Afyonkarahisar’da gerçekleşen TEB 2.Bölgelerarası toplantısında söz alan meslektaşlarımızın konuşmalarının içeriklerine baktığımızda, ağırlıklı olarak içinde bulunduğumuz süreçte eczanelerdeki ekonomik yangına hızla çözüm bulunması öncelikli beklentimiz olarak ortaya çıkmaktadır.

Meslek yasamızda yapılan değişiklikler, geleceği şekillendirecek uzun vadeli projeler ve yol haritamızı belirleyen diğer tüm kararlar ancak eczanelerin ayakta kalması sonrasında bir anlam kazanacak önemli adımlardır.

Eczane ekonomilerindeki olumsuzluğun nedenlerini,çıkış noktasını ve bizleri adım adım getirdiği noktayı hepimiz iyi biliyoruz. İlaç fiyatlarının sürekli düşüyor olmasından kaynaklanan ciro kaybı,fiyat indirimleri ve KKi artışları ile yaşanan bedelsiz kamulaştırmalar,oransal karlılık açmazında azalan gelirler ve artan işletme giderleri sonrasında sıkıntı yaşanan eczaneler…

Son yıllarda hızla azalan cirolarla buna bağlı olarak azalan gelirler ve aynı hızla artan işletme giderleri arasında sıkışan eczanelere katkı sağlayabilecek hamle olarak sadece (önümüzdeki günlerde 75 kuruşa çıkarılacağı konuşulan) reçete başına verilen 25 kuruşluk hizmet bedelini sayabiliriz.

Önümüzdeki günlerde ilaç firmalarının talebi ile(kur farkı kaynaklı olarak) KKİ oranlarında 5-7 puanlık bir indirim gerçekleşeceği konuşuluyor .Devamında ise ilaç pazarında aynı oranda bir büyüme eğilimi oluşacak.Ayrıca ,bu gelişmelerin devamında SGK’dan reçete başına verilen hizmet bedelinin 75 kuruşa çıkarılmasının hesapları da yapılmakta.

Peki ,KKİ oranlarında yapılacak indirimler ve hizmet bedelinde düşünülen artıştan kaynaklanan giderler ile geçen yılın rakamının aynısı olarak belirlenen global bütçe hedefi nasıl gerçekleşecektir ?

Çok konuşulan hasta katılım paylarının artırılması ,seçim takvimine bakıldığında oldukça uzak bir ihtimaldir.

Global bütçeyi tutturmak için atılacak adımlar bellidir.Öncelikli olarak bazı ilaçların ödenme koşullarının ağırlaştırılması ve negatif listenin genişletilmesi ile bedeli ödenmeyecek ilaç sayısının artırılması ilk akla gelenler olacaktır.

Hemen belirtelim SGK tarafından ödeme listesi dışına çıksa bile, ilaçların eczane dışına çıkmasına engel olmalıyız. Yakın geçmişte geri ödeme kapsamından çıktıktan sonra , sağlık bakanlığından alınan ilaç ruhsatlarının nasıl kozmetik ruhsatlarına dönüştüğünü unutmamalı,eczanelerimizdeki danışmanlık hizmetini öne çıkararak ‘’sadece eczanelerde ‘’ olgusunu marka değerine dönüştürmek için çalışmalıyız.

Her yıl eczane sayısı ve nüfus artarken ve o nüfus hızla yaşlanırken , yeni teknoloji ürünü pahalı ilaçlar ülkemize girerken pazar biraz daha daralacaktır.Eczanelerde yaşanan ekonomik sıkıntıya çözüm olarak ilaç dışı sağlık ürünlerinin eczanelerde daha fazla yer almasını önermek çok da akılcı bir yaklaşım değildir .İlaç dışı sağlık ürünlerinin eczanelerden sunulması önemlidir ama tek başına sorunun çözümü de olamaz.

Bu gün eczanelerin çıkış yolu ağırlıklı olarak ilaç üzerinden oluşacak katma değerden ve sağlık hizmeti danışmanlığından geçmektedir.Eczaneye hiçbir katkısı olmayan ,eczane pratiğinden ve ülke gerçeğinden uzak , masa başında kurgulanmış zihni sinir projeleri asla çözüme katkı sağlamayacaktır.

Aslında kalıcı çözüm için ; eczacı kar oranlarının kararname ile artırılması ve meslek hakkı taleplerimizin karşılık bulmasını sayabiliriz.Ya da ciroların artması için ilaç fiyatlarına zam gelmesi beklenecektir.Ancak , siyasi otoritenin sağlığa,ilaca,eczaneye ve sağlığın finansmanına nasıl baktığını bildiğimiz ve mevcut koşulları değerlendirdiğimizde , tüm bunların kısa vadede gerçekleşmeyeceğini biliyoruz.

Sorunların çözümüne katkısı olmadığına inandığımız,’’ şu kadar eczane batıyor,bu kadar eczane iflasta’’ gibi anlamsız çıkışlarla durum tespiti yapmak yerine kalıcı ve akılcı çözüm için çalışmalı,hep birlikte çıkış yolu aramalı ,önerilerimizi sıralamalıyız.

Eczanelerimizde ticari ıskontoların kaybı ile daha da artan ekonomik sıkıntı her geçen gün biraz daha fazla hissedilmektedir. Daha fazla zaman yitirmeden küçük ve orta ölçekli eczanelere katkısı olmayan, çıkışa mf adı altında , sadece bir araya gelerek toplu ilaç alan veya yüksek rakamlardan oluşan alımlar yapabilenlerin yararlandığı adaletsiz mal fazlası uygulamasından hızla vazgeçilmeli , en küçük alımlarda bile eşit yararlanmayı sağlayan alışa mf uygulamasına geçilmelidir.

Geçmişte defalarca dile getirdiğimiz miadı geçen ürünlerin üretici firma tarafından iade alınması ve fiyat indirimleri ile KKİ artışlarında Medula provizyon sisteminde 45 sonra uygulanarak geçiş süresi sağlanması eczanelere nefes aldıracaktır.

Ayrıca , ülkemizde değişik iş kolları için uygulanan bazı teşvik ve muafiyetlerin eczanelerin bazı giderleri için de geçerli olması sağlanmalıdır.Hazır sayın Sağlık Bakanı da ‘’muayene ücretlerinin eczaneden tahsili bir kamu görevidir ‘’ açıklamasını yapmışken , 24 bin noktada özveriyle sağlık hizmeti sunan eczanelerin ; vergi,elektrik-su-telefon harcamaları ,SSK ve Bağ-kur primleri gibi önemli zorunlu giderleri için de konuşulması ,üzerinde tartışılması zorunludur.

Meslek örgütünde görev yapan herkes için eczanelerin ayakta kalması ve ekonomilerinin düzelmesinin sağlanması öncelikli görev olmalıdır. Devamında ise geleceğin birlikte şekillendirilmesi ve hizmet kalitesinin geliştirilmesi için çalışılmalıdır.

İşte bunun için de ; seferberlik çağrısından ,ortak akıldan ve birlikte çözüm aranmasından pek hoşnut olmayan, bölünmüşlükten prim yapan ya da yaptığını sananlara rağmen, bir arada olmalı ve çıkış yolunu bizim dışımızda birileri değil, biz eczacılar bulmalıyız.

Saygılarımla…

İzmir Eczacı Odası Başkanı



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat