51 ECZACI ODASI BAŞKANININ İMZASI İLE YAYIMLANAN DEKLARASYON
 

Son beş yıl içerisinde, eczanelerin ilaç satış koşullarındaki zorunlu değişimler, eczaneler aleyhine birçok olumsuzluğu beraberinde getirmiştir.

Eczacı kamuoyu, sosyal güvenlik kuruluşları ile hak arama mücadele süreci içerisinde iken, ilaç firmaları eczacılara yapmış oldukları ticari ıskontoları 2002 yılından bu yana, sürece yayılan bir şekilde ve sistemli olarak düşürmüş, sonunda da tamamen ortadan kaldırmışlardır.

İlaç fiyatlarında meydana gelen sürekli düşüşler, eczane stoklarında azımsanamayacak zararlara neden olmuştur. Ve bu zarar devam etmektedir. Diğer taraftan, firmaların eşdeğer bandında kalabilmek için yükselttikleri kamu kurum ıskontoları da eczacıların taşımadan kaynaklanan zararlarını gün geçtikçe artırmıştır.

Bugün ülke çapında ilaçların yüzde 95’i Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer kamu alıcılarına satılmaktadır. 2009 yılından itibaren ilaç bedellerinin kamudan tahsili ise, ortalama olarak 90 gün içerisinde yapılabilmekte, bu süre bazen 150 günü aşmaktadır. Hal böyleyken, eczacılar ilaçların büyük bir kısmını 90 günün altında vadelerle almak zorunda bırakılmıştır. Buna ilaveten İlaç Fiyat Kararnamesi uyarınca fiyatı düşen ilaçlarla ilgili stok zararları eczacılara ödenmemektedir.

Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları, eczane ekonomilerinde meydana gelen olumsuzluğu engellemek ve eczanelerimizi yok olma tehlikesinden kurtarmak için, ilaç alım koşullarını sürekli gözden geçirmektedir. Mart 2009’dan bu yana hızlandırılan çalışmalarda, ilaç alım koşullarının eczacı aleyhine hızla değiştiği, böyle giderse kısa süre içerisinde ilk 10.000 eczanenin kapanacağı, kalanlarının ise büyük bir mali krizle karşı karşıya kalacağı vurgulanmış, böylece tehlikenin boyutuna eczacı kamuoyu nezdinde dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Türk Eczacıları Birliği, konu ile ilgili olarak “İlaçta Durum” başlığı altında tespitlerini yayımlamış ve ayrıca ilaç firmalarının yetkilileri ile görüşmeler yapmıştır.

Sürdürülen görüşmeler sonucunda Türk Eczacıları Birliği tarafından talep edilen vade ve ıskonto oranlarını kabul ederek uygulamaya koyan firmaların olumlu tavrı, memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak, Türk Eczacıları Birliği ile görüşme yapan bir firma, yüksek kamu kurum ıskontosu yapmasına rağmen, kendisinin bir dünya firması olduğundan bahisle, Türk Eczacıları Birliği’nin ve eczacılarımızın taleplerini karşılamayacağını ifade etmiş, bir ısrar gelmesi halinde şimdiye kadar uygulanan ilaç satış koşullarında eczane aleyhine daha kısa vade ve ıskontosuz satış yapacağını belirterek tehdit etmiştir.

Aynı firma aynı zamanda eczanelerimize karşı dağıtım kanalları başta olmak üzere baskı oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak, tüm ilgili tarafların da malumu olduğu üzere, 10.000 eczacımızın yaşadığı ekonomik erimenin sürmesi, dağıtım kanallarını ve eczacı kooperatiflerimizi de olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Bu konuda ilaç dağıtım kanalları ve ecza kooperatiflerimizin bizlere verdiği destek, malum firmaya karşı duyulan husumetlerinden değil, kendi varoluş sebepleri olan eczanelerimizin yaşamını sürdürebilmeleri için olduğu net anlaşılmalıdır.

Biz aşağıda imzası bulunan 51 Eczacı Odası olarak şunu açıkça belirtiriz ki;

Hiçbir ilaç firması, Türk Eczacıları Birliği’ni, bağlı odaları ve 24.000 eczaneyi tehdit edemez. Hiçbir ilaç firması, zincir eczanelerin Türkiye’ye getirilmesi gibi eczacı aleyhine gelişecek tertiplere ilişkin tehditte bulunamaz.

Mesleki varlığımıza karşı sergilenen tehditkâr ve aymaz tavra karşılık, tüm meslektaşlarımız bir ve bütün olarak gerekli duruşu bir kez daha göstermeye hazırdır.

TÜM İLGİLİLERE VE MUHATAPLARIMIZA BİR KEZ DAHA HATIRLATIYORUZ....

Bu ve buna benzer tehditlere bugüne kadar boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz.

Hele hele haklı isteklerde bulunduğumuzdan dolayı örgütlerimizi ve mesleğimizi tehlikeye atanları tarih boyunca unutmayacağız. Haklı taleplerimizi engellemek adına başka yollara başvuranlar tarihte kara birer leke olarak anılacaklardır.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat