Orzaks Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu Söyleşi/ Röportajımızın 2. Bölümünü yayımlıyoruz
BÖLÜM-2
Orzak İlaç’ta eczacıların durumu nasıl, firmanızda eczacılar çalışıyorlar mı?
Eczacılarımız bizim medikal, üretim, pazarlama, Ar- Ge gibi çeşitli departmanlarımızda çalışabilirler. Ancak eczacılarımızın bizim alanımızda çalışmakla ilgili pek farkındalıkları bulunmuyor. Başvurular çok düşük düzeylerde kalıyor. Gereken farkındalık fakültelerden başlayarak oluşturulması gerekiyor. Biz de bu konu da pek çok üniversitenin kariyer günlerinde ve kulüp etkinliklerinde etkin rol almaya çalışıyoruz.
Sahte ürünleri engellemekle ilgili çalışmanız olduğunu biliyorum, o çalışmalar ne aşamada?
Pandemi dönemiyle birlikte özellikle online satış kanallarının daha çok talep görmesiyle birlikte maalesef bu konuda çeşitli zafiyetler oluşmaya başladı. Şimdi eczane kanalına dönüp baktığın zaman bizim birimlerin tedarik zinciri üzerine konuşmak istiyorum. Çünkü benim gözlemim belirli bir kitle; piyasada talep gören, iyi satan, taklit edilebilecek her ürünün taklidini yapmakla meşgul.
Ama eczane dağıtım kanallarına baktığımız zaman çok güvenli bir dağıtım mekanızması olduğunu görüyoruz. Dağıtım kanallarına ve eczaneye sahte ürünün girmesi çok zor, mümkün değil.
Konuya bir parantez açayım, aynı üründe eczaneler ile internet arasında fiyat farkları çok fazla, bu önemli bir sorun…
Sizler de çok yakından biliyorsunuz. Eczanelerde işletme maliyetleri çok çok yüksek. Bir eczacı bir işletme açtığı zaman bunun kirasını ödüyor, vergisini ödüyor. Çalışanların maliyeti, elektriği, suyu gibi onlarca kalem gider, dönüp baktığın zaman ciddi bir maliyet oluşuyor.
Ama internette siz hiç ofisiniz olmadan, şirketiniz olmadan direkt ürün satışı yoluna gidebiliyorsanız, dolayısıyla temel fiyatlamalardan birinin sebebi o maliyet olmadığı için fiyatı aşağıda tutuyor. Direkt fiyat rekabeti üzerinden iş yapıyorlar.
Bir de gerçekten etiket fiyatıyla satış fiyatı arasında ciddi bir makas varsa ona şüphe ile yaklaşmak lazım.Biz dönem dönem bunları konuşuyoruz. Bir işletmenin hizmetini sürdürebilmesi belli bir kâr marjıyla çalışması lâzım. Eczacı internetteki bu fiyatlarla mücadele edemez. Yalnız şunu da söylemek lâzım, online kanallara eczaneler üzerinden de çok fazla ürün gidiyor.
Sahte ürünü engelleme meselesine geri dönsek…
Sahte ürünü engellemekle ilgili çok fazla çabamız oldu. Hukuki olarak yazılar gönderdik. Belli noktalara ürünlerimizi satmamalarını talep ettik. Eczanelere dönem dönem alım sınırları
getirdik. Ama bunların hiçbirisinin çözüm olmadığını gördük. Şu an gelmiş olduğumuz noktada sahte ürünü engellemede gerçekleştirebilecek en iyi çözümün ilaçtaki gibi bir takip sistemi olması gerektiğini düşünüyorum. Bir karekod sisteminin olması gerektiğini düşünüyoruz biz. Muhtemelen 1 Nisan 2024 tarihine kadar bir ürünümüzü karekodlu olarak piyasaya vermiş olacağız.
Hangi üründe?
Ocean Plus 1200 mg 30’lu Soft Jel kapsül olacak. Maalesef ecza depolarımız bu konuda bir alt yapı oluşturmadılar. Bu ürünümüzü eczacı kooperatiflerimize vereceğiz.
Bunu ne kadar süre ile deneyeceksiniz?
Sanırım en az 6 ay deneyip, gözlemlemek lâzım. Çünkü piyasada çok eski ambalajlar olduğu için o eski ambalajlar ancak piyasadan çıktıktan sonra net bir gözlem yapabilir, sonuç elde edebilirsiniz. Bu çalışmalarda eczacı dostlarımızdan destek isteyeceğiz.
Bunu ilk defa siz yapıyorsunuz değil mi?
Türkiye'de ilk defa biz yapıyoruz.
Eczane dışında kanallarda ürünlerimiz çıktığında dostlarımız bizi uyarıyorlar. Bakıyoruz ama nereden geldiğini tespit edemiyoruz. Ürünü eczaneye vermişiz ama istemediğimiz noktaya nasıl gitmiş, saptayamıyoruz. Eczane kanalında bu ürünlerin kalmasını istiyorum dedim ya size az önce bu konuda kararlıyız. Ve ben artık böyle bir takip sistemini sağlamanın dışında bir çözümü göremiyorum.
Peki bunu şimdiye kadar firmalar neden yapmadı, çok maliyetli bir iş mi?
Çünkü, bu ciddi bir iş yükü ve ciddi bir altyapı gerektiriyor. Bizim hazırlığımız da uzun sürdü. Biz bu işi 4 yıldır konuşuyoruz. Sektörümüzde hâlâ ikna edemediğimiz yerler var.
Bunu aslında sektörün bir bütün halinde iş birliği ile yapması gerekiyor.
Bu düşüncenizi paylaşıyorum. Ecza depoları, bütün sektör iş birliği yapmalı. Ama kimse taşın altına elini koymak istemiyor. Biz iş ortaklarımızı seviyoruz, onlarla beraber büyüyoruz.
Onlarla beraber iş geliştiriyoruz. Ortak fayda için çalışıyoruz.
Toplum sağlığı açısından da yapılması gereken bir şey…
Biz kendi ürünümüz için bir tedarik zinciri oluşturuyoruz. Belki bunun bakanlığa taşınması lâzım. İlaçtaki gibi karekod sistemi oluşturabilir miyiz diye çalışmak lâzım. Aslında bu da bizim konuştuğumuz konulardan birisiydi. Acaba biz bakanlık üzerinden böyle bir şey yaptırabilir miyiz? Bakalım…
Ama öncelikli olarak bir ürünle denemek, sistemi izlemek gerekir.
Çok doğru bir proje, bakanlığın da katkı vermesi lâzım…
Konu toplum sağlığı olunca gerçekten tedarik zincirine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Şimdi üretici firma olarak, ürünlerinizi özel prosedürlerle bakanlıktan alınan izinler çerçevesinde üretiyorsunuz. Ama sonra ne kadar dikkat etseniz de hangi koşullarda sevk edildiğini bilmiyorsunuz. Hangi koşullarda saklandığını bilmiyorsunuz. Sektörde tüm paydaşlarla aynı etik değerlerle ilerlememiz gerekiyor.
Aslında firmalar açısından eczane kanalı yeterli gibi duruyor, 30 bin eczanemiz var, eczane kanalı dışına çıkmanın ticari olarak bir gereği var mı?
Online kanallardaki ürünlerin sahte mi, gerçek mi olduğu belli değil. Kontrolleri yapılmış mı, belli değil. Nasıl depolandıkları, korundukları belli değil. Stabiliteleri ne durumda belli değil. Bu ürünler sağlık sorunları yaratabilirler. Şu an eczane kanalına çalışan firmaların bile isteye eczane kanalı dışına ürün verdiğini düşünmüyorum. Firmalar bununla başa çıkamıyorlar.
Evet, kesinlikle yaratıyorlardır da çok saptanamıyordur bence zarar görenler gördükleri zararla kalıyorlardır…
Tüm bunları göz önünde bulundurduğunuzda tekrar tekrar bunların sağlık profesyonelleri elleriyle tüketiciye ulaştırılması gerekir diye düşünüyorum.
Umarım bu karekod uygulaması, QR kodu uygulaması başarıya ulaşır, çok iyi olur…
Eğer başarılı olursa sektörün çok fazla ilgi göstereceğini söyleyebilirim. Çünkü gerçekten bu durumdan şikâyet eden çok sayıda firmamız var. Onlar da aynı sistemi kullanıp bu yapının içerisine gireceklerdir diye düşünüyorum.
Benim bildiğim örnekler var… Düşünün, firma ciddi bir yatırım yapmış, çaba harcamış ama bir yerlerde aniden sahte ürünlerinin üretildiğini görebiliyor.
Bir de şöyle, yani sizin bu üretmiş olduğunuz ürünler, insanlar doğru şekilde kullandıkları zaman sonuç veren ürünler. Tüketici bunun faydasını görüyor ve tekrar tekrar alıyor. Ama yarar görmediği zaman tekrar satın alma yapmıyor.
Orzak İlaç çalışanları kaç kişi şu an?
Şu an biz Orzaks’ında içinde bulunduğu Alyors Grup olarak 1.200 kişiden fazla istihdam alanı yaratmış durumdayız. Pazarımız büyüyor, ihracatımız artıyor. Dolayısıyla bizim istihdamımız da gün geçtikçe artacak.
Bizim tedarik etmiş olduğumuz ham maddelerin büyük bir kısmı yurt dışından geliyor. Ama gerçekten botanik açısından çok zengin topraklarda yaşıyoruz. İlaç sanayindeki kimi ilaç maddelerini, bazı vitaminleri, mineralleri kendimiz üretebiliriz. Biz Orzaks olarak bu konuda var gücümüzle çalışıyoruz.
Benim sorularım tamam gibi, son sözlerinizi alsam…
Biz işimizi aşkla yapan bir firmayız. Gerçekten başarı odaklı çalışan, hedefleri olan, ortaya
emek koyan bir firmayız. Olaylara yalnızca ticari olarak bakmıyoruz. Aynı zamanda bu ülkenin birer insanı olarak bir kamu vazifesi görür gibi istihdam yaratmaya, Ar- Ge yatırımlarına çok fazla önem veriyoruz. İhracat yapmaya çok fazla önem veriyoruz. Kısacası ülkemize değer katmaya fazla önem veriyoruz.
Burada tamamlayalım isterseniz... Davetimizi kabul edip geldiğiniz, bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz.
Ben her şey için teşekkür ederim.
BÖLÜM 1 İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ:
https://www.eczacininsesi.com/haber/takviye-edici-gidalarda-nereye.html