DEĞERLİ ÜYELERİMİZ VE MESLEKTAŞLARIMIZ,
Sendikamız tarafından İlaç Takip Sistemini telaffuz edilmeye başladığı ilk andan itibaren Eczacı Kamuoyunun gündemine getirip, yaşanacak sorunlara dikkat çekerek, bu sistemin eczanelerde uygulanmasının mümkün olmadığına dair yaptığımız tüm uyarılara ve çalışmalara rağmen; bu sistemle ilgili mevzuat sendikamızın tüm itirazlarını ve çekincelerini her platformda dile getirmiş ve başvurular yapmış olmasına rağmen, sektörün diğer tüm kesimlerinin temsilcilerinin onayı ile hazırlanmıştır.
Öngörülerimiz doğrultusunda şu an hepimizin sıkıntı yaşamasına neden olan İTS ile ilgili İEGM tarafından 31.12.2009 tarihinde yayımlanan genelgeye TEİS olarak Danıştay'da yürütmenin durdurulması talepli dava açmış bulunmaktayız.
Mevcut haliyle Eczanelerdeki ilacın takibi üzerine kurulu olan, Eczanelerimizi sıkıntıya sokan ve hastalarımıza sunduğumuz ilaç hizmetinin aksamasına neden olan sistemin yürütmesinin ivedilikle durdurulması,
Dayatmacı değil, uzlaşmacı bir tutumla eczacıların mutabakatının ve onayının alındığı, eczanelerin hastaya sunduğu ilaç ve eczacılık hizmetini aksatmayacak ve çalışmasını engellemeyecek bir sistemin hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Açılan dava dosyası aşağıda bilginize sunulmuştur.
Saygılarımızla.
TEİS YÖNETİM KURULU
DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
Yürütmenin durdurulması taleplidir.
DAVACI : Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS)
VEKİLİ : Av. Yasemin ABASLI
Strazburg Cad. 27/10 Sıhhiye ANKARA
DAVALI : Sağlık Bakanlığı / ANKARA
DAVANIN KONUSU : Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 31/12/2009 tarih ve 2009/84 sayılı Genelge’nin 4. paragrafının son cümlesi ve 10. paragrafının 1. ve 2. cümlelerinin, davalı tarafın savunması beklenmeden yürütmelerinin durdurularak iptali istemidir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil Sendika; Anayasanın 51. maddesi uyarınca kurulmuş olup, Sendikalar Kanunu ve Tüzüğünün verdiği yetki gereği üyelerinin hak ve menfaatlerini her türlü hukuki yolları kullanarak korumakla görevli bulunmaktadır.
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 31/12/2009 tarih ve 2009/84 sayılı Genelge’nin 4. paragrafının son cümlesi ve 10. paragrafının 1. ve 2. cümleleri hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
1-) Sağlık Bakanlığı ilaç güvenliğinin ve ilaçların izlenebilirliğinin sağlanması için Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliklerle ürünler üzerinde “karekod” uygulamasına geçilmesine karar vermiştir. (Karekod, beşeri tıbbi ürünlerin dış ambalajı üzerinde uygulanan bir barkod şeklidir. Ek 4) Buna göre, ürünü üreten ya da ithal eden firma ürün ambalajı üzerine karekodu koyacak, firmadan ürünü alan depo satış bildirimde bu karekodları belirtecek, depodan ürünü alan eczacı İlaç Takip Sistemi’ne karekodları bildirerek satış yapacak, geri ödeme kurumları da İlaç Takip Sistemi’nden yaptıkları kontrollere göre eczacılara ödeme yapacaklardır. İlacın imalinden itibaren sektörün tüm kesimlerini içine alan bir düzenlemenin kamunun menfaatine olduğu muhakkaktır. Zira; firma- ecza deposu- eczane şeklindeki zincir kırıldığında ilacın takibi de mümkün olmayacaktır. Ancak; dava konusu cümleler bu zinciri kırmaktadır.
Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 31/12/2009 tarih ve 2009/84 sayılı Genelge’nin 4. paragrafının son cümlesi: “Geri ödeme kurumlarının 01 Ocak 2010 tarihinden itibaren ilaç ödemelerinde karekodlu ilaçları İlaç Takip Sistemi’nden kontrol etmeleri gerekmektedir.” ve 10. paragrafının ilk cümlesi: “Eczaneler karekodlu ilaçların satışı esnasında mutlaka İlaç Takip Sistemi’ne satış bildirimi yapacaklardır. İlaçların satışı elden satış yanında geri ödeme kurumlarına satışlarda da mutlaka sisteme bildirilecek ve ilaçlar hastaya sistemden onay alındıktan sonra teslim edilecektir.” şeklindedir.
Oysa ki; eczacıların karekodlu ilaçları İlaç Takip Sistemi’ne bildirerek satış yapma zorunluluğunun 01/01/2010 tarihinde uygulamaya geçirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmamaktadır. Öte yandan; Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliği’nin Geçici 4. maddesinde ecza depolarının 01/06/2010 tarihine kadar (karekodlu) satış bildirimi yapma mecburiyeti bulunmadığı belirtilmiştir.
Satış bildiriminde ecza depoları için zorunlu tarih söz konusu Yönetmelik’te 1 Haziran 2010 olarak belirlenmişken, eczacılar için zorunlu tarihin dava konusu Genelge ile 1 Ocak 2010 olarak belirlenmesi, yasal düzenleme ile elde edilmek istenen amacın gerçekleşmesini engelleyerek, eczacılara hakkaniyete aykırı bir edim bocu yüklemektedir.
2-) Dava konusu düzenlemeler hastaların ilaca ulaşmasını engellemektedir.
Türk Eczacıları Birliği, SB İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında imzalanarak 01.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren “İTS kapsamında karekod uygulamasına geçişe ilişkin Pilot Eczane Uygulaması Protokolü” ne aykırı olarak, Türk Eczacılar Birliği’nin mutabakatı alınmadan pilot uygulama sonlandırılmış ve dava konusu düzenlemeler ile teknik altyapı ve deneyim eksikliğine rağmen, 01.01.2010 tarihinden itibaren tüm eczaneler için İlaç Takip Sistemine geçilmiştir. Keza; Genelgenin 5. paragrafında da, “pilot eczanelerde kısıtlı sayıda işlem yapılabildiği” itiraf edilmiştir.
İTS uygulamasına geçebilmek için, öncelikle her eczanenin ‘eczane otomasyon programına ve karekod okuyucuya’ sahip olması gerekmektedir. Henüz pek çok eczacı, maddi yük getiren bu ürünlere sahip değildir.
Öte yandan; sistemin SGK Eczane Provizyon Sistemine karekodlu ilaç kutucuğu eklenerek çalışması beklenmektedir. Ancak; hem SGK provizyon sisteminin, hem de İlaç Takip Sistemi Birimi’nin (ortalama olarak) SGK ile anlaşmalı 23000 eczacı, aylık 25 milyon resmi reçete, aylık 123 milyon kutu ilaç adedine ilişkin ilaç firması – ecza deposu - eczane girişini taşıyacak teknik alt yapısı bulunmamaktadır.
İlaç firmalarının yasal zorunlulukları olmadığı için İlaç Takip Sistemine bildirimini yapmadıkları ilaçlar, eczanelerce sisteme kaydedilemediği için hastalara verilememektedir. Sisteme kaydedilebilen ilaçlarda ise çoklukla gecikme yaşanmaktadır, çünkü sistem çalışmamaktadır. (Ek 1)
Örneğin; üzerinde karekodu bulunan Largopen 1 gr 16 tablet, eczacı tarafından İTS’ye kayıt edilememekte, dolayısıyla ilaç eczanede bulunduğu halde hastaya verilememektedir(Ek 2).
Ekte 3’te açıkça görüleceği üzere; Avmigran film tablet adlı ilacın ambalajında “karekodludur” ibaresi bulunmasına rağmen, ilacın kutusu üzerinde karekod bulunmamaktadır. Bu ilacı da, eczaneler ellerinde bulunmasına rağmen hastalara verememektedirler.
Çok daha fazla örnek verilebilecek bu durum, İTS hazırlıklarının ilaç firmalarınca ve kurumlarca tamamlanmamasından kaynaklanmaktadır. Alt yapısı ve diğer paydaşları hazır olmayan bir sistem uygulamaya konularak ilaç gibi hayati öneme sahip ve beklemesi mümkün olmayan bir ürünün hastaya ulaşması engellenmektedir.
Üstelik; kanser, hepatit, hemofili gibi tedavisi pahalı hastalıklarda hastanın derhal ilaca ulaşamaması hastalığın tedavisini çok güçleştirecek veya imkansız kılacaktır. Ortaya çıkan vahim tablodan da, ilacı eczanede bulunduğu halde hastaya veremeyen fakat ettiği yemine ve yasal mevzuata göre vermekle yükümlü olan eczacının sorumlu tutulması söz konusu olacaktır.
3-) Dava konusu düzenleme amaç yönünden hukuka aykırıdır.
İdarece tesis edilecek işlemlerin temel amacı kamu yararıdır. İdarenin kuruluşunun ve işleyişinin kamu yararını ve toplumu oluşturan bireylerin insanca yaşayabilmelerini sağlamaya yönelmesi gerekir.
Ancak; İlaç Takip Sistemine ilaç firmaları ve ecza depolarının giriş zorunluluğu olmadan, eczacıların girişe zorunlu tutulması hem sistemin ruhuna aykırılık taşımakta, hem de ilaç ve eczacılık hizmetlerini karmaşıklaştırıp aksatarak toplum sağlığına zarar vermektedir. Sosyal güvenlik hakkının temel unsurlarından olan sağlık hakkını kısıtlayan dava konusu düzenleme, Anayasa’mızın 60. maddesini de ihlal etmektedir.
Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, hukuka aykırılık taşıyan ve halen uygulanıyor olmaları, vatandaşların acil olarak ilaca ulaşmalarını engelleyerek, ileride telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına sebep olan, dava konusu düzenlemelerin davalı tarafın savunması beklenmeden yürütmelerinin durdurularak iptali gerekmektedir.
HUKUKİ SEBEPLER : idari Yargılama Usulü Kanunu ve sair ilgili tüm mevzuat
DELİLLER : 12/08/2005 tarih ve 25904 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliği, Türk Eczacıları Birliği, SB İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında imzalanarak 01.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren “İTS kapsamında karekod uygulamasına geçişe ilişkin Pilot Eczane Uygulaması Protokolü” ve sair her türlü delil
SONUÇ ve İSTEM :
Yukarıda açıklanan nedenler ve re’sen mahkemece tespit edilecek sair iptal nedenleri ile davalı Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 31/12/2009 tarih ve 2009/84 sayılı Genelge’nin 4. paragrafının son cümlesi ve 10. paragrafının 1. ve 2. Cümlelerinin, davalı tarafın savunması beklenmeden YÜRÜTMELERİNİN DURDURULMASINA ve İPTALİNE, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 05.02.2010
Davacı TEİS Vekili
Av. Yasemin ABASLI
Ekler :
1) ITS sisteminin çalışmadığını gösteren hata mesajı
2) Largopen 1 gr 16 tabletin kutu fotokopileri ve firmanın ilacı ITS’ye kaydetmediğini gösteren ITS mesajı
3) Avmigran film tabletin ‘Karekod içermektedir.’ yazan fakat karekod içermeyen kutu fotokopisi
4) Karekod içeren Andorex gargara kutu fotokopisi
5) Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 31/12/2009 tarih ve 2009/84 sayılı Genelge
6) Vekaletname