Ecz.Tuncay SAYILKAN
İzmir Eczacı Odası Başkanı
Sevinçleri, kederleri ve hayal kırıklıkları ile bir yılı daha geride bıraktık. Geçen yılın ardından herkes kendi penceresinden farklı değerlendirmeler yaptı. Sosyal medyada ise 2014 yılı için “harika bir yıldı” söylemleri çokça yer aldı. Acaba gerçekten de öyle miydi, yoksa biz mi fazla karamsardık ? Geriye dönüp öncelikle sağlık alanına baktığımızda; sadece 2014 için değil sağlıkta dönüşüm sürecinin başlangıcından bu güne, siyasi otoritenin sağlık ve ilaç alanındaki tasarruf öncelikli politikaları ile her yıl yeni kayıplar yaşayarak bu günlere geldiğimiz açıkça görülüyor.
Başta biz eczacılar olmak üzere, tüm sağlık çalışanları ve vatandaşlarımız ciddi bedeller ödemeye devam ettik. Yeni eczacılık fakülteleri açılmaya devam ederken, mesleğimizin geleceğine dair kaygılarımız da biraz daha arttı.
Ülkemizdeki genel tabloya bakıldığında ise; yanı başımızda garip savaşların yaşandığı, ileri demokrasi adı altında korkunun egemen olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün geçmiş yılları mumla arattığı, yüzlerce emekçinin madenlerde ve iş kazalarında yaşamını yitirdiği, işsizliğin hızla arttığı, paralel yapı ve yolsuzluk söylemlerinin sürekli gündemde olduğu, “makul şüpheli” , “trafoya kedi girmesi” ve “takipsizlik kararı” gibi kavramların yaşamımıza girdiği oldukça zor bir yılı geride bıraktığımızı görüyoruz.
Bütün bu olumsuzluklara karşın bu güne kadar hiç yılgınlığa kapılmadık, mücadeleden hiç kaçmadık ve hep daha iyiye ulaşmak için çalıştık. Çünkü umudumuz ve inancımızdı bizleri yaşama bağlayan.
2015’in ilk günlerinde de inadına umudu yeşertmeli, asla umutsuzluğa teslim olmamalıyız.
Yeni yıldan ülkemiz, ülke insanımız, sağlık hizmetleri ve mesleğimizle ilgili beklentilerimize gelince;
*eğitim ve sağlık hizmetlerinin sosyal devlet ilkesine uygun olarak herkese eşit ve parasız sunulduğu,
*vatandaşın sağlık hizmeti alırken acaba param yetecek mi? Eczacıların ise acaba bu zor şartlarda mesleğimi daha ne kadar sürdürebileceğim? Sorularını akıllarına bile getirmedikleri,
*yazılı ve görsel basının gerçekleri yansıttığı, basın emekçilerinin gerçek anlamda özgür olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün de lafta kalmadığı,
*eczanelerin cirolarına göre değil verdikleri sağlık hizmetinin niteliğine göre değerlendirildiği, eczacının danışman kimliği ile saygı gördüğü,
*üst birliğimizin ise, başta ithal ilaç tedariki olmak üzere akçeli faaliyetleri bir kenara bırakmasını, yıllardır uzlaşma adı altında sürdürdüğü teslimiyet görüntüsünden uzaklaşarak gerçek anlamda meslek örgütü kimliğine geri dönerek hak arama mücadelesine önderlik ettiği iyi bir yıl bekliyoruz.
Sonuç olarak; öyle harika bir yıl değil, sadece olması gerekenlerin yaşama geçtiği ,insanların savaş ve iş kazalarında anlamsızca ölmediği, işçi sağlığının önemsendiği, savaşların son bulduğu, sevgi ve barışın egemen olduğu, karanlıktan aydınlığa çıkışın başladığı bir 2015 umuyoruz.
Sevdiklerinizle birlikte sağlık, barış ve mutluluk dolu iyi bir yıl yaşamanız dileklerimle.
İyi seneler…