Eczanelerimizde yaşadığımız yakıcı sorunlarımıza çözüm getirmese de meslek örgütümüzde yaklaşık yirmi yıldır konuşulan, beklenen ve üzerinde tartışmalar yapılan ‘’6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ‘’ da değişiklik yapılmasına dair kanun, 6308 sayılı kanun olarak 17 Mayıs 2012 tarihinde TBMM ‘den geçti, daha sonra Cumhurbaşkanınca onaylandı ve 31 Mayıs 2012 tarihinde 28309 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu.
Hemen belirtelim bu yasal düzenleme bazı eksiklerine karşın, mesleğimizin geleceğine katkı sağlamak ve eczanelerin ülke genelinde dağılımını sağlıklı kılmak adına olumlu sayılabilecek bir gelişmedir.
Ancak yasanın güncellenmesi tek başına yeterli değildir. Yeni yasanın kabulü sonrasında Sağlık Bakanlığı’nca yasayla ilgili olarak altı ay içerisinde yayımlanacak yönetmeliklerle yapılacak düzenlemeler de büyük önem kazanmıştır.
Örneğin;
*ciroya ve reçete sayısına bağlı olarak yardımcı eczacı çalıştırılması hükmündeki ciro ve reçete sayısı kıstaslarının ülke gerçeklerine uygun belirlenmesi,
*reçete kayıtlarının elektronik ortamda tutulabilmesinin koşullarının belirlenmesi,
*eczacının zorunlu nedenlerden dolayı eczanede bulunmaması halinde mesul müdür çalıştırması koşulları,
*yasa çıkmadan önce açılmış eczanelerin devir hakkı ve eczane açılışlarında sıralamayı belirleyecek olan hizmet puanı gibi önemli konulardaki uygulamaları şekillendirecek yönetmeliklerin bizlerin taleplerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Yasanın yürürlüğe girmesi ile mevcut eczane sahiplerinin, eczacılık diplomasına sahip olanların ve eczacılık fakültelerinde öğrenci olanların kazanılmış hakları kısmen korunmuştur. Ancak, yeni yasa ile eczacı istihdamı yükünün sadece eczanelerin omuzlarına bırakıldığı çok açıktır .Hastane eczanelerindeki ciddi eczacı açığına karşın bu konuda hiçbir düzenleme yapılmamış, ilaç üretimi gibi önemli alanlarda eczacı bulundurmayı zorunlu hale getirecek girişimlerden de uzak durulmuştur.
Şimdi daha fazla gecikmeden yardımlaşma sandığı üzerinden ikinci emeklilik projesini de hayata geçirerek, hem yeni nesillere alan yaratmalı, hem de emeklilik hakkını kazanmış meslektaşlarımıza ekonomik sıkıntılardan uzak keyifli ve eczacıya yakışır bir emeklilik dönemi sağlamalıyız.
Ayrıca, öncelikli olarak her yıl yenileri açılan ve bu gün sayısı 27 ‘ye varan eczacılık fakültelerinin açılmasını engellemek, özellikle öğretim elemanı sıkıntısı yaşayan mevcutların kapatılmasını sağlamak ve eczacılık fakültelerindeki öğrenci kontenjanlarını azaltmak için var gücümüzle mücadele etmeli, devamında ise 2012-2013 öğretim döneminden sonra eczacılık fakültelerine girerek eczacılık eğitimi alacaklar için yeni alanlar ve seçenekler oluşturmak için çaba harcamalıyız.
Hemen yanı başımızdaki komşumuz Yunanistan’da yıllar öncesinden başlayarak yaşanan benzer gelişmeleri ve son olarak da eczane açılışlarına nüfusa göre kısıtlama getiren düzenlemelerde ‘’1000 kişiye bir eczane ‘’çizgisine gerileyen kıstasları yakından izlemek, ders çıkartmak ve önlem almak zorundayız.
Aksi halde, yeni yasanın etkilerinin görüleceği 7-8 yıl sonra sayıları hızla işsiz eczacı gerçeği ile yüz yüze kalacağız. O yüzden yasa sonrası mesleğimizin tüm sorunları çözülmüş görüntüsünden ve rehavetten hızla uzaklaşmalı, geleceği şekillendirecek önemli adımları ortak akılla hep birlikte atmalıyız.
Saygılarımla...
İzmir Eczacı Odası Başkanı