Son yıllarda gerek ülkemizde yaşanan sorunlar, gerekse sağlık hizmetleri ve mesleğimizle ilgili sıkıntılar nedeniyle hepimizin ciddi şikayetleri var.Genel olarak işler iyi gitmiyor,mutlu değiliz ve geleceğe de umutla bakamıyoruz.Ama tüm bu olumsuzluklara karşın derin bir sessizlik hali de devam ediyor.
Sağlık hizmetleri ise her geçen gün biraz daha paralı hale geliyor,her geçen gün vatandaşın cebinden daha fazla para çıkıyor ,yani herkese parası kadar sağlık hizmeti noktasına da çoktan gelmiş durumdayız. Eczanelerde yaşananlara baktığımızda ise her gün yeni sorunlar ve yeni kayıplarla karşılaşıyoruz.
Siyasi otorite yıllardır sağlık hizmetlerini kendi istediği gibi tek taraflı şekillendiriyor, vatandaşa sunulan sağlık hizmetlerinde niteliği değil sadece tasarrufu , belirlediği bütçeyi tutturmayı önceliyor.Sektörün bileşenleri ve sağlık çalışanları ile birlikte yol haritası oluşturmak yerine ,en son kolesterol ilaçları ile ilgili düzenlemelerde olduğu gibi bilimsel temele dayanmayan uygulama değişiklikleri yaparak ve sektörün bileşenlerinden sürekli indirim ve özveri isteyerek sağlık hizmetlerini yönetiyor.Ülkemizde ve mesleğimizde bütün bunlar yaşanırken tepe örgütümüzün olup bitenler karşısındaki sessiz ve etkisiz tavrı umutlarımızı azaltıyor.
2013 yılı ilaç harcamaları için öngörülen global bütçe beklentilerin aksine geçen yıl için belirlenen rakamın aynısı olarak gerçekleştiği açıklandı.Yani nüfus artışı,ortalama yaşam süresindeki artış , yeni teknoloji pahalı ilaçların sisteme girişi gibi unsurlar ve sonuçta ilaç pazarındaki olası artış göz ardı edilmişti .
Görünen o ki ; 2013 yılında sağlık harcamaları içerisinde özel sağlık kuruluşlarının payı biraz daha artarken , ilaç pazarındaki daralma devam edecek, ödenmeyen ilaçlar listesi genişleyecek,indirim taleplerinin devamı gelecek ,bazı ilaçların geri ödeme koşulları ağırlaştırılacak ,kısacası bildik yöntemlerle sağlık hizmetleri sürdürülmeye çalışılacak.
Bu koşullarda önümüzdeki yıl eczaneler biraz daha küçülecek, banka kredileri ile daha fazla tanışacak,yeni faizler ödeyecek ve yaşadığı ekonomik sıkıntılara karşın ayakta kalma mücadelesine devam edecekler.
Bizlere umut ve çıkış yolu olarak sunulan eczane açılışlarını kısıtlayan yeni yasal düzenleme ve SGK ile imzalanan üç buçuk yıllık protokol gibi gelişmeler eczanelerde bu gün yaşanan ekonomik sıkıntıları kısa vadede çözmekten uzaktır.Diğer yandan da , sürekli yenisi açılan eczacılık fakülteleri ile gelecekte beklenen olası katkılar da tartışılır hale getirmektedir.
Başta tepe örgütümüz olmak üzere, bu suskun,çaresiz , kaderine razı görüntüden hızla uzaklaşmalı ve ivedilikle çözüm üretmeliyiz.Susarak ,uyumlu olmak adına sessiz kalarak ve sorunlarımıza başkalarından çözüm bekleyerek yol alamayız.
Sağlıkta dönüşüm sürecinde en çok zarar gören meslek grubu olan biz eczacıların 2011 yılı sonunda gerçekleşen ilaç fiyat indirimleri ve KKi artışlarından kaynaklanan kayıpların telafisinin tam bir yıldır sağlanamamış olması yaşadıklarımızın özetidir aslında.
Tablo oldukça açıktır aslında. Eczanelere nefes aldıracak , eczane ekonomilerine katkı sağlayacak çıkış yolları hızla bulunmak zorundadır.Çözüm olarak da ilaç dışı ürünleri , dermokozmetik ve medikal ürünleri hedef göstermek çok doğru bir yaklaşım değildir.Eczanelerin konumları ve hizmet verdikleri popülasyon önemli farklılıklar göstermektedir.Ayrıca ağırlıklı eğitimi ve uzmanlığı ilaç üzerine olan bir meslek grubuna öncelikli olarak ilaç üzerinden çözüm bulunması kaçınılmazdır Diğer tüm ürünler ise ancak ilacın yanı sıra eczanelerden sunulan ek ürünler olabilir .
Ülkemizle ve mesleğimizle ilgili olumsuzluklar karşısında sessiz kalmak yerine ,meslek örgütümüzün geçmişindeki örneklerde olduğu gibi bizlere yakışan tavrı sergilemeli, üyelerimizin taleplerine uygun hamleleri hep birlikte yapmalıyız.
Susarak ,uyumlu görünmeye çalışarak ve yaşadığımız ülkedeki diğer sorunları görmezden gelerek yol alma , sadece kendimizi kurtarmaya çalışarak başarıya ulaşma şansımız yoktur.Derin sessizliği bozmalı , toplumsal olaylarla ilgili de söyleyecek sözü olan ve sağlık hizmetlerinde yaşanan olumsuzluklara karşı durabilen bir meslek grubu olduğumuzu herkese yeniden hatırlatmalıyız.
Düşünce ve ifade özgürlüğünün sözde kalmadığı , eğitim ve sağlık hizmetlerinin her geçen gün daha fazla paralı hale gelmediği, çalışıp üreten herkesin emeğinin karşılığını aldığı aydınlık günler dileklerimle…
İzmir Eczacı Odası Başkanı