SGK’NIN SÖZLEŞME FESHİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

16.12.2009 günü Sosyal Güvenlik Kurumu, Birliğimiz ve SGK arasında bağıtlanmış olan İlaç Alım Protokolü’nü aynı Protokol’ün 10.1 maddesine dayanarak (“Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla, bu protokolü feshetme hakkına sahiptirler”) tek taraflı biçimde feshetmiştir. Buna göre, fesih, tebliğ edildiği tarihten itibaren (16.12.2009) bir ay sonra, 16.01.2010 tarihinden itibaren geçerli olacaktır. Tek tek meslektaşlarımız ve Kurum arasında yapılmış olan sözleşmeler de bu tarihe kadar, örgütümüzce başka bir açıklama yapılmadığı takdirde aynen devam edecektir. Bu süre içinde eczacılarımızın Birliğimizin aldığı kararlar doğrultusunda işlem yapması ve konu ile ilgili olarak sadece Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odalarımızın web sitelerinden yayımlanacak duyurulara göre hareket etmeleri son derece önemlidir.

SGK fesih işlemini, gerekçe göstermeksizin fesih yapmaya imkan veren (10.1) maddesine dayandırmıştır. Fakat, gönderdiği tebligatta bu kararının eczacıların 4 Aralık’ta stok zararları, kamu kurum iskontoları, muayene ücretleri ve bunların eczanelerden tahsili, eczacının gelirinin tamamen ilaç fiyatlarına bağımlı olması gibi nedenlerle gösterdiği haklı tepkiye bir yanıt olduğunu ortaya koymuştur. Eczacılarımızı ve hastalarımızı sözleşme feshi ile cezalandırmaya çalışan SGK, sorunlarımızın çözümüne, dolayısıyla eczanelerimizin yaşamasına yönelik ise en ufak bir adım dahi atmamış, “çözülecek, güvence aldık, ilaç sanayi bu sorunu çözmezse yaptığımız anlaşmayı feshederiz” dedikleri sorunlar da halen çözülmemiştir. Eczacının sorunu görmezden gelinmiştir. Feshedilen anlaşma da ilaç sanayicileri ile olan değil, TEB’le olan olmuştur.

SGK’nın İlaç Alım Protokolü’nü tek taraflı olarak feshetmesi, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile Birliğimize verilen “eczacılar adına sözleşme yapma yetkisi”ni hiçe saymaya, eczacılarımızla tek tek sözleşme yapmaya yönelik bir hamledir. Bugün gelinen noktada, SGK sorun çözmek yerine yeni bir sorun üreten noktadadır. Bizler 4 Aralık’ta hastalarımızı mağdur etmemek için tüm gayretimizi sarf ettik. Ancak SGK, sözleşmemizi tek taraflı feshederek, hastalarımızı eczanelerimizden ücreti karşılığında ilaç alıp sonra SGK’dan tahsil etmeye zorlamaktadır. Bunun anlamı, SGK İl Müdürlükleri önünde ödediği ilaç parasını geri almaya çalışan ve daha kötüsü, peşin ödeyecek gücü olmadığı için ilaç alamayan hastalar olacaktır. 4 Aralık nedeniyle, eczacılarımız, ama en çok da hastalarımız cezalandırılmaya çalışılmaktadır.

Eczacılar çok iyi bilmektedirler ki, SGK ile tek tek sözleşme yapmak, yokoluş sürecimizi sadece hızlandıracak, kesintiler, geri ödeme gecikmeleri, iskontolar gibi sözleşmeden kaynaklı ne kadar işlem varsa, bunların hepsinde SGK’nın tek taraflı kararının hâkim olduğu bir döneme girilmesi anlamını taşıyacaktır. Kesintilere itirazın bile mümkün olmaması, iskonto konusunda açık bir rekabet ortamına geçilmesi, eşlenik ilaç, biyobenzer ilaç, jumbo jenerik gibi, ne hastanın ne de eczacının yararına olan uygulamaların koşulsuz kabul edilmesi, hep beraber mücadele ederek kazandığımız 60 günde % 100 geri ödemenin, sıralı reçete dağıtım sistemlerinin tamamen ortadan kalkması, özel hastanelerden günübirlik tedavi uygulamasına geri dönülmesi, fesih koşullarının SGK tarafından ağırlaştırılması, eczacıya yönelecek tehditlerden sadece birkaçıdır.

Bunlar, tüm eczacıların bildiği, Kurum’un da gizlemediği, zaman zaman uygulamaya sokup tepkilerimizden sonra geri çektiği açık hedefleridir. SGK’nın niyeti açıktır: İlaçtan tasarruf etmek ve bu tasarrufun bedelini hasta ve eczacılara ödettirmek. Bunun için de güçlü bir örgüt istememektedir.

Demokrasilerde örgütlenme Anayasal bir haktır. Bu hakka saldırılması da, sorunlarına ortak tepki gösteren bir meslek grubunun yok edilmeye çalışılması da, hastalarımızın cezalandırılması da, sosyal hukuk devleti olmanın gereği ile bağdaşmamaktadır.

Eczacı, örgütlü olduğu sürece güçlü olduğunun farkındadır. SGK da tam da bu gücü ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bu tutumun eczacının örgütlü gücünü böleceğini zannetmek, “4 Aralık’ta neden eczacıların tamamı kepenk kapattı?” sorusunun cevabını hala doğru biçimde verememiş olmak demektir. Eczacı SGK’nın da noter aracılığıyla yolladığı tebligatta açıkça belirttiği gibi %100 oranında kepenk kapatmıştır, çünkü, eczanelerin orta yeri yangındır. Eczacı varoluş - yokoluş arasındaki mücadelede, birlikte güçlü olduğunu bilmektedir. Eczacı da eczacı örgütü de birlik ve bütünlük içinde, 15-16 Ocak 2002’de, 21 Aralık 2008’de, 4 Aralık 2009’da olduğu gibi, tek yürek ve tek yumruk olarak, gereğini yapacaktır.


TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ


Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından noter aracılığıyla gönderilen Tebligat



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat