“Yürürlükte olan Protokole aykırı olmasına karşın, SUT’ta yapılan değişikliklerin doğrudan alana yansıtılmasının  doğurduğu sonuçlar ve son olarak 18 Eylül düzenlemeleri ile eczacıları bir varoluş-yokoluş mücadelesine götüren sorunlara çözüm aramak bizler açısından halen aciliyetini ve önemini korumaktadır. Bu nedenle Birliğimiz, SGK ile eczacıların sorunlarına çözüm üretecek yeni bir Protokol yapmak konusunda görüşmelerini sürdürecektir. Diğer yandan, Danıştay kararına itiraz ya da nihai kararın farklı olması sonucu, varolan Protokol’ün geçerliliğini yitirmesi veya Protokolsüzlük tehlikesi halen bir olasılık olarak gündemdedir”.

 

 

T.C.DANIŞTAY ONUNCU DAİRENİN ALDIĞI YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI HAKKINDA

37.A.00.00294        
Ankara, 14.01.2010

BÖLGE ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA
 
İlgi: 12.01.2010 tarih 37.A.00.0289 sayılı yazımız
 
İlgi yazımız ile, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 16.12.2009 tarihinde noter aracılığıyla Birliğimize tebliğ edilen tek taraflı fesih işlemi uyarınca; Birliğimiz hukukçularının “Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan Protokolün 16.01.2010 tarihi itibariyle geçerliliğini yitireceği; buna göre de, bu Protokole bağlı olarak eczaneler ile Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlükleri arasında imzalanan “tip sözleşmelerin” de 16.01.2010 tarihinden itibaren hukuki geçerliliğini yitireceği” şeklindeki görüşüne ek olarak, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku ABD Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Metin Günday’dan da görüş alındığı bildirilerek,

Alınan görüşte, Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki protokolün tek yanlı olarak feshine ilişkin işlemin Sosyal Güvenlik Kurumu ile eczacılar arasında yapılmış olan “tip sözleşmeler” üzerine etkisinin değerlendirildiği ve;

- SGK ile TEB arasında akdedilen Protokolün düzenleyici bir idari işlem olduğu,

- Sözü edilen tek yanlı fesih işleminin idari yargı tarafından iptal edilmedikçe hukuka uygunluk karinesinden yararlanacağı ve 16.01.2010 tarihinden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlayarak Protokolü o tarih itibariyle geçersiz hale getireceği,

- SGK ile münferit eczacılar arasında yapılan tip sözleşmelerin birer özel hukuk sözleşmesi olmakla birlikte dayanağını SGK ve TEB arasında akdedilen ve SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilen Protokolden aldığı, bu Protokolün 16.01.2010 tarihi itibariyle yürürlükten kalkacağı ve geçersiz olacağı göz önüne alındığında tip sözleşmelerin de aynı gün itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tek taraflı fesih işleminin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, tip sözleşmelerin de 16.01.2010 tarihinden itibaren hukuki dayanaktan yoksun hale geleceği ve bu tarih itibariyle geçerliliklerini yitireceğinin ifade edildiği, duyuruldu.  
 
T.C.Danıştay Onuncu Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile Birliğimiz arasında 19.01.2009 tarihinde imzalanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol”ün; noter aracılığıyla 16.12.2009 tarihinde yapılan tebligat ile tek taraflı olarak feshedilmesi işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemi ile İstanbul Eczacı Odası tarafından açılan davada, fesih işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.

T.C.Danıştay Onuncu Daire tarafından alınan 12.01.2010 tarihli yürütmenin durdurulması kararında, sağlık yardımları Kurumca karşılanan kişilerin ilaç ihtiyacını temin edecek olan eczanelerle yapılacak sözleşmeye ilişkin usul ve esasları, karşılıklı hak ve yükümlülükleri belirleyen düzenleyici işlem niteliğindeki “Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol”ün feshine ilişkin dava konusu işlemin de düzenleyici işlem niteliğinde olduğundan bahisle, yürütmenin durdurulması isteminin kabulü ile davalı idarenin savunması alındıktan veya yasal savunma verme süresi geçtikten sona bu konuda yeniden bir karar verilinceye kadar; 19.01.2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanan Protokolün feshedilmesine ilişkin noter aracılığıyla gönderilen işlemin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA karar verildiği ifade edildi.

Kararda, eczacıların 04.12.2009 tarihinde nöbetçi eczane sayısını artırarak acil ilaç ihtiyacını karşılamak suretiyle eczanelerini kapatarak gerçekleştirdikleri eylemi, dava konusu işlemde yer alan ifadeyle “herkesin sağlıklı yaşama hakkı”nın ihlali olarak değerlendiren davalı idarenin, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ilaç ihtiyacını TEB ile yaptığı veya yapacağı protokol dışında karşılama olanağı bulunmamasına karşın, kamu gücünü orantısız bir şekilde kullanarak protokol kapsamındaki kişilerin ilaca erişim hakkını süresiz olarak ortadan kaldıran, dolayısıyla kamu sağlığını ciddi şekilde etkileyerek sonuçlar doğuran “protokolün feshine ilişkin” olarak tesis ettiği dava konusu işlemde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmadığı da belirtildi.
Ayrıca, T.C.Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki protokolün noter aracılığıyla feshedilmiş olmasını dayanak göstererek, fesih işlemleri tamamlanana kadar Kurumca hazırlanan
yeni sözleşmeyi imzalayan eczacıların reçete karşılamaya devam edecekleri yönünde tesis edilen ve Kurumun internet sitesinde duyurulan işlemin de yürütmesinin durdurulmasına karar verildi.

Buna göre, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, işleme ilişkin savunma verildikten veya yasal savunma verme süresi geçtikten sonra bu konuda yeniden karar verileceğinden, T.C.Danıştay Onuncu Dairesince 12.01.2010 tarihinde alınan kararlar uyarınca, Birliğimiz ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında şu an yürürlükte bulunan protokol Danıştay’ın nihai kararına kadar geçerliğini koruyacaktır.

Ancak diğer yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer, yürütmeyi durdurma kararına itiraz edeceklerini basın önünde beyan etmiştir. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tek taraflı fesih işleminden sonra ortaya çıkan belirsizlik sürmektedir.

Yürürlükte olan Protokole aykırı olmasına karşın, SUT’ta yapılan değişikliklerin doğrudan alana yansıtılmasının  doğurduğu sonuçlar ve son olarak 18 Eylül düzenlemeleri ile eczacıları bir varoluş-yokoluş mücadelesine götüren sorunlara çözüm aramak bizler açısından halen aciliyetini ve önemini korumaktadır. Bu nedenle Birliğimiz, SGK ile eczacıların sorunlarına çözüm üretecek yeni bir Protokol yapmak konusunda görüşmelerini sürdürecektir. Diğer yandan, Danıştay kararına itiraz ya da nihai kararın farklı olması sonucu, varolan Protokol’ün geçerliliğini yitirmesi veya Protokolsüzlük tehlikesi halen bir olasılık olarak gündemdedir. Bu süreçte meslektaşlarımızın Birliğimizin ve eczacı odalarımızın web sitelerinden süreci günlük olarak takip etmeleri son derece önemlidir.
 
Bilgilerinizi ve konunun üyelerinize duyurulmasını rica ederim.

Saygılarımla,
Ecz.Özgür ÖZEL
Genel Sekreter



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat