“Çoğunlukla insanlarla yüz yüze ilişki kurulan mesleklerde görülen ve duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı eksikliği boyutları ile tanımlanan tükenmişlik sendromu, araştırmalara göre mesleki olarak en çok eczacıları etkiliyor”
 
Tükenmişlik sendromunun nasıl ortaya çıktığını görmek ve hangi meslek gruplarının tükenmişlik sendromuna daha yakın olduğunu belirlemek amacıyla gerçekleştirilen bir araştırma; yüksek oranda tükenmişlik yaşayan meslek grubunun eczacılar olduğunu gösterdi.
Yürütülen araştırmanın sunduğu bilgiler ışığında, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi’nde “Eczacılarda Mesleki Bir Sağlık Sorunu: Tükenmişlik” isimli bir makale yayınlandı.
 
Eczacıların yaşadığı tükenmişlik sendromunu sebepleri ile birlikte inceleyen makalede, tükenmişliği önleme ve azaltma yöntemlerine de yer verildi.
 
Yeniden işe gitmek zor gelir
 
Tükenmişlik sendromunun öğretmenlerde, sosyal hizmetlerde çalışanlarda, yöneticilerde, işçilerde ve hatta çalışma hayatına henüz adım atmamış üniversite öğrencilerinde bile görülme olasılığı bulunduğu bilgisine yer verilen makalede, eczacıların yüksek oranda tükenmişlik yaşayan meslek grupları arasında yer aldığı ve bu tükenmişliğin farklı boyutlarda günlük hayata yansıdığı belirtildi.
Makalede, eczacıların en sık duygusal tükenme yaşadığı belirtildi.
İşindeki duygusal talepler, nedeni hasta veya hasta yakınının gereksinimlerini karşılamaya çalışan eczacının kapasitesinin tükenmesi olarak gösteren bu durumla ilgili olarak, “Bu duygusal yorgunluğu yaşayan eczacı, hizmet verdiği kişilere, geçmişte olduğu kadar verici ve sorumlu davranamadığını düşünür. Gerginlik ve engellenmişlik duygularıyla yüklü olan eczacı için ertesi gün yeniden işe gitme zorunluluğu, büyük bir endişe kaynağıdır” denildi.
 
Tükenmişlik nedeniyle kişisel başarısından şüphe
 
Yaşanan tükenmişliğin kendini duyarsızlaşma olarak da gösterebileceği söylenen çalışmada, bu durumda eczacıların kayıtsızlık veya olumsuz tavırlar geliştirerek, bilişsel uzaklaştırma yolunu seçebileceklerinin altı çizildi. Makalede, “Mesafe koyma, duygusal tükenmeye karşı verilen öyle ani bir tepkidir ki, tükenmişlik araştırmalarında sürekli olarak duygusal tükenme ile duyarsızlaşma arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur” ifadelerine de yer verildi.
 
Çalışmada, işinde ilerleme kaydetmediğini, hatta gerilediğini düşünen eczacının kendisini suçlu hissedeceği ve tükenmişliğinin kişisel başarı eksikliği olarak da kendini gösterebileceği bilgisine yer verildi.
 
Yenilerin tükenmişliği daha yüksek
 
Yayımlanan makalede eczacıların tükenmişliği ile ilişkili etmenler, işsel ve kişisel etmenler olmak üzere iki ayrı başlık altında incelendi. İşsel etmenler göz önünde bulundurulduğunda, yapılan araştırmaların sonuçlarında; mesleğe yeni başlayan eczacılarda daha yüksek oranda tükenmişliğe rastlandığı belirtildi. Makalede işsel etkenlerle ilgili, “Hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde yapılan çalışmalar meslekte yeni olan eczacıların daha fazla tükenmişlik yaşadığını göstermektedir. Meslekte geçen süre, dolayısıyla iş deneyimi arttıkça sorunları çözme becerisi gelişmekte, eczacı sadece işte değil, özel yaşamında da stresle başa çıkmanın yollarını öğrenmektedir. Daha uzun süredir çalışanlarda tükenmişliğin daha az görülmesinde, tükenmişlik yaşayan bireylerin bir kısmının işini değiştirmesi, böylece geriye kalanların tükenmişliği az yaşayan çalışanlar olması da etkili olabilir” ifadelerine yer verildi.
 
Çok verip az alma sorunu
 
İşsel etkenler arasında iş yükü ve zaman baskısının etkili faktörler olduğu söylenen çalışmada, “İş talepleri arasında sayılan bu iki etken, bizzat kendilerinin tükenmişlik ile ilişki göstermesinin yanında eczacının iş-aile-özel yaşam dengesini kurmasını da zorlaştırmaktadır” denildi.
 
İş ortamında çok şey verip karşılığında az şey almanın tükenmişliği tetikleyen önemli etkenlerin başında yer aldığı belirtilen makalede, “Günümüzde eczacıların tükenmişlik yaşamasındaki bir diğer etken, kendilerinden zaman, emek, beceri ve esneklik açısından daha çok şey vermeleri, bunun karşılığında kariyer fırsatı, iş güvenliği ve benzeri konularda daha az şey almalarının beklenmesidir. Psikolojik sözleşmenin bu şekilde bozulması, tükenmişliğe yol açabilir. Çünkü iyilik halinin, yani sağlığın devamı için çok önemli olan ‘karşılıklılık’ kavramının zarar görmesi söz konusudur” bilgisine de yer verildi.
 
Tükenmişliğin ilacı evlilik
 
Eczacıların tükenmişliği ile ilişkili kişisel etmenler, yaş, cinsiyet, medeni durum gibi başlıklar altında incelendi. Yaş unsurunun tükenmişlikle en tutarlı ilişkiyi gösteren etken olduğu belirtilen makalede, yapılan bilimsel araştırmaların; tükenmişlik düzeyinin, genç eczacılar arasında, 35 veya 40 yaşın üzerindeki çalışanlara göre daha yüksek olduğu sonucunu verdiği belirtildi.
Cinsiyetin tükenmişlikle arasında güçlü bir bağlantıya rastlanmadığı ifade edilen çalışmada, medeni durumla ilgili, “Evli olmayan eczacılar, özellikle erkekler, evli olanlarla karşılaştırıldığında tükenmişliğe daha yatkın görünmektedir. Bekârlar da boşanmış eczacılara göre daha yüksek düzeyde tükenmişlik yaşamaktadır. Ayrıca literatürdeki bazı çalışmalar, çocuk sahibi olan eczacıların, çocuğu olmayanlara göre daha düşük tükenmişlik düzeyine sahip olduğunu göstermektedir” denildi.
Tükenmişlik sendromunun iş performansı ve kişi sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu belirtilen makalede, alınması gereken önlemler, tükenmişliğin farkında olma, kendini yönetmeyi öğrenme, stres etkenlerini tanımlayabilme, beklenti ve yükümlülükleri gözden geçirme olarak tanımlandı. Eczacıları tükenmişlikten koruyabilecek diğer önlemler ise; beklenti ve yükümlülüklerin gözden geçirilmesi, müzakere yeteneklerinin geliştirilmesi, ruhen eksilten etmenlerin saptanması olarak sıralandı.


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat