BASIN AÇIKLAMASI: İLAÇTA REKLAM OLMAZ
Değerli Basın Mensupları,
Vatan Gazetesi’nde dün (08.06.2009) yayımlanan “Reçetesiz İlaç Reklamının Yasak Olduğu Tek Gelişmiş Ülke Türkiye” başlıklı haberde sözlerine yer verilen, Bayer Consumer Care’in CEO’su Gary Balkema’nın, ilaçta reklam yasağının kalkmasının “sağlık sektöründe hareketlilik yaratacağı” yönündeki sözlerini; ilacın reklamının yapılması tartışmalarının güncel hale getirilmek ve kamuoyu baskısı yaratılmak istendiği şu günlerde, son derece anlamlı ve bir o kadar da talihsiz bir açıklama olarak görüyoruz. Haberde, reçetesiz ilaçta reklam yasağının kalkmasının pek çok ülkede ilaç harcamalarında düşüş yarattığı belirtiliyor. Bunun nedeni, kamunun bu ilaçları geri ödeme listesinden çıkartmasıdır. Böylece, hasta ilacın bedelini kendi cebinden ödemekte ve bu da otomatik olarak kamunun ilaç harcamasını düşürmektedir. Türkiye’de ilaçta reklam serbest bırakılırsa, kamu vatandaşının ilaç bedelini ödemediği için tasarruf yapacak, vatandaş da kendisi için belki de hayati olan ilacın parasını cebinden ödemek ya da ilacı alamamak durumuyla karşılaşacaktır. Bizler ilaçta tasarrufu savunmakla birlikte, bu tasarrufun hastanın ilaca ulaşmasını engelleme sonucunu doğuracak biçimde yapılmasını onaylamıyoruz. Nitekim, TÜİK’in 2005 yılı verilerine göre, Türkiye’de bir yılda vitaminsizlik nedeniyle 62 kişi, grip nedeniyle de 4 kişi hayatını kaybetmiştir. Görüldüğü gibi reçetesiz verilen ve geri ödeme listesinden de çıkarılan bazı ilaçlar, hastanın ilaca ulaşamaması durumunda ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
İlaçta Reklam Olmaz!
Yine haberde reçetesiz ilaç pazarının gün geçtikçe arttığı, tüm dünyada tüketicilerin daha fazla bilgiye ulaşmak istediği belirtilmiştir. Yani hasta bir tüketici, ilaç ise bir mal olarak gösterilmiştir. Oysa, örneğin zehirlenmelerin en yaygın biçimi, ilaç zehirlenmesidir. Çünkü ilaç bilimsel tanımına göre, uygun doz ve koşullarda kullanılmadığında zehir işlevi görebilir. Bu sebeple, ilacın seçiminin ve kullanım şeklinin, konuyla ilgili en az bilgiye sahip olan vatandaşın inisiyatifine bırakılması son derece sakıncalıdır. Ulusal Zehir Danışma Merkezi 2006 yılı verileri göre, 49.000 zehirlenme başvurusunun %67’si ilaçlarla zehirlenme olup, bunların en başında da ağrı kesiciler, antidepresanlar bulunmaktadır. Bu oran, ilaç gibi kişiye özel bir ürünün reklam malzemesi yapılamayacağını net bir şekilde göstermektedir.
Bizler sağlık koşullarını iyileştirmeye yönelik çaba gösteren eczacılar olarak, ilacın ticari bir ürün, hastanın da bir müşteri olarak algılanmasının sağlık açısından olumsuzluklara neden olacağını düşünmekteyiz. Birer sağlık personeli olarak, vatandaşlarımızın da, kendi sağlıkları için, hekim tarafından yazılmayan ve eczaneden eczacı danışmanlığında alınmayan ürünlere itibar etmemeleri konusunda uyarıyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
BASIN BÜROSU