Ecz.Tuncay Sayılkan

İzmir Eczacı Odası Başkanı

 

Zor günlerden geçiyoruz;

Yıllardır süregelen ama yaklaşık bir yıldır tırmanan terör olayları, içimizi yakan şehit haberleri, şehirlerde patlayan bombalar ve kaybettiğimiz canlar…

Savaştan kaçarak ülkemize sığınan ve sayıları üç milyonu aşan Suriye’li mültecilerin durumu, aldıkları sağlık hizmetleri ve eczanelere yansıması…

Bin bir zorlukla hizmeti sürdüren eczanelere her gün yenisi ortaya çıkan dayatmalar. Yeni nesil yazar kasa zorunluluğu, iş güvenliği yasasının getirdikleri, SUT değişiklikleri, çalışma saatleri ve iş müfettişlerince yapılan denetimler vs…

Her geçen gün biraz daha artan kamplaşmalar, farklı fikir ve yaşam biçimlerine tahammülsüz insanlar, kontrol edilemeyen öfke seli…

24 Haziran 2016 Cuma günü Ankara’da dört meslektaşımızın görevleri başında katledilmesinin bizlere yaşattığı tarifsiz acılar…

15 Temmuz 2016 Cuma akşamı ise hem mesleki hem de ülke olarak yaşadığımız bu zorlu süreci çok daha sıkıntılı hale getirecek kanlı bir darbe girişimi yaşandı. Bu kalkışmanın demokrasiye ve ekonomimize verdiği tahribatın yanı sıra insanlarımız üzerinde yarattığı karamsarlık ve umutsuzluk tablosu ile gelecek kaygısı olmuştur.

Darbe girişimine karşı çıkan vatandaşlarımızla asker arasında yaşananlar, kaybettiğimiz vatandaşlarımız, karşı karşıya gelen asker-polis-halk görüntüleri bizleri mutsuz etmiştir.

Gerekçesi ve çıkış noktası ne olursa olsun, 15 Temmuz Cuma akşamı yaşananlar demokrasiye  zarar vermek, ortamı gerginleştirmek ve vatandaşlarımızı bir kaosun içine sürükleme amaçlı olduğu izlenimini uyandırmıştır.

Kalkışmadan birkaç gün sonra gerginleşen ortam sonrasında, hemen her kurumda başlayan gözaltı ve görevden alma operasyonlarının yarattığı tedirginlik hepimizi derinden etkiliyor. Yaşananlardan huzursuz olan, geleceğe dair kaygı duyan, umutsuzluğa ve yılgınlığa kapılan insanların sayısındaki artış net olarak görülüyor.

Süregelen terör olayları ve darbe girişimi sonrasında ülke olarak her zamankinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Nitelikli bir demokrasinin varlığı, bir gün herkese lazım olacak olan hukuk ve adaletin var olması hepimiz için önemlidir.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolundan sapmadan, laik-demokratik Cumhuriyetimize ve onun temel değerlerine sahip çıkmalıyız.

Evet; yaşadığımız günler sıkıntılı, acıyla dolu günlerimizin sayısı giderek artıyor ama bizlere düşen umudumuzu kaybetmeden ve yılgınlığa kapılmadan demokrasiye sahip çıkmak, ülkemize ve ülke insanımıza olan sevgimizi yitirmeden doğruların ve bilimin ışığında her zamankinden daha fazla çalışmak, sağduyu ile hareket etmek, kimseyi ötekileştirmeden, farklı görüşlere de saygı duyarak bu güzel ülkede birlikte yaşamayı sürdürmeli ve geleceğe güvenle bakabilmeliyiz.

Farklı görüşlerimiz, düşünsel ayrılıklarımız ve siyasi fikirlerimiz bizlerin daha güzel ve yaşanabilir bir ülke için fikirsel zenginliğimiz olmalıdır.

Ulu önder Atatürk ve silah arkadaşlarının bizlere emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’mizi canımız pahasına korumak, kollamak ve gelecek nesillere teslim etmek hepimizin görevidir…

Saygılarımla

Ecz.Tuncay Sayılkan

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat