KAZDAĞLARI II. ULUSAL SEMPOZYUMU

 SONUÇ BİLDİRGESİ

Ülkemizin; hatta bölgemizin en güzel coğrafyasında yer alan ve mitolojideki adı -İDA- olarak bilinen Kazdağları taşıdığı tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekolojik değerleri nedeniyle yeryüzünün önemli yaşam kaynaklarının başında gelmektedir. Bu ayrıcalıklı özellikleri nedeniyle ilki TMMOB Orman Mühendisleri Odasınca 20 - 22 Eylül 2001 tarihinde Altınoluk’ta düzenlenen Kazdağları I. Ulusal Sempozyumu’nun sonuç bildirgesinde, ikincisinin Çanakkale’de düzenlenmesine karar verilmiştir.

Bu Bağlamda, bölgede oluşturulan TROİA - İDA platformunun önerileri doğrultusunda, Çanakkale Belediyesi, Çanakkale onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Balıkesir Üniversitesi, Çanakkale Bilim Sanat ve Kültür Derneği

(ÇABİSAK) tarafından düzenlenen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen Kazdağları II. Ulusal Sempozyumu 22-25 Haziran 2006 tarihlerinde Çanakkale’de gerçekleştirildi. Sempozyumda ayrıcalıklı özelliklere sahip Kazdağları’nın tüm boyutlarıyla ele alındığı 16 oturumdan 76 bildiri sunuldu. Son oturumda ise yöredeki belediye başkanları –Kazdağları’nın nasıl yönetilmesi gerektiği- konusunda duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. 25 Haziran tarihinde ise; Kazdağları’nda açıklamalı bir teknik gezi düzenlendi.

Sempozyumun sonucunda, tüm katılımcılar tarafından öne çıkarılan sorunlar ve bunların çözümüne ilişkin önerilerimizi içeren sonuç bildirgesini kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Kazdağları -Bütüncül Koruma-ya alınmalıdır

Yaklaşık 258.000 hektarlık bir alana yayılan, ekolojik, kültürel, toplumsal, tarihsel ve bioklimatik özellikleri çevresiyle birlikte bütünlük gösteren Kazdağları’nı en başta yangınlar olmak üzere biotik ve abiotik bir çok tehlike beklemektedir. Bu önemli karasal ekosistemin sadece Balıkesir ili sınırları içinde kalan 21.542 hektarlık kısmının Milli Park statüsü altında korunmasının yanlış, riskli ve sorun yaşattığı yıllardır süregelen bilimsel çalışmalar, deneyim - gözlemler ile anlaşılmıştır. Bu sakıncanın bir an önce giderilmesi için, Kazdağları’nın Çanakkale sınırları içinde biyolojik çeşitlilik açısından risk altında bulunan kesimlerinin de KORUNAN ALANLAR STATÜSÜNE KAVUŞTURULARAK, korumada bütünselliğin bir an önce sağlanması ivedi ve yaşamsal önem taşımaktadır.

Yöre İnsanlarıyla Buluşacak Bir Doğa ve Kültür Turizmi Hedeflenmelidir

Kazdağları’nın Çanakkale ilinde kalan kesiminde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca -Turizm Alanlarının Planlanacağına Dair- yapılan resmi yazışmalar, Sempozyumda ilgiyle ancak kaygıyla karşılanmıştır. İlgi duyulmasının nedeni, turizm konusunun sempozyum gündeminde de çeşitli bildirilerde yer almasıdır.

Kaygının nedeni ise Türkiye’de süregelen ve doğal - kültürel çevre değerleri ile yerel halkı gözetmeyen -Kitle Turizmi- ve buna yönelik -Uygunsuz Yapılaşma- uygulamalarının Kazdağları’nda da gerçekleşebileceği olasılığıdır. Bu nedenle sempozyum katılımcıları, bölgenin özellikle kırsal yerleşmelerinde yöresel mimariye saygılı ve doğayla buluşmaya öncelik veren özgün turizm girişimlerini olumlu bulmakla birlikte; öncelikle yöre halkının ev ve aile pansiyonculuğuna özendirilerek ve bu yönde eğitim çalışmaları organize edilerek, gerekli teşvik ve kredi olanaklarıyla birlikte -ev sahipliği- kültürünü güçlü ve sürekli kılacak turizm anlayışının temel politika olarak belirlenmesini zorunlu ve en uygun yöntem olarak görmektedirler. Bu nedenle Kazdağları’nda turizm faaliyetleri, yetkililerce yukarda sözü edilen politikalar çerçevesinde oluşturulmalıdır.

Gezi ve Ziyaret Planlaması, Tüm Yaban Yaşamını, Endemik Türleri ve Çok Özel Bitki Örtüsünü Koruyacak Biçimde Yapılmalıdır

Kazdağları’nda 101 familyaya ait 900 bitki taksonu bulunmakta, bunların 37

tanesi endemik olup sadece bu bölgeye ait doğal zenginlikler arasında yer

almaktadır. Öte yandan bölgenin gezilmesi, görülmesi ve yöre halkı

tarafından kutsal olarak kabul edilen yerlerin ziyaret edilmesi, insanların

doğa ile buluşması önemli - kaçınılmaz bir olgudur. Ne var ki bu buluşma,

bilinçsiz, gelişi güzel kullanımlarla değil, korunması gerekli hassas

ekosistemler ve bitki örtüsünün zarar görmeden planlanması ile

gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda, uygun gezi güzergahları, seyir

terasları, mola noktaları, dinlence mekanları belirlenerek, bilgilendirme ve

uyarı levhaları ile insanların yönlendirilmesini de içerecek şekilde, genel

bir rekreasyon planlaması yapılmalı, uygulanması için derhal harekete

geçilmelidir.

Kazdağları Yerel Yönetimler Birliği Kurulmalıdır

Kazdağları ve eteklerinde, doğrudan etkilenen veya etkileyen 24 adet

belediye ile yaklaşık 125.000 insanın yaşadığı 337 orman köyü bulunmaktadır.

Belediyeler, sahip oldukları yerel sorumluluklar, bu sorumluluklara dayanan

yerel yetkiler çerçevesinde, Kazdağları’nın doğal - kültürel değerleriyle

korunarak bölgeye sunduğu tarihsel ve çevresel katkısının sürdürülmesini de

önemsemektedirler. Bu nedenle, sempozyum katılımcıları, sempozyumda bildiri

sunan belediye başkanlarının aynı yöndeki niyet ve beklentileri için

birleşerek çaba göstermelerini dilemektedirler. Bu bağlamda, karar

mekanizmalarında, yöredeki köy muhtarlıklar ile gönüllü kuruluşların

katılımını önemseyen, amacı öncelikle korumacılık olan Kazdağları Yerel

Yönetimler Birliği oluşturulmalı ve yaşama geçirilmelidir.

Eğitim ve Bilimde de bütünlük Sağlanmalıdır

Kazdağları’nın tüm yaşam - kültür zenginliklerinin, kuşaktan kuşağa

korunarak aktarılmasının öncelikli güvencesi eğitim ve bilinçlendirmeyi

güçlendirici bir eylem programının yaşama geçirilmesidir.

Bu nedenle;

· Öncelikle, ilköğretim okullarında, yörenin çevre - kültür değerlerini tanıtan ve önemini öğreten ders veya seminerler düzenlenmelidir.

· Yöre insanlarına ve köylülerine, doğa, çevre - kültürü koruma gerekliliği ile bunu gözeten turizm anlayışının yanı sıra, ev - aile pansiyonculuğu konusunda çevre bilinci ile doğanın dilini öğretecek biçimde eğitim verilmelidir.

· Kazdağları’nda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Balıkesir Üniversitesi tarafından ortaklaşa bir -Kazdağları Enstitüsü- kurulmalıdır. Değişik meslek disiplinlerinden uzmanların görev yapacağı bu enstitü tarafından başta İ.Ü. Orman Fakültesi olmak üzere daha önceden beri

Kazdağları’nda araştırma yapan diğer üniversitelerin ilgili fakülteleri ve özellikle Ormancılık Örgütü ile işbirliği yapılarak, üretilecek ortak projeler sonucu Kazdağları bilimin korumasına alınmalıdır.

· Ayrıca, Kazdağları’nda değişik kuruluşlarca, değişik zamanlarda, çevrenin korunmasına yönelik yapılan eğitim veya kurslar, zaman ve kaynak israfı da göz önünde tutularak, aynı çatı altında planlanarak eş zamanlı yapılmalıdır.

Kazdağları’nda Maden (Özellikle Altın) Aranması Derhal Durdurulmalıdır

Şu anda Kazdağları’nda 66.490 dönüm alanda, üstelik ÇED raporu yapılmaksızın altın aranmaktadır. Bu durum Kazdağları ve yakın çevresindeki yaşamın çok büyük risk altına gireceğinin bir göstergesidir. Bunun yanı sıra Kazdağları yakın çevresinde kurulu ağır sanayi ve termik santrallerin Kazdağları’ndaki biyolojik çeşitliliğe verdiği zararlar, bilim dünyası tarafından sıkça dile getirilmektedir.

Yukarıda özetlenen ulusal - evrensel değerleri nedeniyle; Kazdağları’nda yeni maden işletmelerine izin verilmemeli, verilen altın arama ruhsatları derhal iptal edilmeli ve yargı kararlarına uyularak santrallerin faaliyetleri durdurulmalıdır. Bunun yanı sıra Biga’da yaşama geçirilmesi planlanan yeni termik santral, yukarıda dile getirilen gerekçeler doğrultusunda, halkın tepkisi de göz önüne alınarak, kurulması engellenmelidir.

Saygılarımızla

DÜZENLEME KURULU

Salih SÖNMEZIŞIK (Orman Yüks. Müh.)

Başkan

Onur KESİCİ (Çevre Biyoloğu)

Başkan Yrd.

Prof. Dr. Osman DEMİRCAN (ÇOMÜ)

Üye

Prof. Dr. Ahmet GÖNÜZ (ÇOMÜ)

Üye

Yrd. Doç. Dr. Şükrü ÖNER (ÇOMÜ)

Üye

Saim YAVUZ (ÇABİSAK Başkanı)

Üye

Muzaffer BAYRAKTAR (Troia-İda Plat. Bşk.)

Üye

M. Şahabettin KALFA (Gönüllü Doğa Koruyucusu)

Üye

  



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat