FEDA EDECEK BİR TEK ECZANEMİZ BİLE YOK!
Değerli Meslektaşlarımız,
Son birkaç aydır kamu, sağlık ve ilaç harcamalarının artmasını gerekçe göstererek uzun bir süredir bu harcamaları azaltma yönünde çözüm arayışlarını, ilaç fiyatlarının düşürülmesi ve kamu kurum iskontolarının artırılması ekseninde sürdürmekte idi. Bu süre içinde Türk Eczacıları Birliği olarak biz de, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, hem Sağlık Bakanlığı nezdinde çok sayıda girişimde bulunup görüşme gerçekleştirerek ilaç fiyat düşüşlerinin eczanelerin erimesine neden olacağını, eczacıların ilaç satım koşullarının Ocak ayında yaptığımız üç yıllık protokolle henüz yeni bağıtlandığını ve yapılması planlanan herhangi bir düzenlemenin eczacı karlılığını azaltan bir sonuç doğurmasının kabul edilemeyeceğini bildirdik.
Meslek örgütümüzün genel politikası olarak ilacın bulunabilir ve alınabilir olmasını sağlayan önlemlere karşı olmamakla beraber, mevcut İlaç Fiyat Kararnamesi ile eczacı karlılığının yüzdesel olarak belirlenmesi, bu nedenle her ciro azalışının eczanenin karlığını da azaltmasının bir sonucu olarak eczacıların yaşamlarını sürdürebilmek için daha fazla ilaç fiyat indirimine tahammülü kalmadığını her platformda dile getirdik.
Bu nedenle, uzunca bir süredir üzerinde çalıştığımız ilaç ve eczacılık hizmetinin sunumundan dolayı eczacıya bir meslek hakkı ödenmesi gerektiği konusunu bu süreçte yazılı ve sözlü olarak Sayın Bakanlar da dahil olmak üzere tüm muhataplarımıza ısrarla ve kararlılıkla ifade ettik. Eczanelerin varlığını sürdürmesinin, eczacı karlılığının ilaç fiyatlarından belirli bir oranda bağımsızlaştırılması, verilen hizmetin değerinin ve karşılığının tanımlanması, eczacıyı salt bir tacir olarak gören yaklaşımların terk edildiği bir sürecin başlatılması, karşı karşıya olduğumuz büyük tehdidin bertaraf edilmesi için kaçınılmazdır.
Ancak bütün bu görüşmeler sürerken, bundan yaklaşık bir saat kadar önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer tarafından yapılan açıklamada, ilaç fiyatlarının düşürülmesinin ve böylece ciddi bir oranda tasarruf sağlanmasının planlandığı ifade edilmiştir. Sayın Bakan’ın bu ciddi oranın eşdeğer ve referans ilaçların yüzde 60 bandına çekilmesi yönündeki net açıklaması ve eşdeğeri olmayan ilaçlarda yüzde 11 kamu kurum iskontosunun yüzde 25’e yükseltileceğine dair aldığımız duyumlar, bizleri çok büyük bir endişeye sevk etmektedir.
Bu ciddi tasarruf, bir yıl içinde yaklaşık 10.000 eczanenin kapısına kilit vurulması anlamına gelmektedir. Eczacı zaten ekonomik krize ve sağlıkta tasarrufa birlikte dayanmak için son dönemde çok zorlu bir mücadele vermektedir. Sayın Bakan, “sağlık hizmetinin kapsamı, niteliği ve erişimi ile ilgili herhangi bir kısıtlama yapmayı düşünmediklerini” ifade etmiş olsa da, böylesi bir fiyat indirimi, çeşitli ilaçların piyasaya sürülmesinde, dolayısıyla hastaların ilaca ulaşmasında ciddi bir engel oluşturacaktır. Aynı zamanda, eczanelerin kapanması da zaten hastanın ilaca ulaşamaması anlamını taşımaktadır. Zira, kapanacak eczanelerin önemli bir kısmı esas olarak belde ve kasabalarda tek başına tutunmaya çalışan eczanelerle, büyük şehirlerimizdeki düşük cirolu semt eczaneleridir.
İlaç fiyatlarında bu tür bir indirim, sağlık alanında Cumhuriyet tarihinin en radikal ve en büyük kaosa yol açan uygulaması olacaktır. Sayın Çalışma Bakanı’nın demeci yayınlandıktan sonra, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti olağanüstü toplanmış ve konuyla ilgili tüm bürokrat ve Bakanlardan randevu talebimiz iletilmiş olup; ilk görüşme yarın öğle saatlerinde Sağlık Bakanımızla İstanbul’da gerçekleştirilecektir.
Yapılan görüşmelerde bir ilerleme kaydedilememesi durumunda, eczacı örgütü tüm gücüyle bu senaryoyu tersine çevirmek konusundaki kararlılığını gösterecek, feda edecek tek bir eczanemizin bile olmadığını hep beraber haykıracaktır.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ