AKP iktidarının sağlık hizmetlerine, ilaç-eczacılığa ve sağlık çalışanlarına bakışı ortada.Biz eczacılar uzunca bir samandır gündemde olan ‘’sağlıkta dönüşüm’’ sürecinde sürekli kayıplara uğradık,uğramaya da devam ediyoruz.Özellikle yıllardır nüfus artışına karşın değişmeyen global bütçedeki ısrar, her yıl sonu yeni tasarruf önlemlerini beraberinde getiriyor.Siyasi otorite sağlık alanını kendi yöntemleri ile finanse ederken nitelikli sağlık hizmetini değil , sadece belirlediği bütçeyi tutturmayı önemsiyor.Bu süreçte hak arama ve var olma mücadelesi veren sağlık çalışanlarını yüksek paralar kazanan meslek grupları olarak sunarak hastalarla bağımızı azaltmayı hedefleyerek kamuoyu yaratıyor.

Geniş planda ise geleceğe yönelik önemli değişiklikler yapılıyor, ilaç-eczacılık alanı yeniden yapılandırılıyor ,sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve piyasalaştırılmasının önü açılıyor.
Son on günde kanun hükmünde kararnameler ile yapılan düzenlemeler ile ;
1.Reçetesiz ilaçların reklamı serbest bırakıldı.
2.Türkiye ilaç ve tıbbi cihaz kurumu oluşturuldu.
3.Kamu hastaneleri birlikleri kuruldu.
4.Sağlık meslekleri kurulu kuruldu.
Tüm bu gelişmeler önümüzdeki süreçte hastanelerin kar amaçlayan birer işletmelere,hastaların da müşteriye dönüşeceğinin, ilaç ve eczacılıkla ilgili tüm yetkinin sağlık bakanlığından uzaklaşacağını,1262 sayılı yasanın ortadan kalkması ve reçetesiz ilaçlarda reklamın serbest bırakılmasının,bilinçsizce kullanılmasının, devamında ise bu ilaçların eczane dışına çıkarılmasının hedeflendiğinin göstergesidir.Sağlık meslekleri kurulu ile de meslek örgütlerinin kontrol altına alınması , tamamen etkisizleştirilmesi ve örgütlü yapılarından uzaklaştırılması amaçlanmaktadır.

Özellikle son üç yılın sonunda yaşadıklarımıza bakacak olursak, eczane ekonomilerimize ciddi darbeler vuran düzenlemeleri ve yeni yıkımları görüyoruz. Yine son bir hafta içinde ;
1.Yine bir SUT değişikliği ile KKİ’ da artış gerçekleşti.
2.İlaç fiyat kararnamesindeki değişiklik ile ilaç fiyatlarında yeni bir indirim yapıldı.
Bu düzenlemeler bizler için , kısa vadede rafımızdaki ilaçlarda yeni bedelsiz kamulaştırma,uzun vadede ise artan işletme giderlerine karşılık azalan ciro ve azalan karlılık anlamına gelmektedir.

Bütün bunlar olurken ,her yıl olduğu gibi kamunun ıskonto artırılması taleplerine hayır diyemeyen ve % 40’lara varan indirimleri gerçekleştiren bazı ilaç firmaları da eczanelerin ticari ıskontolarını kaldırarak kayıplarını gidermek yani kendilerini kurtarmak niyetindeler.
Yıllardır uyarıyoruz ,sağlık sektörünün tüm aktörlerinin birlikte olması ve bir bütün olarak bu saldırılara karşı mücadele vermesi kaçınılmazdır.Aksi halde uzunca bir zamandır olduğu gibi kurallar yine tek taraflı konulmaya devam edilecek , bizler asıl sorumlular ve kalıcı çözümler bulmak yerine birbirimizden kayıplarımızın giderilmesi için özveri bekleyeceğiz.

Bizler eczanelerimizde oluşan kayıpların telafisi için iade yöntemi de dahil daha sağlıklı adımlar beklerken,İTS sevdalısı TEB Merkez Heyetimiz onbir ay sonra da olsa kısmen amacına ulaştı ve fiyat indirimlerinden doğan kayıplar için ilaç fiyat kararnamesinde düzenleme yapıldı .Kısmen diyoruz çünkü kararnamede ; ‘’Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından ecza depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır.’’ İfadesi kullanılmış.Yani kararname gereği fiyatı düşenlerden açıkça söz edilirken KKİ artışlarından oluşan kayıpla ilgili açıklık yok. Ayrıca geçen yıl İTS’ye bildirim yapılarak kayıplarımızın karşılanması sürecinde , imalatçı-depocu fiyat farkları ve mal fazlaları nedeniyle önemli sorunlar yaşanmıştı.Bu konu hala netleşmiş değil.

Merkez heyetimiz ise kendisinden yol gösterici bir tavır bekleyen meslektaşlarımıza bilinen bakış açısı ile sadece stok zararları için İTS bildirimini öneriyor.Eczanelerimizin ekonomik yapıları için stok kayıplarımızın giderilmesi elbette önemli.Ancak daha da önemli olan yıllardır kararname ile kalıcı hale gerilemeyen ve firmaların keyfiyetine bırakılmış ticari ıskontoların kaybedilmemesi olmalıdır.Çünkü geçtiğimiz iki yılın sonunda da stok kayıpları yaşamış,bir kısmını telafi etmiş ve ayakta kalmaya çalışmıştık.Bu gün ticari ıskontoların kaybedilmesi ise telafisi mümkün olmayan önemli kayıpları ve eczanelerimizde ciddi sıkıntıları beraberinde getirecektir.

Son on günde yanşan çok önemli gelişmelere karşın Merkez Heyetimiz sadece stok kayıplarının giderilmesi yönünde görüşlerini paylaşmaktadır. Elbette fiyat indirimleri ve KKİ artışlarından oluşan kayıplarımızın giderilmesi için çalışmalı, doğru yöntemleri aramalı ve meslektaşlarımızın sıkıntılarına birlikte çözüm bulmalıyız.Bunlar bu gün çözüm bekleyen önemli sorunlarımızdır.

Ancak ülkemizde ve mesleğimizde yaşanan tüm olaylara duyarlı , geleceğe yönelik tehditlerin de farkında olabilen bir meslek örgütü hepimizin beklentisidir.Meslek örgütümüz sağlık sektörünün tüm temsilcileri ile birlikte olmalı,daha geniş bir bakış açısı ile sağlık alanının yeniden yapılandırılması sürecinde görüş bildirmeli ve tavır koyabilmelidir.

Umuyoruz ve diliyoruz ki 17-20 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleşecek TEB Büyük kongresinde sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasına ve mesleğimize yapılan saldırılara karşı durabilecek,meslektaşlarımızın geleceğe güvenle bakmasını ve birlikteliği sağlayacak , bu mücadeleyi verebilecek ve geleceğimizi şekillendirecek doğru adımları hep birlikte atarız.

Saygılarımla…

İzmir Eczacı Odası Başkanı



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat