BASINA VE KAMUOYUNA
 
12 Eylül Darbe Anayasasına da, yeni düzenlenen Anayasaya da Hayır diyoruz.
 
Günümüzdeki anayasanın değiştirilmesi ve yerine bağımsız, laik, demokratik katılımla, çoğulcu, emekçi halkın çıkarlarını gözeten, hak ve özgürlük temelinde yepyeni bir anayasa yapılması gerektiği inancındayız. Buna karşın, 12 Eylülde referanduma sunulan Anayasa değişikliği ile Yargı üzerinde var olan siyasi iktidar baskısı daha da artırılarak, küresel sermaye ve emperyalizmin Türkiye’yi ele geçirmesinin önündeki engeller ortadan kaldırılmaktadır.
 
HESAP SORULMASININ ÖNÜNE GEÇİLMEK İSTENMEKTEDİR
12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşecek olan referandumda sunulan Anayasa değişiklik paketi ne yazık ki siyasal iktidarın kendi anayasasını topluma dayatma anlayışının bir ürünüdür. 1982 anayasasında olduğu gibi, Anayasa değişikliği sürecinde meslek örgütlerinin, sendikaların ve diğer örgütlü toplum kesimlerinin görüşlerine başvurulmamıştır. Bırakın sivil toplum örgütlerini, Mecliste temsil edilen siyasi partiler arasında bile bir mutabakat arayışına gidilmeden dayatmacı bir zihniyetle bu Anayasa değişikliği yapılmıştır.
Bu değişikliğin tek nedeni, diğer bazı maddelerin arasına ne denli gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın YARGI GÜCÜNÜ siyasi iktidara bağlamaktır. Böylece iktidarın denetlenmesinin ve iktidardan hesap sorulmasının önüne geçilmek istenmektedir.
 
TÜRK ULUSUN ÇIKARI, KÜRESEL SERMAYEYE FEDA EDİLMEKTEDİR”  
Anayasa değişikliği ile “kamu yararı kavramı” ortadan kaldırılmaktadır. Bu şekilde küresel sermayenin denetimsiz bir biçimde ülkemize girmesi, ulusal çıkarlar gözetilmeksizin istediği gibi kaynaklarımızı kullanması ve yargı denetiminin dışına çıkarılması amaçlanmaktadır. Bu, çokuluslu küresel sermaye tekellerinin Türkiye’yi sömürmesinin altyapısını oluşturacak bir anayasal değişikliktir. Bu değişiklikte gözetilen ulusun çıkarı değil, küresel sermayenin çıkarıdır ve bu husus açıkça ifade edilmektedir. Türk Ulusunun çıkarı, küresel sermayeye feda edilmektedir. Nitekim anayasa değişiklik paketinde 125. maddede gerçekleştirilen değişiklikle idari yargının yerindelik denetimi yapamayacağı hükmünün de amacı bunu garantiye almaktır.
 
Demokrasi bir denetim ve hesap verme rejimidir. Millet adına yasama ve yürütmenin hukuki denetimi de bağımsız yargı tarafından yapılmaktadır. Yargı ise meşruiyetini tıpkı yasama ve yürütme gibi anayasadan almaktadır. Değişiklikle millete ait olan ve yargı eliyle kullanılan denetim yetkisi gasp edilmekte, siyasi iktidara devredilmekte, böylece iktidarların icraatları hukuken denetimsiz kalmaktadır. Bu, 12 Eylül darbecilerinin bile cesaret edemediği biçimde fiilen kuvvetler ayrılığının yok edilmesi, bütün güçlerin tek elde toplanmasıdır. Güçlerin tek elde toplandığı yerde rejimin adı demokrasi değil diktatörlük olur, orada hak ve özgürlüklerin hiçbir teminatı kalmaz.
 
Anayasada yapılan değişikliklerle memura toplu sözleşme hakkı verildiği doğru değildir. Görüşmelerden sonra uzlaşma olmaması halinde gidilecek olan uzlaştırma kurulu iktidarın denetimindeki bürokratlardan oluşmakta ve son sözü söylemektedir. Yine yapılan değişikliklerle kadınlara, engellilere, şehitlere, yaşlılara hiçbir yeni hak getirilmemektedir. Yapılan sadece bir cümle eklemeye dayalı. Zaten mevcut Anayasanın 61. maddesinde özel olarak ve açıkça Devlete şehitlerin, malül ve gazilerin, sakatların, yaşlıların korunması için açık görev yüklenmiştir. Bu görevin ifası yeterlidir.
 
Değerli Basın Mensupları;
12 Eylülde yapılacak referandumla Anayasa değişiklikleri kabul edilirse, artık denetim yapacak, hesap soracak, üniter devleti ortadan kaldıracak bölücü talep ve düzenlemeleri iptal edecek bağımsız bir yargı ile bağımsız ve korkusuzca görev yapacak hâkim ve savcılar olmayacaktır. Bağımsız bir yargı yoksa orada özgürlük ve demokrasiden de bahsedilemez.
 
Sonuç olarak;
12 Eylül’de yapılacak referandum bir sağ-sol, şu veya bu parti meselesi değil, ulusal bir meseledir, yaşamsal bir meseledir, var olma meselesidir. Bu, milli ile gayrı millinin mücadelesi ve meselesidir.
Gerçekler çarpıtılarak, gizlenilerek, küresel güçlerin çıkarları ve talepleri doğrultusunda yargının bağımsızlığını, egemenliğini ve denetim yetkisini elinden alacak, ülkenin kaynaklarını ve zenginliklerini, hatta topraklarını küresel sermayeye peşkeş çekecek anayasa değişikliğine HAYIR DİYORUZ!   23.08.2010
 
Saygılarımızla…
 
TMMOB MERSİN İL KOORDİNASYON KURULU                                  
 
MERSİN TABİP ODASI
 
MERSİN ECZACI ODASI


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat