Tarih: 28.08.2008
Sayı: TEİS2008–440
T.C. MALİYE BAKANLIĞI
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI'NA
ANKARA
Konu: Vergi Dairesi Başkanlığı Denetmenlerince fiili stok sayımı yapılarak ülke genelindeki eczanelerde başlatılan denetlemeler hk.
Başkanlığınız talimatıyla fiili stok sayımı yapılarak ülke genelindeki eczanelerde Vergi Dairesi Başkanlığı Denetmenlerince denetlemeler yapılmaya başlandığı Sendikamıza üyelerimiz ve meslektaşlarımız tarafından bildirilmiştir.
Bu denetlemelerde 2007 yılında Katma Değer Vergisi ödemeyen ya da az ödeme yapan eczanelerin şu anki fiili stok sayımları yapılarak vergi denetlemesi yapılmaya çalışıldığı bilgisine ulaşılmıştır.
Bu çerçevede üyelerimize ve meslektaşlarımıza önceden herhangi bir bildirim yapılmaksızın VUK 190.maddesinde eczanelerin 3 yılda bir fiili envanter sayımı yapabilecekleri şeklindeki açık hükme rağmen çok kısa süreler içerisinde ve mesai saatleri dışında bile çalışılarak fiili envanter sayımlarını tamamlamaları istenmiştir.
Oysa mevzuata göre nezdinde inceleme yapılan mükellefin rıza ve muvafakati olmadıkça, resmi çalışma saatleri dışında inceleme yetkisi olan kişilerin denetim amacıyla inceleme yapmaları önemli ölçüde sınırlandırılmış ve engellenmiştir.
Ayrıca, yapılmak istenen denetleme ile yoğun bir çalışma ortamı olan eczanelerin çalışma ortamı olumsuz etkileneceği gibi denetleme esnasında eczanede bulunan hastaların gözünde denetlenen eczacılar, denetlemeye alınmamış eczanelerin varlığı da bilineceği için vergi yüzsüzü gibi algılanacak; VUK’nun 5. Maddesi ile koruma altına alınan “meslek ve kariyerlerine zarar gelmesinin engellenmesine” yönelik koruma gerçekleşmemiş olacak, denetlenen eczacıların mesleki ve ticari itibarı zedelenecektir.
Oysa ;
Gelir Vergisi mükellefleri arasında yapılan sıralamada noterlerden sonra en üst sırada yer alan eczanelerin devletimizin vergi kaybına neden olması söz konusu olmayıp, eczanelerin çalışma şartlarının diğer ticari kuruluşların çalışma koşullarından farklı olmasından kaynaklanan durumlar göz önüne alınmadan sadece KDV ödeme miktarları göz önüne alınarak başlatılan denetim sadece zaman ve kaynak ısrafı ile üyelerimizin ve meslektaşlarımızın mesleki ve ticari itibarlarının zedelenmesine neden olacaktır.
Zira, 2004 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemeler yüzünden sürekli olarak Sağlık Bakanlığı'na yaptığımız başvurularda da belirttiğimiz üzere eczanelerin beyan edemedikleri envanter kaybı (zararı) söz konusudur. Şöyle ki;
Bilindiği üzere 2004 yılında ilaçtaki KDV oranında indirime gidildiği için KDV alacağı oluştuğu gibi 14 şubat 2004 tarihli İlaç Fiyat Kararnamesi ve Tebliği ile ülkemizdeki ilaç fiyatlandırma sistemi değiştirilerek referans fiyat uygulamasına geçilmiş, bu tarihten itibaren hemen hemen her hafta referans fiyatı değişen ilaçlarda indirimler yapılmış ve ilaç fiyatlarında %80'lere varan oranda indirim gerçekleşmiştir. Yapılan tüm bu indirimlerde oluşan fiyat farkları ilaç firmalarınca karşılanmadığı için özellikle 2004 yılından itibaren eczacılar pahalıya aldıkları ilaçları ucuza satmak zorunda kalmışlardır.
Ayrıca, 2005 yılında SSK ve Yeşilkart hastalarının serbest eczanelerden ilaç almaya başlamasıyla birlikte ilaç firmalarının kurum iskontolarını eczanelere yansıtmamaları nedeniyle eczaneler bu iskontoları ilaç firmalarından almadıkları halde sosyal güvenlik kurumlarına yapmış ve geri ödeme sepetine girmek isteyen ilaç firmalarının eşdeğer ilaç uygulaması kapsamında olan ilaçlarında kurum iskonto oranlarını arttırmaları sonucu oluşan fiyat farklarını eczanelere yansıtmamaları yüzünden eczaneler ciddi oranda kayba uğramıştır.
Piyasada 6000 kalem ilaç bulunmakta, bunlardan 2000'i çok aktif olarak hızlı bir şekilde sirküle olmakta ve her hafta bunların içinden bir gurup ilaçta çeşitli şekillerde indirime gidilmekte, eczacıların bunları birebir takip etmesi fiili olarak mümkün olmadığından eczacılar kayıplarını, bir başka deyişle zararlarını bile tam olarak hesaplayamamaktadırlar.
Ekli dosyada yer alan (Ek-1) gibi dosyalarla bir çok defa Sağlık Bakanlığı'na eczacıların zarara uğramalarının önlenmesi için Sendikamızca başvuru yapılmış olup, fiyat indirimlerinden doğan zararların karşılanması için yasal düzenleme yapılması sağlanabilmiş , ancak ilaç firmaları bu yasal düzenlemeye rağmen halen ilaç fiyat indirimlerinde eczacılara geçiş süreci tanımayarak ve stoklarında bulunan ilaçların farklarını ödemeyerek eczacıları zarara uğratmaya devam etmektedirler.
Yukarıda çok kısa başlıklar halinde sunduğumuz tüm bu olumsuzluklar neticesi son dört yıldır eczanelerin ekonomileri ciddi anlamda bozulmuştur. Eczanelerin nakit satışı, fiili stoku ve kurumlardan alacakları toplamı ile ecza depolarına verdikleri senet ve çeklerin toplamı karşılaştırıldığında eczacılar aleyhine oluşan aradaki fark eczane stoklarındaki fiili kayıp miktarını, bir başka deyişle eczacıların zararını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Eczanelerin KDV mahsubunun yüksek olmasına neden olan bir diğer konu ise eczanelerin çalışma koşulları ile ilgilidir. Zira;
Eczanelerin çalışma koşulları birçok eczanenin KDV ödemelerinin düşük olmasına neden olmaktadır. Özellikle SSK hastalarının eczanelerden ilaç almaya başlamasıyla eczaneler oluşacak ödeme gecikmelerinden etkilenmemek için ecza depolarından mümkün olduğunca uzun vadeli ilaç almaya çalışmakta, kota anlaşmaları yapmaktadır. Eczaneler sadece emek üreten işyerleri (emlak büroları vb. gibi) olmadığı için de her zaman raflarında gelen hastaların ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda ilaç (stok) bulundurmaktadır. Bu yüzden de eczanelerin ilaç alım miktarları sattıkları miktarla her zaman başa baş noktasında kimi zaman da biraz üstünde olduğu için KDV beyanları düşük olmaktadır.
Bu durum izah ettiğimiz üzere eczanelerin çalışma koşullarından kaynaklanmakta olup, ilacın ülkemizdeki alıcısının %95'inin devlet olduğu ve yaşanan ödeme gecikmeleri göz önünde bulundurulduğunda devletin eczanelere ödemediği fatura bedelinde yer alan KDV'yi tahakkuk esasına dayalı vergi sistemi sayesinde erkenden tahsil ettiği göz önünde bulundurulursa aslında eczanelerin çalışma sistemi sayesinde devletin herhangi bir kaybı olmadığı, aksine kazancı olduğu net bir şekilde görülecektir.
Anayasamızda yer alan “herkes ... vergi öder “ amir hükmü herkese ve her meslek grubuna vergi ödeme, devletimize de ödetme ve tahsil etme yükümlülüğü getirmektedir.
Bu bağlamda vergi denetimi mekanizması; vergi mükellefiyetini yerine getirenleri koruyarak aykırı davrananları ise cezalandırarak adaleti korumak amacıyla tesis edilmiştir.
Yıllık asgari ücret matrahı toplamı üzerinden ortalama gelir beyan eden: Gümrük komisyoncuları, inşaat müteahhitleri, akaryakıt istasyonları, kuyumcular, beyaz eşya satıcıları vb. meslek gruplarının aksine, vergi rekortmenleri sıralamasında her yıl olduğu gibi bu yıl da en üst sıralarda bulunan ülkemizdeki ender meslek gruplarından olan eczacıların her zaman ve her açıdan devletin denetimi altında olan eczanelerinde usul ve uygulamayla ilgili inceleme amaçlı olarak başlatılan denetlemelerin,
2008 yılı protokol görüşmelerinde tüm ülkedeki eczacıların hak kayıplarının giderilmesi taleplerini dile getirmesinin hemen ardından başlamış olması dikkat çekici olup, zaman ve kaynak israfından başka bir sonuca ulaşmayacağı yapılan denetim yönteminden de anlaşılan denetimlerle ilgili olarak;
Yukarıda kısaca izah edilen durumlardan da açıkça anlaşılacağı üzere tamamen faturalı alış yapıp faturalı ve fişli satış yapan ve son dört yıldır fiili olarak zarar etmesine rağmen vergilendirme sistemi yüzünden zarar beyan edemeyip gelir beyan etmek zorunda olan eczacılar hakkında işyerlerinde rutin dışı başlatılan, sağlık hizmetinin aksamasına, mesleki ve ticari itibarlarının zedelenmesine yol açan; objektif iyiniyet kurallarına ve hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılması için gereğini bilgilerinize arz ederim.
Ecz.Nurten Saydan
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası
Genel Başkanı
|
İlaç ve eczacılık alanında yaşanan sorunların aktarılması amacıyla İlaç ve Eczacılık
Genel Müdürlüğü yetikilileri ile 02/11/2007 tarihinde yapılan görüşmede yaşadığımız
sorunlar hakkında hazırladığımız rapor kendilerine sunulmuş olup, ekte bilginize
sunulmuştur.
Tarih: 02/11/2007
Sayı: TEİS2007–109
T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
İLAÇ VE ECZACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ANKARA
Son yıllarda ilaç ve eczacılık alanındaki baş döndürücü hızda gerçekleşen değişim süreci ve bu süreçte yaşanan sorunlar, özellikle de ilaç fiyatları ve eczacı kar oranlarındaki değişikliklerden meydana gelen sorunlara kalıcı bir çözüm bulunması zorunluluğunu getirmiştir.
Öncelikle yaşanan sorunların azaltılması ve ortadan kaldırılması, sonrasında ise rasyonel tedaviye optimum maliyetle ulaşılabilmesinin sağlandığı tedaviye yönelik, uygulanabilir düzenlemelerin hayata geçirilmesi amacını gerçekleştirmek için, ilaç fiyatları ve eczacı kar oranları başta olmak üzere ortaya çıkan sorunlarla ilgili olarak Sendikamızca hazırlanmış olan rapor ekte bilginize sunulmuştur.
Saygılarımla,
Ecz. Nurten Saydan
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası
Genel Başkanı
TÜM ECZACI İŞVERENLER SENDİKASI
İLAÇ KOMİSYONU RAPORU
1-Mevcut ilaç fiyat kararnamesine ilişkin görüşlerimiz:
14.02.2004 tarih 2004/6781 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenen Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararla yöntemi belirlenen fiyatlandırma şekli , ilaç fiyatlarını Avrupa Birliği ülkeleri ile uyumlu hale getirmiştir.EK:1
Geçmiş yıllarda son derece yüksek fiyatlarla satışa sunulan ilaçlardan dolayı halkımızın ilaca ulaşımı bu sayede kolaylaştırılmış olup bu Bakanlar Kurulu Kararı , yayımlandığı tarih göz önüne alındığında doğru olmuştur.
Ancak; o günden günümüze kadar geçen süre içerisinde ülkemizdeki enflasyon oranlarına bakıldığında, ortada eczaneler açısından son derece ciddi bir ekonomik kayıp olduğu açıktır.
Her türlü gideri Türk lirası ile yapan eczanelerimiz ( kira, elektrik,su,telefon,işçi ücretleri vs.) ilaç fiyatlandırmadaki değişikliğin yapıldığı tarihten bu güne kadar olan 44 aylık süreye bakıldığında % 40.69 enflasyondan dolayı ciddi anlamda zarara uğramışlardır.EK:2
Bu nedenle Beşeri İlaç Fiyat Kararında yer alan ve halen yürürlükte olan ilaç fiyatlandırılmasına ilişkin düzenlemenin, ülkemizdeki düşük kur oranları ve Avrupa Birliği ülkelerine göre yüksek reel enflasyon oranları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
2- İlaç fiyat indirimlerinden doğan eczacı zararlarına ilişkin görüş ve önerilerimiz:
Bilindiği üzere 14 Şubat 2004 tarihinden bu yana İlaç fiyat indirimleri yeni fiyat listesinin yayınlandığı tarihte uygulamaya geçtiği için meslektaşlarımızın ellerinde bulunan ilaçlarda uğradıkları zararın giderilmesi amacıyla yapılan başvurular sonucu; 14 Şubat 2004 Tarihli Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına dair Karardaki düzenleme, 30/6/2007 tarihli ve 25568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Bakanlar Kurulunun 2007/12325 sayılı Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararın 3. maddesinin 3.bendi ile değiştirilmiştir.
İlaç Fiyat Kararının 3. maddesinin 3. bendine göre;
"İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten 45 gün sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir."
hükmü getirilmiş olup 22 Eylül 2007 tarih 26651 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkındaki Tebliğ'in 10. maddesinin 5. bendindeki düzenlemede yer alan:
“Fiyat listesinde yapılacak değişikliklerin uygulanmasına yayımlandığı tarihten 45 gün sonra başlanır. Ancak fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur.”
hükmü ile de düzenlemenin uygulama şekli belirlenmiştir.
Yapılan yasal düzenlemeler ile 45 günlük geçiş süreci tanınmış olmasının, eczanelerin fiyat indiriminden dolayı kayba uğramaması, yaşanılacak kaybın önlenmesi amacıyla yapıldığı izahtan varestedir.
Ancak; yapılan mevzuat değişikliğinin amacı eczacıların zarara uğramalarını önlemek olmasına ve yapılan düzenlemelerde fiyat düşüşlerinin sadece “uygulamasının” 45 gün sonra olması şeklinde düzenleme yer almasına karşılık, ilaç firmalarınca eczanelere yeni fiyatlı ilaç akışı 45 günlük geçiş sürecinde yapılmamaktadır.
Özellikle İlaç fiyat Değerlendirme Komisyonunun kararı gereği hemen hemen tüm ilaçlarda 16 Kasım 2007 tarihinde yaklaşık %7 oranında bir indirimin yürürlüğe girecek olup, bu tarihe kadar eczaneler stoklarını minimuma indirmek için depolardan ilaç alımını azaltacak/durduracak ve bu yüzden de ilaç hizmetinin sunumunda ciddi aksamalar yaşanacaktır.
İlaç ve eczacılık hizmetinin kesintisiz devamının sağlanması amacıyla, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3.maddesi k bendi ile Sağlık Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 43. maddesindeki yetkiye istinaden ilaç firmalarının 45 günlük geçiş süreci içinde eczanelere indirim oranında iskontolu olarak ilaç akışı sağlanması yönünde gerekli düzenlemenin yapılması gerekmektedir.
Bu konuda gerekli görüldüğü takdirde tebliğde değişiklik yapılması için tebliğ değişikliği önergemiz aşağıda bilginize sunulmuştur.
22 Eylül 2007 tarih 26651 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkındaki Tebliğ'in 10. maddesinin 5. bendi değişiklik önergemiz:
“Fiyat listesinde yapılacak indirimlerin uygulanmasına ilaç firmaları ve ecza depolarınca yayımlandığı tarihten itibaren indirim oranında iskonto yapılarak, eczanelerce ise 45 gün sonra başlanır. Fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler ile fiyat artışları için bu süre beklenilmez. Ayrıca referans değişiklikleri sonucu veya firmaların kendi istekleri ile yapmış oldukları fiyat düşüşleri, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafisinin taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeden geçerli olur.”
3- Eczacı kar oranları ile ilgili görüş ve önerilerimiz:
Bilindiği üzere ilaç Fiyatları Sağlık Bakanlığı'nın kontrol ve denetiminde olup, ilaçların Türkiye'deki depocu ve perakende satış fiyatları, eczacı ve depocu kar oranları Bakanlar Kurulu Kararı /Kararnamesi ve bunlara ilişkin yayınlanmış tebliğler doğrultusunda düzenlenip belirlenmektedir.
İlaç fiyatlarında ve eczacı kar oranlarında çeşitli zamanlarda indirimler yapılmıştır. 1956’dan bugüne 10’dan fazla fiyat kararnamesi yayınlanmıştır. Türk Eczacıları Birliği’nin kurulduğu 1956 yılından bu yana eczaneler değişmeyen bir kar oranı ile halk sağlığına hizmet etmiştir. İlaçtaki kar oranları Bakanlar Kurulu'nun 29.03.1972 tarih ve 7/4129 sayılı kararı ile 1972 yılında %25 'lik eczacı kar oranı yasal bir zemine oturtulmuş, ancak aynı yıl yapılan düzenleme ile ilaç fiyatlarında % 20 civarı indirime gidilmiştir. 1974 yılında Sağlık Bakanlığı aldığı bir kararla eczacıların kar oranlarını % 25’den %
Sağlık Bakanlığı; 4 Ocak 2002’de yayımladığı İlaç Fiyatları Hakkındaki Tebliğ’le eczacı karlılığını % 10 oranında düşürmüştür. Bunun üzerine tüm yurt genelinde 15–16 Ocak 2002 tarihlerinde nöbetçi bırakılmak suretiyle kepenk kapatma eylemi yapılmıştır. Akabinde ise siyasi irade yaptığı düzenleme ile peşin alım iskontosunu 2002 Ocak ayı sonunda tekrar eski seviyesine getirmiştir.
1984 Kararnamesi (Bakanlar Kurulu Karar Sayısı: 84/8845 Karar Tarihi: 4.12.1984Resmî Gazete Yayım Tarihi: 28.12.1984 Sayı: 18619)
Madde 3. ilâç imalâtçılarının yıllık kârı firmanın yıllık satış gelirinin %15'ini, münferit ilâçlar için ise yıllık satış tutarının %20''sini geçemez. Depocu satış fiyatı imalâtçı satış fiyatına azami %9, perakendeci satış fiyatı da depocu satış fiyatına azami %25 ilave edilerek bulunur.
Madde 4. Bakanlık yurt içinde üretilen ilâç fiyatlarının tüketiciye makul bir seviyede intikalini sağlamak amacıyla dış ülkelerden müstahzar ithali için gerekli tedbirleri alır. İthâlatçı satış fiyatı ithâlat maliyetine azami %14 kâr ilave edilerek bulunur.
Ve ilgili yönetmelik (Yönetmelik No: 22391Resmî Gazete Yayım Tarihi: 01.09.1995 Sayı: 22391) Peşin alım iskonto oranını eczacı kar haddine ilave olarak %10 olarak yasallaştırmıştır.
Peşin alım iskontosu eczacılık mesleğinde hep var olmuş,1972 Yılındaki fiyat kararnamesinde kar oranının içine Majistral İlaçtaki MESLEK HAKKININ karşılığı olarak girmiş, ancak 1995 tarihli yönetmelikte ilk defa %10 oranı yazılı olarak ifade edilmiştir.
Ayrıca;
(Yönetmelik No: 23322 Resmî Gazete Yayım Tarihi: 24.04.1998 Sayı: 23322) Sayılı yönetmelikte de peşin alım iskontosu % 10 olarak tekrar ifade edilerek, ifade pekiştirilmiştir.
1984 İlaç fiyat kararnamesi ile %25 olarak belirlenmiş olan eczacı kar oranları 2004 yılından itibaren 14.02.2004 tarih 25353 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan “Beşeri tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar”ın 10. maddesine göre ilaçların satış fiyatlarına göre aşağıda tabloda yer alan kademelendirilmiş eczacı kar oranı uygulamasına geçilmiştir:
|
|
Depocu (%) |
Eczacı(%) |
|
| |
10 Milyon TL'ye kadar olan kısmı için (10 Milyon dâhil) |
9 |
25 | ||||
10- 50 Milyon TL arasında kalan kısmı için (50 Milyon dâhil) |
8 |
24 | ||||
50–100 Milyon TL arasında kalan kısmı için (l00 Milyon dâhil) |
7 |
23 | ||||
100–200 Milyon TL arasında kalan kısmı için (200 Milyon dâhil) |
4 |
16 | ||||
200 Milyon TL üstünde kalan kısmı için |
2 |
12(*) | ||||
| ||||||
|
(*) 30.06.2007 tarihli Bakanlar kurulunun İlaç fiyat kararı ile %10'dan %12'ye çıkmıştır.
Aynı Kararın 3. maddesi ile de belirlenen beş Avrupa Birliği ülkelerindeki satış fiyatı referans alınmak suretiyle ilaç fiyatları Euro'ya endekslenmiştir.
Yapılan bu düzenlemeler doğrultusunda eczacı ve depocu kar oranlarındaki düşüş ile EURO bazındaki referans ülke fiyatına bağlı düşüşler olarak ilaç fiyatları 1 Mart 2004, 15 Haziran 2004, 21 Temmuz 2004, 8 Aralık 2004 tarihlerinde düşmüştür.
Eczacı kar oranlarındaki kademelendirme sonucu da her eczanenin sattığı ürünlerin yoğunluğuna göre kar oranları farklılıklar göstermeye başlamış;
1. kademedeki ilaçlardan ağarlıklı olarak satan eczaneler maksimum %22 oranında kar elde ederken,
5.kademedeki ilaçlardan ağarlıklı olarak satan eczaneler maksimum %12 kar elde eder duruma gelmiş, eczacı karlılığı satılan her ürünün maliyetine, satış fiyatına ve kar oranına göre her eczane için farklı oranlarda gerçekleşmeye başlamıştır.
2004 yılında yaşanan ilaç fiyatlarındaki düşüşler eczacıların stoklarında bulunan ilaçlarda ilaç firmalarınca zararın karşılanılacağı taahhüt edilmesine rağmen karşılanmadığı için eczane stoklarında ciddi anlamda değer kaybı yaşanmasına neden olmuş, zararın bir kısmı karşılandığı bir kısmı karşılanmadığı, dolayısıyla uğranılan zararın tam oranı bilinemediği ve belirlenemediği için eczane stoklarında 2004 yılında yaşanan zarar, 2004 yılına ait bilançolarda muhasebeleştirilememiştir.
Süreç içinde yaşanan bu kayıpların her eczanenin sattığı ürünün çeşidi ve sayısı farklı olduğu, neredeyse her hafta farklı ilaçlarda uygulamaya başlandığı için kesin bir oranı belli olmamakla birlikte eczanelerin ellerinde bulunan stoklarda zarara uğramalarına neden olmuş, dolayısıyla uğranılan zararın tam oranı bilinemediği ve belirlenemediği için eczane stoklarında 2005 yılında yaşanan zarar, da 2005 yılına ait bilançolarda muhasebeleştirilememiştir. 2005 yılı sonuna gelindiğinde bile kurum iskontosu uygulanmayan, buna rağmen eczanelerin kurum iskontosu uyguladıkları ilaçlar olmuştur.2007 yılının sonuna geldiğimiz bugünlerde bile eczanelerce iskontolu olarak verildiği halde eczanelere iskonto uygulanmadan gelen ilaçlar halen bulunmaktadır.
14 Şubat 2004 tarihli İlaç Fiyat Kararı ile yürürlüğe giren Referans fiyat uygulaması kapsamında kalan ve eşdeğer ilaç uygulaması nedeniyle ödeme sepeti dışında kalan ilaç firmalarının başvuruları sonucu 2005 yılında 15 Temmuz 2005 tarihindeki %8,83 oranındaki düşüşten başka;
30 Mart 2005 – 28 Nisan 2005- 20 Temmuz 2005- 26 Temmuz 2005- 18 Ağustos 2005-
26 Ağustos 2005- 5 Eylül 2005- 19 Eylül 2005-1 Ekim 2005 -7 Ekim 2005-
21 Ekim 2005- 14 Kasım 2005 -29 Kasım 2005 -8 Aralık 2005-16 Aralık 2005- ve
30 Aralık 2005
Tarihlerinde olmak üzere toplam 17 defa çeşitli ilaç firmalarının çeşitli ilaçlarının ilaç fiyatlarında indirim olmuştur.
2006 yılındaki indirimler (39 kez) :
20 Ocak 2006–10 Şubat 2006-17 Şubat 2006-24 Şubat 2006-3 Mart 2006
10 Mart 2006–17 Mart 2006-24 Mart 2006-31 Mart 2006-7 Nisan 2006
14 Nisan 2006-21 Nisan 2006-28 Nisan 2006-5 Mayıs 2006-12 Mayıs 2006
18 Mayıs 2006-26 Mayıs 2006-2 Haziran 2006-9 Haziran 2006-16 Haziran 2006
23 Haziran 2006-30 Haziran 2006-3 Temmuz 2006-7 Temmuz 2006-14 Temmuz 2006
21 Temmuz 2006-28 Temmuz 2006-3 Ağustos 2006- 4 Ağustos 2006- 7 Ağustos 2006
11 Ağustos 2006- 18 Ağustos 2006- 25 Ağustos 2006-1 Eylül 2006- 8 Eylül 2006
15 Eylül 2006 - 22 Eylül 2006- 29 Eylül 2006- 6 Ekim 2006- 13 Ekim 2006
20 Ekim 2006- 27 Ekim 2006- 3 Kasım 2006- 10 Kasım 2006- 17 Kasım 2006
24 Kasım 2006- 1 Aralık 2006- 8 Aralık 2006- 15 Aralık 2006- 22 Aralık 2006
29 Aralık 2006
2007 yılı ilaç fiyat düşüş tarihleri ise (51 kez) ;
30 Ekim 2007–19 Ekim 2007–11 Ekim 2007–10 Ekim 2007–21 Eylül 2007
14 Eylül 2007–7 Eylül 2007–31 Ağustos 2007–24 Ağustos 2007–10 Ağustos 2007
03 Ağustos 2007–27 Temmuz 2007–20 Temmuz 2007–13 Temmuz 2007–29 Haziran 2007
22 Haziran 2007–15 Haziran 2007–8 Haziran 2007–1 Haziran 2007–25 Mayıs 2007
18 Mayıs 2007–11 Mayıs 2007–4 Mayıs 2007–27 Nisan 2007–20 Nisan 2007
13 Nisan 2007–6 Nisan 2007–3 Nisan 2007–28 Mart 2007–23 Mart 2007
16 Mart 2007–9 Mart 2007–2 Mart 2007–23 Şubat 2007–16 Şubat 2007
9 Şubat 2007–2 Şubat 2007–26 Ocak 2007–19 Ocak 2007
Son üç yıldaki düşüş sayısı
Ayrıca; 2005 yılında Yeşil kart ve Konsolide Bütçeye tabi kurumların ödemelerinde yaşanan ödeme gecikmeleri aylık %3-%5 oranında finans maliyeti getirmiş olup , ödeme sepetine girmek için bazı ilaçlardaki kurum iskontolarını %11 den %60 'lara varan oranlarda takip edilemez sıklıkta arttırmaları ve bu iskonto artışlarından dolayı oluşan eczacı kayıplarının ilaç firmalarınca karşılanmamış olması nedeniyle oluşan zarar ancak her eczane bazında tek tek her gün fiili stok sayımı ve mizan çıkarılmış olması şartıyla bulunabilecek bir değer olup , eczanelerin iş yükü nedeniyle böyle bir çalışma yapılamamıştır.
Tüm eczanelerin uğradıkları zararın tespiti için Sendikamızca yaptığımız ve daha önce deklare ederek kamuoyuyla paylaştığımız hesaplamalara göre 2005 yılında ülke genelinde bulunan 23 bin eczanenin eczane başına 2005 yılı için ortalama olarak zararı 46 bin YTL'dir.
Bu rakam ortalama bir değer olup eczanelerin hepsinin eşit ciro yapması ve eşit stoğu bulunması pratikte mümkün olmadığı için, yüksek ciro yapan ve yüksek miktarda stoğu bulunan eczanelerde bu zarar daha da yüksek oranda ve miktarda gerçekleşmiştir.
Tüm bu gelişmeler çerçevesinde;
Özellikle 100 YTL ve üzeri ilaçlardaki eczacı kar oranlarının düşüklüğü eczacıların ekonomik anlamda yıkımına neden olmakta ve özellikle hastane karşılarından başlayarak bu tür ilaçları temin eden eczaneler iflasa sürüklenmekte ve kapanmaktadır.
Ülkemizde sağlıklı bir ilaç eczacılık hizmeti sunumunun devamı ve ulusal ilaç politikası oluşturulması için;
Bakanlığınızca yayınlanan “ Ulusal İlaç Politikalarını İzlemek İçin Göstergeler” (Sağlık Bakanlığı Yayın no:659) adlı Dünya Sağlık Örgütü raporunda da belirtildiği üzere ülkemizde de dağıtıcı ve perakendeci kar oranının toplamda %35 olması ve “Eczacı Meslek Hakkının” hayata geçirilmesi için Bakanlığınızca düzenleme yapılması gerekmektedir. EK:3
4- Ecza Depolarının uyguladıkları faiz oranları hakkındaki görüşlerimiz:
Bilindiği üzere ecza depoları 984 sayılı kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılmış olan 23852 sayılı “Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelik” in 9.maddesine istinaden eczanelere “toptan” ilaç satışı yapmak üzere kurulmuş olan işletmeler olup, 3359 sayılı kanun ile Sağlık Bakanlığı'nın Görevleri Hakkındaki Kararname'ye ve diğer yasal mevzuata göre faaliyetleri, çalışma alanları ve şekli Bakanlığınızın denetim ve gözetiminde olup, kar oranları da 30 Haziran 2007 tarih 26568 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı” ile belirlenmiştir.
Söz konusu kararnamenin 7.maddesi ile ecza depolarının kar oranları %9 ila %2 arasında kademeli oranlarda belirlenmiş olup kararnamede belirtilmemiş olmakla birlikte ecza depoları ilaç firmalarından ürün fazlası, ciro ve kota primi adları altında ek iskontolar da alarak faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Ecza depoları ilaç firmalarından aldıkları vadelere bağlı olarak belirledikleri vadelerle eczanelere “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı” ile belirlenen eczacı kar oranları (iskonto oranları) ile ilaç temin etmekte olup eczanelerce temin edilen bu ilaçlar %95 oranında Sosyal Güvenlik Kurumu ile Kamu kurum ve kuruluşlarına fatura edilmektedir. Bu kurumların geri ödemlerinde yaşanan gecikmeler sonucunda da ecza depolarından alınan ilaçların vadeleri içinde ödenmesinde özellikle son üç yıldır sorunlar yaşandığı için de ecza depolarınca eczanelere çeşitli ekonomik yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu yaptırımlar:
A-) İlaç geri alımı: Ecza depoları eczanelerin vadesinde ödeyemediği borçlara karşılık borçlu eczanede bulunan ilaçları eczaneye sattıkları şartlarda değil de ilaç firmalarından aldıkları şartlarda (depocu karı, ciro primi, kota primi vb. karlılıkları düşerek ) geri almaktadırlar.
İlâçlar ve Ecza Deposunda Bulundurulan Ürünler İle İlgili İyi Dağıtım ve Muhafaza Uygulamaları Kılavuzu'nun “IX-İadeler” başlığına istinaden yapılması gereken bu işlemlerde eczacılar hasar görmemiş ve raf ömrü kabul edilebilir süreler içinde olan ürünleri iade etmelerine rağmen haksız bir şekilde zarara uğramaktadırlar.
B-) İskonto iptali: Eczanelerin ödeme vadesi geçen borçlarına ait alım yaptığı ilaçların faturalarında yapılan eczacı iskontoları ödeme güçlüğü içine düşüldüğü tarihte bu eczacılara borç olarak fatura edilmekte, ödeme güçlüğü içine düşen bu eczanelere ödeme güçlüğü içine düştüğü tarihten itibaren de kesilen faturalarda “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararı” ile belirlenen eczacı kar oranları haricinde iskonto yapılmamakta, ekonomik anlamda zor duruma düşmüş eczacıların borçlarını ödeme ve faaliyetlerini sürdürebilme imkânları azaltılmaktadır.
C-) Vade farkı uygulaması: Eczanelerin aldıkları ilaçların karşılığı olarak ecza depolarına verdikleri belirli tarih aralıklı sıralı çek veya senetlerin ödenmemeye başlaması (temerrüde düşülmesi) durumunda borçlu eczane ile borcu tekrar yapılandırma adı altında ecza depolarınca yeni ödeme planı yapılmaktadır. Yeni borç yapılandırmasında vadesi geçen borca vade tarihi yerine fatura tarihinden itibaren yıllık %30 ila % 60 arasında değişen oranlarda vade farkı uygulanmaktadır.EK:4
Mevzuatımızda vade farkı uygulamasına ilişkin bir yasal düzenleme olmamakla birlikte yürürlükte olan hukuk kurallarına göre de vade farkının talep edilebilmesi için tarafların vade farkını yazılı bir şekilde kararlaştırmış olmaları gerekmekte olup,
24 Aralık 2003 Tarihli Resmi Gazete’nin 25326 nolu sayısında yayınlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu Kararı (Esas No: 2001/1 Karar No: 2003/1):
“Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK. nun 23/2. maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceğine 27.06.2003 tarihli ilk toplantıda üçte iki çoğunlukla karar verildi.”
İçtihadından da açıkça anlaşılacağı üzere ecza depolarının hangi oranda olursa olsun vade farkı uygulamasının yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Kaldı ki özellikle son yıllarda ecza depolarının uyguladığı vade farkları İlaç fiyat kararnamesinde belirtilen kar oranlarının haricinde bilânçolarına yansıyan önemli bir gelir kalemi halini almış olup uygulama ecza depoları hakkındaki mevzuata da aykırıdır.
Eczanelere yönelik olarak yapılan vade farkı uygulaması eczanelerin faaliyetlerini sürdürmelerini güçleştirmekte, uygulanan vade farkı yüzünden borcunu ödeyemeyen eczaneler kapanmakta ve eczacılar borçlarını ödeyebilmek için menkul gayrı menkul tüm varlıklarını ve birikimlerini tüketerek iş yerlerini de kaybetmek suretiyle borç ödemeye mahkûm olmaktadırlar.
D-) Teminat alınması: Kurumların ödeme gecikmeleri yüzünden borcunu ödeyemeyen eczanelerle ecza depolarınca yapılan görüşmelerde bu eczanelere ilaç akışının devamının sağlanması için gayrı menkul ya da menkul rehini ve/veya ipoteği istenmekte, alınan teminat piyasa değeri yerine icra değeri üzerinden mevcut borca mahsuben kullanılarak eczacının varlıkları azaltılmakta ve borcunu ödeme gücü ortadan kaldırılmaktadır. Bu durumdaki eczanelerin faaliyetlerini devam ettirmeleri mümkün olmadığından eczaneler kapanmak zorunda kalmaktadır.
E-) Ekranın karartılması: Ödeme güçlüğü içine düşen eczaneye ecza deposundaki bilgisayarda yer alan bu eczaneye ait müşteri ekranı karartılarak ilaç akışı durdurulmakta ve bu eczanenin normal faaliyetlerine devam etmesi imkânsız hale getirilmektedir.
Bilindiği üzere eczaneler Sosyal Güvenlik Kurumu dâhil kamuya kestikleri faturalarda vade farkı vb. gecikme bedeli tahsil etmemekte olup eczanelere tek yanlı olarak uygulanan bu yaptırımın tamamı eczanelerin faaliyetlerini sürdürmelerini güçleştirmekte ve tüm bu yaşananlar ilaç eczacılık hizmetinde aksamalara neden olmaktadır.
Bakanlığınızca 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 3.maddesi k bendi ile Sağlık Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43. maddesindeki yetkiye istinaden hukuka aykırı uygulamaların önlenmesi amacıyla yasal düzenleme yapılması gerekmektedir.
5- İlaç firmalarının kurum iskontosu uygulaması hakkındaki görüşlerimiz:
14 Aralık 2004 tarihinde Çalışma Bakanı, Maliye Bakanı ve Türk Eczacıları Birliği Başkanı arasında imzalanan Kamu İlaç Alım Protokolü ile ilaç firmalarınca kamuya %4 ve %11 oranında indirim yapılması kararı alınmıştır. Bu protokol çerçevesinde ilaç firmaları belirlenen şartlar doğrultusunda %4 veya %11 oranında indirim uygulaması gereken ilaçları indirimli fiyattan ecza depolarına verecek, ecza depoları da aynı indirimleri eczanelere yansıtacaktı. Ancak ilaç firmaları 14 Aralık 2004 tarihli protokolde imzaları yer almaması yüzünden, protokol hükümlerine göre eczanelerin zarara uğramamaları için 10 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan protokolden 45 gün öncesinde başlaması gereken indirimli ilaç akışına 10 Şubat 2005 tarihinde dahi başlamamışlar ve bu yüzden eczacıların şubat 2005 tarihinde stoklarında bulunan ilaçlarda ortalama % 8 oranında zarara uğramalarına neden olmuşlardır.EK:4 EK:6
10 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe giren uygulama ile tüm eczaneler Sosyal Güvenlik Kurumlarına ve Konsolide Bütçeye tabi Kamu Kurumlara bu tarihten itibaren eczane iskontosu dışında %4 veya %11 oranında kamu indirimi uygulamaya başlamışlardır. Eczacılar bu iskontoları bazı ilaç firmalarından 10 Şubat 2005 tarihinde almaya başlamış, Bilim İlaç, Bayer Türk, Organon İlaçları, Eczacıbaşı İlaç Sanayii gibi ilaç pazarında büyük paya sahip bir çok firma dahil ilaç pazarında önemli paya sahip büyüklü küçüklü 30 ilaç firması 10 Şubat 2005 tarihinden itibaren iskontolu ilaç akışı yapmadıkları için eczaneler söz konusu firmaların ilaçlarını iskontosuz almalarına karşılık kurumlara iskontolu olarak satmak zorunda kalmışlardır.
Bu durum 6 ay boyunca devam etmiş, bazı firmalar bazı ilaçlarda iskontolu ilaç akışına başlamış, bazı ilaçlarda iskonto uygulamamaya devam etmişlerdir.
Söz konusu KAMU KURUMLARININ SERBEST ECZANELERDEN İLAÇ ALIMI KONUSUNDA YAPILACAK PROTOKOLE İLİŞKİN GENEL ESASLAR adlı protokolde yer alan düzenlemeler:
1-Bedeli Kamu Kurumları tarafından karşılanan ve serbest eczanelerden temin edilen ilaçlar için tüm kamu kurumlarına aşağıdaki koşullarda indirim uygulanacaktır.
a-Tüm jenerik ilaçlarda eczane satış fiyatı üzerinden %14.5 indirim uygulanacaktır. Bu indirimin %3.5 luk bölümü ECZACI tarafından,%11 lik bölümü imalatçı veya ithalatçı tarafından karşılanacaktır.
2006 yılından itibaren eczacılar tarafından Kurumlara yıllık cirolarına göre %3-%4,5 arası iskonto yapılmaktadır. Yani Jenerik ilaçlardan devletin %14,5 indirimi %15,5 a yükselmiştir. Bu durumda devletin menfaatinedir.
b-Orijinal ilaçlar iki grupta ele alınacak, indirim 2 grup ilaç için FARKLI uygulanacaktır.
BİRİNCİ GRUP: İlgili ilaç molekülünün veya yeni bir kimyasal formülün Türkiye’de ilk ruhsatlandığı tarihten itibaren 6 tam yılı doldurmamış ilaçlarda eczane satış fiyatı üzerinden %7.5 indirim uygulanacaktır. Bu indirimin %3.5 luk bölümü eczacı tarafından %4 lük bölümü imalatçı veya ithalatçı tarafından karşılanacaktır.
İKİNCİ GRUP: Birinci gruba girmeyen 6 tam yıldan daha yaşlı orijinal ilaçlarda eczane satış fiyatı üzerinden %14.5 indirim uygulanacaktır. Bu indirimin %3.5 luk bölümü eczacı tarafından %11 lik bölümü imalatçı veya ithalatçı tarafından karşılanacaktır.
İmalatçı veya ithalatçılar tarafından karşılanacak indirim bölümü(%4 veya %11)depoya satış fiyatı üzerinden yapılarak depoya fatura edilebilir. Bu durumda depocu ve eczacılar alış fiyatları üzerine yürürlükteki kar marjlarını yansıtırlar ve eczacı indirimi ulaşılan son fiyat üzerinden yapılabilir.
Yine orijinal ilaçlarda, fiyatı Beşeri Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Karar ile belirlenen 15 Haziran 2004 tarihli azami fiyatların altında kalan ilaçlarda imalatçı veya ithalatçı indirimi referans fiyatının altında kaldıkları oranda daha az uygulanacaktır.
(Fiyatı 06.02.2004 tarihli ve 2004/6781 sayılı Bakanlar Kurulu eki Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararın 02.04.2004 tarih ve 7124 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 4.üncü madde ile değiştirilen geçici 1.ci madde gereği fiyatların yükseltilmesine izin verilmeyen ürünlerde yapılacak indirim 02.04.2004 tarih ve 7124 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1.inci maddesi gereği belirlenen azami fiyatın altında kalan ilaçlarda imalatçı veya ithalatçı indirimi referans fiyatın altında kaldıkları miktarda daha az uygulanacaktır.)
c-Eczane satış fiyatı 3 milyon TL ve daha az olan ilaçlar için indirim %7.5 olarak uygulanacaktır. Bu indirimin %3.5 luk bölümü eczacı tarafından %4 lük bölümü imalatçı veya ithalatçı tarafından karşılanacaktır.
2-Tüm kurumlar eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde EN UCUZ İLACIN %30 fazlasına kadarını dikkate alacaklardır. Fiyatları en ucuz olarak referans alınacak ürünlerin eczacılar tarafından ulaşılabilir olması gerekir. Tavana esas en ucuz ilaç olarak belirlenen ilacın en az 5 ay piyasada bulunma şartı aranır. Bu amaçla en ucuzun %30 fazlasına giren ürünlerin ATC 3piyasasına göre piyasa payı tanımı Ocak 2005 sonuna kadar yapılacaktır.
3-Genel Sağlık Sigortası uygulamasına kadar SSK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI halen geçerli olan ödenen ilaçlar ve bu ilaçların ödeme koşullarını 2005 yılında da uygulayacaktır. Bu ilaçlar ticari isim bazında listelenecektir.
4-Sektör tarafından gerekli hazırlıkların tamamlanabilmesi için indirim uygulaması 01 ŞUBAT 2004 tarihinde hayata geçirilecektir.
5-Bu anlaşma imalatçı ve ithalatçılar, depocular ve eczacılar arasında ilacın mevcut satış koşullarına ilişkin başka bir değişiklik öngörmemektedir.14.12.2004
TEB Genel Başkanı Maliye Bakanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı
Mehmet Domaç Kemal Unakıtan Murat Başesgioğlu
Görüldüğü üzere bu protokolde ilacın tek sorumlusu Sağlık Bakanlığının imzası bulunmamaktadır.
Ayrıca kurum iskontosu yapmakla yükümlü olan ilaç firmalarının da imzası bulunmamaktadır.
Bu protokolün yürürlüğe girmesiyle ülkemizde ilacın iki fiyatı ortaya çıkmış olup bu durumda hastalar kendileri parasını ödeyip satın aldıkları ilaçlar için daha fazla para ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ödeme sepetine girmek isteyen firmaların bu oranları nihai kurum iskontosu adı altında %60'lara varan oranlara yükseltmeleri sonucu hastaların mağduriyeti de artmış, ilaç indirimlerinden doğan zararlarda olduğu gibi eczacıların stoklarında oluşan zararlar karşılanmamış, eczacılar büyük miktarda mağdur olmuşlardır.
Ayrıca Kamu Kurumlarına ilaç indirimi nedeniyle Örneğin % 8 KDV dahil perakende satış fiyatı 5,80 YTL olan bir ilaç, resmi kurumların provizyon sistemleri üzerinden 5,16 YTL' ye satılmakta ve bu indirim % 4 ila % 11 arasında değişmektedir. Bu oran ilacın ülkemizde ruhsatlandığı tarihe bağlı olup, ruhsat yaşı 6 yılı dolduran ilaçlarda % 11 şeklindedir ve ülkemizdeki ilaçlar çoğunlukla bu gruptandır. Eczane stoklarındaki ilaçlar bu sürenin 6 yıla erişmesi ile otomatik olarak değer kaybetmekte ve meslektaşlarımızı zarara uğratmaktadır.
Yine ayrıca alış-satış arasındaki fark sebebiyle örneğin 120 YTL'ye alınan bir ilaç için depodan alınan % 11 lik kurum iskontosu 13,20 YTL iken Eczacı bu ilacı kuruma 150 YTL'ye satıyorsa % 11 kurum iskontosu olarak 16,50 YTL iskonto yapmakta ve 3,30 YTL zarara uğramaktadır.
Ayrıca, Bu indirimden sonra tekrardan eczacı tüm ilaçlara kurumlara fatura keserken % 3 – 4,50 oranlarında eczacı indirimi uygulamaktadır.
Kamu Kurumları da fatura bedellerini öderken bazı illerimizde halen KDV dâhil tutar üzerinden % 0,75 damga vergisi kesmekte ve dolayısı ile KDV'den bile damga vergisi almaktadır.
Hesaplamadan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yüzünden yaşanan hasta ve eczacı mağduriyetleri artık dayanılmaz bir boyuta ulaştığı için 14 Aralık 2004 tarihli protokole istinaden uygulanmakta olan kurum iskontosunun ilaç fiyatına yansıtılarak yaşanan bu mağduriyetlerin giderilmesi için Sağlık Bakanlığı’nca gerekli düzenlemenin yapılması amacıyla girişimlerde bulunulması gerekmektedir.
SONUÇ:
1. İlaç fiyat düşüşlerinde, indirimli fiyattan eczanelere ilaç akışının sağlanmasına yönelik yasal düzenleme yapılmalıdır.
2. Kurum iskontosunun muhatabı eczaneler olmamalıdır. İlaç firmalarının kurum iskontolarını ilaç fiyatlarına yansıtmaları sağlanmalı, perakende ve kurum fiyatı şeklinde uygulanan ikili fiyat uygulamasının ortadan kalkması sağlanmalıdır.
3. Avrupa Birliği ülkelerinde de uygulandığı üzere, eczanelere reçete ve/veya kutu başına “meslek hakkı” ödemesi sağlanmalıdır.
4. Eczane işletme giderlerinin % 10-12 arasında olduğu göz önüne alındığında, mevcut kar oranları ile eczanelerin ticari yaşamlarını sürdürmeleri olanaksızdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün ekte sunduğumuz çalışmasından da görüleceği üzere, depocu ve eczacı kâr oranları toplamı en az % 35 olmalıdır.
5. Ekte sunduğumuz birkaç örnekten de görüleceği gibi, ecza depolarının gecikmiş alacaklarına uyguladıkları acımasız ve yasal olmayan faiz uygulamalarına biran önce sor verilmelidir