadeleleriyle geliyorlar karşımıza… 2006 yılında en iyi belgesel Oscar’ını kazanan Fransız yapımı film, yönetmen Luc Jacquet’nin imzasını taşıyor. İkibinli yılların en popüler belgesellerinden biri olan ‘İmparatorun Yolculuğu’, tüm dünyada 127 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı. (Filmbox)

MİNİK ÖRÜMCEK ŞARLOT (2006)
(Charlotte’s Web)
 
Küçük Ferrn Arabie, babasına dil dökerek Wilbur adını vereceği küçük şirin domuzu kesilmekten kurtarır… Serpilip geliştikçe hayatının daha da tehlikeye gireceğini ve Fern’in kendisini korumasının zorlaşacağını bilen akıllı Wilbur, Charlotte adlı örümcekle yeni bir plan yapar… E. B. White’ın 1952 tarihli aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, ilk kez 1973’te çizgi film olarak uyarlanmıştı sinemaya. Canlı çekimler ve özel efektlerle hayvanları konuşturan film gösterime girdiğinde çok olumlu eleştiriler almıştı. 12 yaşındaki Dakota Fanning’in Fern’i canlandırdığı filmde, hayvanları konuşan oyuncular arasında Dominic Scott Kay, Julia Roberts, Steve Buscemi, Oprah Winfrey, John Cleese gibi isimler de yer alıyor. (Amazon Prime Video – BeinConnect)

TERABİTHİA KÖPRÜSÜ (2007)
(Bridge to Terabithia)
 
Katherine Paterson’un 1977 tarihli romanından uyarlanan film, aynı okulda okuyan 12 yaşlarındaki iki komşu çocuğu Jesse ve Leslie’nin, yarattıkları hayal dünyası içindeki maceralarını anlatıyor. Hayaller onlar için çevrelerindeki dünyanın tatsız gerçeklerinden, akran zorbalığından bir kaçıştır… Jesse ve Leslie, evlerinin yakınında bulunan ormanda devlerden, perilerden, trollerden ve cücelerden oluşan, Terabithia adında hayali bir krallık kurarlar. Gábor Csupó tarafından yönetilen fantezi macera türündeki ‘Terabithia Köprüsü’, gişelerde başarılı olmasının yanı sıra eleştirmenlerden yüksek notlar almış ama karanlık yanları nedeniyle bazı seyircilerin tepkileriyle karşılaşmıştı. (Netflix)

AŞIRICILAR (2010) 
(The Secret World of Arrietty-Kari-gurashi no Arietti)
 
İngiliz yazar Mary Norton’un “The Borrowers” adlı romanı 1997’de Hollywood tarafından uyarlanmış ama başarılı olamamıştı. Japonlar aynı romandan usta sinemacı Hayao Miyazaki’nin yaptığı daha serbest bir uyarlamayla daha etkili bir sonuca ulaşmayı başardı. Hiromasa Yonebayashi’nin yönettiği film, evlerde gözlerden uzakta yaşayan minik insanları, yani filme adını veren Aşırıcıları konu ediniyor. Kaldıkları evden aşırdıkları şeylerle hayatlarını sürdüren Aşırıcıların en önemli kuralı insanlara görünmemektir. Ancak genç Aşırıcı Shida, Kamiki adlı bir çocuğa görünür ve onunla arkadaş olur. Film, birbirine yabancı iki dünyanın kesişimini, çok hoş bir arkadaşlık hikâyesiyle birleştiriyor. (Netflix)

ÇILGIN HIRSIZ (2010)
(Despicable Me)
 
İnsanları ve özellikle çocukları hiç sevmeyen, “kötü” olmaktan zevk alan Gru’nun, üç yetim kızla tanışmasının ardından, iyi kalpli, müşfik bir babaya dönüşmesinin öyküsü... Üç küçük şirin kızın masumiyeti, zengin hırsız Gru'nun bencilliğini ezip geçiyor. Gru sert karakterli annesi nedeniyle sevmeyi öğrenememiş, ihtiraslı ve yalnız biri... Öyle ki Ay’ı dahi insanların elinden çalmak istiyor. Öte yandan, yanında maaşlı olarak çalışan “işçi minyonları”nı tek tek isimleriyle tanıyor olması, ondaki “babalık” potansiyelini önceden haber veriyor aslında. Pierre Coffin ve Chris Renaud’nun yönettiği “Çılgın Hırsız”, “sevmeyi ve paylaşmayı öğrenen bencil zengin adamın klasik öyküsü”nü, animasyon formatının sınırsız olanaklarıyla yeniden anlatıyor, evlat sevgisinin nelere kadir olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. (Amazon Prime Video-BeinConnect)

RANGO (2011)

 

Aksiyon filmleriyle tanınan Gore Verbinski‘nin yönettiği ‘Rango’, 2012’de en iyi animasyon dalında Oscar kazandı. Hayatı boyunca cam bir fanusun içinde, hayalleriyle tek başına yaşayan bir bukelamun, kaza sonucu çölün ortasında bulur kendini. Yakınlardaki Toprak kasabasına ulaştığında, western filmlerinden çıkmış bir dünyayla karşılaşır. Orada kendine Rango adını takar ve kasabayı kötülerden kurtarmak için harekete geçer... “Rango”, kurbağalar, köstebekler, böcekler, kaplumbağalar ve sürüngenlerden oluşan tiplemeleriyle öne çıkıyor. Eğlenceli ve zekice yazılmış bir western parodisi olan film, yaşam alanları daralan hayvanların tarafını tutan çevreci mesajıyla da dikkat çekiyor. Rango’yu Johnny Depp’in seslendirdiğini de belirtelim. (Beinconnect, Netflix)

 

Haberturk.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat