14.OCAK.2008 tarihli çalışma "ECZACININ YOK OLUŞ DOSYASI" nı bir defa daha yayımlıyoruz |
Hazırlayan Ecz. Metin SEVAL
14 OCAK 2007
BÜYÜK ECZACI MİTİNGİ ANISINA
ECZACININ YOKOLUŞ DOSYASI
Çağdaş eczacılar olarak bizler, yıllarca ilacın ucuz olmasını, ulaşılabilir olmasını savunduk. ŞİMDİ DÜŞÜNÜNCE, BU FİYAT DÜŞÜŞLERİNİN TÜM YÜKÜNÜN MESLEĞİMİZİ BİTİRME PAHASINA, BİZLERİN SIRTINA YÜKLENECEĞİNİ BİLSEYDİK... ?
Eczanelerimizin erimesi ve yok oluşa sürüklenişimizin başlangıcı 2004/6781 karar sayılı, BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASINA DAİR Bakanlar Kurulu Kararı ile başladı.
Bu kararın içeriğinde, ilaçların perakende satış fiyatlarını tesbit ederken Fransa,İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi AB ülkeleri arasından, ürünün en ucuz olduğu iki ülke fiyatlarının referans alınacağı ile ilgili maddeler ve Eczacı kârlılığını kademeli olarak belirleyen dolayısı ile Eczacı kârlılığını azaltan madde ler vardı.
Depocuya satış fiyatının; |
Depocu(%) |
ECZACI % |
10 Milyon TL’ye kadar olan kısmı için (10 Milyon dahil) |
|
25 |
10- 50 Milyon TL arasında kalan kısmı için (50 Milyon dahil) |
|
24 |
50-100 Milyon TL arasında kalan kısmı için (100 Milyon dahil) |
|
23 |
100-200 Milyon TL arasında kalan kısmı için (200 Milyon dahil) |
|
16 |
200 Milyon TL üstünde kalan kısmı için |
|
10 |
2007 fiyat kararnamesi ile 200 YTL üzeri ilaçlarda Eczacı kârlılığı %12 ye çıkarılmıştır
ECZANELERİMİZİN BU SÜREÇTE NASILYAVAŞ YAVAŞ VE DEĞİŞİK YÖNTEMLERLE ERİTİLDİĞİNİ VE NASIL YOK OLUŞA SÜRÜKLENDİĞİMİZİ MADDE MADDE İNCELEYECEĞİZ. ECZACILAR OLARAK BİZLERE, NASIL KURBAĞA DENEYİ * YÖNTEMİNİN UYGULANDIĞINI GÖRECEĞİZ.
*(Sıcak su dolu kazana konulan Kurbağa, sıcak suyla temas eder etmez hemen tepki verip zıplayarak kurtulur. Ancak soğuk su dolu kazana konulan Kurbağa ise, suyun yavaş yavaş ısıtılması esnasında suyun ısınmasına tepkisiz kalır, değişimin farkına varamaz. Farkına vardığında ise iş işten geçmiştir. Zıplamak ister ama kasları yetersiz kalır. Zıplayamaz. Kötü sona razı olmak zorunda kalır.)
BEDELSİZ KAMULAŞTIRMA:
Yeni fiyat kararnamesine göre, ruhsatlı tüm ürünlerin fiyatları en ucuz iki ülke ve azaltılmış yeni eczacı kâr oranlarına göre yeniden tesbit edilmiş ve düşen fiyatlar 15 haziran 2004 tarihinde yürürlüğe sokulmuştur.
Bir ilacın kaç liraya satılacağını, eczacının bundan kaç lira kâr edeceğini, ilacın perakende satış fiyatından daha az veya daha fazla fiyatla satılmasının yasal olmadığı kurallarını koyan Sağlık Bakanlığı, hiç yasal olmamasına rağmen Eczacının yüksek fiyattan bedelini ödeyerek rafına koyduğu ilacın satış fiyatını indirerek ve düşük fiyattan satmasını zorunlu tutarak yani Bedelsiz Kamulaştırarak eczacının zarar etmesine ve erimesine neden olmuştur.
Örneğin:
Eczacının 34 liraya alıp rafına koyduğu, 46 lira perakende satış fiyatı olan ZOCOR 10 mg adlı ilacın fiyatını bir gecede 11 liraya indirmiş ve bu fiyattan satmaya zorlayarak eczacıyı 23 lira zarar ettirmiştir.
Yani eczacının cebinden 23 lirasını kanunsuz olarak Bedelsiz Kamulaştırmıştır. Buda yetmezmiş gibi eczacının 23 lira zarar ettiği bu ilaç için , sanki 46 liraya satmış da 12 lira kar etmiş gibi birde KDV ve Vergisini ödemek zorunda bırakılmıştır.
Bu tüm ilaçlardaki fiyat indirimi esnasında eczaneler büyük bir bedelsiz kamulaştırmaya maruz kalmışlardır. Bu tüm ilaçlardaki büyük fiyat düşümü esnasında eczane zararlarının telafisi tamamen firmaların insiyatifine bırakıldığından, firmalarca tamamen keyfi uygulamalar yapılmış ve büyük bir başıbozukluk yaşanmıştır. Kimi firmalar zararı karşıladığını söylemişler, eczacıya kuruşlu paralar ödemişler, kimi firmalar eczacı zararını ödemeye hiç yanaşmamış kimi firmalar ise eczacının raf stoğunu sayıp zararını karşılayacağını duyurmuş ama sadece duyurmakla kalmışlardır. Eczacının sermayesi bir günde yasal olmayan şekilde yaklaşık % 18 erimiştir.. Uygulamanın yasal olmaması nedeniyle Sağlık Bakanlığı na halen devam etmekte olan birkaç dava açılmıştır.
Bu BEDELSİZ KAMULAŞTIRMALAR hala günümüzde devam etmektedir. Sadece 2007 yılı içerisinde Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık genel Müdürlüğünce tam 51 kez ilaç fiyat düşüm listesi yani Bedelsiz Kamulaştırma Listesi yayınlanmıştır. Cuma günü akşamları saat 17.00 civarı yayınlanan listeler, sonraki Salı günü yürürlüğe girmektedir. Ve her liste yayınlandığında fiyatı düşen ilaçların farkları eczacının zarar hanesine dolaysı ile bitiriliş hanesine eklenmektedir.(http://www.iegm.gov.tr/fiyatlandirma/Pages/default.aspx )
Daha sonra yayınlanan 2007/12325 karar sayılı BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASINA DAİR Bakanlar Kurulu Kararında bu erimeye çözüm getireceği düşünülerek bir madde eklenmiştir. Bu madde de, fiyatların yürürlüğe girmesi için listelerin yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girinceye kadar 45 günlük bir süre verilmiş ve bu sürede eczacının elindeki tüm stoğu eritmesi ve zararının önlenmesi varsayımı yapılmıştır. Eczanenin rafındaki tüm ilaçlarını sıfır düzeyine çekmesi mümkün değildir.
Kanunda 45 günlük bu süre içerisinde, ilaç firmalarının düşürülmüş fiyatlar ile eczaneye ilaç akışına devam etmesi gerektiğinin net ve detaylı ifadelerle yazılmaması ve firmaların bu olayı kendi çıkarları lehine kullanması nedeniyle eczacının sermayesinin erimesinin önüne geçilememiş ve bu düzenleme de bir çözüm getirmemiştir.
Ekteki (EK-1)* dilekçe ile yazılı uyarılarımıza rağmen Sağlık Bakanlığı TEB ve Eczacı Odaları da bu işin takipçisi olmamış ve görevini yerine getirmemiştir.
Bırakın çözüm için takipçi olmayı, bizzat kanunun uygulayıcısı olan Sağlık Bakanlığı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kendi koyduğu yasasına, hukuğu hiçe sayarak kendisi uymamıştır. 45 günlük süre uygulaması, kararnamenin yürürlüğe girdiği 01/08/2007 tarihinde başlamasına rağmen, 03/08/2007 tarihli ve 10/08/2007 tarihli fiyat düşümlerinde bu 45 günlük süreyi uygulamamış ancak uyarılarımız sonucunda 24/08/2007 tarihinden itibaren yayınlanan fiyat düşümlerinde uygulamaya başlamıştır. Tabi bu arada 24 bin eczacının yasal hakları çiğnenmiş ve eczacı sermayesi erimeye devam etmiştir.
Eczacının yasal haklarının çiğnenmesi olayı bununla da kalmamış, yasada net olarak belirtilmiş olmasına rağmen 16.11.2007 tarihindeki genel fiyat düşüşlerinde, yine yasalara aykırı olarak eczacının 45 günlük yasal süresi usulsüz olarak gasp edilmiştir. 10.10.2007 tarihinde yayınlanan liste, 02/10/2007 tarihinde yayınlanmış gibi işlem yapılmış ve 45 günlük yasal süre eksik uygulanmıştır.
Eczacının yasal haklarının çiğnenme olayı firmalarca da sürdürülmüştür. Kararnameye göre 45 günlük yasal süreyi beklemeden eczane stoklarındaki zararı karşılamak sartı ile, düşen fiyatlarını hemen yürürlüğe sokabilecekleri hükmüne rağmen, eczane stoklarındaki zararları karşılayacaklarını beyan etmişler ama sadece beyan etmişlerdir.
Firmaların savunması ise eczacının zararını karşıladıklarını ve dağıtım depolarına aktardıklarını, ama depoların eczanelere aktarmadığını söylemektedirler. İster ilaç firmaları karşılamasın, isterse ilaç depoları fırsatçılık yapmış olsun, yani sebebi ne olursa olsun bu işin faturası da her zamanki gibi yine eczacıya çıkmıştır. Eczacı yasal olmayan bu hak gaspı sonucu erimeye devam etmiş, yine rafındaki ilacı bedelsiz kamulaştırılmış ve kamulaştırılmaya da devam etmektedir. Yazılı uyarılarımıza (EK-2)** rağmen hiç bir düzelme olmamıştır.
Yine kararnameye göre, avro değerlerinin değişmesi nedeni ile tüm ruhsatlı ilaçlarda %7 oranında ikinci genel bir fiyat düşüşü olmuş, eczacının sermayesi erimeye ve hızla yokoluşa sürüklenmeye devam etmiştir. Yine bu esnada da 2004 genel fiyat düşüşünde olduğu gibi tam bir karmaşa yaşanmış her firma farklı keyfi uygulamalar yapmış, ya firmalar farkları karşılamamış yada depolara aktarmış ama depolar eczacının bu hakkını gaspetmiş ve eczacıya yansıtmamıştır.
Eczanelerin bedelsiz kamulaştırma sürecinde, dağıtım depolarıda kendilerine düşen katkıyı yapmışlar, firmaların karşıladıkları fiyat farklarını eczacılara aktarmadıkları gibi, ayrıca yürürlülük tarihinde provizyon sisteminde otomatik olarak düşen fiyatları , bir iki günlük geçikmelerle uygulamışlar, yani pahalı fiyattan satıp eczacının depodan yeni aldığı ilaçta da zarar etmesine neden olmuşlardır.
Eczacıların çoğunluğunun faturalarını, iskontolarını, fiyat düşümlerini, karlılıklarını takip etmemesi veya edememesi ve işletme bilgilerinin kısıtlılığı, bu kötü tabloyu görmelerine engel olmuştur.
Bazı örnek ilaçların 2004 ve 2008 tarihli fiyatları alttadır. Her bir kalem ilaçtaki fiyat farkı, eczacıdan bedelsiz olarak kamulaştırılmıştır. 24 bin eczane göz önüne alındığında Toplamdaki Bedelsiz Kamulaştırma rakamı KORKUNÇTUR.
İLAÇ ADI 14 .06.2004 FİYATI 10.01.2008
AUGMENTİN 1000 MG TB 29,22 18,24
SEREQUEL 25 MG 30 flm tb 39,47 30,10
SEREQUEL 100 MG 30 TB 78,98 56,83
KLASİD 125 SÜS. 20,64 13,52
PROZAC 20 MG TB 31,33 18,11
MONOPRİL 10 PLUS 36,61 21,35
HYZAAR TB 42,49 28,93
ACUITEL 20 MG 21,04 13,14
ZOVATİN 20 MG 42,55 12,93
ZOCOR 10 MG 46,09 8,09
KETEK TB 54,91 45,33
FLİXODİTE DİSCUS 100 MCG 29,51 18,92
LARİCİDE 500 39,17 28,28
ECZACI İSKONTOLARI:
Eczaneler her yıl TEB ile Maliye Bakanlığı arasındaki yapılan protokollere göre PERAKENDE SATIŞ FİYATI ÜZERİNDEN bir eczacı iskontosu yapmaktadır. Eczanelerimizin erimesi ve yok oluşa sürüklenişimizin başlangıcı olan 2004 ilaç fiyat kararnamesinde ve daha önceki kararnamelerde ise Eczacı Karlılığının hesaplanması , DEPOCUYA SATIŞ FİYATI ÜZERİNDEN yapılmaktadır. En büyük yanlışlık burada başlamaktadır. Bu iki farklı hesaplama şekli mali tabloyu net olarak görebilmemizi engellemektedir.Tabloyu daha net görebilmemiz için depocuya satış fiyatı üzerinden hesaplanan eczacı kârlılığımızı, perakende satış fiyatına göre olan kârlılığımıza çevirmemiz gerekir.
Çevirdiğimizde karşımıza şu tablo çıkar.
perakende satış fiyatının |
Depocu(%) |
Eczacı (%) |
10 YTL’ye kadar olan kısmı için (10 YTL dahil) |
|
20 |
10- 50 YTL arasında kalan kısmı için (50 YTL dahil) |
|
19.35 |
50-100 YTL arasında kalan kısmı için (100 YTL dahil) |
|
18.6 |
100-200 YTL arasında kalan kısmı için (200 YTL dahil) |
|
13.7 |
200 YTL üstünde kalan kısmı için |
|
9.1 |
Kararname öncesi bu eczacı iskonto oranı perakende satış fiyatından %2.5 olarak uygulanmıştır. Bu iskonto oranı o zamanki eczacı kârlılığına göre eczacıyı fazla zorlamayan bir rakamdır. Ama 2004 İlaç Kararnamesi ile eczacı kârlılığı kademelendirme yapılıp azaldığından % 2,5 eczacı iskonto olayı, eczacıyı zorlayan bir rakam olmuştur. Özellikle üstteki tabloya göre perakende satış fiyatı üzerinden Eczacı kârlılığının 100 YTL üzerindeki ilaçlarda 13.7 ve 200 ytl üzerindeki ilaçlarda % 9.1 olması gözönüne alındığında dahada zorlar hale gelmiştir.
Şubat 2005 yılındaki TEB Maliye Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı arasında imzalanan protokolle, zaten azalan eczacı kârlılığı sonucu fazla gelen % 2,5 eczacı iskontosu karlılıkta hiç bir artış yapılmadığı halde %3.5’e çıkarılmıştır. %9.1 kazandığınız bir ilaca % 3.5 iskonto. Bu tablo eczane sermayelerinin içten içe ve farkedilmeden erimesine neden olmuştur. Daha sonra Haziran 2006 tarihinde bu seferde Rekabet Kurulunun isteği gerekçesiyle , eczanelerin bir yıl önceki cirolarına göre kademelendirilmeye gidilmiş ve % 3, % 3,5 % 4 ve %4,5 eczacı iskontosu gibi sınıfsal gruplara ayrılmıştır. Eczaneleri sınıflara ayıran bu iskonto %3 iskonto grubuna giren eczanelere %0,5 iskonto avantajı getirmiş gözüksede, genel eczacı iskontolarının artırılmasına neden olmuştur.
%9.1 kâr edilen bir ilaca %4.5 eczacı iskontosu yapmak, o ilaçtan kazandığınız toplam Brüt kârınızın net % 50 sini geri vermeniz demektir.
Bu grup ilaçlar için oda payını ve ciroyu artırması nedeniyle vergi matrahınızın yükseldiği düşünüldüğünde, gerçekten bu işi hayır için yaptığınız ve büyük sevap kazandığınız aşikardır!...
Eczacının kârlılığının en yüksek olduğu 1. Kademedeki % 20 kazandığı ilaç için %4.5 eczacı iskontosu yapması demek, eczacının brüt kârının net %23 ünü geri vermesi anlamına gelmektedir
Bu nedenle Hastane karşısı olan yada kemoterapi, hemofili gibi ilaçları sıkça karşılayan ve yüksek cirolar yapan Eczaneler, sanılanın aksine hızla erime sürecine girmiş ve hastane karşısındaki eczane kapanmaları artmıştır. Küçük cirolu eczaneler ise zaten hepten batmıştır. Resmi verilere göre 24 bin eczanenin 8000 adet küçük cirolu eczanesi bu durumda ve batık vaziyettedir. Geriye kalan eczanelerin çoğunluğu da "GİZLİ İFLASTA" dır. Ama tabloyu genel anlamda göremeyen eczacı, ancak kurumdan paralarını alamadığı zaman durumunu görmekte yada kurumdan aldığı paranın depo ödemelerine yetmediği durumlarda durumunu sorgulamaktadır. Aldığı paraların ödemelerine yetmediği durumlarda, birikimi varsa cebinden yoksa bankadan kredi alarak karşılamakta yada depoya olan ödemesini erteletip iskonto iptaline razı olmaktadır. Zaten azaltılmış olan kârlılığını son kuruşuna kadar dağıtmaktadır.
İlaç kararnamelerinde resmileşmeyen , verilip verilmemesi tamamen firmaların iki dudağı arasında ve keyfiyetine kalmış ticari iskonto yada özel iskonto adıyla eczacıların faturalarına yansıyan %7 lik bir iskonto vardır. Novartis gibi bazı firmalar bu rakamı tüm ilaçlarında %3.5 lara çekmiştir. İlacın perakende satış fiyatından diğer iskontolar düşülerek hesaplandığı için bu %7 rakamı, perakende satış fiyatına göre net % 5 dir.
Novartis gibi firmaların %3,5 iskontosu ise perakende satış fiyatına göre net %2.5 dir. Son 3 yıldır firmalar bu iskontoyu bir çok ilaçta eczacıya duyurmadan kaldırmıştır. Duyuran, yani iskontoyu kaldıracağını açıklayan firmalar eczacıların tepkisiyle karşılaşınca kaldırmayı durdurduklarını açıklamakta ama bir süre sonra yine ilaçlarda teker teker iskontoları kaldırmaktadırlar. Faturalar incelendiğinde bir çok ilaçta bu iskontoların sıfıra indirilmiş olduğu görülecektir.
Bu kötü kârlılık tablosu karşısında hala yüksek Eczacı İskontolarının yapılması sonucu, eczane kapanmalarının artması kaçınılmazdır. İlacın fiyatını ve kârlılığını tamamen devletin belirlediği bir sistemde, serbest piyasa kurallarını uygulayıp birde kendisine eczacı iskontosu adı altında indirim istemesi saçmalıktır. Eczanelerin bir yıl önceki cirolarına göre, devlete yapacakları iskontolarının sınıflara ayrılması, ikinci bir sınıflandırmaya tabi tutulmalarından dolayı yasalda değildir. Çünkü eczaneler zaten ciroları ve kârlılıkları oranında, vergilerini kademeli olarak sınıflandırılarak ödemektedirler.
Bu eczacı kârlılığı ile bu eczacı iskontolarının yapılması sürdürülemez. Eczacılık mesleğinin yokoluşunun durdurulması için Eczacı iskontolarının tamamen kaldırılması gerekir.
KAMU KURUM İSKONTOLARI:
14.12.2004 tarihinde TEB, Maliye Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı arasında bir protokol imzalanmıştır. 10 .02.2005 yılında yürürlüğe giren Protokole göre Firmalarında Kamu Kurum İskontosu adı altında bir iskonto yapmasına karar verilmiş ve bu yük, eczacı ile hiç bir ilgisinin bulunmamasına rağmen eczacının sırtına yüklenmiştir. Zaten en büyük hata protokolün imzalanması esnasında yapılmış, olayın asıl tarafı olan ilaç firmaları masaya oturtulmamış ve sorumlulukları imza altına alınmamıştır. Eczacıyı hiç bir şekilde ilgilendirmediği halde, tepe örgütü TEB masaya oturmuş ve eczacının erime ve bitiş sürecine katkı yapacak protokolü imzalamıştır. Protokole göre firmalar devlete yaptıkları (%4 - %11) Kamu Kurum İskontolarını eczanenin faturasına yansıtacaklar, eczacınında kuruma ilaç verirken bunu aynen aktaracağı için, hiç bir zararı olmayacağı hesapları yapılmıştır. Eczacının bu hamallıktan hiç bir zararı olmayacağı gibi, nakit olarak satışlarda bu iskonto eczaneye kalacağı için kârlı bile çıkacağı düşünülmüştür.
Ama karşılaşılabilecek problemler düşünülmeden, çevreden yapılan uyarıları dikkate almadan atılan imzanın geri dönüşü, eczacılar açısından çok ağır yükler getirmiştir. Firmaların depocuya satış fiyatı üzerinden yaptıkları kamu kurum iskontosunu, aracı olan eczacı devlete aktarırken, perakende satış fiyatı üzerinden yapmak zorunda bırakılmıştır. Eczacı hiç mi hiç kendisini ilgilendirmeyen bir konuda, hamallık yaparken %3 gibi ek bir fatura ile karşılaşmış ve bu farkı kendi kârından karşılamak zorunda kalmıştır.. Herkesin sigortalı olması, yeşil kartlıların çoğalması, aspirinin bile reçeteye yazdırılması gibi nedenlerle nakit satışları iyice azalan eczacı, hiç söylendiği gibi olmadığını, peşin satışlarda cebine kalacağı söylenen iskontonun , cebinden götürdüklerinin yanıda devede kulak kaldığını görmüştür. (EK-3)***
Firmaların devlete yapması gereken Kamu kurum iskonto oranları Ek-2/D listeleri ile yayınlanıp yürürlüğe girmektedir. Listelerin yürürlülük tarihiyle birlikte provizyon sisteminde de bu oranlar anında uygulamaya girmekte ve sisteme reçeteyi giren eczaneler otomatikman bu iskontoyu uygulamak zorunda kalmaktadırlar.
Firmaların bazen bu iskonto oranı üzerinde devletle uzlaşamaması veya başka nedenlerle itirazı olması nedeniyle, ya bu iskontoyu eczacıya hiç aktarmamakta yada daha az oranda aktarmaktadırlar. Ama firmanın itiraz ettiği liste yürürlüğe girdiği için iskonto oranı provizyona anında işlenmekte ve provizyon sistemince firmanın yapması gereken iskontolar her reçete girişinde otomatik olarak eczacıdan kesilmektedir. Yani eczacının dışında gelişen ve eczacıyı ilgilendirmeyen, devletle firmalar arasındaki anlaşmazlığın faturası herzamanki gibi yine eczacıya çıkmaktadır. Eczacı almadığı ve faturasına yansımayan iskontoyu peşin olarak ve zorunlu olarak devlete yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu işin asıl tarafı olan ama protokolde imzası bulunmayan firmalara ise hiç bir yaptırım söz konusu değildir.
Alttaki tabloda görüldüğü gibi ,Eczacı %0 kamu kurum iskontosu ile aldığı ANTEPSİN TB i kuruma verirken Bilim firması adına, kendi cebinden % 11 kamu kurum iskontosu yapmaktadır.
Yine Eczacı depodan % 2.30 kamu kurum iskontosu ile aldığı ROVAMYCİNE 3MİU FİLM TB i kuruma verirken Eczacıbaşı Firması adına kendi cebinden % 11 kamu kurum iskontosu yapmaktadır.
İLAÇ ADI |
FİRMA ADI |
FİRMANIN ECZACIYA UYGULADIĞI |
EK-2/D LİSTESİNE GÖRE |
ANTEPSIN TB. |
BİLİM İLAÇ SAN. |
0 |
11 % |
ANTEPSIN SUSP. |
BİLİM İLAÇ SAN. |
0 |
11 % |
ASPIRIN (B) 0.5 GR. |
BAYER TÜRK KİMYA SAN. |
0 |
4 % |
ASPIRIN (K) 0.1 GR. |
BAYER TÜRK KİMYA SAN. |
0 |
4 % |
ASPIRIN FORT TB. |
BAYER TÜRK KİMYA SAN. |
0 |
4 % |
ROVAMYCİNE 3 M.I.U FİLM TABLET |
ECZACIBAŞI |
2.30 % |
11 % |
Eczacıyı maddi olarak eriten başka bir nedende, firmaların ilaçlarının ödenebilir limitler içerisinde kalması için sık sık devlete yapacakları kamu kurum iskontolarını artırması sırasında yaşanmaktadır. Sık sık bununla ilgili EK-2/D listeleri yayınlanmaktadır. Firmaların devlete yaptığı her kamu kurum iskonto oran artırımında, olayın dışında olması gereken, olayın tarafı olmayan eczacı rafındaki ilaç için zarar etmektedir. Çünkü rafındaki ilaç içinde artırılan iskontoyu uygulamak zorundadır. (EK-4)****
Örneğin
EBIXA 10 MG 100 FTB %4 kamu kurum iskontosu ile alıp rafına koyan eczacı, firmanın iskonto oranını artırması nedeniyle %11,61 kamu kurum iskontosu yaparak devlete vermiş ve ekstradan %7.61 zarar etmiştir. (28.12.2007 Ek-2/D)
HYZAAR 50/12.5 MG 28 FTB %11 kamu kurum iskontosu ile alıp rafına koyan eczacı, firmanın iskonto oranını artırması nedeniyle %20 kamu kurum iskontosu yaparak devlete vermiş ve ekstradan %9 zarar etmiştir. (24.12.2007 Ek-2/D)
FERPLEX FOL FLK %0 kamu kurum iskontosu ile alıp rafına koyan eczacı, firmanın iskonto oranını artırması nedeniyle %11 kamu kurum iskontosu yaparak devlete vermiş ve ekstradan %11 zarar etmiştir. (24.12 2007 Ek-2/)
Eczacının kendi iskontosuna ek olarak yaptığı bu % 3 Hamallık İskontosu ve üstte anlatılan eczacının dışında gelişen ama eczacının yapmak zorunda bırakıldığı iskontolar, eczacıyı tam bir darboğaza sokmuştur.
10.Şubat.2005 tarihinden beri eczacıyı eriten ve sırtında kambur olan Kamu Kurum İskontolarının acilen eczacının sırtından kaldırılması gerekir. Firmalar kendilerini ilgilendiren bu konuda çözümü kendileri bulmak zorundadır. Basit bir çözüm yolu eczacıya yeni bir bedelsiz kamulaştırma yapmadan fiyatları iskonto oranında ucuzlatmak olabilir. Bunun yararı ise her ilacın devlete verilen fiyatı ve vatandaşa verilen fiyatı gibi iki farklı fiyatın ortadan kalkmasını sağlamasıdır.
İLAÇ ADI FİRMA İNDİRİMİ KURUMLARIN ALIŞ FYT. VATANDAŞIN ALIŞ FY
AUGMENTİN 1GR 10 TB % 48.37 9.42 18.24
PROTONEX 28 TB % 52 22.78 47.46
ERDOSTİN SÜS. % 50 9.17 18.33
Kamu kurum iskontolarının eczaneler üzerinden geçirilmesi mali yöndende problemler yaratmaktadır. Maliye tarafından yapılan genel incelemelerde, faturalar üzerinde gösterilen kamu kurum iskontoları eczacı kârlılığı olarak gözükmekte ve eczacı kârlılığını çok yüksek oranlara çekmektedir. Kurumlara kestiğimiz faturalar üzerinde bu çıkışın gözükmemesi de bu iskontoların eczacının cebinde kaldığı görüntüsü vermektedir. Bu durum mali denetimlerde eczacıyı çok zor durumlarda bırakmakta ve eczacıların cezalar almasına neden olmaktadır.
İLAÇ KATILIM PAYLARI:
Eczacının kârlılığındaki azalmalar, düşen kârlılığına rağmen yapmak zorunda bırakıldığı yüksek iskontolar, sırtına yüklenen kamu kurum iskontolarından uğradığı zararlar sonucu, elinde net kar olarak kaldığını farzettiğimiz %10 ilaç katılım paylarıdır. Onada devlet el koymuştur.
Emekli sandığı ile başlayan Bağ-kur ve Konsolide bütçeye kurumlar tarafından devam edilen katılım paylarının maaştan kesilmesi uygulaması, 15 Haziran 2007 tarihi itibarı ile tüm SGK sigortalılarına uygulanmaya başlamıştır. 15 Hazirana kadar, Emekli Sandığı, Bağkur ve Konsolide bütçe tarafından ne olduğu belli olmayan, tamamen kurumların kendi insiyatifine kalmış katılım payları tutarları eczacıların hesabına yatırılmış ve bunların hangi aylara yada hangi faturalara ait olduğuyla ilgili hiçbir bilgi verilmemiştir.
Hiç bir eczacı bu katılım paylarını takip edememiştir. 15 haziran 2007 öncesi kestiğimiz faturalardaki katılım payları toplamı ile kurumların ödediği katılım payları toplamı arasında büyük farklar vardır. Kurumların kendiside bu hesapların içerisinden çıkamamakta ve büyük bir karmaşa yaşamaktadır. Katılım payları ile ilgili SGK Bilgi Edinmeden sorduğumuz sorulara bile garip, kaçamak cevaplar verilmektedir. Emekli Sandığı ve Bağkurun devredilmesi nedeniyle 15 Haziran 2007 öncesi katılım payları ile ilgili bilgi alınamamaktadır. 15 Haziran 2007 öncesi katılım paylarımız kamulaştırılmıştır.
15 Haziran birleşme sonrası 10.11.2007 tarihine kadar hiç bir katılım payı ödenmemiş, o tarihte hangi ayın, hangi faturanın karşılığı olduğu belli olmayan bir katılım payı tutarı yatırılmıştır. Daha sonrada 26.12.2007 tarihinde yine ne olduğu belli olmayan katılım payı tutarı yatırılmıştır. Her zamanki gibi katılım payı konusunda da eczacılar tamamen SGK’nın insiyatifine bırakılmıştır.
Çünkü ne SUT da ne de PROTOKOLDE, emekli sigortalıların maaşlarından kesilecek olan katılım paylarının, eczanelere ne zaman yada ne şekilde ödeneceğiyle ilgili hiç bir madde yada açıklama yoktur . Sadece ilaç katılım Paylarının emekli sigortalıların maaşlarından kesileceği ile ilgili alttaki madde vardır.
SUT 6.2.3. İlaç katılım payı tahsili;
İlaç katılım payları;
1)Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü olduğu eş, çocuk, ana ve babaları için gelir ve aylıklarından, (İlaç katılım payı miktarının gelir ve aylıktan fazla olması durumunda Kurumla sözleşme yapmış serbest eczane tarafından kişiden tahsil edilir.)
2)Kapsamdaki diğer kişiler için ise Kurumla sözleşme yapmış serbest eczaneler tarafından kişiden, tahsil edilir.
Sonuç olarak sokaktaki iki insan bile ticari ilişkilerinde, birbirlerine olan borçlarını, ne zaman alacaklarını veya ne zaman vereceklerini kayıt altına alırlar ve her iki tarafda hesaplarını bilir. Ama ne yazıkki SGK ile yapılan ticari anlaşmada, diğer taraf yani 24 bin eczacı kurumdan ne kadar katılım payı alacağı var ne zaman alacak bilememektedir. Tek taraflı olarak kurum ne yatırırsa eczacı kabul etmek zorunda bırakılmıştır. Ödenecek rakamlar ve katılım payı ödeme zamanı, tamamen kurumun keyfiyetine bırakılmıştır.
Kuruma güvenmemiz ve ne yatırırsa kabül etmemiz beklenmektedir. Ama güvenmemiz beklenilen kurum, bizimle hiç ilgisi olmayan ve emekli sigortalılarının maaşından kesmesi gereken Haziran 2007 dönemine ait muayene ücretlerini bile, kanunsuz olarak bizlere yaptığı fatura ödemelerinden kesmiştir. Uyarılarımız üzerine (Ek-5) uygulamaya devam etmemiş ama bizlerden kestiği emeklilere ait muayene ücreti bedellerini de hala geri ödememiştir.
Hesaplar öylesine karışmıstır ki bizlerden kesmesi gereken 6 aylık muayene ücretlerini de hala kesememiş dolayısı ile kurumla aramızdaki katılım payları hesapları, içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Eczacının asıl kârlılığı olan ve yaşamını sürdüreceği, bu %10 kârlılığına da da devletçe el konulduğundan eczacı bitirilmiştir. Eczanelerin şu anki işlevi devletin ilaca verdiği parayı depolara ve ilaç firmalarına aktarmak bir anlamda sadece aracı yani bir dişli olmak pozisyonudur. Verdiğimiz hizmet ve yaptığımız angarya işlerde yanımıza kâr olarak kalmaktadır.
Katılım payları karmaşasının tek çözümü şudur . Eczacı peşin olarak aldığı için sadece çalışan sigortalıların ve yakınlarının katılım payı toplamı düşülmüş faturasını keser, Kurum emeklilerin katılım payları da dahil olan faturanın tamamını normal ödeme süresi içerisinde öder ve kendi emekli sigortalısıyla hesabını kendisi halleder. Zaten ödemelerin 60 gün olduğu düşünülürse emekli sigortalılarının maaşlarından kesmesi için yeterli süresi de vardır.
MESLEK HAKKI:
Eczanelerimizin erimesi ve yok oluşa sürüklenişimizin başlangıcı 2004/6781 karar sayılı, BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASINA DAİR Bakanlar Kurulu Kararı ile başladığını yazmıştık. İlaçların perakende satış fiyatlarını tesbit ederken Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi AB ülkeleri arasından, ürünün en ucuz olduğu iki ülke fiyatlarının referans alınacağı ile ilgili maddelerin bulunduğundan bahsetmiştik ve Eczacı kârlılığının kademeli olarak azaltılarak yeniden belirlendiğini anlatmıştık.
Bu ülkelerdeki fiyatlar referans alınması doğrudur, tamam. Örnek alınan ülkelerdeki eczacı kârlılığı kademelidir referans alınması doğrudur, tamam. Peki herşeyi örnek alınan ülkelerdeki Eczacının Meslek Hakkı niye referans alınmamıştır? Niye paketin yarısı örnek alınmış uygulanmış ama diğer yarısı yani eczacı lehine olan kısmı örnek alınmamıştır? Eczacı bilinçli olarak bitirilmek mi istenmektedir?
Mesela;
Fransada eczacı kârlılığının yanında kutubaşına 53 sent Meslek Hakkı verilmektedir. Niye örnek alınmamıştır?
İspanyada % 37.53 eczacı kârlılığının yanında Reçete başına 1.74 euro meslek hakkı verilmektedir. Niye örnek alınmamıştır?
Başka bir ülkedede ise ilaçların farmakolojik durumuna göre meslek hakkı verilmektedir. Kronik hastalıklarda kullanılan raporlu ilaçlara daha yüksek meslek hakkı, ağrı kesiciler gibi ilaçlara ise daha az meslek hakkı bedeli verilmektedir.
Eczacının yaptığı majistral ilaçlarda yıllardır meslek hakkı vardır ve halen uygulanmaktadır. Eczacının şu an için mesleki olarak verdiği emek ve hizmet, majistral ilaç hazırlarken verdiği emek ve hizmetten daha mı azdır.
Eczacı kârlılığı ile meslek hakkı farklı kavramlardır.
Eczanemizde sattığımız ilaçlar ticari faaliyet içindedir. Ticaret kanununa göre ilaç satımı, ticari bir malın satımı statüsündedir. Sermaye koyarak aldığınız bir malı yani ilacı, devletin belirlenmiş olduğu bir kârla satarsınız ve elde ettiğiniz gelirin vergisini ödersiniz. Bu tamamen ticari bir olaydır. Aynı ticari olayı peynir satan market de, ekmek satan fırında yapar. Ama eczacının marketçiden ve fırıncıdan bir farkı vardır.
Eczacı eczanesinde kuru kuruya sadece ilacı raftan alıp satan bir işleve mi sahiptir. Bu mesleği yapması için tıpkı hekimler ve avukatlar gibi lisans eğitimi görerek üniversite bitirmek zorundadır. Hekimler ve avukatlar gibi ayrıca meslek hakkını almak zorundadır. Eczacının Meslek Hakkı ticari karlılığına ek olarak yasalara girmelidir.
Zaten bu yönde 2005 yılında yapılan 35. TEB büyük kongresinde alınmış kongre kararı da bulunmaktadır.
POLİKLİNİK MUAYENE KATILIM PAYI:
T.C. ANAYASASI
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Poliklinik muayene katılım payı. Adından da net olarak anlaşılacağı üzere yine eczanelerle hiç mi hiç ilgisi olmayan ama anayasanın 18. Maddesine aykırı olarak eczanelerin sırtına ANGARYA olarak yüklenilen bir yüktür.
Şubat 2005 tarihinde SSK reçetelerinin eczaneler tarafından karşılanmaya başlanması sonrası, 80 kuruş poliklinik muayene katılım paylarının hastanelerde kuyruklara neden olması nedeniyle eczanelerin bu angaryayı da yüklenebilecekleri düşüncesiyle eczacılık yaşamımıza girmiştir. Angarya yı kabul eden zamanındaki TEB’in savunması, eczacının bu işten hiç bir zararı olmayacağı , aksine SSK adına peşin olarak alınan paranın eczacıya nakit girdisi sağlayacağıdır. 15 Haziran 2007 tarihindeki SUT’la beraber Bağ-Kur’lularda sisteme dahil olmuştur. Sağlık Bakanlığı nın "tüm sağlık ocaklarımız tüm hastahanelerimiz ücretsizdir, bir kuruş ücret ödemeyeceksiniz" söylemi doğrultusunda, işi yapması gereken, asıl sorumlularından alınarak, angarya olarak tamamen eczanelerin sırtına yüklenmiştir.
Sağlık sisteminin tamamen ücretsiz olduğu söylemi ile eczanelere gelen hastalardan, muayene ücreti istenmesi bir çok eczanede, eczacı hasta tartışmalarına neden olmuş bunun yanında geri ödemelerde tutarını bilmediğimiz muayene katılım paylarının, fatura bedellerinden kesilmesi, hesapların karışmasında büyük bir rol oynamıştır. Hala eczanelerin faturalarından kesilmeyen poliklinik katılım payı olduğu gibi, eczanelerden kesilmemesi gereken emeklilere ait muayene ücretleri kanunsuz olarak eczanelerin ödemelerinden kesilmiş ve hala geri ödenmemiştir. En kötüsüde, hesapların iyice karışması ve içinden çıkılmaz bir hal alması nedeniyle, eczacı bunun farkında değildir.
Mali olarak ta eczanelerin kasalarına her giren nakite fiş yada fatura kesmesi zorunluluğudur. Hastalara bu işin bizimle ilgisinin olmadığını, özel hastahanelerin yada kamu hastahanelerinin sorumlu olduğu ve hizmet sahibi olarak onların yapması gereken işi, angarya olarak bizim yaptığımızı, onun içinde fiş veremeyeceğimizi anlatmanın zorluğu bilinemez. Mali denetimlerde de, parasını aldığınız halde hastaya vermediğiniz poliklinik katılım payı tutarının fişini, resmi olarak hiç bir yerde yazmadığı ve imza altına alınmadığı halde, TEB söylediği için verdiğiniz gerekçesinin arkasına sığınmanın zorluğu bilinemez.
İlaç katılım payları eczanelerin sorumluluğunda olduğu gibi, poliklinik katılım paylarıda poliklinik hizmetini kim vermişse onun sorumluluğundadır. Devletle onun arasındaki bir konudur ve eczacıları hiç ilgilendirmez.
POLİKLİNİK KATILIM PAYLARININ ECZANELERCE TAHSİLİ OLAYI ECZANELER İÇİN TAM BİR ANGARYADIR. ANAYASAYA GÖRE DE ANGARYA SUÇTUR.
EK-1*
SAĞLIK BAKANLIĞI’NA 25.10.2007
30.06.2007 tarih ve 25568 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, Bakanlar Kurulunun 2007/12325 sayılı Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararının MADDE 3 -(3) ve yine 22.09.2007 tarih 26651 sayılı resmi gazete de yayınlanan, Bakanlar Kurulu Kararının Uygulama Esaslarını belirleyen Tebliğin MADDE 10 –(5) bendinde, Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler,yayımlandığı tarihten 45 gün sonra uygulanmaya başlanır, açık hükmü vardır.Bu duyurunun da İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü nün www.iegm.gov.tr adresli resmi internet sitesinden yapılacağını belirtir. Bakanlar Kurulu Kararı ve Uygulama Tebliğinin açık hükmüne rağmen, halen sitede duyurusu yapılan teknik arıza nedeniyle, listeler 09.10.2007 tarihinde yayınlanmış ve 16/11/2007 tarihinde de yürürlülüğe gireceği açıklanmıştır. Bakanlar kurulu Kararı ve Tebliğ hükümlerine göre yürürlülük tarihinin 23/11/2007 olarak düzeltilmesi gerekir.
Yine Bakanlar Kurulu Kararı ve Uygulama Tebliğine 45 günlük bekleme süresi konulmasının tek amacı, bu süre içerisinde eczacıların stoklarındaki ilaçları eritebilmesinin sağlanması, dolayısı ile oluşacak maddi kayıplarının önlenmesini amaçlayan bir düzenlemedir. Firmaların kendi istekleriyle yapacakları fiyat düşümlerinde, ancak eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesiyle bu süreyi beklemeyecekleri açık hükmü de, bu amacı net olarak vurgular. Firma bazlı 5-10 kalemle sınırlı fiyat düşmelerinde eczane 46. güne, sadece fiyatı düşen ilaçlarla sınırlı olmak üzere sıfır stokla girebilir ve bu eczane ve hasta açısından büyük problemlere neden olmaz. Bu nedenle firma bazlı küçük düşümlerde, sadece 45 gün uygulaması belki yeterli bir çözümdür. Ama Dönemsel Avro Değerinin değişmesi gibi, tüm ilaçlardaki %7 oranındaki fiyat düşüşleri için, değil 45 gün, 145 gün bile verseniz , mantık olarak eczacılar 46. güne tüm ilaçlarda sıfır (0) stokla giremeyecekleri için maddi kayıplara uğramaları kaçınılmazdır. Dolayısıyla bu şekliyle, Bakanlar Kurulu Kararı ve Uygulama Tebliğinin, eczacı kayıplarını önlemeye dönük amacı gerçekleşmez. Bu gibi tüm ilaç fiyatlarının düştüğü durumlarda, eczacının maddi kaybını önleyebilecek tek düzenleme, ilaç firmalarının 45 günlük süre boyunca, eczanelere indirimli fiyatlarla ilaç vermesinin sağlanması ile mümkündür.
Eczanelerin stok kayıplarına uğramamak için 45 gün boyunca ilaç almaması, stoklarını minumum seviyelere çekmesi, daha çok karmaşaya ve hasta mağduriyetlerine neden olacağından, Bakanlar Kurulu Kararının Uygulama Esaslarını Belirleyen Tebliğin;
"Madde10-(5) Fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin uygulanmasına yayımlandığı tarihten 45 gün sonra başlanır. Eczane stoklarında oluşacak maddi kayıpların telafisi amacıyla, firmalar listelerin yayınlanmasının 1.günü ile , yürürlüğe gireceği 45. günü süresi boyunca indirilmiş liste fiyatları ile ilaç verirler. Ancak fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur."
Şeklinde düzenlenmesini ve oluşacak eczacı kayıplarının ve karmaşanın önüne geçilmesi için gerekli çalışmaların acilen yapılmasını bilgilerinize arz ederim
Ecz. Metin SEVAL
TEB fax: 0312 4098109
|
TEB MERKEZ HEYETİ NE
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İlaç fiyat kararnamesi: MADDE 10-(5) Fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin uygulanmasına, yayımlandığı tarihten 45 gün sonra başlanır. Ancak fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur. Yasanın maddesinde net ve açık olarak belirttiği gibi, firmalar isterse eczanelerin stoklarındaki zararı karşılamak şartı ile, 45 günlük yasal süreyi beklemeden de düşmüş fiyatlarını hemen yürürlüğe koyabiliyorlar. Yani A firması X adlı ilacının fiyatını düşürmek ve bunun da 45 gün lük süreyi beklemeden hemen yürürlüğe girmesini isterse, o tarihte eczacının rafında kaç adet X ilacı varsa tamamının zararını karşılamak zorundadır. Ekte ki 23 kasım ,30 kasım, 07 aralık, 28 aralık 2007 tarihlerinde yayınlanan listelerde bazı ilaç firmaları Kanunun bu maddesinden yararlanarak, Eczane stok zararlarını karşılamayı taahhüt ederek 45 günlük yasal süreyi beklemeden düşen fiyatlarını yürürlüğe sokmuşlardır. Ama Firmaların bu taahhütleri sadece kağıt üzerinde kalmıştır. 27.11.2007 başlangıç itibarı ile firmalar tarafından hiçbir eczanenin rafındaki stok miktarı sayılmamış. hiçbir depo eczacıya ilacının stok sayısını sormamış, hiç kimse eczacının rafındaki zarar ettiği ilaçla ilgilenmemiştir.. Firmalardan aldığımız yanıt, TAMAMEN KEYFİ OLARAK BELİRLEDİKLERİ İKİ TARİH ARALIĞINDAKİ ZARARLARI DEPOLARA GÖNDERDİKLERİ ,DEPOLARINDA O TARİHLER ARASINDAKİ ALIŞLARINA GÖRE ECZANELERE ÖDEYECEĞİ. DEPONUZDAN ARAŞTIRIN şeklindedir. Firmaların keyfi olarak iki tarih aralığı belirleyip stok zararı olarak bunu karşılıyorum demesi yasaya aykırıdır. Yasanın maddesinde net olarak eczane stoklarından bahsetmektedir. Her eczanenin stok sayısı ve stok süresi farklıdır. 10 da olur 100 de olur. Yasaya göre tarih aralığı olmadan eczanenin rafındaki stok miktarı tesbit edilip zararı karşılanmak zorundadır. Bu stok sayısının tesbiti de taahhüt de bulunan firmalarca yapılır , yapamıyorsa da eczanelerin beyanına göre yapılır. Aradan 35 gün gibi bir süre geçtiği halde Türkiye de eczacıyı arayıp bu farkı iade eden veya bilgisini veren hiçbir depo veya firma yoktur. Eczacıyı maddi kayıplara uğratan ve en önemlisi de eczacının yasal hakkı olduğu halde uygulanmayan yasanın doğru şekilde uygulanmasının takip görevi, T.E.B. Merkez Heyetinindir. Şimdi T.E.B.in yapması gereken önce yasanın doğru uygulanmasını sağlamak, firmaların yasaya göre değil, keyfine göre uyguladığı, iki tarih aralığındaki ilaç alış zararını değil, yasayı uygulatarak alış tarihine bakılmaksızın eczacının rafındaki tüm stok zararının karşılanmasını sağlamaktır. Yine bu konuyla ilgili olarak yasada yazılan 45 günlük süre uygulaması, ilaç fiyat düşümlerinde eczacının maddi kayıplarını engellemesi için yeterli olmamıştır. Çünkü eczacının 45.güne SIFIR STOK la girmesi mümkün değildir. Tek çözüm 45 gün boyunca firmaların eczanelere düşük fiyattan ilaç vermesi ile mümkündür.Bununda yolu kararnameye , Eczane stoklarında oluşacak maddi kayıpların telafisi amacıyla, firmalar listelerin yayınlanmasının 1.günü ile , yürürlüğe gireceği 45. günü süresi boyunca indirilmiş liste fiyatları ile ilaç verirler. cümlesinin eklenmesidir. 29.12.2007 tarih 26741 sayılı resmi gazetede yayınlanan BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASI HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ yayınlanmış ve firmalar lehine birçok madde’de değişiklikler yapılmıştır. Ama 25 bin eczaneyi ilgilendiren ve eczanelerde bedelsiz kamulaştırmalara ve eczane kapanmalarına neden olan bu konuda tebliğ de hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Tebliğin eczacının mağduriyetini engeller şekilde düzeltilmesi görevi T.E.B merkez Heyetinindir. Son değişiklik tebliği ile bunun hemen düzeltilebilmesi fırsatı kaçırılmıştır. Eczacı mağduriyetlerinin önlenmesi için her iki konudaki gerekli girişimlerin acilen yapılmasını bilgilerinize arz ederim. Ecz. Metin SEVAL
|
KLACID MR 500 MG 14 KONT. SAL. TABLETİ |
38.52 |
07 Aralık 07 |
FİRMA ECZANE VE DEPO STOK ZARARLARINI KARŞILAMAYI TAAHHÜT ETMİŞTİR |
KLACID MR 7 KONT. SAL. TABLETİ |
19.39 |
07 Aralık 07 |
FİRMA ECZANE VE DEPO STOK ZARARLARINI KARŞILAMAYI TAAHHÜT ETMİŞTİR |
HAMALLIĞA DEVAM… EK-3*** 31.10.2007 ECZACIYA KENDİNİ İLGİLENDİRMEYEN HANGİ KONUDA HAMALLIK YÜKLENMİŞSE, ECZACI ANGARYA OLARAK YÜKLENEN BU HAMALLIĞIN YANINDA MALİ KAYIPLARADA UĞRAMIŞTIR. TAMAMEN DEVLET İLE MUAYENEYİ YAPAN SAĞLIK KURULUŞLARINI İLGİLENDİREN MUAYENE KATILIM ÜCRETLERİNİN HAMALLIĞI, ECZANELERİN SIRTINAYÜKLENDİ. FATURASI YİNE ECZACIYA ÇIKTI. ALMADIĞI EMEKLİ MUAYENE ÜCRETLERİ ÖDEMELERİNDEN KESİLDİ. NE ZAMAN GERİ ÖDENECEĞİ BELLİMİ? HAMALLIĞA DEVAM!... TAMAMEN DEVLET İLE İLAÇ FİRMALARINI İLGİLENDİREN I KAMU KURUM İSKONTOLARINININ HAMALLIĞI ECZANELERİN SIRTINA YÜKLENDİ. ECZANELER İSKONTOYU ALACAK VE AYNEN DEVLETE AKTARACAKTI. HAMALIĞIN DIŞINDA MALİ KAYBI OLMAYACAKTI. PEKİ PRATİKTE BÖYLEMİ OLDU. TABİKİ HAYIR. FİRMANIN İMALAT FİYATINDAN YAPTIĞI İSKONTO, ECZANELER TARAFINDAN DEVLETE AKTARILIRKEN PERAKENDE FİYATTAN YAPILAN İSKONTOYA DÖNÜŞTÜ. YANİ ECZACIYA SADECE HAMALLIK DEĞİL %2 - %3 EK MALİ KÜLFET DE GETİRDİ. %3 - %4.5 ARASI YAPILAN ECZACI İSKONTOLARINA + EK, %2- %3 ARASI HAMALLIK İSKONTOSU. TEPE ÖRGÜTÜ T.E.B BU ECZACI ZARARININ FARKINDA. DEVLET ADINA S.G.K. BU ECZACI ZARARININ FARKINDA. FARKINDALARKİ BU KONUDA ÇALIŞMA YAPILMASINI VE BU ÇALIŞMANINDA S.G.K. TARAFINDAN KOORDİNE EDİLMESİNİ, 02/07/2007 TARİHİNDE YAPILAN PROTOKOLÜN ALTINA EK YAPARAK İMZA ALTINA ALMIŞLAR.(ALTTA) PEKİ İMZADAN SONRA ARADAN DÖRT AY (120 GÜN) GEÇMİŞ. DÜZELEN BİRŞEY VARMI? HAMALLIĞA DEVAM!... 2007 SGK Protokolü 20.SAYFADA ŞÖYLE YAZMAKTADIR. TEB ile SGK arasından 2007 Protokolü için yapılan görüşmeler sürecinde Protokol ve Eki Tip Sözleşmenin uygulanmasında sorun yaşanmaması için; Kamu Kurum İskontolarında ilaç üretici/ithalatçısı tarafından imalat fiyatından yapılan iskontonun eczacı tarafından perakende satış fiyatından yapılması sonucunda eczacı tarafında oluşan mağduriyetin giderilmesi konusunda çalışma yapılmasına, bu çalışmanın SGK başkanlığı tarafından koordine edilmesine, İmza: Sami TÜRKOĞLU Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü İmza: Ecz. Erdoğan ÇOLAK Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Metin SEVAL
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
EK5
|
||
GASP Olabilecekleri tahmin ettiğimiz için Kamu Kurum köşemizde sürekli yazdığımız ve korktuğumuz olay gerçekleşti. Ödenen Temmuz ayı SGK fatura bedellerinden, fatura üzerine yazılan MUAYENE ÜCRETLERİ toplamı aynen kesildi. Bildiğiniz gibi fatura üzerinde gösterdiğimiz tutar, listedeki tüm çalışan ve emekli sigortalıların Muayene Ücreti toplamı. SGK emekli sigortalısının maaşından keseceği Muayene Ücreti tutarını da bizlerin kasasından kesti. Almadığımız paraları bizden gasp etti. Alınan bilgilere göre almadığımız, kasamıza girmeyen ve bizden kesilen emeklilerin muayene ücreti tutarı, yine almadığımız ve ne zaman alacağımızı bilmediğimiz ilaç katılım payları ile birlikte ödenecekmiş!... ECZACININ SESİ www.eczacininsesi.com |
||
|