Her yıl olduğu gibi , reklamlarla pompalanan ve bitkisel kökenli olduğu öne çıkarılarak tüketiminin artırılması planlanan zayıflama ürünlerini kullanırken yaşamı kaybeden vatandaşların haberleri , ne yazık ki bu yıl da yazılı ve görsel medyadaki yerini aldı.

Geçmiş yıllarda  olduğu gibi ,yine ateş düştüğü yeri yaktı ve yine olayın üzerine ilgili kurumlarca birkaç açıklama yapıldı ve bir kez daha unutulmaya bırakıldı.

Oysa, geçmişte yaşananlardan biraz ders çıkarabilsek , her yıl yeni canları bu kadar kolayca  kaybetmeyecek ve yüzlerce vatandaşımızın zayıflama ürünleri nedeniyle yaşadığı ancak medyaya yansımadığı için haberdar olunmayan sağlık sorunlarına son verecektik.

Üstelik , yaşanan olumsuzlukların sadece zayıflama ürünlerinde değil , bitkisel kökenli ve hiç  bir zararı yok diye sunulan , farklı amaçlarla ve süslü söylemlerle pazarlanan onlarca ürün nedeniyle yaşandığını sağlık alanında görev yapan herkes bilmekteyken.

Yaşanan son olaylardan sonra medya kuruluşlarına açıklamada bulunan sağlık otoritesinin önemli temsilcileri özetle ; adı geçen ürünlerle ilgili yapılan reklamlara kanılmaması gerektiğini ve doktorlara danışılmadan bu tür  ürünlerin kullanılmaması gerektiğini vurguluyor, bitkisel olduğu iddia edilen ürünlerin içeriğinde yüksek oranda “sibutramin” adlı maddeye rastlandığını, bunun da kalp kaslarında kardiyolojik toksik etki yaratarak kalp durmasına yol açtığını  dile getiriyorlardı.

Görüldüğü gibi açıklamalarda  bizim yıllardan beri vurguladığımız,

*İnsan sağlığını doğrudan ilgilendiren ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alması ve sadece eczanelerden eczacı danışmanlığında  satılması,

*Bitkisel kökenli bile olsa , insan sağlığını ilgilendiren ürünlerin reklamının yapılmasının önemli sakıncalar doğuracağı,

*Bitkisel kökenli ürünlerin de yan tesiri olabileceği bu nedenle  eczacılara danışılmasının zorunluluğu,

*Eczane dışında ve özellikle de internet üzerinden  ilaç ve sağlık ürünlerinin alınmasının doğuracağı sakıncalar ,

 *Bu ürünleri kontrolsüzce ve sadece ticari bir kaygı ile satarak halk sağlığını tehdit eden kişilere ciddi yaptırımlar uygulanmasına yönelik vurgular ne yazık ki bu açıklamalarda yer almıyordu.  

Yani her yıl insanlarımızın sağlığını tehdit eden ,reklamı yapılan , eczane dışında pazarlanan ve güvenilir  olmayan ürünlerin satışı önümüzdeki yılarda da sürecek, reklamlarla daha çok satılması  sağlanacak , vatandaşlarımız hiçbir yan tesiri  olmadığını düşündükleri bitkisel kökenli ürünleri farklı amaçlarla kullanmaya devam edecek , çeşitli sağlık sorunları yaşayınca ve hatta bazıları yaşamlarını kaybedince medyada haber olacak ,üzerine de etkili ve yetkili kurum ve kişilerce çeşitli açıklamalar yapılacak ancak birkaç gün sonra unutulmaya devam edecektir.

Bu tür ürünlerin  Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılması ,sadece eczanelerde satılması , reklamının yasaklanması ve insan sağlığına zarar veren içerikteki ürünleri eczane dışında ulu orta satanlara verilecek cezaların caydırıcı hale getirilmesini içeren doğru bir düzenlemenin yapılabilmesi için kaç kişinin daha sağlığını kaybetmesi ya da kaç  vatandaşın daha yaşamını yitirmesi beklenecektir.

Umarız çok geç olmadan bu konu çözüme kavuşur. 

Saygılarımla…

İzmir Eczacı Odası Başkanı



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat