PFIZER' E AÇIK YANIT
 

Türk Eczacıları Birliği ve TEB’e bağlı Bölge Eczacı Odaları ilacın tek gerçek uzmanı olan eczacıların, sağlık hizmet sunumundaki önemli rolünü toplum sağlığını önceleyen bir biçimde güçlendirmek için çalışmaktadır. Bu çalışmalar kanuni hak ve görevlerine ve 53 yıllık örgüt geleneğine dayanmaktadır.

Sağlığın dönüşümü sürecinde eczacılık alanının dört temel unsurundan biri olan eczacılar her geçen gün omuzlarına gelen yeni “yükler” nedeni ile adeta yaşam savaşı vermektedir. Alanın diğer bileşenleri, ilacın halka ulaşarak gerçek döngüsünü ancak eczacılar ve eczaneler aracılığı ile tamamladığını her zaman hatırlamak durumundadır. Oysa adeta tek alıcı konumuna gelmiş Kurum’un dayatmalarına karşı mücadele ettiğimiz bir dönemde, ilaç sanayiinin bir kısmı varlık sebebinin merkezinde bulunan eczaneleri “zincirin zayıf halkası” olarak görme hatasına düşmüş görünmektedir.

Eczaneleri yok olma noktasına getiren keyfi uygulamalara karşı başlattığımız, ilaç alım koşullarının sektörün tüm bileşenleri için adaletli bir hale getirilmesi çalışmalarında; “dünya devi” olarak anılmaya meraklı Pfizer’in haddini aşan yaklaşımı, bu hatayı tekrarladığını göstermektedir. Görüşme tekliflerimize yanıt verme tenezzülünü bile göstermeyen, eczacıyı ve eczacı meslek örgütünü hiçe sayan “dünya devi”, sanki bir anlaşma varmış gibi, tek taraflı olarak yeni ilaç satış koşullarını açıklamıştır. Bu açıklamayı yaparken, meslek örgütümüz ve oda başkanlarımızın imzasıyla yayınlanan deklarasyona ilişkin haddini aşan ve aymaz ifadeler kullanmaya da kendinde hak görmüştür.

Bugün eczacıyı tehdit eden ve “ürün bazında rekabetten” söz eden Pfizer, 2004-2008 arasında Türkiye pazarında TL bazında yüzde 41.3, dolar bazında ise yüzde 53.2 büyümüştür. Bunun karşısında ise eczanelerimiz gün geçtikçe ekonomik olarak küçülmektedir. İlaç fiyat düşüşleri ve düşüş zararlarının firmalar tarafından taahhüt edildiği halde karşılanmaması, eşdeğer bandının daralması, firmaların SGK’ya yaptığı indirimlerin artışına bağlı olarak eczanelerimizde yaşadığımız kayıplar, eczanelerimizin yaklaşık yarısını iflas tehdidi ile karşı karşıya bırakmaktadır. İlaç şirketleri ticari iskontoyu kaldırarak, kamu ilaç fiyatlarını düşürerek, kamu kurum iskontolarını artırarak ve global bütçe uygulamasına geçerek, dağıtım kanalları ise teminatlı satış uygulaması ile kendilerini korumaya çalışmaktadır. Bu noktada, bizlerin vade ve iskonto ile ilgili isteği, eczanelerin geleceğini korumaya, eczanelerimizi yaşatmaya yöneliktir. O nedenle, yeri gelince kanuni düzenlemelerin yerine geçebilen ticari teamüllerin sektörümüzdeki yansıması olan ticari iskontoların lütufmuş gibi verilip geri alınabilecek bir parametre olarak görülmesine ve en çok gereksinim duyulduğunda elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.

Bizim öne sürdüğümüz, eşdeğeri olan ilaçlarda yüzde 7, olmayanlarda yüzde 4 ve en az 90 gün vade referansı, Pfizer’in mektubunda yazdığı gibi, asgari referanstır. Eğer bir şirket ticari iskontoları kullanarak rekabet yaratmak istiyorsa, bunu bu asgari referansın üstüne çıkmak suretiyle halen yapabilir. Ama meslek birliğimizi aşarak eczacılarımıza gönderdiği mektuptaki bu asgari referansın altındaki teklifini, örgütümüz hiçbir şekilde kabul etmeyecektir.

Eczacı ilaç şirketlerinin ilaçlarını hastaların doğru kullanmasını sağlayarak bu şirketlere son derece önemli bir katma değeri bedelsiz olarak sağlamaktadır. Eğer sektör bunun bilincinde değilse, eczacı bunu sektöre bir şekilde anlatacaktır.

Birliğimizi yok sayarak eczacı odalarımıza, meslek örgütümüze ve eczacılarımıza ayrı ayrı mektup yazıp, istediği gibi iskonto veren, Eczacı Odası başkanlarımızı açıkça yalancılıkla itham eden ve meslek örgütümüzü tehdit eden “dünya devine” söyleyecek sözümüz bitmedi. Hatta esas sözümüzü bundan sonra söyleyeceğiz. Biz eczacılar “toplum sağlığına hizmet edilen yolda” yalnızca birbirimiz ve halkımız ile “kader birliği” yapmış durumdayız. Bizler sırtımızı çok uluslu sermayeye değil, örgütlü gücümüze dayıyoruz.

Bizler sağlık çalışanlarıyız. İlaç şirketleri arasındaki rekabet bizi hiç ilgilendirmiyor. Biz rekabetten korkmuyoruz, çünkü rekabete inanmıyoruz. Biz yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Pfizer’in yaptığı açıklamada yer alan “hasta sağlığını önde tutan sağduyu” sözünün Nijerya’da hastanede yatan çocuklar üzerinde deney yapmak ve ölümlerine neden olmakla yargılanan bir firma tarafından dile getirilmesi, “tarihin ironisi” ödülüne aday olmalıdır. Ayrıca, biz Pfizer’le birlikte sağlık hizmeti vermiyoruz. Bu ülkede, sağlık hizmetini eczacının da içinde olduğu sağlık çalışanları vermektedir. “Dünya devi” ise, herhangi bir metaymış gibi ne yazık ki halen rekabete açık olan bu alanda ürünlerini pazarlamaktadır.

Bugünden sonra, meslek örgütümüzü hiçe sayanlar, tehdit edenler, itham edenler ve uzlaşma yerine kavga etmeyi seçenler karşısında yanıtımız çok daha sert olacaktır. Meslek örgütümüzün gücü, daha bundan kısa bir süre önce sınanmıştır. Bunu yenilemek isteyenler varsa, 24.000 yüreğin 70 milyar dolardan daha güçlü olduğunu yaşayarak öğreneceklerdir.

Pfizer' e tepkinizi iletmek için tıklayın. 

 

MESAJ GÖNDERMEK İÇİN  TIKLAYIN.

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat