SEÇMEK ve YANGINIMIZ…

 

İnsanın hayatında seçmek çok önemlidir.

 

Genellikle erkek çocuğu (şimdilerde kız çocukları da) küçük yaşta bir futbol takımı seçer. Ömür boyu seçtiğinden vazgeçmez.

 

Bu gibi seçmeler aidiyet duygusu verdiği için, başarının senin dışında gerçekleşmesi ve senin bu başarıdan sanki sen başarmışsın gibi büyük tat ve zevk alman, yenilgide yine sanki sen yenilmişsin gibi üzülmen yaşanan duygulardır. Kişinin burada tek katkısı müsabakaya gitmek ve tezahürat yapmaktır. Çoğunun bunu da yapma imkanı yoktur.

 

Bu tür seçmelere ikinci ve yaygın örnek siyasi parti seçimidir. Siyasi partileri de genellikle futbol takımı tutar gibi ömür boyu tutarız. Bazen o partiye kızsak bile içimizde bir yeri bir sempatisi vardır, onunla bütünlük duygumuz vardır.

 

Bu tür seçimlerde ki bağımlılığa takım ruhu da diyorlar. Hele bir de zamanında o siyasi partinin kadrolarında az buçuk görev de almışsanız, o parti iyi işler yapamıyorsa bile  bırakın aklınızı gönlünüz hep o siyasi partiden yanadır.

 

***

 

Eczacı odası seçimlerinden biraz bahsetmek istiyorum.

 

Bu seçimlerde de içinde benim yani M. Can Yetişen’in de (Mehmet’i pek kullanmıyorum onun için resmi yazışmalarda Mehmet’in “M” sini yazmak durumundayız) bulunduğu ÇAĞDAŞ ECZACILAR GRUBU yıllardır seçim arenasın da hep seçildi.

 

Çoğunuz için vazgeçilmez bir futbol takımı gibi, çoğunuz için vazgeçilmez bir siyasi parti gibi bir hale geldi ÇAĞDAŞ ECZACI kavramı.

 

ÇAĞDAŞ ECZACI kavramının sizler için bu şekilde vazgeçilmez, güvenilir hale gelmesinde M.Can Yetişen’in, Nihal Kızıl’ın, Hadi Tomruk’un, Ender Lüleburgaz’ın, Süheyla Baykara’nın, Hamdi Arı’nın, Zekeriya Kızıl’ın, Kürşat Baykara’nın, Yahya Kemal Kaya’nın 30 seneye kadar uzanan emeği, bilgi birikimi, çok değerli katkıları vardır.

 

Bu saydığım isimler bu gün seçimlerde ÇAĞDAŞ ECZACI oldukları için artık,  ÇAĞDAŞ ECZACININ GERÇEK SESİ olan  ECZACININ SESİ GRUBU içinde yer alıyorlar, bilgi birikimlerini, tecrübelerini kendilerinden sonraki kuşaklara aktarıyorlar.

 

Bu Kuşağın biraz altında olan yani geçmişleri 20 ila 10’lu  yıllara dayanan Ertan Çiftçi, Hakan Gençosmanoğlu, Oğuz Marangozoğlu, Sabahat Abdullahoğlu, Hayriye Ertürk, Mustafa Mısırlı, Betül Zeybek, Birnur Ersöz Uysal, Ahmet Tugal Orhon, Yusuf Telli, Arif Uzer, Fahri Kırcali, Nermin Yıldız, Metin Seval, Meral Gürel, Özlem Demir, Nurdan Şahin, Naile Soydan, Mustafa Nuri Şener’ler ve her gün çoğalan ve listemizde de gördüğünüz üzere genç eczacılar vardır.

 

 

Bu arkadaşların sadece adı ÇAĞDAŞ kalan Çağdaş Eczacı Grubu ile olan siyasi ilişkileri tamamen bitmiştir.

 

Bunu iyi değerlendirin. O zaman esas tercihinizin içi dolu Çağdaş eczacılık hareketi kriterleri olduğunu anlayıp tercihinizi yanlış olarak ortada sadece adı kalmış Çağdaş Eczacı Grubuna yapmış olduğunuzu fark edip çağdaş eczacı kriterleri ile örtüşen Eczacının Sesi Grubunu tercih edeceksiniz. Yangından kurtulmak içinde başkaca da bir şansımız yoktur.

 

Yukarıda saydığım sınırlı sayıda insanın dışında listemizde Zeliha Yılmaz, Ahmet Çimer olarak yer alan ve onlar gibi bir çok insan da ÇAĞDAŞ ECZACI olarak şu anda sadece adı ÇAĞDAŞ kalan Çağdaş Eczacı Grubundan zaman içinde ayrılmışlar ve bugün  ECZACININ  SESİ  HAREKETİNDE  BULUŞARAK  gerçek ÇAĞDAŞ ECZACI HAREKETİNİ bu grupta sürdürmeye karar vermişlerdir.

 

 

Listemizde gördüğünüz ve kanunen 72 kişiden fazla aday gösteremediğimiz için listede göremedikleriniz ile ve sizlerinde desteği ve katkısı ile hep birlikte, beraberce  bilgi birikimlerini, görüşlerini, tecrübelerini, öngermelerini ve en önemlisi yüreklerini ortaya koyarak samimice, heyecanla insanca yapılan ve insanca yaşanılan bir eczacılık geleceği için açıklıyorlar, planlar ileri sürüyorlar ve tüm bu projeleri kendilerine her gün daha fazla katılan  eczacıları da içlerine  katarak “yanan eczacılar olarak”  gerçekleştirmek için, DEĞİŞİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN  sizlerden ONAY bekliyorlar.

 

Bilhassa yaz aylarının Cumartesi günleri tatili için yasal ve/veya uzlaşma yolunu denemeye de söz vererek eczacının insanca yaşaması için yapılabilecek her şeyi yapmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha açıklıyoruz.

 

***

 

Sizlerin yapacağı tek bir şey var.

 

Yıllardır “oy” verdiğiniz Çağdaş eczacıların artık ECZACININ SESİ GRUBUNDA yaşamaya hem de aynı Çağdaş kriterlerle yaşamaya devam ettiğine gerçekten inanmanızdır.

 

Listemizde gördüğünüz ve listemizde olmadığı halde yukarıda  saydığım tüm arkadaşlarım gerçek Çağdaş kriterlerle, samimiyetle ve heyecanla eczacıları yangından kurtarmak için insanca yaşatmak için yüreklerini, cesaretlerini ve akıllarını ortaya koyarak aldatmadan, gösterişe kaçmadan, koltuk hevesine kapılmadan yani Bir Şey Olmadan (en fazla iki dönemle koltuğu sınırladık) YANAN ECZACILAR İÇİN BİR ŞEYLER YAPMAK İSTİYORLAR.

 

Bize güvenin ve onay verin, ÇAĞDAŞ ECZACININ GERÇEK SESİ OLAN GELİNCİK KIRMIZISI RENGİNDEKİ  “Eczacının Sesi Grubuna” oyunuzu atın ve geceleri yatağınızda rahatça uyuyun.

 

Çünkü oyunuzu atıp bizleri seçtikten sonra sizlerin yerine endişelenecek, düşünecek, bir şeyler yapmak isteyecek, sizlerin adına mücadele edecek, sizlerin hakkını, hukukunu koruyacak ECZACININ SESİ YÖNETİMİ VE KURULLARI OLACAKTIR. Onun için artık geceleri rahatça uyuyabilirsiniz.

 

Hepinize selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

 

Ecz. M. Can Yetişen

Eczacının Sesi Hareketinin Üyesi

 

 

 

Not: Çağdaş eczacı olarak o şunu yaptı  biz şunu yaptık, o şöyle düşündü, biz şöyle düşündük demeden, ortada olan yapılanları, söylenenleri sizlerin takdirine bırakarak karar vermenizi sizlerden istedim. Fakat eczacı cayır cayır yanarken ve sesimizi, haykırışımızı uluslar arası bir arenada duyurma imkanı olan FIP kongresine katılmamayı örnek vermeden geçemeyeceğim.

 

Arkadaşlar biz yanıyoruz, eriyoruz, her geçen gün bitiriyorlar bizleri ve bu durumda ki eczacıları temsil etmek zorunda olan İstanbul odası yönetimi her fırsatı değerlendirip sesimizi her yere, her yerde hukuk içerisinde  duyurması gerekir.

 

FIP kongrelerinin ne olduğunu ne olmadığını, nasıl işlediğini eski bir TEB merkez heyeti üyesi olarak çok iyi bilirim. O farklı bir şeydir. Sen yanan eczacıları temsil edeceksen onların sesini her fırsatı değerlendirip duyuracaksın.

 

İstanbul odası korsan eylemlerle yetinmeye karar vermiş. Yanlış ve çok eksikleri olan bir karar ve tecrübesizlik ve öngörüsüzlük kokan bir karar. İşte bu yüzden bizleri gerçekten ve layıkıyla temsil edemiyorlar.

 

FIP kongresine katılacaksın bu bir..

 

Kongrede Türkçe tercüme yoksa İngilizce yangınımızı anlatacaksın bu iki..

 

Hatta o ülkelerin siyasi ve ekonomi kararlarının bizleri cayır cayır yaktığını o ülkelerin eczacısının suratına karşı söyleyeceksin. Çözüm önerilerini söyleyeceksin, bu üç..

 

Yine protesto gösterileri yapacaksan yap, afişler dolaştır,İngilizce el ilanları dağıt, kamuoyu oluşturmak için elinden  geleni yap ama olayın içine gir, çünkü olayın içine gir diye eczacı sana “oy” verdi. Olayın dışında kal, sadece korsan gösteri yap diye değil. Korsan gösteriyi bizlere anlatmasınlar, korsan gösteriyi yan yana gelen 3-5 eczacı hemencecik yapar.

 

İstanbul eczacı odası neden olayın ve bu tip olayların dışında kalıyor biliyor musunuz?

 

Ciddi çözüm önerileri yok da ondan.

 

Gelebilecek sorulara cevap verecek donanımları yok. Çünkü bizler ayrıldıktan sonra geride kalanların tek bildiği sokak gösterileridir, Ama o gösterinin sonunda

hangi isteğimi gerçekleştirene kadar gösteriyi devam ettireceğim gibi planları da bilmezler ve anlamazlar, yüzeysel eylemler yaparlar. İçleri dolu eylemi hem bilmezler hem de kafa yorup yapacak kadroları yoktur. Çünkü o kadrolar Eczacının Sesi Grubunda bulunmaktadır.

 

 

Dikkat edin, kalıcı ve uzun vadeli planı olmayan birçok sokak gösterisi yaptılar. Hep günübirlik. Tek bildikleri odur.

 

FIP kongresinde de yine, yüzeysel  kalıcı veya kalıcılığa doğru yol alacak bir netice almaktan uzak sokak gösterileri yapıyorlar.

 

Lütfen artık oylarınızı boşa harcamayın.

 

ÇAĞDAŞ ismine artık aldanmayın, lütfen kendinizin yararına, yangınımızı söndürmek için daha dikkatli olun.

 

Gelin, gerçekçi olalım ve Çağdaş eczacının gerçek sesi olan ECZACININ SESİ GRUBUNDA  YÜREKLERİMİZİ BİRLEŞTİRELİM. Sonra da her şey nasıl değişiyormuş, yangınımız nasıl sönüyormuş hep birlikte görelim.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat