Tüm şehre yayılan 14. İstanbul Bienali İstanbul'un iki yakasında sanat severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bugün ziyarete açılan bienal, Türkiye'nin uluslararası çapta en çok dikkat çeken etkinliklerin başında geliyor. 2 yıl önce 340 bin kişi tarafından ziyaret edilen İstanbul Bienali bu yıl yarım milyon ziyaretçiye ulaşmayı amaçlıyor. Bianelle, Troçki'nin hayatı ve Büyükada'daki evi bir kez daha keşfediliyor.

120 yıldır düzenlenen Venedik Bienali ile 60 yıldır var olan Sao Paulo Bienalleri arasında İstanbul Bienali'nin önemli bir yere sahip olduğunu belirten İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı İstanbul Bienali'ni Türkiye'nin en büyük uluslararası olayı olarak nitelendiriyor.

"Tuzlu su: düşünce biçimleri üzerine bir teori" 

"Tuzlu su: düşünce biçimleri üzerine bir teori" başlıklı bienal; Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa ve Ortadoğu dahil 80'in üzerinde sanatçının 1500'den fazla eserine ev sahipliği yapıyor.

İstanbul Modern, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Özel İtalyan Lisesi ve Arter Sanat Galerisi'nde karma sergilere yer veren Bienal; yalnızca Tophane, Karaköy ve Beyoğlu ile sınırlı kalmıyor. İstanbul'un 30'dan fazla mekanına yayılarak Büyükada'ya kadar uzanıyor.

CNN TÜRK Afiş ekibi  14. İstanbul Bienali'ni takip etmek üzere, bienalin bu yıl ilk kez sınırlarına kattığı Büyükadayı ziyaret etmek için yola çıktı. Vapurla yapılan seyahatlerle tuzlu suyun üzerinde zaman geçirme fırsatı sunan bienal, ziyaretçilerin aynı zamanda sanatı deneyimleme sürelerini yavaşlatmayı hedefliyor. Unutmadan; bienali gezmek için adaya gideceklere spor ayakkabı ve hafif ince giysiler giymelerini tavsiye ediliyor.

Orhan Pamuk da bienalde 

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk bu yılki İstanbul Bienali'nde önemli rol oynuyor. 60 yıldır adaya gelen ve artık kendini adanın yerlisi olarak tanımlayan Orhan Pamuk, hayatında önemli bir yere sahip olan yazar siyasetçi ve devrimci Troçki'nin Büyükada'daki evinin İstanbul Bienal mekanlarından biri olarak yer almasında etkili olan isim. Orhan Pamuk vesilesiyle tanıdığı Troçki'den etkilenen İstanbul Bienali Küratörü Carolyn Christov Bakargiev, sürgün edilmesi üzerine İstanbul'a gelen Troçki'nin 1929-1933 yılları arasında Büyükada'da hayatını geçirdiği evi, Bienal projesine katmaya karar veriyor.

Bienalle Troçki hayat buluyor

Troçki'nin hayatı ve Büyükada'daki evi Bienalle birlikte bir kez daha keşfediliyor. Yıkık dökük ev şimdilerde farklı bir ruha bürünüyor. Arjantinli sanatçı Adrián Villar Rojas'ın Troçki'nin evinin kıyısından birkaç metre ileride denize yerleştirilmiş hayvan heykelleri dikkat çekiyor.

Okurları bilir, Orhan Pamuk resimle yakından ilgilenen bir yazar. Pamuk'un çizimleri ilk kez Bienal mekanlarından İstanbul Modern'de yer alıyor. Orhan Pamuk'un 2013 yılındaki İstanbul Caz Festivali'nin afişinde imzası olduğunu hatılatalım. Pamuk'un martı deseni ile el yazısı, Bülent Erkmen'in tasarımıyla festival afişine dönüştürülmüştü.

Orhan Pamuk, Bienal kapsamında bu yıl ilk kez hayata geçirilen uluslararası dostları ve hamileri başlıklı destek programının  onursal başkanlığını üstleniyor. Program  sanatçıların Bienal için üretecekleri yeni işlere kaynak yaratılmasını amaçlıyor. Orhan Pamuk'un romanından yola çıkarak hayata geçirdiği masumiyet müzesi de Bienal mekanları arasında yer alıyor. Müzenin bienalin tek ücretli mekanı olduğunu hatırlatalım.   

Büyükada'da Bienalin göze çarpan işlerinden biri de Küratör Carolyn Christov Bakargiev'in yakın dostu olan Güney Afrikalı Sanatçı William Kentridge'in 5 kanallı video yerleştirmesi. Kentridge'in Troçki'nin Büyükada'da geçirdiği sürgün yıllarından ilham alarak yarattığı çok kanallı ses ve görüntü yerleştirmesi, art nouveau tarzında, 1908-1911 tarihlerinde inşa edilen Splendid Palas Otel'de yer alıyor.

William Kentridge "Tarihi Splendid Oteli, Troçki'nin yıkık dökük evi ve Orhan Pamuk'un masmiyet müzesi projemi yaratmamda etkili olan unsurlardı. Tuzlu su gözyaşlarına referans yapıyor Troçki'nin gözyaşları da sembolik olarak eserimde yer alıyor aslında" dedi.

Büyükada Halk Kütüphanesi ise Bienal konuklarını karşılayan ilk mekan. Tuzlu suyun iyileştirici yönüne dikkat çeken Merve Kılıçer'in "material" isimli çalışması, kütüphanenin üst kısmında ziyaretçileri bekliyor. Mezopotamya ve Anadolu'daki tanrıçaları araştıran sanatçı, Türkiye'deki kadın meselelerin iyileştirilebilmesi için geçmişteki kadın figürlerini bilmeye ihtiyacımız olduğunu, geçmişle yüzleşmemiz gerektiğini vurguluyor. Büyükada'da bienali gezenler arasında gazeteci nebil özgentürk de vardı. Özgentürk 14. İstanbul bienali'ni kendi penceresinden değerlendirdi.

14. İstanbul Bienali'nin Büyükada'da gerçekleşmesine katkıda bulunanların başında gelen Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç'a desteklerinden dolayı İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından plaket verildi.

14. İstanbul Bienali bugün kapılarını ziyaretçilere açıyor. Ücretsiz gerçekleşecek Bienal 1 Kasım'a kadar devam edecek.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat