Geçtiğimiz hafta sonunda geleceğin e-hali eczacı buluşmasına katıldık.Özellikle ilk gün göze çarpan yoğun katılım organizasyonun ilk defa düzenleniyor olmasından ve yıllardır süregelenlerden daha farklı bir etkinlik olmasından kaynaklanıyor olsa da meslektaşlarımızın gelecekle ilgili kaygı ve endişeleri ilgiyi artıran diğer önemli unsurlardı.Sürdürülen başarılı tanıtım kampanyası ve merak uyandıran konu başlıkları da katılımı artıran diğer faktörlerdi.
Bütün bu tespitlerin dışında böylesine büyük , kapsamlı ve ilk kez düzenlenen bir organizasyonda emeği geçen herkes yürekten teşekkürü hak ediyor.
Geleceğin e-hali buluşması kimleri mutlu etti,kimler umduğunu bulamadı,kimler beğendi ya da eleştirdi bilinmez.Ancak görünen bir şey vardı ki meslektaşlarımız eczanelerinde son yıllarda artarak devam eden sıkıntılardan bunalmışlar ,sürdürülen ilaç politikaları sonrasında eczanelerin sadece ilaçla ayakta kalmasının güçlüğünü tespit etmişler ve çıkış yolu aramaktalar.
Ayrıca, son dönemlerde etkinliklere yeterince katılmadıkları için sitem edilen meslektaşlarımız yıllardır süregelen ve her yıl bir öncekini taklit etmekten öteye geçemeyen fuarlardan, toplantılardan ve kongrelerden ise yeni söylemleri öne çıkaran,umut içeren ve geleceğe yönelik fikirlerin konuşulduğu beyin fırtınaları barındıran etkinliklere katılım sağlayabiliyor.Üstelik yüksek maliyetli popüler sanatçı olmamasına rağmen…
Çok açıkça görülmüştür ki meslek örgütü olarak mevcut etkinliklerin tümünü gözden geçirmeli, içeriklerini meslektaşlarımızın taleplerine uygun hale getirmeli ,güncellemeli ve geleceğe yönelik tehdit ve fırsatların özgürce konuşup,tartışılacağı platformlara dönüştürmeye çaba göstermeliyiz.
Etkinliğin açılışında TEB Merkez Heyeti eski başkanı ve AKP İstanbul milletvekili Mehmet Domaç’ın 6197 sayılı yasanın değişikliği ile ilgili yapılan çalışmaları ve gelinen noktayı aktardığı konuşma gündeme damgasını vurdu.Yıllardır konuşulan ,tartışılan ancak son dönemlerde neredeyse unutulmaya yüz tutan bu konu ilk sırada yerini aldı Mehmet Domaç’ın TBMM’de yer alan tüm partilerin işbirliği ve TEB ile bilgisi dahilinde hazırlandığını vurguladığı yasa tasarısında ;
*Eczane açılışlarına bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi nüfusa göre sınırlama getiriliyor. Tasarıda (ilçe bazında olmak üzere) her 3500 kişiye bir eczane öngörülüyor.
Ancak mevcut durumda eczacılık yapmaya hak kazananların ve eczacılık fakültesi öğrencilerinin eczane açma hakları "kazanılmış hak" olarak sayılacak ve bir defaya mahsus olarak kısıtlamadan muaf tutulacaklar.
*Tasarıyla, belirli zaman aralıklarıyla meslek içi zorunlu eğitimlere katılım ve başarılı olma koşulu zorunlu hale getiriliyor.
*67 yaş ve üzerinde olan eczacılar ile eczanelere yıllık cirosuna göre yardımcı eczacı çalıştırma zorunluluğu getiriliyor.
*Eczanelerden satışı yapılan ilaç dışı ürün yelpazesi yasal olarak genişletiliyor.Bazı ürün grupları için eczanelerde satılabilir,bazı ürün grupları için ise sadece eczanelerde satılır hükmü öneriliyor.
Meslek örgütümüzde uzun yıllardır konuşulan ,tartışılan ve defalarca taslaklar hazırlanan ama bir türlü güncellenemeyen 6197 sayılı yasa umarız bu kez taleplerimize uygun olarak değiştirilebilir.Hemen belirtmek gerekir ki,yasa hemen şimdi çıksa bile nüfusa dayalı kısıtlamanın yansımaları en erken 7-8 yıl sonra görülebilecek.
Yazının başındaki konuya geri dönecek olursak, meslektaşlarımızın yeni söylemlere ve farklı konulara olan ilgisinin en somut kanıtı ;
İzmir Eczacı Odası’nın hiçbir profosyenel destek almadan,alışılagelmiş sponsor desteğinden uzak ,katılımı artırmak için etkinliğin içerisine şarkıcı-türkücü koymaya gerek duymadan , sadece kendi imkanları ile ve amatör bir yaklaşımla düzenlediği VİTAMİN 2012 sempozyumuna gösterilen yoğun ilgidir.
Ülkemizin en çok meslek içi eğitim semineri düzenleyen ve ilklerin kolay olmadığını bilen İzmir Eczacı Odası yine bir ilke imza atarak konularında uzman akademisyenler ile meslektaşlarımızı buluşturmayı amaçlamış , bu sempozyumda vitamin ve geleneksel tıbbi bitkisel kökenli ürünlerle ilgili yeni gelişmeleri öğrenmeyi ve mevcut bilgilerimizi tazelemeyi hedeflemiştir.
Eczanelerdeki yaşanan sorunlardan bunalan ,kamuya verilen ilaçlarda kazancı sürekli azalan meslektaşlarımıza farklı konulardaki eğitimlerle katkı sağlamak ve eczacının vazgeçilmezliğine ısrarla vurgu yapmak için yola çıktık.
21-23 Nisan 2011 tarihlerinde meslektaşlarımızla fuarlar ve kongreler kenti güzel İzmir’imizde birlikte olmaktan mutlu olacak , tüm katılımcıların sempozyumdan yeni şeyler öğrenmiş olarak ayrılmasını diliyoruz.
Kısacası yıllardır var olanı tekrar etmek yerine , meslektaşlarımızın taleplerine uygun,eczacının danışman kimliğini güçlendirecek ve çağı yakalayacak benzer etkinlikleri ve eğitimleri tüm zorluklarına karşın sizlerin de desteği ile sürdürme kararlılığındayız.Bu da bizim farkımız.
Saygılarımla…
İzmir Eczacı Odası Başkanı